Bu mahkemeler dışında askeri idareciler ve milis kumandanları tarafından kurulan harp divanları asker kaçakları, bozguncu, casus ve eşkiyalara keyfi cezalar veriyorlardı. Bazen bu cezalar çok ağır olabiliyordu. Suçluların, harp divanlarında cezalandırılmaları askeri otorite düşüncesini yaratıyordu. T.B.M.M. Anadolu ihtilalinin eseri olup, halkın meşru temsilcileri tarafından kurulmuştu. Bu nedenle cezaların Meclis otoritesine bağlı kuruluşlara verilmesi gerekiyordu (13). T.B.M.M. düşmanla silahlı mücadele yaparak vatanı kurtarmak düşüncesiyle kurulmuştu. Doğal olarak bu amacına ulaşmak için asker toplamak zorundaydı. Ancak Osmanlı Devleti, Mondros Ateşkes Antlaşması sonrası askerlik yükümlülüğünü kaldırmıştı ki bu karar insanların askere gitmemesi, silah altında olanların da kaçması sonucunu doğruyordu. “Kaçak olaylarının en büyük etkenlerinden birisi de kaçaklara ceza verilememesi, kaçak olayına ilgisiz kalınması ve sebep olanların sorumsuzluğuydu. Ceza Kanununun bu suçlarla ilgili hükümleri oldukça hafifti. Asker cephede ölmektense birkaç ay, hatta birkaç sene hapis yatmayı tercih ettiğinden kaçak olayı önlenemiyordu... Kaçak olayları savaşın kaderini etkileyecek, hatta sonucunu saptayacak kadar çoktu” (15). Olağanüstü zamanlarda, olağanüstü önlemlere başvurma zorunluluğu vardı. Olağanüstü yetkilerle donatılmış olan T.B.M.M., tamamen Meclis denetiminde mahkemeler kurulmasını zorunlu gördü. İstiklal Mahkemeleri bu zorunluluğun ürünüdür. |