Tekil Mesaj gösterimi
Alt 28-02-2007, 14:58   #20
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Şimdi ülkemizde ve dışarıda devrim olaylarının nasıl geliştiğine bir bakalım. 1917’de Rusya’da Şubat-Mart devrimini yaşadık ve dokuz ay sonra da Ekimi. Devrimci parti işçi sınıfına ve yoksul köylülüğe zaferi garantiliyordu. 1918’de Almanya’da devrim; tepedeki değişimlerin eşliğinde işçi sınıfı ileri atılmaya çabaladı ve tekrar tekrar püskürtüldü. Almanya’daki proleter devrim zafere yol açmadı. 1919’da Macar devriminin patlak verişi: Dayandığı zemin çok dardı ve parti çok zayıftı. Devrim 1919’da birkaç ay içinde ezildi. 1920 ile birlikte durum çoktan değişmişti ve halen çok daha keskin olarak değişmeye devam ediyor.
Fransa’daki tarihi gün; 1 Mayıs 1920. Bu gün, burjuvazi ve proletarya arasındaki güç dengelerinde gerçekleşen keskin bir dönüm noktasına işaret ediyor. Fransız proletaryası bütünüyle devrimci bir ruh hali içindeydi, ancak zaferi çok hafife almıştı. Bu devrimci ruh, kapitalizmin önceki barışçıl ve organik gelişimi döneminde olgunlaşan örgütler ve parti tarafından yatıştırıldı. 1 Mayıs 1920’de Fransız proletaryası genel grev ilân etti. Bu, onun Fransız burjuvazisiyle ilk büyük çatışması olmalıydı.
Tüm burjuva Fransa titredi. Siperlerden henüz çıkmış olan proletarya Fransa’nın yüreğine korku saldı. Fakat eski Sosyalist Parti, devrimci işçi sınıfına karşı koymayı göze alamayan ve genel grev çağrısı yayınlayan eski Sosyal Demokratlar, aynı zamanda onu boşa çıkarmak için ellerinden geleni yaptılar; öte yandan, devrimci unsurlar, Komünistler, çok zayıf, çok dağınık ve çok deneyimsizdiler. 1 Mayıs grevi başarısızlığa uğradı. Ve eğer 1920’nin Fransız gazetelerini gözden geçirirseniz, başyazı ve makalelerde burjuvazinin direncinde çabuk ve kesin bir iyileşmenin olduğunu görürsünüz. Burjuvazi kendi kararlılığını duyumsar duyumsamaz, devlet aygıtını kendi ellerinde topladı ve devrim tehdidine ve proletaryanın taleplerine gittikçe azalan bir ilgi göstermeye başladı.
Aynı yıl, 1920 Ağustosunda, daha yakınlarımızda, güç dengesinde devrim lehine olmayan bir değişikliğe neden olan bir olay yaşadık. Bu, Varşova önlerindeki yenilgimizdi. Ki uluslararası açıdan bu yenilgi, işçi sınıfının çoğunluğunun güvenine sahip olan güçlü bir devrimci partinin olmayışından ötürü, o dönemde Almanya ve Polonya’daki devrimci hareketlerin zafer kazanma yeteneğinde olmamasıyla sıkı sıkıya bağlı bir yenilgidir.
  Alıntı ile Cevapla