|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
|
Makaleler Medya dan Beşiktaşımız ile ilgili Köşe Yazılarının Tartışıldığı Platform. |
| LinkBack | Seçenekler | Stil |
16-03-2015, 08:48 | #1 | ||
Moderator Üyelik tarihi: Aug 2006 Yaş: 38
Mesajlar: 6.655
Tecrübe Puanı: 24 |
İlk 45 dakika, Türkiye Ligi maçından çok geceleri FIFA 15’te oynadığımız maçlara benziyordu: Topa daha çok sahip olan taraf değil de topu rakibe veren Başakşehir daha çok ve tehlikeli gol pozisyonları buldu. İlk yarıda bir ara Galatasaray topa % 76 oranında sahip oldu: Santrada Hamit’in yanında gözüken Selçuk, bizzat kendisinin orkestra şefliğinde bu topa mutlak sahip olunan dakikalarda Hamit’ten çok Sneijder’a çok daha yakın oynadı. Başakşehir ise FIFA 15’te bana rakip olan gençler gibi olabilecek en az sayıda pası ama olabilecek en hızlı şekilde yaparak ilk 45’te 3 çok net gol pozisyonu buldu. Bunlardan birinde Alparslan Erdem’in kritik tercih hatası, neden Werder Bremen ya da Galatasaray’da kalıcı olamadığının en net göstergelerinden birisiydi. İlk 45’te Selçuk’un Hamit’ten çok Sneijder’a yakın oynaması nedeniyle adeta iki 10 numara ile oynayan Galatasaray, ilk yarının sonlarına doğru rakip ceza alanında daha da çok çoğalmaya başladı. Bu anlardan birinde Selçuk, Tanju Çolak’ınkileri hatırlatan -yarım ya da tam fark etmez- estetik açıdan eksiksiz bir vuruşla Arena tarihindeki en güzel gollerden birine imza attı. Galatasaray’ın ilk yarıdaki en verimli isimlerinden birisi de Sabri’ydi. Sol önde Yasin, sağ bekte Sabri Galatasaray hücumlarına kanatlardan büyük katkı yapıyorlar, Selçuk-Sneijder 2’lisinin Umut’a yaklaştıkları pozisyonlarda fark yaratan bir hücum derinliği-alan genişliği sağlıyorlardı. İlk yarıda Galatasaray’ın en çok mesafe kat eden ismi Selçuk, Başakşehir’in ilk 45’te en fazla mesafe kat eden oyuncusu Mahmut’tan 400 metre az mesafe kat etmişti. Çünkü Mahmut ve arkadaşları ilk yarı boyunca o kadar az pas yapabildiler ki 45 dakika boyunca rakiplerinin arkasından koşup durdular... İlk yarı sonunda Sabri sakatlanıp çıktı, 2. yarı başında her maç performansı daha da artan Yasin, Umut’a kariyerindeki en kolay gollerden birini attırdı. Sonrasında ise Abdullah Avcı’nın uzun süredir en çok eleştirildiği konu olan “B Planı” meselesinde bu kez farklı tercih ve doğru hamleler yaptığını gördük. Oyuna soktuğunuz 2 oyuncu da (Mehmet Batdal ve Enver Cenk Şahin) skor katkısı yapıp maçı 2-0’dan 2-2’ye getiriyorlarsa B Planı’nız doğru demektir. Galatasaray’da ise Hamza hoca bu kez B Planı’nda büyük hatalar yaptı. Sabri ile Tarık arasındaki Tarık aleyhine performans farkı ortada. Hamza hoca bir de Yasin’i de kanattan çıkartınca Galatasaray’ın kanatları tamamen verimsizleşti. Sıkışan her oyuncu; topu kanattaki Bruma’ya attı, üzerine kolektif oyun tecrübesinden büyük yük yüklenen Bruma da hatalar yaptı. Dzemaili, Napoli’de neredeyse hiçbir zaman Galatasaray’daki kadar üst üste başarısız performanslar sergilemedi. Ancak en iyi oynadığı yer savunmanın önü olan Arnavut asıllı İsviçreli oyuncu, bir kez daha verimsiz olduğu bir bölgede görevlendirildi. Faydadan çok zararı oldu. Formda bir kanat oyuncusu olan Yasin’i alıp formsuz Dzemaili’yi de hiç verimli olamadığı bir yerde görevlendirmek için takımın doğru geometrisini bozarsanız, Prandelli’den sonra takımı toparlayan Hamza hoca da olsanız eleştirilirsiniz.
__________________ '' BİR DERDİM VAR. BİN DERMANA DEĞİŞMEM ASLA !!! '' | ||
|
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |