Tekil Mesaj gösterimi
Alt 22-03-2009, 09:57   #1
вєšιктαš
 
вєšιктαš - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Yazarlar Beşiktaş için ne yazdı?

Rakiplerinin puan kaybettiği haftada zirvenin iki takipçisi karşı karşıya geldi ve sahadan beraberlikle ayrıldılar. Yazarların yorumu

Click the image to open in full size.

Güven Taner (Star): Liderlik Cesareti
Başlangıçta maçta öne çıkan takım ev sahibi Sivasspor'du. Kazanmayı daha çok isteyen bir yapısı vardı.


Beşiktaş'ın konsantrasyonu zayıftı. Belki de tansiyonu yükseltmek istemiyordu. Mustafa Denizli, evinde hiç maç yitirmemiş lidere karşı alınabilecek her önlemi almış, tüm savunma güçlerini sahaya sürmüştü. Yanı sıra bir orta alan kalabalığı ile oynuyordu. Ernst-Sivok ikilisi, geri dörtlünün önündeydi. Ortada ayrıca Tello vardı, Yusuf vardı ve Holosko ile Bobo'dan biri hep geride idi.


Mustafa Denizli, açılan Sivasspor'un üzerine hızlı gidebilmeyi, savunma aralarına kaçabilmeyi amaçladığı için Bobo-Holosko ikilisini seçmişti. Ne var ki, takımını bu oyuncuların etkili olacağı düzende oynatamadı. Filip Holosko aralara kaçan adam yerine topu ‘taşıyan' adam durumuna düştü. Çünkü o çabuklukta hücum yapılamadı, aralara toplar atılamadı. Beşiktaş tüm eksiklerine karşın ilk yarıda gol için pozisyon bulan takımdı.


İki hoca da maçın üç puanını istiyordu. Bunun hamlelerini yaptılar. Beşiktaş daha çok öne çıktı. Uygun, Balili ve Kamanan ile hızlı hücuma yoğunlaştı. Hocaların bu girişimleri yanı sıra savunma riskleri de getirdi. Özellikle Beşiktaş'a.
İki takımın da özgüven dolu mücadelesi ligin geri kalanındaki çekişmenin çok daha heyecan verici olacağını düşündürüyor.


Atıf Keçeci (Zaman): Puan Kaybına En Çok Rakipler Sevindi
Son 9 haftaya girdiğimiz Süper Lig'de puan sıralaması ilginç bir hal alıyor. Kazananın şampiyonluk yolunda avantajlı duruma geçeceği Sivasspor-Beşiktaş karşılaşması bu yönüyle haftanın maçıydı. Her iki takımın ilk 11'leri değişikti.



Ev sahibinde golcü Kamanan ve sağ bekte dinamo gibi çalışan Abdurrahman Dereli kulübeye çekilmiş, ön liberoda başarılı performansıyla ön plana çıkan Sylla defansın sağında görevlendirilmişti. Beşiktaş'ta ise Cisse, Delgado ve Nobre yedek kalmıştı. Bu oyuncular Siyah-Beyazlı takımın iskeletini oluşturuyorlardı.


Kartal'ın daha önceki maçlarında ikinci yarılarda oyuna girip sonuca etki yapan Holosko forma bulmuştu. Ancak Slovak golcü, yeterlilik açısından geçmişini aratan bir oyun sergiledi. İlk 20 dakikadaki Sivas etkinliği fayda sağlamayınca maç, orta saha futbolu haline dönüştü.


Murat Erdoğan'la başlayan paslaşmada Mehmet Yıldız'ın ayağından Tum'un kafasına indirilen top ağlarla buluştu. Bu gol tribünleri de coşturdu.
Beşiktaş'ı geriye düşmek fazlaca etkilemediği için oyuna asıldığı dakikalar geliyordu. Nitekim karşı kaleye Yusuf'la inip onun altı pas dışında pozisyon alan Tello'ya pası ve Şilili'nin yarı vole tabir edilen vuruşuyla skora eşitlik geldi.


