Tekil Mesaj gösterimi
Alt 15-03-2007, 13:57   #8
özgür_1903
Kıdemli Kartal
 
özgür_1903 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

“BU İŞ SADECE PROFESYONEL YAŞAMAKLA OLMAZ...”
-Mustafa profesyonelliğinin semeresini mi alıyorsun?
Bunu sadece profesyonelliğime dayayacak olursak bence diğer özelliklerime haksızlık yapmış oluruz. Benim bu yerlere gelmemde işimi ciddiye almam, profesyonel yaşamın mutlaka katkısı vardır ama sadece profesyonel yaşamaklada bu yerlere gelemezsiniz diye düşünüyorum.
“RICARDINHO’DA OLAN BENDE YOK, BENDE OLAN ONDA YOK”
-Profesyonel derken sadece profesyonel yaşamak değil, profesyonel olmak için çok etken lazım.
Şunu söyleyeyim, ben genç takımlarda da oynarken eminim ki benden çok yetenekli futbolcular vardı. Ama şimdi onların bulunduğu ve benim bulunduğum yere baktığınız zaman çok farklı yerlerdeyiz. Ben buraya daha çok çalışarak geldim. Çünkü bir Sergen’deki veya bir Ricardinho’daki o yetenek bende yoktu. Ama benim başka özelliklerim vardı, benim o özelliklerim de o futbolcularda yok. Onun için ben güçlü olduğum vasıflarımı daha da iyi hale getirmek için, eksiklerimi de kapatmak için çok çalıştım ve bu yerlere geldik.
“RICARDINHO BİR FRİKİKLE OLAYI KURTARABİLİR”
-“Bende olan özellikler onlarda, onlarda olan özellikler bende yok” dedin. Senin özellikleri neler?

Örneğin fizik gücü, mücadeleci oyunu sevmem, oyun disiplinine sadık kalmam. Benim tarzımdaki futbolcular daha çok çalışarak biryerlere gelebilirler. Şimdi Ricardinho fiziksel olarak çok üst seviyede olmasa da bir frikik, bir ara pasla olayı kurtarabilir. Benim öyle bir şansım yok. Benim devamlı fit olmam lazım.
“ESKİDEN BİZE ÖNEM VERİLMEZDİ”
-Defansif oyuncuların yaptığı hatalar daha pahalıya mal olabiliyor. Ama bir forvet 2 tane pozisyonu kaçırıp, 1 tane gol atarsa o maçı iyi tamamlamış oluyor.

Tabii kaleciler, defans bölgesinde oynayan oyuncular için öyle. Çok iyi oynarsın ama bir pozisyon kaçırdın mı maçı kötü bitirirsin. Bunlar olağan şeyler. Ama günümüz futboluna baktığımız zaman önceden çok daha kötüymüş. Eskiden gol atanlar ve ofansif oyuncular gözönünde olduğu için ücretler belirlenirken kalecilere ve defans oyuncularına çok fazla önem verilmezmiş. Son 10 yıla baktığın zaman futbolun da değiştiğini görüyoruz. Önemli olan oynadığın bölgede en iyiler arasında olmak. O zaman hakettiğiniz saygıyı da alıyorsunuz.
Click the image to open in full size.“GOL YEMEMİŞSEK AKŞAM DAHA RAHAT UYURUM”
-Oynadığın mevkiyi seviyor musun?

Seviyorum. Sahaya tabii ki kazanmak için çıkıyoruz ama eğer bir maçı gol yemeden bitiriyorsak bu beni mutlu ediyor. “Bir maçı 1-0 mı kazanmak istersin 3-2 mi?” dersen ben her zaman 1-0’ı tercih ederim. 3-2’lik sonuçta 5 tane gol var, izleyici açısından muhakkak daha iyi ama maçta gol yememişsek akşam daha rahat uyurum.
“İLERİ ÇIKARSAM BÖLGEM KORİDOR OLUR”
-Günümüz futbolunda ofansif yönü kuvvetli defans oyuncularını da izliyoruz. Yaşın 31 ama kendini bu yönde geliştirmeyi düşündün mü?

