Musul ve Osmanlı Musul , ilk olarak 1055-1056 yıllarında Selçuklu Devleti’ne bağlanmıştır. Bu tarihten itibaren Türkleşen Musul değişik Türk devlet ve beyliklerinin etkisi altında kalmış , bu topraklar vatan toprağı olarak görülmüştür. Osmanlı öncesinde gölgede hüküm süren Türk devlet ve beylikleri sırayla Zengiler , Timurlular , Akkoyunlular ve Safevilerdir. Musul Osmanlı hakimiyetine ilk olarak Yavuz sultan Selim döneminde 1514 yılında Çaldıran Seferi ile girmiş ve Kanuni Sultan Süleyman döneminde Bağdat Seferi ( 1534-1535 ) ile bu hakimiyet etkinleştirilmiştir. Osmanlı Döneminde Musul Süleymaniye ,Kerkük ve Musul sancaklarından meydana gelen bir vilayetin merkezi olmuştur ( Vilayetin nüfusu 20.yüzyıl başlarında 350.000 civarındadır ) Musul yanında Basra ve Bağdat vilayetlerini de kapsayan bölge (yani Irak) Osmanlının 400 yıl boyunca hükmettiği ve en son kaybettiği topraklar olmuştur. Bu topraklar üzerindeki halklar Osmanlıya sadakatle bağlılık göstermişlerdir. Musul’un Önemi Musul hem ekonomik açıdan ( petrol yataklarına sahip olması nedeniyle) hem de stratejik açıdan çok önemli bir yere sahiptir. İngiltere açısından baktığımızda ( ki yıllarca Ortadoğu’da kendi çıkarları doğrultusunda etkin politikalar izlemeyi hedeflemiştir) Musul sadece ekonomik çıkarlar sağlaması bakımından değil aynı zamanda dünyadaki güç ilişkileri karşısında konumunu güçlendirmesi bakımından da çok önemli olmuştur. Zaten genel anlamda bu bölge ( Irak ) Akdemiz Havzası’nı Hint Okyanusu ve Uzakdoğu’ya bağlayan yolların kavşağında ve İngiltere’nin hem güvenliği hem de dünya gücü olarak konumunu muhafaza etmesi yönünden elde edilmesi gereken bir bölge olarak görülmüştür. Nitekim daha Birinci Dünya Savaşı başlamadan İngiltere bölgeyi istila planları hazırlamıştır. |