Şimdi birlikte oynayamazlar düşüncesinin ne kadar doğru olduğunun ispatına gelmişti. 20 dakikalık birliktelik bu sorunun cevabına yetmedi. Maçın sonucunda gelen birer puan, Sivasspor ve Beşiktaş'tan çok bu hafta kaybeden şampiyonluk yolundaki rakiplerini mutlaka mutlu etmiştir.


Sanlı Sarıalioğlu (Yeni Şafak): Kol Kola Zirvede
İlk yarıyı bölüştüler. İlk 20 dakika Sivasspor'un egemenliği altındaydı. Daha sonraki 25 dakika ise Beşiktaş'a aitti. Bu bölümde Beşiktaş 1, Sivas 3 gol tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Bu pozisyonlarda kaleciler kurtarmadı, oyuncular kötü vuruşlar yaptı. Beşiktaş'ın havada tartışılmaz bir üstünlüğü vardı. Duran toplarda rakibine zor anlar yaşattı.



Mustafa Denizli'nin Delgado ile oyuna başlamamasına laf söyleyemem. Ancak Nobre'yi neden oynatmadı doğrusu hiç anlayamadım. Holosko doğru tercihti fakat herkes gibi beni de yanılttı. Hiçbir şey yapmadı. Denizli de ikinci yarıda haklı olarak Holosko'yu kenara aldı.


Sivasspor, ikinci yarıda gole yakın adamlarını birer birer oyuna aldı. Kamanan, Balili hamlelerini yaptı. Her iki takım da golü düşünerek oynadı. Ancak defanslarında da az adamla hiçbir zaman kalmadılar. Tedbiri elden bırakmadılar. Galibiyeti düşünüyorlardı ama beraberliği de gözardı etmiyorlardı.


Delgado oyuna girdikten sonra Yusuf kumanda merkezinden ileriye kaydırıldı. Bu nedenle de Yusuf'un etkinliği azaldı. Bobo-Nobre değişikliği de doğruydu. Fakat ne Bobo ne de oyuna girdikten sonra Nobre etkili olamadılar. Son 4 maçında Bobo-Nobre ikilisiyle oynayan ve 11 gol atan Beşiktaş, Sivas'ta oyuncuları birer birer kullandı. Pozisyon zenginliğinin olmamasında bu önemli faktördü. Mustafa Hoca bu ikiliyi ayırmamalı. Maçın sonunda iki takım da mutluydu. Kolkola zirvedeki yerlerini korudular ve yarışa 'devam' dediler.


Vedat Okyar (Vatan): Kurul Kararı
Önceki gün F.Bahçe'nin, dün Trabzon'un kayıpları maçı da, zirveyi de çok daha cazip hale getirdi. Ne yalan söyleyeyim, beraberlik 2 tarafı da rahatsız etmez diye düşünüyordum. Eski düğünler gibi 40 gün-40 gece oynansa tatsız, tuzsuz, golsüz bir gece oynanır diye de neredeyse garanti belgesi verirdim. Hiç öyle olmadı. 2 taraf da kazanmayı düşündü. Yemecesine bir oyundu. Biri kazanabilirdi. Ama kurul kararı verilse, ben de kurulda olsam sonuca beraberlik yazardım.



Öyle bir oyun ki, Mustafa Kamil hakem bile ‘Ne suya dokunayım, ne de sabuna' diye maç idare etti. Birinden biri de kazanacak diye ödü koptu. Bu kadar lüzumsuz hücum faul çalınan bir maç ilk defa gördüm. Neyse korktuğu başına gelmedi.


Ben garip bir Rüştü seyreder oldum. Yediği gole bir şey yapamaz. Ama ondan önce çıktığı 3 boş top var ki, ben gol nasıl yerim diye didindi, durdu, olmadı. Bu acemilikler artık Rüştü'ye yakışmıyor.


