Tekil Mesaj gösterimi
Alt 30-03-2008, 02:13   #1
TuRKeRi
 
TuRKeRi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
küçük kızı sevmek

Bülent, avucunu açmış kendisine doğru eliniuzatan adama ters ters baktı. Elli yaşlarındagösteren adam, görmeye alıştığı hırpanikıyafetli dilencilere benzemiyordu. Üzerindekigiysiler eski fakat temizdi. Eli yüzütemiz ve sağlıklı görünüyordu. 'Sapa sağlamadam gidip çalışacağına dileniyor, belkibenden daha zengindir' diye düşündü. Zatencanı çok sıkkındı, bir de sinirlenmişti.Alaycı bir ses tonuyla:
- Ekmek parası mı istiyorsun? diye sordu.
- Hayır çikolata parası lazım!
Bülent'in kızgınlığı şaşkınlığa döndü.Espri yeteneği olan dilencinin hali de başkaoluyor diye düşündü.
- Niye siz ekmek bulamayınca çikolata mı yiyorsunuz?
- Hayır. Ekmek bulamadığımız günler genellikle bulgur pilavı yeriz, onu dabulamadıysak aç yatarız.
Bülent adamın ciddi mi konuştuğunu yoksa dalga mı geçtiğini anlayamamıştı.
- Bu gün karnınız doydu üstüne tatlı mı istedi canınız?
- Fakirin canı mı olur ki, tatlı istesin beyim.
- Bu bir kamera şakası mı yoksa sen iş bulamamış stendapçı mısın?
- Hiçbiri değil. Sadece fakirim. Bugün karımın doğum günü, ona çikolatagötürmek istiyorum.
- Doğum gününde yaş pasta alınır bildiğim kadarıyla.
- O bizim için değil zenginler için. Otuz yıllık evliliğimiz boyunca ona bir kez bileyaş pasta alamadım. Ama her doğum günündemutlaka çikolata götürdüm. Çikolatayı çok sever.
Adamın söyledikleri Bülent'in dikkatini çekmişti. O akşam karısıyla kavga etmiş,kapıyı çarpıp kendini sokağa atmıştı.Arabasına da binmemiş sahile kadar yürümüştü.Denizi seyretmek de onu rahatlatmamıştı.Oysa eskiden denizi seyrederken çokrahatlardı. Dalgalar sıkıntısını alıpgötürürdü. Fakat karısının evde ağlıyorolduğunu bildiği için olsa gerek, hiçbir şeyonu rahatlatmıyordu. Dilenciyle konuşurken birazkafası dağılmıştı. 'Acaba söyledikleri gerçekmi, yoksa uyduruyor mu' diye düşündü.
- Cebinde bir çikolata alacak para yok mu şimdi?
Bülent'in sorusu üzerine adam ceplerini boşalttı, bir nüfus cüzdanından başka birşey çıkmadı.
- Ben dilenci değilim. İşim yok. Günlük çalışırım, ne iş bulursam yaparım. Fakat bugün bütün gün iş aradım, aksilik bu ya,hiçbir iş bulamadım. Bülent oturduğu bankı işaretederek yer gösterdi.
- Oturun biraz dertleşelim bari, dedi. Adam çekingen çekingen oturdu yanına.
- Yok mu eşin dostun, borç alacak akraban?
- Fakirin akrabaları da fakir olur beyim. Bulurlarsa kendi karınlarını doyururlar.
- Dilenecek kadar çok mu seviyorsun karını ? - Hem de çok seviyorum. Otuz yılımı aydınlattı o benim.
- Hımmmm. Aşk hemde otuz yıl süren aşk. Hayret doğrusu! Aşkın ömrü en fazla üç yıl diyorlar oysa. Sen otuzyıldan bahsediyorsun.
- Evet. Geçen yıllar sevgimi azaltmadığı gibi artırdı.
- Söyle o zaman nedir evlilikte mutluluğun sırrı? Söylediklerine bakılırsa senmutluluğun formülünü bulmuş gibisin.
- Ben ilkokulu bile bitirmedim. Öyle formül falan bilmem.
- Formül dediysem kimya formülü sormuyorum canım. Ben de altı yıllık evliyim. Sevdiğimkadınla evlendim, fakat mutlu değilim.Sürekli kavga ediyoruz. Daha iki saat önce kapıyıçarptım çıktım. Evimiz, arabamız, işimiz, gücümüz,her şeyimiz var, ama mutlu değiliz. Seninhiçbir şeyin yok, ama mutlusun. Para mı acababizi mutsuz eden?
