Tekil Mesaj gösterimi
Alt 20-02-2007, 12:35   #16
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

RÖNESANS’DA DİN ANLAYIŞI
Rönesans döneminde dini inanç ve düşünceler de değişime uğramış, bağnaz kilise otoritesine karşı çeşitli akımlar ortaya çıkmıştır. Bu akımların en önemlisi Reformation hareketidir. Bu hareketi 1517 yılında Wüttenberg kilisesinin kapısına astığı bildiri ile başlatan Alman rahibi Martin LUTHER, böylece Hıristiyanlıkta Katolik ve Ortodoks mezheplerinin yanı sıra Protestanlık mezhebini de kurmuş oluyordu.
Reformation kilisenin bağnaz ve katı tutumuna karşı bir baş kaldırış hareketidir. Para karşılığı günah çıkarma belgeleri dağıtımı, politika ile içli dışlı olma, entrikalara bulaşma ve engizisyon müessesinin gaddarlığı sonucu halk kütlelerinde oluşan hoşnutsuzluk Reformation'u hazırlayan önde gelen nedenlerdir.
Reformatıon'un özünde, hiç olmazsa başlangıç safhalarında, mistisizm anlayışı yatar. Kiliseye karşı güvenini yitirmiş olan halk tabakaları zaten daha orta çağ devrinde tanrı ile bağlantısını ve aradığı teselliyi kendi içinde ve kimsenin aracılığı olmadan kendi kendine bulma çabasındaydı.
Reformatıon hareketi çabucak yayılmış ve büyük halk kitlelerini etkisi altına almıştır. Etki o kadar geniş ve köklü olmuştur ki, Katolik kilisesi bile bu akım karşısında kendine çeki düzen vermek ve kendini düzeltmek ihtiyacı duymuştur. Katolik kilisesinin uyguladığı kendi içindeki bu reform hareketine karşı-reformasyon adı verilir.
Rönesans din kültüründe karşılaşılan bir diğer akımda DOĞAL DİN akımıdır. Bu akım tam olarak Rönesans’ ın özüne uygun bir akımdır. Her türlü dış formdan, töre ve doğmalardan uzak olan bu dinsel yaklaşımda tüm din doğrularının kökeni vahiyde değil, insan aklında aranır.
Din tanrının açılması (Vahiy) değil, insan aklının ürünüdür.
Bu akımın tipik düşünür ve savunucuları Fransız Jean BODIN ile İngiliz Herbert of CHERBURY’dir.
  Alıntı ile Cevapla