Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Taraftar > islam

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 25-10-2007, 13:34   #1
 
10UR - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Kur'an Hayatımızın Neresinde?

Kur'an Hayatımızın Neresinde?

Kur'an müslümanların kalbidir. Kalpsiz yaşam olmaz. Kalpsiz yaşam, ölü bir hayattır. Müslüman olma emri, Kur'an okuma emri ile (27/91, 92) iç içedir. Rabbimizin vahyini okuma emri, vahyi öğrenime dönük olduğu kadar, onun aktarım ve tebliğ sorumluluğunu da ifade eden bir eylemi içermektedir (96/1).

Günümüz müslümanlarının en önemli sorunları, kendilerine hayat veren Kur'an ile iletişimlerinin bozulmuş Olmalarıdır. İslam dünyası yüzyıllardır, Kur'an'ın hayatın temel belirleyicisi olduğunu unutmuştur; iyimser bir yaklaşımla, Kur'an'ı hayatın temel belirleyicilerinden sadece önemli bir tanesi haline indirgemiştir.

Müslümanlar sağlıklı bir yaşam biçimine ancak Kur'an'ı yeniden keşfetmeleriyle ulaşabilirler . Kur'an'a saygı göstermek yetmez. Kur'an'ın anlaşılmasında engel oluşturan ön yargılardan arınmak ve Kur'an'ı hayatımızın temel belirleyicisi edinmek gerekir. Kur'an bir yaşam Kitab'ı ise, Kur'an'ı keşfetmek ve onunla bütünleşmek; geleneksel ve modern değerler karşısında onun mesajını hayatın içinde örneklemek demektir.

Bunun için de öncelikle benlik duygusundan; taklitçilikten; dünyevi nimetlerin çekiciliğinden; tefsir, hadis, fıkıh, kelam veya mezhep gibi öncüllere bağlılık şartından arınmış bir zihinle, talep eden bir içtenlikle Kur'an'a yaklaşmamız gerekir.

Genelde Rabbimizin afaktaki (evrendeki) ayetlerini idrak etmemiz; geceyi ve gündüzü, ayı ve güneşi, doğuyu ve batıyı gözlemlememiz Kur'an'la oluşturulacak irtibatın önemli bir başlangıcıdır.

Dikkatle baktığımızda yaratılmış olan her şeyin, bağımsız bir yaratıcı gücün gösterdiği istikamete ve ölçüye muhtaç olduğunu görürüz. Ve öncelikle hayatın ve evrenin kendiliğinden veya tesadüfi bir olgu olmadığını da idrak edebiliriz. İnsan, bir ölçü ile yaratılmış olan varlık aleminin en merkezi türüdür. İnsanı diğer yaratılmışlardan farklı kılan en önemli özelliği, onun seçme ve düşünme yetisidir. Yaratılma sürecinde bu yetiyi kazanan insan türü, ilk dönemden bu yana başı boş bırakılmamıştır.

İnsanlar, yaratıcımız tarafından insanlar arasından seçilen bazı elçiler aracılığıyla hayatın amacını ve ölçüsünü açıklamak üzere iletilen vahyi bildirimlerle uyarılmış ve aydınlatılmışlardır. İnsanı iyi ile kötü karşısında tercih etme özgürlüğü ve akletme yeteneği ile bezeyerek yaratan Rabbimizin bütün insanlık alemine son elçisi Hz. Muhammed aracılığı ile vahyederek bildirdiği mesaj, korunmuş ve tamamlanmış olan Kur'an'dır.

Kur'an, önceki vahyi bildirimlerin özünü kendi içinde taşıyan ve doğrulayan; gaybın haberini getiren; inanç, düşünce ve eylem alanında ilke bildiren ve yol gösteren; bireysel ve toplumsal tüm ilişkilerde Tevhid ve Adalet ilkelerinin ikamesini emreden ve insanlığı üretilmiş tüm beşeri değerlerin şaşkınlık ve tasallutundan arındırıp vahyi ölçülere göre bir yaşam kurmaya davet eden ilahi bir Kitab'dır.

“Bu Kitab üretilen değil, alemlerin Rabbi ve yaratıcımız olah Allah katından iletilen bir aydınlık rehberidir. Aklını gereğince kullanabilen tüm insanlara, hayatın akışında klavuzluk edecek temel kaynaktır, Aklın kullanılması ve yaratıcımızın gereğince bilinmesi konusunda en belirleyici yardımcı yine' Kur'an'dır. Kur'an'ın iyilik ile kötülük konusunda ortaya koyduğu ölçüler evrenseldir. Hayatın bütün'" ünitelerinde üretilen her şey, ancak ve ancaki Kur'an ayetleriyle çelişmediği sürece meşruluk kazanabilir .
Kur'an'ın muhatabı bütün insanlıktır.

O tüm insanlar için doktrinel/ideolojik saflaşmada temel belirleyici konumdadır. O kendisine inananlar için bir hayat programıdır. Kur'an ruhanilere veya diğer aracı tiplere gerek kalmadan anlaşılması ve öğüt. alınması için (54/17) ve insanların doğrudan anlayabilmeleri için onu getiren elçinin diliyle kolaylaştırılmıştır (44/58). Apaçıktır (15/1). Ayetleri çeşitli biçimlerde açıklanmıştır (61/05). Bu açıklıkta olan Kur'an insanlar daha iyi anlasınlar diye azar azar indirilmiş ve Allah'ın Elçisi onu insanlara ağır ağır okumuştur (17/106).

Zaten Kur'an, farklı bildirimlerle bir çok ayetinde kendini yeterince tanıtmaktadır.
İnsanların içinden herhangi bir insanın; kendi hayatı, düzeni ve geleceği ile ilgili çok ciddi uyarılarda bulunan bu açık, anlaşılır ve manası kolaylaştırılmış hitaba dikkat ettiğinde onu anlamaması mümkün değildir.

Zira kolaylaştırılmış olan bu hitabın gerçek sahibi olan Allah, yarattığı insanı bu hitabı anlayacak güç ve imkanlarla donatmıştır.-Önemli olan Kur'an'ın gereğince okunmasıdır. Kur'an'a iman edenler, onu gereğince okuyanlardır.

Aslında Kur'an'la temas halinde olmak çok kolay, sade ve yalın bir ilişki biçimiyken, olayı zorlaştıran, içinden çıkılamaz gibi gösteren ve anlaşılmasında sürekli ihtilaflar oluşturan durum, onun gereğince, okunmamasından veya gereğince okunma tarzının terkedilmesinden kaynaklanmaktadır .Örneğin bir ülkede onbinlerce Kur'an hafızı bulunmasına rağmen veya Kur'an'ı anlamlandırmaya çalışan yüzlerce araştırıcının ve dil uzmanının varlığına rağmen, Tevhidi yaşamın şahidliği örneklendirilemiyorsa, bu noktada Kur'an'ın okunup anlaşılmasından değil, Kur'an'ın veya Kur'an çalışmalarının nicel olarak kutsanmasından bahsedilebilir.

Bu bakımdan Kur'an'ı anlamaya değil de yargılamaya yönelen tutumla, Kur'an'ı yaşamayı değil de kutsamaya çalışan tutum arasında çok fark yoktur. İki halde de Kur'an hayatımızı istikametlendirmede belirleyici ölçü edinilmemektedir. Birinci tutum: Kur'an'ı inkar ederek hayatın dışına itmeye kalkışırken, ikinci tutum ise Kur'an'ı kutsayarak yaşamın üstünde erişilmez bir mevkiye yükseltmektedir...

Kur'an okuma eylemi durağan bir durumu değil aktif bir durumu gerektirir. Kur'an okuma eylemi sadece bir tahkik değil, aynı zamanda ciddi bir talim ve mücadeleyi gerektirir. Kur'an'ın gereği gibi okunması, ancak bu gerekliliğe uymakla mümkündür.

Daha vahyin ilk yıllarında inzal olan Alak Suresi'nde yalanlanıp yüz çevirenlerin, kendini zengin görüp azanların, zebanilerin çağrılacağı azabla karşılaşacaklarını ve onların meclisine (nadiye) boyun eğilmemesi gerektiğini bildiren ayetler, "oku" hitabıyla (96/1) gerek iç eğitime, gerekse çevre insanlarına aktarma/söyleme eylemine yöneltmektedir. Ancak Kur'an okuma emrine bu bütünlükte uyulduğu zaman egemenlerin tüm karşı koyuşlarına, maddi imkan ve üstünlüklerine rağmen Kur'an'ı yaşanır kılmak ve Ebu Leheb'leri çaresiz ve iki eli kurumuş halde bırakmak mümkün olabilir.