- Hiçbir şeyim yok mu? Hayır benim her şeyim var. Benim karım her şeyim.. Sevgilim,eşim, arkadaşım, hayat yoldaşım. Hayatımıpaylaştığım insandan daha değerli ve daha önemline olabilir ki dünyada? Sizin ev, araba, iş diyeher şey dediğiniz şeylerdir aslında hiçbir şeyolan.
- Öyle deme, şu kadar varlığın içinde bile karım her şeyden şikayet ediyor. Bir de fakirolsam kim bilir ne olur?
- Altın tasın, kan kusana faydası yoktur beyim. Sen kadın ruhunu hiç anlamamışsın.Hiçbir kadın iyi bir evde oturduğu, hergünçeşit çeşit yiyecekler yediği için mutluolmaz. Bir kadın, kocasının her şeyi olduğunubildiğinde ancak mutlu olur.
- Sizin mutluluğunuzun sırrı bu mu ? - Olabilir. Ben karıma değerli şeyler alamıyorum ama ona benim için ne kadardeğerli olduğunu hissettiriyorum. O da çok mutluoluyor.
- Bir kadına değerli olduğunu nasıl hissettirilir?
- Küçük kızı severek.
- Küçük kız mı ? Hangi küçük kız ?
- Yaşı kaç olursa olsun her kadının içinde hiç büyümeyen bir küçük kız vardır. O kızı nekadar çok sever, ne kadar çok mutu edersen, okadını da o kadar mutlu edersin.
- Nasıl yani ?
- Küçük kız neleri sever, nelerden hoşlanır bir düşünün. Küçük kızlar hep beğenilmek,ilgi görmek isterler. Güzel olduklarınıduymaya bayılırlar. Kendilerine prensesmiş gibi davranılmasını beklerler. Küçük kızlarhep prenses olmayı hayal ederler. Sürprizlerdenhoşlanırlar. Biraz şımartılmak isterler.Sevilmek ve sevildiklerini hep duymak isterler.İltifata doymaz küçük kızlar. Öyle değil mi?
- Haklısın. Benim dört yaşımda bir kızım var. Adı Aylin. Her akşam boynuma sarılır'babacığım beni ne kadar seviyorsun?' diyesorar. Giysisini değiştirdiği zaman etrafımda'Baba güzel olmuş muyum?' diye sorar durur.Güzelsin demem de yetmez ona. ' Harikasın prensesgibi olmuşsun' demeliyim. Dünyanın en güzel kızıdemeliyim.
- İşte kadınlar bir ömür boyu bunu duymak isterler. Ben elli yaşındaki karımaböyle davranıyorum. Ömrümüz olurda seksen, doksanyıl da yaşarsak ben ona böyle davranmaya devamedeceğim. Ona 'bebeğim' diye hitap ediyorumçok hoşuna gidiyor. 'Bebeğim bana bir çayyapar mısın?' dediğimde çay yapmak içinnasıl koşturduğunu görmelisiniz.
- Hiç kavga etmezmisiniz siz?
- Kavga evliliğin tadı tuzu. Arada biz de tartışırız. Küsüp barışmanın tadı ayrıdır.Benim karım bir keçi kadar inatçıdır. Onunlabarışmak için uğraşmak ayrı bir keyif verir bana.
- Benim eşim çok ciddi kadındır. Hiç küçük kız havası yok onda.
- Küçük kızlar büyüdükleri zaman artık sevgi, ilgi istemeye utanırlar. En ciddi yada enyaşlı kadının bile o küçük kız mutlaka vardır.Yeter ki sen o tatlı kızı sevindirmeyi, mutluetmeyi bil. Ve o küçük kızı asla aldatma.Yoksa bir daha sana güvenmez ve ne yaparsanyap hep kuşkuyla bakar. Küçük kızlar hem çabukmutlu olurlar hemde çabuk kırılırlar. Çoknarindir onlar. Hoyrat elleri sevmezler.Yumuşak dokunuşları severler.
- Bu tavsiyeni deneyeceğim. Fakat her zaman yapabilir miyim bilmiyorum. Bazen işlerim çokyoğun oluyor o zaman eve çok yorgun gidiyorum.