Zaten futbolda “Ben oldum” diyen futbolcunun artık yerinde saydığını düşünüyorum. Futbolcu her zaman kendisini geliştirebilir. Onun için antrenmanlarda da çok çalışmak lazım. Bu biraz da işine olan saygı. Onun önemini bilmen lazım. Tabii ki ben kendimi her zaman geliştirmeye çalışıyorum. Dediğin gibi şu an yaşım 31 de olsa. Benden beklentiler de önemli. Önümde çok ofansif bir adam varsa ben de şimdi onun yanında bindirmeler yaparsam o bölge koridor olur. Hoca beni oraya koyuyorsa bir bildiği vardır. Çünkü önümde ofansif oynayan bir adam var, onun açıklarını biraz da benim kapatmamı bekliyordur. Bunları iyi ayırt etmek lazım.
“KIZLARLA TAKILMAK VARKEN ERKENDEN YATARDIM”
-Bu profesyonelliğinde Almanya kökenli olmanın payları neler?

Bunun karakterle de alakalı olduğunu düşünüyorum. Almanya’da genç takımların maçları genelde haftasonu sabah 11.00’de olurdu. O yaşlarda partilerde dans etmek, kızlarla takılmak varken ben cumadan itibaren akşamları erken yatıyordum. Üstelik o dönem benim maddi olarak hiçbir beklentim de yoktu. Ben sadece maçta iyi oynamak istiyordum. Amatör bile olsam düzgün yapmak istiyordum.
“FUTBOLCU OLMASAM ALMANYA’DA ÜNİVERSİTE OKURDUM”
-Küçükken ileride futbolcu olacağını düşünüyor muydun?

Çok erken yaşlarda hiç öyle bir düşüncem yoktu açıkçası. Ama belli bir noktadan sonra, hep bir üst seviyeye çıkınca “Profesyonel olabilirim” demiştim. Ben 16 yaşında Bundesliga için profesyonel sözleşme imzaladım Bayern Uerdingen ile. Ama sakatlanabilirsin ya da başaramayabilirsin de. Bunun için 2-3 senelik bir deneme süren oluyor. Orada tutturdun tutturdun, tutturamadın mı herşey farklı da gelişebileceği için ben okulumu da o süre zarfında devam ettirdim. Sonra futbol mu üniversite mi diye bir yol ayrımına geldim ve futbolu tercih ettim. Ama allah korusun futbolda bir aksilik olsaydı okuluma devam edebilecek pozisyondaydım.
“WERDER BREMEN DE BENİ İSTEDİ AMA FENERBAHÇE AĞIR BASTI”
-Bayer Uerdingen Almanya’da bir Bayern Münich değil. Ama sen Türkiye’nin Bayern Münich’lerinden birine Fenerbahçe’ye geldin. Nasıl bir değişimdi bu?

Benim için önemli olan kulübümün genç futbolculara şans vermesiydi. Çünkü o zaman en iyi alt yapı Bayer Uerdingen’deydi. Bu benim için bir şans oldu. Ben zaten Almanya Genç ve Ümit Milli Takımı’nda oynuyordum. Bundesliga’da oynadığım için bir anda dikkat çektim. Mesela beni Werder Bremen de istiyordu ama Fenerbahçe ağır bastı.
-Neyi ağır bastı? Maddi koşulları mı?
Hem kulübümün menfaatleri hem benim menfaatlerim doğrultusunda. Böyle bir transferin gerçekleşmesine çok da memnun oldum. Orada 7 sene oynadım. Güzel günlerimiz de geçti. Şu an ise Beşiktaş’tayız.
“OYNAMAYAN FUTBOLCU PUSUYA YATAR”
-Amatörlükten profesyonelliğe geçişte sorunlar da artıyor değil mi?

Meslek olunca tabii ki sorumluluklar artıyor. Amatör olarak oynadığın zaman “Bugün antrenmana gitmeyeceğim” diyebilirsin ama profesyonel olduğun zaman diyemezsin. Çünkü rekabet halindesin. Sen güçsüz olduğun zaman arkada bekleyenler var. Her hafta sınavdan geçiyoruz biz. Amaç yerini sağlamlaştırmak, yerini kollamak. Çünkü arkada bekleyenler var. Nasıl ben oynamadığım zaman işte pusuya yatmış bekliyoruz, şans gelse diye. Şimdi de diğer arkadaşlar için geçerli. Bu biraz da sıra işi.
“İYİ PARAYI OYNAYAN FUTBOLCU KAZANIR”
-Rekabet olmazsa zaten futbolun keyfi olmayacak.

Kesinlikle, ama profesyonel hayatta şunu da unutmamamız lazım. İyi parayı oynayan futbolcu kazanır. Transfer görüşmeleriniz olduğu zaman kulüpler bakarlar, sen ne yapmışsın ne yapmamışsın. Hem sözleşmelerde de paranın bir kısmı maç başına veriliyor.
Click the image to open in full size.
“FENERBAHÇE’DE BANKOYDUM, REKABET YAŞAMAZDIM”
-Fenerbahçe’de mi rekabet daha fazlaydı senin adına, Beşiktaş’da mı daha fazla?

Fenerbahçe’de aslında ben sakatlıkların dışında hazır olduğum dönem devamlı oynadım. Rekabet olayını hissetmedim. Dönem dönem tabii ki zorlayan arkadaşlarım oldu. Ama ben orada 11-12 tane hoca gördüm, hepsi de genelde oynattı beni. Öyle bir sıkıntı yaşamadım. Beşiktaş’ta ise spor yazarları ve spor kamuoyu tarafından yapılan “A Takım-B Takım” ayrımlarında hep B Takım’da gösterdildim. Ama ben kendime inanıyorum, kendime güveniyorum. Sağlık sorumum olmadığı sürece ben zaten şimdiye kadar 25-30 maç oynayan bir adamım. İlk defa bu sene sakatlıklardan dolayı bu kadar az maç yaptım. Futbolda başlamak önemlidir ama bitirmek de önemlidir. Şu an formama kavuştum, önemli olan sezon sonuna kadar bu grafiği sürdürmek.
“SEZON BAŞINDA TIGANA’NIN KAFASINDA YOKTUM”
-Formadan uzak kalman sadece sakatlıktan mı kaynaklandı?

Ben sakatlığın çok etken olduğunu düşünüyorum. Şunu da söylemem lazım, sezon başında hocanın kafasındaki takımda yoktum. Ama futbolda herşey çok çabuk gelişiyor. Artık büyük takımda zaten as futbolcu yedek futbolcu kavramı da kalmadı.
Click the image to open in full size.“ARKADAŞLARIM ISINIRKEN BANA GÜLERLER”
-Onun için işte ilk sorum profesyonelliğin semeresini mi alıyorsun oldu.

Aynen öyle. Öyle bir kavram kalmadı. Çünkü 40’ın üzerinde maç yapıyorsunuz. Ve her futbolcuya ihtiyaç vardır, olacaktır da. Önemli olan sıranı beklemek. Sana sıra geldiği zaman da o şansı en iyi şekilde kullanmak. Çünkü o şans her zaman gelmeyebilir. Onun için de iyi çalışmak lazım. Bu hafta sakatlıklar cezalılar oldu, ben oynayacağım, bu hafta kendime iyi bakayım, oynayayım demekle de olmuyor. Örneğin bazen arkadaşlarım bana gülerler maç esnasında ısınırken, “31 yaşına geldin, ısınmasan da olur” diye ama belki herkes direk kalkmak istemez ısınmak için ben ilk gidenlerden birisiyim. Çünkü ben biliyorum ki biri sakatlandığı zaman benim ısınmaya vaktim olmayacak. Benim hazır olmam lazım.
“BAZEN FORMDA OLSAN DA OYNAYAMAZSIN”
-Kenarda oturmak dokunuyor mu?

Her futbolcu oynamak ister. Ben de oynamak istiyorum. Ama ben kenarda otururken kesinlikle şu düşünceye kapılmıyorum. Bazen genç arkadaşlarımızda görüyorum, hemen karamsarlık, küsmeler. Futbolcu küserse, kapris yaparsa kendine yapar. Kaprisle, küsmeyle bir yere varamazsınız. Tabii ki her futbolcu gibi bende oynamak isterim ama biraz da objektif olmak lazım. Durum nedir, ben belki son haftalar diğer arkadaşlarımdan çok daha iyi olabilirim. Ama takım iyi gidiyordur, galip geliyordur. Hoca takımı değiştirme gereği duymaz. Bunu da anlayabilmek lazım. Ben her zaman söylüyorum, büyük takıma gelmek kolay değildir ama kalmak daha da zordur. Yani kafa olarak da hazır olmak lazım.
“BEŞİKTAŞ’IN EN ESKİLERİNDEN BİRİYİM”
-Beşiktaş’ta kaçıncı sezonun?

