Baden Powell’ın Tabiat İle İç İçe Yaşama Konusundaki Düşünceleri “Kamp izcinin yaşamının en zevkli geçen zamanıdır. Tanrının sonsuz tabiatı içinde, tepeler ve ağaçlar arasında, kuşlar ve diğer hayvanlarla birlikte nehir ve deniz kenarında yaşamak demek, tabiatla birlikte küçücük çadırın içinde yaşamak, kendi başına yemek pişirmek, herşeyi baştan keşfetmek demektir. Bu hayat, şehirde kirli ve pis havanın içinde hiçbir zaman bulunmayacak sağlık ve mutluluk getirir insana.” Bir başka yerde şöyle der; “Tanımadığın insanlara rastladığın, görmediğin yerlere günlük gezintiler bile başlı başına birer ihtişam serüvenidirler. Serüvenler seni kuvvetlendirir ve çelikleştirir; artık yağmurdan, sıcaktan veya soğuktan etkilenmezsin. Herşeyi olduğu gibi, sana ulaştığı gibi algılamaya ve kabul etmeye başlarsın. Her zorluğun karşısında yüzünde sade bir gülümseme belirir; bilirsin ki sonuçta başarıyla üstesinden gelebileceksin.” “İzcilik, eğer tüm gücümüzle, kurallarına uygun olarak ve gerçekten inanılarak oynanırsa, büyük zevk alacağınız ve harika bir oyun haline gelir. Eğer söylediğim gibi oynarsanız bedensel, zihinsel ve ruhsal güç kazandığınızı hissedersiniz.” İzci türesi hakkındaki düşünceleri: “Türedeki maddeleri birisine zorla kabul ettirmek veya bir emir gibi baskı yapmanın en ufak bir değeri yoktur. Her izci, türedeki maddeleri anlamalı, yorumlamalı ve onlara uymak için içten gelen bir isteği olmalıdır.” |