Tekil Mesaj gösterimi
Alt 16-02-2007, 13:49   #1
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Mısır Tarihi

MISIR TARİHİ

İ.Ö. 3100 civarında beraberinde insana özgü uzun deneyimler sahibi olan Mısır’ın yazılı tarihi başlar. Tarıma ait toprakları kesin olarak belirlenmiş, dininin belli başlı unsurları oluşturulmuş, dili ve yazısı saptanmış, önemli kurumları yerlerini almışlardır. Yeni Krallık döneminde (İ.Ö. 1500) Mısırlılar bronzun varlığına rağmen çakmaktaşını şekillendirmeyi biliyorlar ve zorunluymuş gibi taştan yontulmuş ve cilalanmış aynı bıçakları kullanıyorlardı. Cenaze törenleriyle ilgili rahipler, yazı daha ortaya çıkmamışken yaşamış olan atalarının onlara sözlü olarak aktardıkları cümleleri hâlâ tekrarlamaktaydılar. Kısaca Mısır’ı tarihi medeniyet yolunda insanın en uzun deneyimini oluşturmaktadır. Bu da dördüncü binden Hıristiyanlığın başlangıcına kadar olan dönemi kapsar. İnsanlar bu çok uzun zaman diliminde aynı dili konuştular, bu dünya ve ölümden sonraki dünya hakkında aynı fikirleri paylaştılar ve aynı kuralların zorunluluğu altında yaşadılar.
Mısır medeniyeti sadece eskiliğinden değil aynı zamanda sürekliliğinden dolayı da ilginçtir. Devamı ettiği süre göz önüne alınırsa bu süreklilik dikkat çekicidir. Ve bunun en önemli sebeplerinden biri Mısır medeniyetinin sıkı sıkıya coğrafi bir koşula, Nil Vadisi’ne bağlı olmasıdır. Medeniyet buraya yani Mısır’a dışarıdan getirilmemiş ve bizzat vadide doğup gelişmiştir. Medeniyet Nil vadisine özgü nilotigue ve Afrikalıdır. Aslında onu daha güçlü kılan da budur. Bu yüzden de istilacılar anarşi ve zayıf dönemlerde vadiye hakim olmaya çalıştıklarında toplum içinde sindiriliyorlar, ülkenin gereklerine uyum sağlayamazlarsa dışlanıp uzaklaştırılıyorlardı. Mısır’daki bu kesintisiz uygarlığın sürekliliği özellikle evrensel tarihi anlamamıza yardımcıdır. Bu uygarlık bizi o olmadan hiçbir şey kavrayamayacağımız Afrika kıtasındaki eski yaşam hakkında aydınlatmakla kalmayıp aynı zamanda eski insanın yaşamını etkilemiş olan manevi veya teknik bazı yenilikleri incelememize, tarihlendirmemize de yardım eder. Madenlerin keşfinden, tarımın, hayvancılığın, inşa tekniklerinin, dokumanın, sulamanın geliştirilmesinden, dümenin icadından, altın kullanımından çok tanrılı dindeki manevi gelişmelerin görünüp Hıristiyanlığın başlangıcına kadar gelişimi etkilemiş büyük küçük her olayın izlerini Mısır’da görmek mümkündür.
Dünyanın bu en eski medeniyeti aynı zamanda çok kısa bir süredir tanınan medeniyetlerden biridir. Bu medeniyetinden yeniden keşfedilmesi sadece bir yüzyıldan biraz fazla bir süredir. Gerçekleştirilmiştir ki, bu da bizi Egyptologie’nin yeni bir bilim dalı olduğunu açıklar. Özetlemiş bu sentez Egyptologie’yi yaratan Jean François Champollion (1790-1831) buldukları sayesinde gerçekleştirilebilmiştir.
Champollion 1822 yılında Mısır dilini keşfetmiş, böylelikle Mısır tarihi gerçeklik haline gelmiştir. Mısır Medeniyeti hakkında bildiklerimizi daha geçen yüzyıldan beri sahip olmaya başladığımızı düşünürsek daha ne gibi sürprizlere karşılaşacağımızı bilmeyiz. Günümüzde hâlâ Mısır piramitlerinin nasıl yapıldığı hakkında kesin bilgilere sahip değiliz. Bir çok bilim adamı uzun zamandan beri bu konuyla uğraştıkları ve bir çok projeyi denedikleri halde kesin çözüme ulaşamamışlardır. Dikilitaşların nasıl bir teknikle dikildiği sorusunun yanıtı daha 1999 yılında bulunmuştur.
  Alıntı ile Cevapla