- Bu sadece bir bahane. O küçük kızı mutlu etmek dünyanın en kolay işi. Çoğu zamanbirkaç tatlı söz yeterli olur. Sen o küçükkızı mutlu ettiğinde karşılığını fazlasıylaalırsın. Artık o seni rahat ettirmek içinelinden gelen gayreti gösterir. *Karısı mutlu olmayan erkek mutlu olamaz.* *Mutlu olmakisteyen erkek önce hayat arkadaşını mutluetmelidir.* Düşünsene somurtkan, mutsuz, süreklisöylenen biriyle yolculuğa çıksan ne kadar mutluolabilirsin.
- Haklısında bende bütün gün ailem için çalışıp yoruluyorum.
- Yine para, yine dış sebepler. Evet para önemli ve gerekli ama kadınlar para içinerkekleri sevmezler. Para geçici mutluluklarverir. Kadınlar hediye almayı severler. Paranvarsa hediye al tabi. Ama hediyeyle mutluolmasını bekleme. Hediyenin yanına sevginikatmazsan hediyenin bir anlamı yoktur. Benimhiçbir zaman çok param olmadı. Günlük kazandımgünlük yedik. Bazen aç kaldığımız günler oldu.Hiçbir zaman karımın kulaklarına altın küpetakamadım ama her zaman aşk sözlerifısıldadım. Hiçbir zaman boynuna pırlantagerdanlık alamadım ama hep öpücüklerle sevdimboynunu. Hiçbir zaman ona ipek elbiselergiydiremedim ama kendi bedenimle ipek elbise gibiyumuşacık sardım bedenini ve mutlu ettim onu. Adamayağa kalktı.
- Bana müsaade, artık gitmeliyim, karım merak eder. Sende git evine küçük kızın gönlünü al,belki o küçük kız şimdi evde ağlayıp duruyordur.
- Bülent de ayağa kalktı. Kuvvetlice elini sıktı.
- Sizi tanıdığıma çok memnun oldum. Elini bıraktı koluna girdi. Yolun karşısındakipastaneyi gösterdi. 'Hadi gel eşin için şuradançikolatalı pasta alalım,' dedi. Pastayıaldılar. Adam hayatında ilk defa karısına yaşpasta götürmenin mutluluğuyla, bin bir teşekkürederek evinin yolunu tuttu. Bülent depastanenin yanındaki manavdan karısının ensevdiği meyvelerden aldı. Evine geldiğindekarısı şişmiş gözlerle mutfak masasında oturmuşsu içiyordu. Bülent hiç konuşmadanmeyveleri büyükçe bir tabağa döküp yıkadı,sonra eşinin önüne koydu.
- Bunlar dünyanın en şanslı meyveleri, dedi. İnci hiç konuşmadı.
- Sorsana 'niye' diye. İnci kızgın kızgın:
- Niye? Diye sordu.
- Çünkü dünyanın en güzel ve en tatlı kadının midesine gidecek, dedi gayet ciddi bir sestonuyla. İnci şaşırmıştı. Bir anda yüzünün ifadesi yumuşamıştı.
- Bunlar senin sevdiğin meyveler, senin için aldım.
- Hayret bir şey! Her zaman kendi sevdiğin meyveleri alırdın. Benim hangi meyvelerisevdiğimi iyi hatırlamışsın. Aslında bubeklediğim istediğim birşeydi. 'bak seninsevdiğin meyveleri aldım' Ama şimdi kıymeti yok.Çünkü sana çok kırgınım, meyve alarak gönlümüalamazsın.
- Özür dilerim seni kırdığım için. Sonra Bülent yere diz çöktü.
- Cezam neyse razıyım. Ama bir tek şey istiyorum senden. Seni delice seven bu adamısenden mahrum etme.
- Bülent yere çömelmiş, boynu bükük bir vaziyette çok komik görünüyordu. İnci kıkırkıkır gülmeye başladı. - Affetmek o kadar kolay değil. Bakalım hangi cezalara katlanabileceksin, dedi. Bülent işteo zaman ona muzip muzip bakan eşinin içindesakladığı küçük kızı gördü. Bundan sonra her şey daha farklı olacak diye düşündü...
__________________
Lütfen forum kurallarını okuyunuz..
TuRKeRi Ofline   Alıntı ile Cevapla