Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Eğitim Öğretim > Dersler - Ödevler - Tezler - Konular > Felsefe

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 20-01-2007, 16:53   #1
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Postmodernizm

Postmodernizm


Modern kelimesi ilk olarak Latince modernus biçimiyle 5.yüzyılda Romalı ve Pagan geçmiş ile Hıristiyan dönemi ayırmak için kullanıldı. İçerikleri sürekli değişse de modernlik hep bir eskiden yeniye geçiş olarak algılandı.

Bazılarına göre ise modernlik, Rönesans ile sınırlanır. Aslında bu çok dar bir tanımdır; zira Avrupa'da modern terimi, hep yeni bir dönem bilincinin, antik çağlarla kendisi arasında yeniden gözden geçirilmiş bir ilişki kurduğu dönemlerde ortaya çıkmaktaydı; hatta bu dönemlerde, hep antik çağ, belli bir takım taklitlerle yeniden oluşturulması gereken bir model olarak görülmekteydi.

Modern diye kabul edilen ürünlerin ayırdedici özelliği yeni olmasıdır; bir sonraki stilin yeniliği ile onun modası geçecektir. Ama modaya uygun olanın kısa zamanda modası geçse de, modern olan, klasikle gizli bağını hep sürdürmüştür. Doğaldır ki, zamana karşı dayanan ne olursa olsun daima klasik olarak değerlendirilmiştir. Ama, açıkça modern olan belgeler, bir klasik olma gücünü, geçmiş bir dönemin otoritesinden almıyorlar; tam aksine, modern bir çalışma, bir zamanlar gerçekten modern olduğu için klasik oluyor.

Modernlik anlayışımız, kendisine ait klasik olma ölçüsünü yaratıyor. Bu durumda, klasik modernlikten bahsediyoruz. Modern ve klasik arasındaki ilişki, sabit bir tarihsel referans noktasını tamamen yitirmiştir. Modernlik, geleneğin normalleştirici fonksiyonlarına karşı bir başkaldırıdır. Modernlik normatif olan her şeye karşı isyan deneyimi ile yaşar.

Postmodernizm, post önekinden de anlaşılacağı üzere bir sonralık, bir aşmışlık, bir başkaldırı boyutu taşımaktadır. Hatta genel yapı itibari ile bir tanıma indirgenemeyecek bir karmaşıklığa, düzensizliğe sahipse de öncelikle modernlikle bir hesaplaşma, onu aşma, belki de ondan öncesini barındırma özelliklerine sahip bir akımdır.

Tarihsel olarak bakıldığında, postmodernizm, askeri ve iktisadi Amerikan hakimiyeti akımının üstyapısal ifadesi yada en azından Avrupa-merkezciliğinin sonu olarak görülebilir. Bu iddiada doğruluk payı bulunmakla birlikte böyle bir dönemselleştirme mutlak değildir. Zira modernlik Eflatun'a kadar götürülebiliyorsa, postmodernlik de Sofistlere kadar bağlanabilir. Bu bakış açısında da modern-postmodern ayırımı daha çok felsefi veya metafizik bir ayırım olarak kalmaktadır.

Postmodernizme bir bütünlük, birlik kazandırmak imkansızdır. Heterojenlik, çokseslilik, bölünmüşlük kadar, bunların beraberinde getireceği yanlış anlamaları, yanılgıları da onaylayan ve geniş bir meşruluk zemini oluşturan bir tavırdır. Katı yaklaşımların oluşturduğu ideolojik kalıplara karşı olan postmodernist akım, bilgi kuramını tekdüzelikten ve katılıktan kurtarıp daha hoşgörülü ve açık hale getirme uğraşıdır.

Postmodernistler hiçbir şeyin kesin ve tam olarak bilinemeyeceğini, ilerleme fikrinin hiç bir şeklinin savunulamayacağını ve ekolojik kaygıların öneminin giderek artığını vurgulamaktadırlar. Postmodernizmin gözle görülür bir yapıya büründüğü, belki de en kesin çizgilerle ayrımının belirginleştiği alan mimarlıktır. Geleneksel mimarlığın dogmatizmine karşı çıkış olan modern mimarinin kendisi de zamanla bir dogma halini almıştı.