3. sezonum. Ama baktığın zaman düşünüyorum İbrahim Üzülmez dışında en eski futbolculardan bir tanesiyim.
Click the image to open in full size.“CAMİA DEĞİŞTİRMEK ÇOK ZORMUŞ”
-Bir konu var, bu bir tek senin için söylenmedi ama seninle sohbet ediyoruz, onun için sana soruyorum. Alınmaca gücenmece yok.

Yok, açık açık herşeyi konuşabiliriz.
-Beşiktaşa geldiğin zaman, daha önce Fenerbahçe forması giymiş olduğun için, bası kesimler tarafından “Fener’in eskileri geliyor buraya” diye eleştiriler aldın. Bu eleştiriler karşısında neler hissettin, neler düşündün?
Ben Fenerbahçe’den direk gelmedim. Ben Köln üzerinden geldiğim için...
-Aktarmalı yani... (Gülüyoruz)
Aktarmalı geldim. Açıkçası camia değiştirmenin bu kadar zor olacağını düşünmedim. Gerçekten daha ayağım topa değmeden çok acımasız eleştiriler yapıldı. Bu da futbola bakış açımızın ne kadar dar olduğunu gösteriyor. O mantıkla baktığının zaman bir futbolcu sadece ya Beşiktaş’ta, ya Fenerbahçe’de, ya Galatasaray’da oynayacak, ondan sonra futbolu bırakacak Ya da başka takımlara gidecek. Öyle bir şey yok. Avrupa’da çok normal bunlar. Onun için burada biraz yadırgadım. Belki o dönem Okan’ın, Ali Güneş’in ve benim gelmem, işte diğer büyük takımlardan futbolcuların gelmesi göze battı.
“FENERBAHÇE’YE ATTIĞIM GOL ÇOK ÖNEMLİYDİ”
-Ama Fenerbahçe’ye de golünü attın.

Fenerbahçe’ye gol atmam iyi oldu, taraftardan bir sahiplenme oldu. 3 sene burada kalmamda bence o maçın çok büyük önemi var.
“DAUM’UN FENERBAHÇE’YE GELECEĞİNİ BİLSEM...”
-Fenerbahçe’den neden ayrıldın?

Şartlar öyle gelişti. Biz açıkçası Fenerbahçe ile oturup ne pazarlık yaptık, ne ben onlara “Gidiyorum” dedim, ne onlar birşey dedi. Avrupa’da transfer erken yapıldığı için de zaten şubat mart gibi imzayı attım Köln’e, ama ben o zaman Fenerbahçe’de önümü göremiyordum. Ne olacağı belli değildi. Kötü bir sezon geçiriyorduk. Hocanın kim olacağı belli değildi. Belki Daum’un geleceğini bilsem, o kadar acele karar vermeyebilirdim. Ama yaptığım hiçbir şeyden de pişmanlık duymuyorum.
“VÖLLER GELDİKTEN SONRA MİLLİ TAKIM’DAN UZAK KALDIM”
-Hiç zaman zaman Türkiye’ye gelmeyip Almanya’da kalsaydım diye düşündüğün oldu mu? Sonuçta Alman Milli Takımı’nda oynama hakkına da sahiptin. Yaşantım daha farklı olurdu diye düşündüğün oldu mu?

Yok. Ben doğru kararlar verdiğime inanıyorum. Fenerbahçe’de oynamak bana çok şey kattı. Zaten Almanya A Milli Takımı’na da Fenerbahçe’de oynarken gittim. Hem Ribbeck hem de Vogst çağırdı beni Milli Takım’a. Ama Rudi Völler geldikten sonra uzak kaldım. 2-3 kez çağrıldım, o zaman da sakatlıklarım oldu ve gidemedim. Onların da etkisi olduğunu düşünüyorum.
Click the image to open in full size.“İŞLER KÖTÜ DE GİTSE DİK DURMANIZ LAZIM”
-3 yıldır Beşiktaş’tasın. Ve 3 yıldır yaşanan sıkıntılar var. Uzun uzadıya bunu özetlemeye gerek yok. Neler yaşandı burada?

