Barısa Susayanlar
Yeryüzünde duyguların evrimini
Zaman süreciyle atbaşı çekip götüren
İnsanlığın tarihsel yazgısırdır
Sürgün insan özlemini
Bıçak yarası gibi yüreğinde taşıyor
Zalimler
Toprağı çürüttüler potinleriyle
Ve sinsileşti canavarın dişleri
Uçurumlar, beklenmeyen sözcüklerdir
Ölçütler gölgelendi kitap sayfalarında
Sessizce çoğalmanın sesini duyacağız
İşimiz oldukça büyük,durmak sakıncalıdır
Örselenmiş
Bir gelincik yaprağında güzellik
Bizlere özgüdür yarınları düşlemek
Tel kafesin içinde gözleri kör tarlakuşu
Hüzün iliklere işlemiş
Dışarıda süngü nöbet jandarma
Dolunay da görünmez oldu
Bulutların ağlaması yükselmenin özgesirdir
Bilirim,uygarlığın taşlaşan sesidir
Bu yorulan kollarım, bu terleyen bedenim
Hele bir yol gözlerimin ışığına baksana
Sonsuzluğun ufkuna bakarcasına
Barışa susamışız bugün
Güvercinin kanadıyla akıp gelen barışa
Ve ondandır
Yüreğime eğemenlik oturur.
__________________ Gönlümle baş başa düşündüm demin;
Artık bir sihirsiz nefes gibisin.
Şimdi tâ içinde bomboş kalbimin
Akisleri sönen bir ses gibisin.
Mâziye karışıp sevda yeminim,
Bir anda unuttum seni, eminim .
Kalbimde kalbine yok bile kinim .
Bence artık sen de herkes gibisin.
Eylül 2008 |