Kur'an'ı yaşanır kılmak sadece toplumsal iktidarı ele geçirme hedefiyle kayıtlı değildir. Kur'an'ı yaşanır kılmak, vahyi mesaja kulak verdiğimiz ilk andan itibaren kendi nefsimizde ve ilişkilerimizde gerçekleştireceğimiz değişim hali ve yine kavradığımız mesajı çevremize aktarma sorumluluğunun oluşturacağı mücadele süreciyle bütünleşerek ifadesini bulan inanç ve kararlılığa taşınan, çok güncel ve “an”ımızı kuşatan bir yükümlülüktür.

Bu yükümlülükten kopuk tüm Kur'an okuma çabaları donuk ve Kur'an'ı parçalayan hatta Kur'an'ı anlaşılmaz kılan çok ciddi bir zaafı oluşturmaktadır. Senelerce Kur'an'ı tahkik ettiği halde hayatlarını Kur'anlaştıramayanların zaaflarını hep birlikte bu noktada aramalı ve bize egemen olan cahili sistem karşısında Kur'an eksenli ve yaygın bir hareketi yeterince oluşturamamışlığımızı da yine bu zaaf noktasında görmeliyiz.

Ve sormalıyız Kur'an'ı gereği gibi ne kadar okuyabiliyoruz? Kur'an hayatımızın ne kadar merkezinde?

Kur'an'ın, kendi bilgi kaynağı hakkındaki açıklamalardan önce getirdiği mesajı gündeme sokması dikkat edilmesi gereken diğer bir husustur. Tabii ki bu mesajı aktaran ilk kişi, ilkin kendi nebilik konumundan emin bir tarzda tebliğine kalkışmıştı. Kur'an tebliğine kalkışacak öncülerin ise Kur'an'ın mesajı, kaynağı ve korunmuşluğu hakkında emin olacakları bir bilgiye ulaşmaları gerekir. Bu yakiniliğin temin edilmesi belirleyici bir eylemdir. Ve aynı zamanda tabulardan sıyrılan bir idrakle ve içtenlikle yaklaşanlar için de kolay bir eylemdir. Arapça bilmemek bu konudaki eylemsizliğin mazereti olamaz. Çok özel ihtisas gerektiren konular dışında, Kur'ani ıstılahlara dikkat eden bir okuyucu, meallerden mukayeseli olarak yararlanarak pekala Kur'an'ı anlayabilir. Zaten ihtisas gerektiren konular istişareye açık konulardır.

Kur'an'ın kolay ve anlaşılır olduğuna bizzat Kur'an ve Kur'ani mesajı taşıyanlar şahitlik etmektedir. Asıl olan Kur'an'a bağlılıktan sonra onun mesajını gündeme getirmek ve taşıyabilmektir. Kur'an'ın ilk ayetlerine baktığımızda bu çok net olarak görebilir. Kur'an, Rabbi yücelten (74/3) ve tevhidi vurgulayan (73/9) bir çağrıyla insanları uyarmaya başlar. Daha ilk vahyedilen ayetlerle yanlış ilişki biçimlerini (68/10-15), haksızlıkları (81/8-9), zulmü (11/11), istikbarı (74/23), vahiy karşıtlarının kurumlarını (96/17) açık açık eleştirir.

Bunun yanında doğru kulluk tarzını, iç bütünleşmenin seyrini ve müslümanları gelecekte bekleyen fiili imtihanları (74/20), zalimlerle mücadele yolunu (96/19; 73/10) ve ahiret azabını (68/33) bildiren Kur'an (74/20), öncelikle muhatap olunan toplumda egemen olan cahili inanç ve tutumları, güç sahiplerini ve sistemlerini, vahiy dışı ölçüleri eleştirerek, tevhidi mesajı sunmakta ve bu mesaja kulak verenlere hayat ve mücadele programı çizmektedir.