Benim geldiğim sezon yönetimin çok zor bir işi vardı. Çünkü kongre olmuştu, yönetim hazırlıksız yakalandı. Normalde alacağın futbolcuları önceden araştırırsın. Transfer dönemi çok dardı. Lucescu çok yıpranmıştı. Hoca değişikliğine gidildi. Del Bosque gibi kimsenin kariyerine itiraz edemeyeceği bir teknik direktör getirildi. Ama maalesef bazen, ülkemizde de belli bir sabrın olmaması, baskıların olması yüzünden hoca değişikliğine gidildi. Belli futbolcular hocaların isteğine göre transfer edildi. Uzun zamandır Tigana ile beraber çalışıyoruz. Büyük takımlarda istikrarın önemli olduğuna inanıyorum. Devamlılık önemli. Kötü de gitse işler, sıkıntılı günler de geçirseniz dik durmanız lazım. Çünkü yap-bozla bu işler olmuyor.
“F.BAHÇE’DE 7 YILDA 12 HOCA 1 ŞAMPİYONLUK GÖRDÜM”
-Az önce sohbetimizde söyledin, Fenerbahçede 7 yılda kaç hoca görmüştün?

Ben 7 yılda 12 tane hoca gördüm Fenerbahçe'de.
-Peki kaç şampiyonluk gördün?
1 şampiyonluk gördüm. Düşün yani. O da Mustafa Denizli ile. Türk bir hocayla yani.
“SEZON ORTASI TRANSFERE KARŞIYIM”
-Peki 3 sezondur Beşiktaş ilk kez bu sezon mu dik durabildi?

Bence bu sene ne olursa olsun durdu. Zaten ben sezon ortasında futbolcuların, hocaların gönderilmesi taraftarı değilim. Bunun muhasebesi varsa sezon sonu oturulur, yapılır. Biz bunları yaptık, bunları yapamadık denir, ondan sonra veda edilir edilmez o ayrı bir olay. Zaten sezon ortası yapılan transferlerde adaptasyon da zor oluyor.
“TIGANA DÜRÜST BİR İNSAN”
-Çok açık soracağım, Tigana hakkında neler düşünüyorsun? Takım kaybediyor eleştiriliyor. Kazanıyor eleştiriliyor. Bir de şu var Tigana da ilk yarı canlı yayınlarda sizleri eleştirdive bu yüzden de çok eleştiri aldı.

Diğer konulara girmek istemiyorum ama benim hocayla hiçbir sorunum yok, bilakis bana karşu dürüst olduğuna inanıyorum. Direk irtibat kurabiliyorum. Tercüman vasıtasıyla da konuşmuyorum. Bana düzgün bir insan profili çiziiyor.
-Bunu içten mi söylüyorsun?
Bunu içten söylüyorum. Oynamadığım dönemlerde de benim ona hiçbir zaman antipatim olmadı. Onun da bana olduğunu düşünmüyorum. O da bunu biliyor zaten. Bizim aramızda tamamen profesyonel, o zaman öyleyse bu zaman böyle.
-Peki Tigana’nın bu kadar eleştirilmesini kendi adına nasıl yorumluyorsun?
Büyük takımlarda, bu seviyedeki teknik direktörler dünyanın her yerinde eleştiriliyor. O da zaten bunları kafaya çok fazla takan bir insan değil. Zaten kafaya takan bir insan olsa bu işi yapamaz. Açık söyliyeyim gazetelerde yazan şeylere dönem dönem tabii ki sinirlendi, kendi şahsına yönelik kişisel olaylar olduğu zaman tabii ki bunlara tepki gösteriyor. Ama onun dışında işte şunu oynattı, bunu oynattı, kötü hocaymış, bunlara hiç hiç önem vermiyor.
-Bunları size yansıtması gibi bir durum söz konusu oluyor mu?
Hiç, hiç. Bunlara önem vermiyor.
Click the image to open in full size.“6 PUAN FARK ÖNEMLİ DEĞİL”
-Şampiyonluk yarışına dönelim. 6 puan fark kapanır mı?

