Tekil Mesaj gösterimi
Alt 13-02-2007, 09:54   #9
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

KURANI-I KERİM’İN TOPLANMASI, “MUSHAFIN MEYDANA GELMESİ”
İlk kayıtlar
Kuran tarihi, kutsal bildirinin belirli zamanlarda belirli uzunlukta gelmeyip değişik vakitlerde, bazen tek bir ayet olarak bazen bütün bir sure halinde indiğini gösteriyor. Hz. Muhammed vahiy indiğinde onu bu sırada yanında bulunanlara okur ve vahiy kâtiplerine hemen orada yazdırırdı. Kâğıt bulunmadığı için bu metinler çoğu zaman deve veya ceylân derileri üzerine kaydediliyordu. Bununla da kalınmaz bir kısım sahabe gelen ayeti ezberlerdi. Peygamber'in Kuran'ın ezberlenmesine ve yanlışsız okunmasına büyük önem verdiği biliniyor. Huzurunda o ana kadar gelmiş sureleri ezberlemiş hafızları sık sık yüksek sesle okumaya teşvik ettiği, onlar okurken arada durdurup telâffuzlarını düzelttiği biliniyor. Hafızlığı hem teşvik etmiş hem de sureleri kendisi gibi okuyanlara mahsus 'kurra' sıfatlı hafızlara uhrevî mükâfat müjdesi vermişti. Neticede Kuran onun vefatında, eşleri başta olmak üzere bütün yakın çevresi tarafından hıfzedilmiş haldeydi.
Ancak 'irtica' olaylarını bastırmak için yapılan savaşlarda pek çok hafız hayatını kaybetti. Bunun üzerine Hz. Ömer, Hz. Ebubekir'e Kuran'ın bir kitap halinde toplanması teklifini getirdi. İlk halife, "Peygamberin sağlığında yapmadığı bir şeyi bizim yapmamız doğru olur mu?" diye tereddüt ettiyse de sonuçta ikna oldu, Zeyd bin Sabit'i bu işle görevlendirdi. Peygamber'in vefatından altı ay sonra Kuran ayetlerinin bir araya getirilmesi için çalışma başladı. Zeyd Peygamberin sevgisini ve itimadını kazanmış Müslümanların itibar ettiği 'Kurra'lar arasında önde gelen genç bir insandı. "Bana dağı yerinden kaldırmamı söyleseydiniz bu daha kolay olurdu" diyerek verilen görevin zorluğunu dile getirdiyse de Ebubekir'in ısrarıyla işi üstlendi.

Zeyd'in görevi
Peygamber'in neden bu işi sağlığında yapmadığı sorunun cevabı açıktı. Ölümünden bir buçuk ay öncesine kadar ona vahiy gelişi devam etmişti ve örneğin son gelen ayetin Kuran'ın ilk suresi Bakara'ya 281. ayet olarak yerleştirileceğini bizzat kendisi işaret etmişti. Yani Kuran, ayetlerin iniş sırasına göre değil hangi sure ve ayetin hangisinden sonra geleceğini peygamberin bildirmesiyle ortaya çıkmıştı. Zeyd'in işi esasen Kuran'ın yazılı duran parçalarını bir araya getirmekten ibaretti. Hz. Ömer, "Kimde Kuran'dan bir şey varsa getirsin" diye ilan edince Müslümanlar hurma yaprağına yazılı, deve ve ceylan derilerine tespit edilmiş veya taşa kazılı sayfaları getirdi. Ömer sonra, "Peygamberden Kuran'ı dinlemiş olanlar gelsin" diye yeni bir emir çıkarttı. Eldeki her sayfa bu heyetin önünde okunup onların oybirliğiyle Kuran'daki yerini belirtmelerinden sonra kitaba yerleştirildi. Bu çalışma tamamlandıktan sonra 'kurra' sıfatlı hafızlar huzurunda metin iki ayrı toplantıda iki kere başta sona okunarak doğrulatıldı ve ardından halife Hz. Ebubekir'e sunuldu.
Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali'nin hilâfetleri döneminde bu ilk metnin kopyaları yazılarak yangın, savaş, afet ihtimali göz önüne alınarak farklı şehirlerde muhafaza edilmeye başlandı. Bugün elimizdeki Kuran nüshaları üzerinde, Arapça harflerin okumasında kolaylık sağlayan 'hareke' adını verdiğimiz işaretler dışında bu ilk metinden farklı bir değişiklik yapılmadı.
  Alıntı ile Cevapla