Bu programın çizdiği sınırlar ve ilkeler çerçevesinde oluşturulacak birlikteliklerin belirleyeceği yükümlükleri üstlenmek ise bir taklitçilik değil, aksine inanmışlığın ve istişari sorumluluğun (42/38) bir gereği olarak ifade edilmektedir.
Vahyin ilk başlangıç yıllarında bildirilen bu öz ve az sayıdaki teklif ve vaadler inananları yaşamları içinde temel bir tercihle karşı karşıya bırakıyor ve hayatı bütün üniteleriyle kuşatan bütüncül bir mücadeleye sevk ediyordu. Dikkat edilirse ilk ayetler soyut veya metodolojik tartışmaları değil, somut ve hayata dönük uyarı, teklif ve ikazları içeriyordu. Bilgi kaynağı bakımından vahyin tartışma gündemine girmesi, ancak Kur'ani bildirime şahitlik eden Rasul'ün (73/15) ve inananların ilk ayetleri tebliğ etmeleriyle, cahili toplum ilişkilerine ve egemen şirk sistemine karşı mücadeleye girişmeleri neticesinde gündeme geldi. Zaten Tekvir Suresi'nde karşılaştığımız bu tartışmanın metodolojik ve gaybi boyutu bile, tevhidi mücadele pratiğinden kopuk değildir.

Rabbimizi nimetin kaynağı ve mutlak sahibi olarak gösteren ilk ayetler arasında en çok vurgulanan ve tavır alınması istenen konu öksüzler ve yoksullarla ilgilidir. Öksüzün itilip kakılmaması ve yoksulun doyurulmasına önayak olunması (93/9-10; 89/17-18) konusunda gösterilen zaaf hali Maun Suresi'nde dini yalanlama ikazı ile karşılık bulurken, günümüz müslümanlarının gündeminin bu konuya oldukça yabancı olması, Kur'an'ı hayatın merkezine almak konusunda ne kadar yetersiz olduğumuzu ortaya koymuyor mu?

Üstelik günümüz şartlarında yoksulların doyurulmasına önayak olmak gibi bir görevimiz varken, halkın ezilen, yoksul ve mağdur kesimlerinin dertleriyle ilgilenilmesini ''işçi sınıfı fetişizminin etkisinde kalan'' veya ''Leninist-Troçkist söylemin gölgesinden sıyrılamayan sloganik tavırlar'' gibi ithamlarla karalamaya çalışmak ne kadar Kur'ani bir değerlendirmedir?

Yaşadığımız bölgeden binlerce mil uzakta, ancak tesirini siyasi, ekonomik, kültürel olarak yakinen telkin edilen bir yaşam tarzı şeklinde hissettiğimiz şeytani güç ABD için "Kahrolsun Amerika'' diye bağıran sorumlu müslümanları maceracılıkla, popülistlikle hatta teröristlikle veya emperyalizmin oyununa gelmekle suçlayan sözde müslümanlarımız, acaba vahyi tebliğin ilk yıllarında Kur'an ayetleri karşısında inatçı kesilen mal ve güç sahibi olduğu halde daha fazla güçlenmek isteyen, vahiy dışı düşüncelerle ölçü koymaya çalışan ve müslümanların doğrudan muhatabı olan azgınlara karşı "Geberesice, nasıl ölçtü, biçti?" (74/19) ayetini oku mak/tebliğ etmek konumunda olan Rasulullah (S) ve arkadaşlarını nasıl değerlendiriyoriar acaba:? Yoksa Kur'an'ın bir kısmına inanıp bir kısmını inkar mı ediyorlar? (2/82)

Müslümanlar kitaplarını öğretmek ve tahkik etmekle yükümlüdürler (3/79). Ancak bu öğretmek eylemi ‘kıraat' etmek veya ettirmekten çok daha kapsamlı bir ifade ile vurgulanır: ''Taallum." Talim etmek veya ettirmek teoriyi pratikte göstermektir. Kur'an bilgisi insanı felsefenin ve mistisizmin bilinmezlere yönelen soyut ve pratikten kopuk uğraşılarına değil, gaybın kesin bilgisinden yaşadığımız hayatın somut gerçeklerine yöneltmekte ve bu alanda ciddi sorumluluklar yüklemektedir. Kur'an okuma eylemimiz pratiğe yansıyan fiil bir mücadele şeklinde tezahür etmiyorsa, bu tutum talim eyleminden kopuk soyut bir bilgilenme çabası olarak kalacaktır. Pratiğe indirgenilmemiş bir bilgilenme giderek lüks bir bilgi halini alacaktır. Zira vahyi bilgi yaşama geçirildiği an inançlaşır Kur'an'a, Kur'ani mesajın pratik sorumluluğundan kopuk bir tavırla iman etmek iddiası inanç ve amelin' bağını hafife almak anlamına gelir. Oysa Kur'an inancı amelleştirme imtihanına davet etmektedir;

