|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
|
Makaleler Medya dan Beşiktaşımız ile ilgili Köşe Yazılarının Tartışıldığı Platform. |
| LinkBack | Seçenekler | Stil |
18-11-2009, 13:30 | #1 | ||
forumun death metalcisi Üyelik tarihi: May 2009 Yaş: 38
Mesajlar: 3.542
Tecrübe Puanı: 22 |
Gün bugündür arkadaşlar… Beşiktaş’ımıza sahip çıkma günü, tam da bugündür… İnönü’ye… Kapalıya… Yeni açığa, Eski açığa; Sahip çıkma günü, Cumartesi günüdür… Beşiktaş’ı bugünlere getiren, var eden ruh; 15 yıl şampiyon olmamış takımının peşinden her maçına giden taraftarıdır… O taraftar büyütmüştür Beşiktaş’ı… 15 sene Şampiyon olmayan takımın taraftarının, nasıl çığ gibi çoğaldığının örneği sanırım yalnızca Beşiktaş’a aittir. Büyüyen taraftar gücü, 1982 de Beşiktaş’ı şampiyon yapmıştır… Şimdi; Biz taraftara ve takıma gerekli olan 1982 ruhudur. Yıllarca şampiyonluk görmemiş, ama 40.000 kişiyle her maçta destek olmuş o yürek Cumartesi gecesi İnönü de çarpmalı. Gelin hatırlayalım; 1982… Türkiye için zor yıllar… Siyah-Beyazlılar için dönüm noktası… Beşiktaş şampiyonluğa giderken, son 4 haftaya Göztepe deplasmanından yine lider olarak İstanbul’a döner. O hafta dananın kuyruğu kopacaktır. 41 puanla lider olan Beşiktaş 40 puanla ikinci sırada yer alan Trabzon’la karşılaşacaktır. Haftanın ilk idmanına Beşiktaşlı futbolcular omuzlarda çıkar. Siyah Beyazlı taraftarlar tarihi Şeref stadını, çok önemli bir final maçı oynanacakmış gibi tıklım tıklım doldurmuşlardır. Çırağan sarayının tek tük ayakta kalmış duvarlarında “Şampiyon Beşiktaş” sesleri yankılanmaktadır… İstanbul İstanbul olalı böylesine heyecanlı bir bekleyişe tanık olmamıştır. Daha önce İstanbul’da birçok Şampiyonluk yaşanmış, kutlanmıştır, ama bu çok farklıdır… Şampiyonluğa giden bir takımın taraftarları, ilk kez yüzlerce bayrakla donatmaya başlamıştır sokakları… Önce Beşiktaş köyiçi, sokaklarından başlayarak, ardından tüm İstanbul siyah-beyaza bürünmüştür. Kumaş satan mağazalarda, siyah ve beyaz renkli kumaşlar bir anda tükenmiştir. Semtte bazı restoranlar şampiyonluğun şerefine, siyah zeytin, beyaz peynir ve biradan oluşan menüyü, müşterilerine ücretsiz sunmaktadır. Gece sokağa çıkma yasağı olduğu halde binlerce Beşiktaşlı taraftar, davullarla zurnalarla turlamaktadır İstanbul sokaklarını… İstanbul böylesine bir heyecana, böylesine bir coşkuya, böylesine bir tutkuya, böylesine bir hasrete tanık olmamıştır… Trabzon’la 0-0 berabere kalan Beşiktaş, şampiyonluk sevincini bir hafta erteleyip hepimizi heyecana sürüklemişti. Artık yürekler kıpır kıpırdı. Yıllardır içimizde biriktirdiğimiz özlem, futbolcularımızın da üstüne ağır bir sorumluluk yüklemişti. Onlar, herkesten daha çok istediler Şampiyonluğu… İşte bu duygularla 13 Haziran 1982 günü, İstanbul’dan, Ankara’dan, Türkiye’nin her yerinden konvoylar halinde gelen taraftar Eskişehir’de buluştu… Sadece bayraklarını, flamalarını, kaşkollarını taşımamışlardı Eskişehir’e… Coşkularını, sevgilerini ve her şeyden önemlisi, yıllardır çektikleri hasretin, artık son bulacağına dair besledikleri umutlarında getirmişlerdi beraberlerinde… Ben, henüz üç aylık olan kızımla, evde seyrettim maçı. Benim gibi Eskişehir Atatürk stadına gidememiş milyonlarca Beşiktaşlı, tek yürek olmuş, nefessiz izliyordu bu mücadeleyi… Tarihi maç, 15 sene sonra şampiyonluğu getireceği için, heyecan tavana vurmuştu. Olaylı geçen maç sonrası, Beşiktaş mutlu sona ulaştı. Neredeyse bir nesil süren şampiyonluk hasreti bitti… Eskişehir İstanbul arası adeta siyah beyaza boyanmıştı… Bende üç aylık kızımı anneme bırakarak İstanbul’da sokaklara çıkanlardanım… Beşiktaş’tan umudunu kesenler çoğunluktaydı, ama biz bu 15 yıl boyunca bir gün bile takımımıza olan inancımızı kaybetmedik. “Beşiktaş artık büyüklük özelliğini kaybetti bundan sonra bir daha Şampiyon olamaz” diye iddia edenlerin yüzüne bir tokat gibi inmiştir Şampiyonluk… İşte 1982 senesinde, o muhteşem taraftar arasında Mehmet Işıklar da vardı… Namı diğer “Optik Başkan” Optik yıllarını Beşiktaş Kapalı tribününe vermiş, hayatında ki her şeyin ötesine Beşiktaş sevgisini, koymuş bir insandı. O bir röportajında şunları söylemişti; “Her zaman takımımıza destek olalım… Ne olursa olsun Beşiktaş’ın arkasında olduğumuzu, Beşiktaş’ımızı temsil edenlere inandıralım… Çünkü başka alternatifimiz yok! Kimsenin başarısı bizi ilgilendirmez… Takımımızı değiştirecek durumumuz yok. Kaderimiz bizi Beşiktaş’a bağladı. Geçmişte yaşanan bazı olaylar vardı, taraftar takıma küstü ve arkasını döndü. O zaman ben gerçekten çok üzüldüm… Ben Beşiktaş’ı Ali, Veli için sevmiyorum… Gerçek taraftar kötü günde takımının yanında olmalı, iyi günde zaten 40.000 kişiye oynuyor. Biz her şartta Beşiktaş’ı desteklemeliyiz. En azından ben böyle bir Beşiktaşlıyım. Beşiktaş’ım sen babadan kalma bir miras değil, doğacak olan çocuğuma borcumsun… OPTİK” Optik hiçbir zaman çocuk sahibi olamadı… Onun çocuğu Beşiktaş’tı… İnönü’deki taraftardı… Arkadaşlar, Mehmet Işıklar’a bir borcumuz var… Olayların onu derinden üzdüğünü hissederek, Cumartesi günü hiçbir şey düşünmeden sadece Beşiktaş’ı desteklemek… Optik Başkan ancak o zaman mezarında rahat edecek… “Mehmet Işıklar” ruhuyla tribünde görüşmek üzere… ITIR ESEN / HABER1903 | ||
|
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |