13-02-2007, 15:01
|
#2 |
Guest | Öte yandan Papa XI. İnnocent bütün Avrupa Hıristiyanlığını harekete geçirmişti. Fransa’ nın Avusturya’ ya bu sırada saldırmasını temin ettiği gibi, Lehistan Kralı Jean Sobieski ile başta Saksonya ve Bavyera prensleri olmak üzere pek çok ülkenin Avusturya’ ya yardıma gelmesini sağladı. Hıristiyanlık dünyasının bu faaliyetlerini önceden tahmin eden Serdar Kara Mustafa Paşa ise baştan bu konuda tedbirler almıştı. Buna göre Kırım Hanı Murat Giray, Viyana’ ya 6 saat uzaklıktaki Tuna nehri üzerinde bulunan taş köprüden Leh ordusunun geçip Viyana’ ya yardıma gelmesini önleyecekti. Gelişmeler ne şekilde olursa olsun, kuşatma kaldırılmayacak, bütün şiddetiyle devam edecekti. Eğer Leh ordusu köprüyü geçmeyi başarırsa düşman eldeki diğer kuvvetlerle karşılanacak, bu arada Tatar kuvvetleri düşman ordusunu arkadan çevirecekti. Bu arada Sadrazam, ordunun geri emniyetini sağlamak için Yanıkkale çevresindeki köprüleri korumak üzere bıraktığı Budin valisi İbrahim paşa’yı da 100.000’ i aşkın Alman ve Leh kuvvetlerinin Viyana’ya yardıma geldiklerini öğrenince, orada bir miktar kuvvet bırakıp Viyana’ ya acele gelmesini bildirdi. İbrahim Paşa da 8.000 kişilik bir kuvvetle gelip asıl orduya katıldı. Bütün bu kararlardan anlaşıldığına göre Kırım kuvvetlerine çok önemli bir görev verilmişti. Bir bakıma kuşatmayı yapan asıl ordunun bütün güvenliği onlara bırakılmıştı. Fakat bu nazik durumda Kıraım Hanı Murad Giray ihmalkar davranmış ve Jean Sobieski, kuvvetleri ile köprüden kolayca geçip Viyana’ ya ilerlemişti. Kaynakların belirttiğine göre burada Kıraım Hanı, düşmana karşı koymayıp bir tepe üzerinden onların geçişini seyrederek ihanet etmiştir. Üstelik düşman geçtikten sonra arkasını çevirmek için de en küçük bir harekette bulunmamıştır. Murad Giray’ ın bu hareketinin sebebinin, sözünün Sadrazam tarafından dinlenmemiş olması olduğu tahmin edilmektedir. |
| |