Benim öyle acele reflekslerim yoktur. Dünkü oyundan hangi skor çıkarsa çıksaydı, bu ligin şampiyonunu işaret etmem mümkün değil. Oynanacak 9 maçın karşılığında boşta sallanan 27 puan var.


Herkesin herkesi yenebileceği bir ligde şimdiden ahkâm kesmek mümkün değil. Bu ligde sıralanmış ilk 5 takımın şansı var. Tabii avantajları olanlar önde gidenler. Avantajlarını iyi kullanan takımlar bu işin üstesinden gelir.


Basri Baykoç (Fanatik): Gerektiği Gibi Bitti
Mustafa Denizli'nin de Nobre'nin yerine Holosko'yu seçmesi, stoperden dönme Murat Sözgelmez'in sol kanadı savunacak olması idi.
Ne varki iki teknik direktörün kağıt üstündeki planları ilk yarı için onlara bu teorileri doğrultusunda bir şey kazandırmadı. Sadece Murat Erdoğan'ın sol çizgide kıstırdığı Ekrem Dağ'ın üzerine gitmesiyle, Sivasspor etki alanın tescilleyebildi.


Ne Beşiktaş ne Sivas gol bulma yollarının kaynağı olan kanatlarını çalıştıramamıştı. Önce Murat Erdoğan'ın direttiği sol kenar tandanslı ataklar meyvesini verdi, sonrada Yusuf'un bireysel girişimi, Tello'nun şık vuruşuyla oyunu Beşiktaş adına eşitledi.


Ne Kamanan ve Balili'nin oyuna dahil oluşu ne de Nobre ve Delgado'nun Beşiktaş'a katılışı iki tarafa da bir artı getirmedi. Oysa iki cephe adına da bu değişiklikler oyunun akışını değiştirebilecek cinstendi. Başlığını da attığımız gibi dünün ve gündüzün oynanan maçlarından sonra bir fazla kazanan olmak için iki tarafta riske girmek istemedi galiba. Alan veren razı oldu, skorboard da bunu yansıttı.


İlker Ateş (Fotomaç): Final Gibiydi
Kaybeden yarıştan kopmaz, ama moral olarak çökerdi. Bu nedenle her iki takım da yüksek tempolu ve dengeli bir maç oynadı. Sivasspor'un bu maçta alacağı bir galibiyet şampiyonluk yolunda önünü açabilir, Beşiktaş'ı yeniden bunalıma sokabilirdi. İki takım oyuncuları da bir final maçının nasıl oynanması gerektiğini bilerek 90 dakikanın sonunu getirmeyi başardılar. Bu sonuca, her ikisinin de fazla üzüldüğünü sanmıyorum. Beşiktaş, son 4 haftadaki inanılmaz tırmanışına bir yenisini ekleyebilirdi. Bazı oyuncular fren yaptığı için bu mümkün olamadı.



Beşiktaş'ta birkaç oyuncu ön plana çıktı. Bunların başında Tello geliyordu. Denilebilir ki bütün Beşiktaş ataklarının mimarı Tello'ydu. Attığı gol de gerçekten enfesti. Beşiktaş'ın bir diğer olumlu tarafı yediği golden sonra oyundan düşmemesi ve beraberlik golünü atacağına inanmasıydı. Yusuf Şimşek gibi fizik gücü yetersiz bir oyuncu ilk kez 90 dakikanın tamamında sahadaydı.


Savunmada İbrahim Toraman, yükselen form grafiğini devam ettirdi. Eğer İbrahim Üzülmez, sol taraftan yaptığı bindirmelerde topu arkadaşlarıyla buluşturabilecek ortalar yapabilse Beşiktaş kazanan taraf olurdu. Mustafa Denizli, sahaya doğru bir 11 çıkardı. Cisse yerine Sivok'lu orta sahada ve ondan savunmada boşalan yerde de Zapo'yu sahaya sürmesi son derece akılcı bir düşünceydi.


