toprağı atanlar okusun... | | Toprağı Atanlar Okusun.......... .Eylül geliyor,
Pılını pırtını toplayıp da gittiğin mevsimin ilk hecesi...
Yine sararacak bu sehir
Ağaçlar senin kadar güzel soyunacak
Derken,
Bir sevmek yerlesecek içime
Ve kuskusuz aklıma geleceksin
Güz’ün gözyaslarıyla ıslandığım ilk gece...
Daha cok siir yazacağım artık
Kalemden bosanırcasına yağacak dizelerim
İcinde illaki sonbahar olacak
Sen de olacaksın
Ama yüzünü göremeyecek gözlerim...
Senden sonrasını sorma
Hatırlamıyorum...
Bir adam düsün?
Gülmeyen...
Hani tebessüme yeltense bile
İcinde hıckırıklar biriken
Devamlı susan
Tenine susayan!
Ve çöle dönmüs bir yürek
Gözlerinde bulutlar birikse de
Bir türlü yağamayan....
O günden sonra
Sana ilk kez yazıyorum
Lütfen bağışla!
Çiğnedim vasiyetini....
Ben,
Evden işe... işten eve
Kim bilir sen ne alemdesin?
Bilmiyorum gittiğin yeri..
İcin rahat olsun
Sadığım yokluğuna inan!
Köpekler gibi...
Neden öldün?
Tamam bu hayat sana göre değildi belki
Haklısın,
Zordu yürüdüğün yollar
Ama yine de sevgilim
Yasaman gerekirdi...
Rüyama girdin dün gece
Canım benim...
Hala cok güzelsin
Ama unutmussun saclarını toplamayı?
Gökyüzü gibiydi gülüsün
Sana aldığım kazak vardı üstünde
Geceydi..
Ve yıldızlar birikmisti gözlerinde
Tam sarılacaktım ki;
Ekmek parasına kurduğum saat çalıverdi...
Yanağımda bir öpüş aradım
Uyku sersemliği işte
Öldüğünü unutmusum...
Merak etme gözyası dökmedim
Hem ben artık uyurken de ağlayabiliyorum....
Nerdesin be sevgilim.....
Aldığım nefes ömrümden çalıyor
Kurduğum her cümlede sen varsın
Suyun saflığında,
Ekmeğin tadındasın...
Bana kim ısmarladı bu vedayı?
İnandığım Tanrı'yı görürsen söyle
Gücü yetmedi ayırmaya
Baska yol arasın...
Seni kızdırdığım günler geliyor aklıma...
Hani Besiktasın macına giderdim de
Asardın ya suratını?
Simdi anlıyorum,
O an ne demek istediğini...
İlk kez özür diliyorum bu konuda
Helal et hakkını...
Gecen gün sizin eve gittim
Annen açtı kapıyı
Biliyor musun? “oğlum” dedi bana
Öyle hoşuma gitti ki....
Beraber odanı topladık
Günlüğünü okudum,
Fotoğraflara baktım
Hani bir keresinde kar kağıyordu
Ates yakmıstık arkadaslarla?
Dudağından öperken çekmişti birisi
O resmi çerçeve yapıp
Astım duvarıma...
.....
Daha anlatacak çok şey var
Ama sabah oldu burda
Uyumalıyım....
Ben birazdan yumacağım gözlerimi
Bekletme,
Rüyalarıma gel...
Ya da dur!
Ben sana varayım
Burdan ora kaç saniye sürer? .....
Bundan sonra ayrılık yok!
Sevgilim,
Yanına geliyorum..
Bu siir vücuduma kefen
Gerci cennete giremem ama
Sen sıcaklığımı hissedersin yandığım yerden........................... Prova öyle sitem dolu bakma yüzüme
nerdeydin diye sorma bunca zamandır
yokluğundaydım!
Merak ettim nasıl olur diye
ve sensizliğe uğrayıp geldim hemen
selamı var kadehlerin
gelmeyen sabahların
o bitmek bilmeyen gecelerin
sağır dilsiz duvarların
sevmişim seni gerçekten
ve şakası olmuyormuş sensizliğin...
bir an ayrıldığımızı düşündüm
hayal de olsa kabullendim
olası bir sensizliğin provasındaydım!
insan senin yokluğunda ne yapar
nasıl yaşar? bilmek istedim...
darılma be sevgilim
telefonlara çıkmadım diye
nerde olduğumu sakladım diye kızma bana
dedim ya sensizlikteydim
seninle birlikte!
Dur sana yokluğunu anlatayım..
önce bir karanlık çöktü
sonra tat vermemeye başladı herşey
geç uyudum mesala
bir an hiç sabah olmayacak sandım
sızmışım o sırada
uyandığımda saat onbirdi
hemen telefona sarıldım
alışmışım ya?
Canım bir şey istemedi
çay ve sigaradan başka..
gazeteye bir göz attım
burcunu okuyordum ki
sen aradın...
cevap veremedim çünkü provadaydım...
akşam oldu Beşiktaş'ın maçına gittim
bağırdım.. çığırdım...
sonra eve dönerken bir ufak alıp
sensizliğe içtim
özledim seni...
gözlerin geldi aklıma kendimden geçtim....
sensizlik zormuş be sevgilim...
yokmuşsun gibi düşündüm işte
bir kaç günde olsa sakladım kendimi
bu ayrılığın hayali böyleyse
gerçeği kim bilir nasıl vurur?
“Yokluğumun neyini merak ettin” deme
bakarsın bir gün lazım olur..... Bu Evde Çok Şey Eksik bu evde şimdi cok sey eksik
gülüşüm yok artık
sesim kısık
kapılar telefonlar oylesıne calıyor..
sarıya boyanmış duvarlarda
ne bir cerceve var ne de bir gölge.
O sevdiğin yastığa başımı koyup uyuyorum
güneşten önce yokluğun gırıyor odama
ve sensizliği
nefes nefes içime çekiyorum
tat vermiyor sabah kahvaltıları
cayımı soğutuyor
bulmacaları yarım bırakıyorum
insan başucuna saati koyup
yalnız başına uyanmayı da öğrenıyor
artık kendim yapıyorum kahvemi
yine şekerli içiyorum
ama yokluğunda o da tat vermiyor...
seni evde bırakıp gidemezdim bir türlü
hatırlar mısın?
şimdi kısa sürüyor giyinip de çıkmam
sevdiğin adam artık okula geç kalmıyor...
akşamları bildiğin gibi
saz çalıp türküler söyluyoruz
bazen -sel alıyor carsambayı-
bazen -yukarı akıyor ordunun- dereleri
kimi -selvi boylu yardan ayrılıyor-
kimi -yele veriyor gönlünü...-
yine bir bahane bulup içiyoruz
rakıya paramız çıkmazsa
en ucuzundan şarap alıyoruz.
hafta sonları maç muhabbeti..
ev kirasını bilete verip
beşiktaşın maçına gidiyoruz...
yokluğunu yazıyorum kağıtlara bazı geceler
biliyor musun?
sensiz günlerim ne kadar da zor gecıyor...
öfkemi kalemden çıkarıyorum.
o kocaman kumbarana
yazdığım şiirleri atıp
sensizliği biriktiriyorum!
bu şehre yolun düşmez artık
olsun!
ben yine de bekliyorum... |