Tekil Mesaj gösterimi
Alt 28-02-2007, 14:41   #14
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Geçmişte teorik polemiklerin, azınlık durumundaki politik partiler arasındaki tartışmaların konusu olan her şey, bugün çoğunluk tarafından sınanıyor. Diğerleri bu kabaran selde boğulurken, biz sonuna kadar onun tepe noktasında ilerliyor olacağız. Özellikle tüm bu koşullar uluslararası durumu tamamıyla belirlemektedir.
Burjuvazi kendisine çok güveniyor, ekonomik zorluklar oldukça büyük; sınai boom da keza burjuvazi için umut oluşturuyor, şüphesiz bu bbom’un kaymağını burjuvazinin en üst grupları yiyecek (devlet aygıtı onların elinde). Enternasyonal’in ve onun önde gelen parti ve unsurlarının deneyimine yaslanarak, bu boom’un derinliğini araştırıyoruz ve belirtilerini formüle ediyoruz, fakat burjuvazi bunun tam tarihsel anlamını hiç de değerlendirme yeteneğinde değildir. Burjuvazinin kendine güveni çok büyük. Ve bu nedenle bu dönüm noktasında Washington Konferansını[2] topluyor ve gelecek bahar yapılacak yeni bir konferansa bizi davet etmekten bahsetmeye başlıyor. Burjuvazinin özgüveni, ülkemizdeki kıtlık, aşırı ölçüde kötü ekonomik durumumuz; tüm bunlar, burjuvazinin bizimle görüşmenin sanıldığından çok daha kolay ve rahat olduğunu sanmasının göstergeleridir.
En uzak görüşlü olan Amerika’dır. Japonya ile fikir birliğine vardı. Japonya’ya verilen bizi yağmalama izni, kıtlık çeken bölgelerimizdeki “insani” faaliyetlerle çok güzel bir şekilde senkronize edilmiştir. Birincisi ikincisine mükemmel bir destektir. Esas manevra orada yürütülüyor; Uzak Doğu’da.
Ülkeye daha yakın olan Batı’da başka manevralar var. Gelecekteki Karelya olayları için bir Karelya gediği açma hazırlıkları, sanılandan çok daha büyük ölçektedir. Batı sınırlarımız boyunca silahlanmış güruhlar bulunmaktadır (Sovyet Kongresinde bu güruhların mevzilenişini gösteren bir haritam olacak) ve Polonya birliklerinin artan bir yoğunlaşması söz konusudur. Tüm bunlar şu anlama geliyor; bir yanda Avrupa burjuvazisinin bir kanadı, diğerleri arasında bize en yakın olan ve ne pahasına olursa olsun bize karşı savaşmak isteyen Polonyalılar, öte yanda burjuvazinin –belki en üst grupları arasında bile– bizi tanımanın ve bizle bir anlaşmaya yanaşmanın biraz basitleştirilmiş bir şeklini gönlünden geçirenler. Az çok şöyle düşünüyorlar: “Peki, Krassin ya da Çiçerin’i[3] arayacağız. Teklif edilen 20 milyon dolarlık borca bir miktar daha ilâve edeceğiz ve sonra Komintern’e, yapılacak şeyin bir iç temizliği yerine getirmek olduğunu söyleyeceğiz. Bize politik garantiler versinler. Bu komünizm şeytanının tırnaklarını yeterince törpüleyeceğiz ve sonrası rahat bir yolculuk olacak.”
Lloyd George ve diğer bazılarının kafasında böyle bir tasarı olduğuna kuşku yok. Bizim resmen tanınmamız üzerine görüşmeler başlar başlamaz, öksürük nöbeti ve spazmlara benzer sayısız zikzak olacak. Hem Lloyd George ve Briand hem de diğer birçoğu görüşmeler boyunca bizi baskı altına alacak araçlara ihtiyaç duyacaklar. Polonyaları, Romanyaları, Finlandiyaları var. Durum çok ciddidir. Tarihsel görünüm –uluslararası ve benzer şekilde Rusya için– yükselen bir eğri görünümüdür, ancak bu düz bir eğri olmaktan ziyade birçok iniş ve çıkışları olan bir eğridir ve bir sonraki kopuş tam olarak gelecek baharla birlikte olabilir.
  Alıntı ile Cevapla