Bu imtihanın sıcaklığını duyamayanlar, Kur'an'ı defalarca okusalar da onun bilgisi hayatlarını kuşatmadığı için onlara yetmemeye başlayacak ve yaşadıkları ortamın kimlik oluşturucu cahili etkileriyle geçmişin zenginliği olarak görülen cahili tortuların pratiklerini belirleyen değerler olacaktır. İşte ilk tarihten bu yana kitaplarını ellerinde tuttukları halde tevhidi çizgiyi bulandıranların, gelenekçi veya modernist sapmanın değerlerine meyletmesinin nedeni budur.

Hayatta boşluk yoktur. Fikri ve ameli ilişkilerinizi ya fiili olarak Kur'an'ın buyrukları doğrultusunda tanzim edecek bir mücadeleyi üstleneceksiniz, ya da reel şartlar sizin hayatınızı belirleyecektir. Zaten en belirleyici imtihanımız da yaşamla ilgili olandır. İnsan nasıl yaşıyorsa öyle inanıyor demektir.

Ne mutlu yaşayan Kur'an olan Hz. Muhammed gibi olma çabası içinde olanlara! Ne mutlu ilk örnek, Kur'an nesli olarak hakikatın şahitliğini yapan müminlerin birlikteliklerini yeniden oluşturmaya çalışanlara!




__________________
Lütfen forum kurallarını okuyunuz..
10UR Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 25-10-2007, 14:00   #2
Dişi Kartal
 
Nefertiti - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Okumanın yanında uygulamamızda gerekli...Çünkü burası geçici, daimi olacağımız yer için hazırlık yapmalıyız

Teşekkürler yazı için...
__________________
geçti istemem gelmeni
yokluğunda buldum seni
bırak vehmimde gölgeni
gelme artık neye yarar...
Nefertiti Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 14-11-2007, 01:35   #3
 
aetos - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

YÜCE RABBİMİZ ŞÖYLE BUYURUYOR. EY MUHAMMED DE Kİ EY KENDİ NEFSİNE UYUP HADDİ AŞAN KULLARIM ALLAHIN RAHMETİNDEN ÜMİDİNİZİ KESMEYİN,ÇÜNKÜ ALLAH ŞİRK VE KÜFÜRLERDEN BAŞKA TÜM GÜNAHLARI AFFEDER.ŞÜPHESİZ Kİ O BAĞIŞLAYANDIR MERHAMETLİDİR ZÜMER SURESİ 53.AYETİ... KURAN -I KERİMİ HAYATIMIZA DÜSTUR EDİNMEYE ÇALIŞALIM ALLAH HEPİMİZE KURAN AHLAKIYLA AHLAKLANMAYI VE YAŞAMAYI NASİP ETSİN...
__________________
AĞAÇLAR KALEM DENİZLER MÜREKKEP OLSA SEVGİNİ TARİFE YETMEZ BEŞİKTAŞIM...
aetos Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 16-11-2007, 18:28   #4
Dişi Kartal
 
GüLoCan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

paylasimlariniz icin ALLAH sizden razi olsun bunlara gercekten cok ihtiyacimiz var hele hele su icinde bulundugumuz zamanda...
__________________
MEVZU-U BAHIS VATANSA,, GERISI TEFERRUATTIR!!!
Click the image to open in full size.
KORKUTMAZ BIZI MUSALLAT TASI,, ÖLÜMÜNE SEVIORUZ BIZ BESIKTASI!!!
GüLoCan Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 16-11-2007, 18:35   #5
Banned
 
samsa75x - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

ewet cok haklısınz bız bunların farkındayız bılıyoruz gordgmuz terbıye bunlardan ıbaret ama nedense boş sylere ayrdgmz zmanı neden KUR'ANI KERİM okumaya ayırmıyoruz anlamıyorum bnde dahılım buna gunde 1 sayfa okumamız lazm...
__________________
yaşananLar Rüya düşmüş be REİS ... !!!

sadce bn kımse yoq arkamda ...


bursaÇARŞI...
samsa75x Ofline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 03:09 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580