6 puanlık fark çok büyük bir fark değil. Önemli olan bizim oynadığımız futbol ve maçları kazanmamız. Çünkü Fenerbahçe ile oynayacağımız maç var, onların hem Trabzonspor hem Galatasaray ile oynayacağı maçlar var. Aşağıda düşme hattında tehlikeli takımlar var. Daha çok maçlarımız var. Çok büyük bir fark olduğunu düşünmüyorum. Ciddi ciddi şampiyonluk şansımız var.

“BEŞİKTAŞ’TA ŞAMPİYONLUK ÇOK GÜZEL OLACAK”
-Kariyerinde 1. lig düzeyinde 1 şampiyponluk yaşadın sen. Onu da Fenerbahçe’de yaşadın.

Beşiktaş’ta şampiyon olmak çok güzel olacak. Geçen sene kupayı da aldık. 3 senede 2 kupa fena olmaz diye düşünüyorum. 3 de olabilir. Kupada da devam ediyoruz. Ama tabii ki lig şampiyonluğunun hem havası hem prestiji çok daha farklı.
“FENERBAHÇE MAÇLARINDA EN ÇOK ÇABA HARCAYAN BEN OLURUM”
-Duygusal bir futbolcu musun? Fenerbahçeye karşı oynarken duygusallaşıyor musun?

Futbolda duygusallığa yer yok, o bir. İkincisi “Sen duygusal mısın?” diyıorsan, o konuda ben tamamen profesyonel düşünüyorum. 7 sene iyi günlerim geçti, Fenerbahçe’de oynamaktan çok büyük keyif aldım, iyi bir şekilde ayrıldım. Ne taraftarla ne kulüple hiçbir şekilde problemim olmadı. Maddi olarak yönetimle bir problemim oldu, onu da çözdük. O defter kapandı. Şimdi benim tamamen bütün mesaim Beşiktaş için. Çünkü Beşiktaş’ın futbolcusuyum, Beşiktaş’tan para kazanıyorum. Beşiktaş’ın iyi yerlere gelmesi için elimden geleni yapmam lazım. Onun dışında açıkçası Fenerbahçe’nin ne yaptığı beni çok da ilgilendirmiyor. Belki Kadıköy’e ilk çıktığımda bir garip olmuştum. Garip oldum derken 7 sene boyunca diğer taraftan çıkarken, şimdi başka taraftan çıkıyor olmam garip geldi. Ama 10 tane maç yapsak Fenerbahçe ile 10’unu da kazanmak için en çok çaba sarfeden ben olurum. Futbolcuların eski takımlarına karşı böyle bir şeyleri vardır yani.
Click the image to open in full size.-Hırsları mı?
Vardır yani. Benim oluyor.
-Neden?
Bu insanın doğasıyla alakalı bir şey. Mesela siz başka bir kuruluşa geçseniz, daha iyisini yapmaya çalışırsınız. Yani bu insanın doğasında olan bir şey.
-Bu kaçıncı röportajındır bilinmez, bunu da unutacaksın tabii ki 3 gün sonra. Ama “Bana şu soruyu kimse sormadı, ben şunu hiç anlatmadım. Birgün de şunu sorsalar anlatsam” dediğin bir konu varmı?
Böyle düşündüğüm zaman bazen internette sayfalarda benim hayatımla ilgili yazılanları okuyorum, ben anlatsam o kadar iyi anlatamam. Hayatımı olduğu gibi yazmışlar. Gerçekten basın olarak bu işi iyi yapıyorsunuz. O sizin işiniz, işinize karışmak istemiyorum. (Gülüyoruz)
[email protected]
[email protected]
__________________
iLk ÇıĞLıĞıM SoN NeFeSiM TeK AşKıM BEŞİKTAŞ'ım....
HeRşEyİn BiR sOnU vAr AmA BEŞİKTAŞ SeVgİsİnİn AsLa...!
özgür_1903 Ofline   Alıntı ile Cevapla