Mustafa Denizli'nin tek kumarı, son 27 dakika Delgado ve Yusuf'u birlikte oynatmasıydı. Bu kumarda kaybetmedi ama orta sahanın çöktüğü dakikalar da bu süreye denk geldi. İki tarafın da şampiyonluk umudu aynen sürüyor.


Fatih Doğan (Fotomaç): Bir Puan Hesabı
Sivaslı futbolcular G.Saray maçından sonra "Hiçbir başarı tesadüf değildir" yazılı tişörtlerini, formalarının altından çıkararak başarının altını çizme ihtiyacı hissetmişlerdi. Şunu peşinen belirtmek lazım; Sivas şampiyonluk devrimini yapsa da yapamasa da mütevazı bütçesi ile geldiği bu nokta maliyeti 100 milyon dolarları bulan rakipleri karşısında zaten büyük bir zafer.

Mustafa Denizli'nin tıkır tıkır işleyen takımı, neden bu kadar değiştirdiğini anlayamadım. Zapotocny takviyesiyle defansif futbolcuların sayısının artırılması "Kazanamıyorsan kaybetme" düşüncesine kapıldığı gösteriyor. Sivas, takım futbolunu en iyi oynayan ekiplerden biri olmasına rağmen tribündeki Bülent Uygun'un ve Denizli'nin sahaya sürdüğü 11'leri F.Bahçe ve Trabzon'un yenilmesinin etkisiyle tercih ettiğini düşünüyorum.


Sivas'ın golü, oyunun ve hocaların planlarının açılmasını beraberinde getirdi. Korkmaz'ın Balili ve Kamanan'ı oyuna sokması, Denizli'nin Delgado ve Nobre planı sonucu değiştirmeye yetmedi. Birer puan iki takım için de iyi sonuç. Ama Beşiktaş günün yansıması olarak biraz daha cesur davransaydı 3 puanla ligin seyrini değiştirebilirdi... Bu güzel fırsatı kaybetti.


Sinan Vardar (Takvim): Beraber Yürüdük Biz Bu Yollarda
Fenerbahçe'nin Bursa'da; Trabzonspor'un ise Gaziantep'te 3'er puan bırakmaları Sivas'taki maça ayrı bir önem getirmişti. Şampiyonluktaki rakiplerinin aldığı bu sonuçlardan sonra iki teknik direktör de 1 puanın kendilerine yeterli olabileceği varsayımıyla daha temkinli birer kadroyla sahaya çıkmışlardı. Böyle olunca da maç daha çok orta saha mücadelesi şeklinde devam ederken Beşiktaş, Sivok'la inanılmaz bir gol kaçırdı. Orijini sağ hücum futbolcusu Ekrem Dağ, tecrübeli Murat'ın karşısında zor durumlara düştü.



Beşiktaş daha pozitif bir çizgiye yaklaştı. Fakat bu gayret skorun değişmesine yetmedi. İlk yarı boyunca Beşiktaş'ta İbrahim Toraman, Sivok ve Ernst diğer arkadaşlarına nazaran daha üstün oynarken Sivas'ta ise A Milli Takım'a seçilen Sedat ve Murat en dikkat çeken oyuncular olarak göze çarptı. İkinci yarının hemen başında Rüştü'nün kısa düşen yumruğu ve dönen topta Musa'nın net pozisyonda golü kaçırması tribündeki Sivaslılar'ın kanlarını dondurdu...


Son maçlarda takımı sırtlayan isimlerin başında gelen Şilili yine sahneye çıkarak, en azından 1 puanın kazanılmasında başrolü oynadı. Kalan dakikalarda iki takım da öne geçecek fırsatarı yakaladı. Ancak bu pozisyonlardan yararlanamayınca puanları ve zirveyi paylaşmaya devam ettiler. Bu arada karşılaşmanın hakemi Mustafa Kamil Abitoğlu'nun da bu zorlu karşılaşmayı oyunun sonucuna etki edecek hatalar yapmadan tamamladığını belirtmekte de fayda var.
__________________
Click the image to open in full size.
вєšιктαš Ofline   Alıntı ile Cevapla