Modern mimari, süslemeden, tarihsel göndermelerden arındırılmış, soyut formlar üzerine kurulu, işlevsellik ve teknolojinin gereği olma amaçlarına sahip bir mimarlıktır. Modern mimari, pozitivist bir bakış açısıyla tarihi, irrasyonel geçmiş ve rasyonel gelecek diye ikiye bölüyordu.

Postmodernizme göre modernlik, bitmiş bir mükemmellik, netlik, kesinlik ve çelişkisizlik arayışıdır. Modernizm, mimariyi toplumu düzene sokmak için bir araç olarak görüyordu; sonuçta ise, çirkin çağdaş kentler, beton yığınları çıktı ortaya. Postmodernizm ile çoğulculuğun kapısı açıldı; tarih, gelenek içeri alındı. Bunun yanına ilkesizliğin ilke olarak benimsenmesi de eklenince, ortaya kurallarla oynayıp zenginleştirmeye dayalı bir yaratıcılık, demokratik bir perspektif genişliği çıktı.

Postmodernizmde, sıradan olandan, karmaşadan, hatta gündelik hayat görünümlerinden korku duymayan bir rahatlık söz konusudur. Böylece, kahraman, kurtarıcı, topluma biçim verici önderlik hegemonyasının egemen olduğu bir imaj yerine, oportünist veya alçakgönüllü, toplumun haklı veya haksız olmasını sorgulamakla görevli olmadığının bilincinde, "ya öyle ya böyle"cilikten, "hem öyle hem böyle" mantığına geçmiş, çoğulcu bir ahlak anlayışını savunan bir bakış açısı belirginleşir.

Popülist kültüre bir kirlenme olarak bakan modernist perspektife zıt olarak, post modernizm komplekslerden sıyrılmış, tarihe ve halka önem veren, "istediğini yap" tavrına sahip bir anlayıştır. Postmodernizmin en revaçta görülmeye başladığı yıllar, sanayi sonrası toplum, bilgi çağı, iletişim ideolojisi, gibi kavramların da ortaya çıkışı ile çakışıyor. Artık bilime teknoloji öncülük ediyor.

Cümlelerin kodlanabilen, deşifre edilebilen, mesajlara indirgendiği, dilin basitleştirme ve saydamlaştırma çabalarıyla teknolojinin bir aracı haline geldiği bir bağlamda, bu yeni çağda dilin yeri de büyük değişikliğe uğruyor. Bilgi, bir enformasyon yığını olarak görülmeye başlanıyor. Modernlikte bilimin iki temel işlevi olduğu söylenebilirdi. İlki bilimin insanlık yada halk adına yapıldığı savının çevresinde öbekleşen anlayış. Buna göre bilim insanların eşitlikçi şekilde mutluluğunu sağlamaya yönelik bir araç olarak görüldü.

İkinci ekol ise, bilimin bilim için yapıldığı, onun spekülatif evrensel bir oluşum olduğunu iddia eden yaklaşımdır. Yavaş yavaş bu iki anlayışında gerçeği pek yansıtmadığı görülmeye başladı. Bilimin kendi başına mutluluk veya eşitlik sağlamadığı ortaya çıktı önce. Eğitim alanında da aydınlanmış, vatandaşlık bilincine sahip insanlar yetiştirmek, savaşları önlemek gibi soylu amaçlar giderek gözden düştü.

İdeallerin yerini giderek daha iyi bir meslek sahibi olmak yada beceri elde etme özlemi alıyor. Üniversitelerde feodal disiplin ayrımları yavaş yavaş ortadan kalkıyor. Daha genelde, cahillikten suçluluk duyanlar pek çıkmıyor artık. İlk bakışta Amerikanlaşma olarak adlandırılabilecek olan bu yaklaşım, modernliğin çıkmazı olarak da görülebilir. Modernizmin bunalımı ile birlikte, insanlık, ulus, halk, vatan, ploreterya, v.s. gibi tinsel bir değeri vücuda getiren bir özne ile kendini özleştirerek yada böyle bir varlıktan yola çıkarak düşünen ve hareket eden "aydın"ın ölümü, hiç değilse, evrensellik, tümellik, bütünsellik fikri kadar özne ideolojisinin de darbe yediği bir ortamda, bir daha gelmemek üzere aydının iktidarının sonunu getirecek gibi görünüyor.

Postmodernizm, modernliğin melankolisi veya sinik eklektizmden öte, bütünlük baskısından, bir üst-söylemin otoritesi altında senteze varma baskısından kurtularak, daha da ileri gitme isteği; eşitlikçi anlatının ve sistem teorisyenlerinin konsensusa varma çabalarını, sağlam, istikrarlı düzen arayışlarını reddeden bir tavır.

Her tartışmanın sonu, anlaşma veya uzlaşma değildir artık. Dogmacı ve pozitivist pragmatik baskıya karşı önerilen, paradoks ve çatışmaların içselleştirildiği bir mantık. Modernlik temelinde, devlet ile toplumun, akılcı doğal hukuk ile siyasal ekonominin, bilme ile inanmanın ayrıştırılmaları ve sınırlar koyma ve sınırları tanıma projesidir.

Modernizmde ayrıştırma yanında bu ayrılıklar korunur. Örneğin, bilim, felsefe ve sanat arasında keskin çizgiler vardır. İşte postmodernizm, mevcut sınırları, duvarları ayırımları tanımayan bir yapıdır. Modernizm, toplum ile kültürün ayrışmasına yol açmıştır. modernist kültür, akılcı yaşamın ahlaki temelleriyle taban tabana bir uyumsuzluk oluşturur. Kültür, bu modern biçiminde, ekonomik ve idari zorunlulukların baskısı altında rasyonelleştirilen gündelik hayatın alışılmışlığına ve erdemlerine karşı nefret hissi uyandırmaktadır.

Uzmanlığın ve işbölümünün belirginleştiği modernist akımda, kültürün her alanı, problemlerin uzmanların işi olarak ele alınabildiği kültürel mesleklere göre ayarlanabilirdi. Kültürel geleneklerin profesyonellik alanlarına bölünerek ele alınışı, kültürün her üç boyutunun da (bilim, ahlak ve sanat) esas yapılarını ön plana çıkartır. Böylece her biri bu belirli alanlarda mantıklı olma konusunda diğer insanlardan daha usta görünen uzmanların denetimi altında, bilim, ahlak ve sanat dallarında aklın yapıları ortaya çıkar.

Sonuç olarak uzmanların kültürü ile daha geniş olan toplumun kültürü arasındaki mesafe giderek artar. Uzmanlaşmış yaklaşım ve düşünce yoluyla kültüre dahil edilen şeyler, hemen ve zorunlu olarak gündelik hayata mal olmazlar. Bu türden bir kültürel rasyonelleşme sonucu, gelenekselin zaten değerden düşürülmüş olduğu bir kültür dünyasının giderek daha yoksullaşması ortaya çıkar. 18.yüzyıl aydınlanma filozofları tarafından formüle edilen modernlik projesi, nesnel bilimi, evrensel ahlak ve yasayı ve kendi iç mantığı çerçevesinde sanatın özerkliğini geliştirme çabalarından oluşuyordu.

Modernliğin başarısızlığı belki de, hayatının bütünlüğünü, uzmanların kesin etkisine terkedilmiş alanlarla parçalamasıydı. Modern estetiğin sorduğu soru "güzel nedir?" değil "sanatsal olan nedir?" sorusudur. İktidar siyasi bir partinin elinde bulunduğunda, gerçekçilik, deneysel öncü sanatçı veya bilim adamları üzerindeki zaferini iftira ve yasaklama yoluyla elde eder. Ancak yine de partinin istediği, seçtiği ve uygun gördüğü anlatı, imaj ve formları talep edecek bir izleyici kitlesine ihtiyaç vardır.

Sanatsal denemelere karşı saldırı politik merci tarafından yürütüldüğünde tamamıyla gericidir: estetik yargı, şu yada bu yapıtın, güzelin yerleşik kurallara uygunluğu üstüne karar vermekten başka bir şey yapmaz. Yapıtın, kendini bir sanat eseri kılan özelliklerde ve amatörlerle buluşabilme olasılığından kaygılanması gerekliliğinin yerini, yapıtları ve alıcıyı bir defada ve her zaman için önceden belirleyen ve bunları empoze eden otorite alır.

  Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 00:40 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580