Divan'dan Aybaba'ya yeşil ışık !..

[Adelaar]

Divan'dan Aybaba'ya yeşil ışık !..


"Beşiktaş'ın hocası kim olsun?" tartışmalarına Divan Başkanı Yalçın Karadeniz de katıldı.. Lucescu ve Ertuğrul Sağlam için temkinli konuşan Karadeniz, Aybaba'ya yeşil ışık yaktı, Tigana'yı ise sert biçimde eleştirdi.



Tigana'nın, Futbol Şube Sorumlusu Celal Kolot'a gösterdiği tepkiyi anlamsız bulan Karadeniz "Ne yaptı yani. Demekki yan baktın, yağmur yağdı bahanesi gibi birşey bu. Bunlar da böyle şımarık oluyorlar." dedi. Yeni teknik direktörün kim olması gerektiği konusundaki tartışmalara da katılan Beşiktaş Divan Başkanı Yalçın Karadeniz, Samet Aybaba'ya destek verdi ve "Aybaba nedense tribüne kendisini sevdiremedi. Onun da sebebi görev yaptığı takımlarda Beşiktaş'a karşı iyi işler yapmış olmasıdır. Beşiktaşlılık duruşuna bakarsanız, dürüstlüğü doğruluğu aşıladığımız bir insan, maç mı verecekdi yani?" dedi. Karadeniz, diğer iki aday Lucescu ve Ertuğrul Sağlam içinse temkinli konuştu. İşte Yalçın Karadeniz'in Ligtv.com.tr Haber Müdürü Erdem Erol'a yaptığı önemli açıklamalar:

TIGANA'NIN AYRILACAĞINI SÖYLEMESİ YANLIŞTI
-Yalçın Bey, Divan Başkanlığı’na seçildikten sonra yaptığımız ilk röportajda görev tanımlamanızı yaparken, yönetim kuruluna abilik yapacağınızı belirtmiş ve şunları söylemiştiniz: “Kulübün, derneğin ve iştiraklerinin mali hareketlerinin takibi, idari hareketlerinin takibi, varsa telkin ve tavsiyelerini Yönetim Kurulu’na getirmek ve sorgulama görevini layıkıyla yapmaktır. Esas görevimiz budur. Divan Başkanı bir konuyu tenkit ediyorsa, eksikliğini ortaya koyuyorsa, Yönetim Kurulu Başkanı bunu kaale alır ve değerlendirir diye düşünüyorum." Bu doğrultuda size şunu sormak istiyorum. Fortis Türkiye Kupası finalinden sonra Tigana’nın takımdan ayrılacağını söylemesiyle başlayan süreci nasıl değerlendiriyorsunuz? Tigana’nın yapmış olduğu bu açıklama takımda motivasyon bozukluğuna neden oldu ve ardından Bursaspor yenilgisiyle yakalanması muhtemel şampiyonluğun elden kaçırıldığı yoprumları yapıldı çünkü.
Tigana’nın böyle bir açıklama yapmaması gerekirdi. Tigana yüzünden şampiyonluğumuz gitti gibi birşey söylemek istemiyorum çünkü daha önce de takımın şeyi belliydi yani 'iyi miydi kötü müydü onun takdiri millete bağlı, herkes görüyor seyrediyor. Şampiyon olur muydu olmaz mıydı' biraz fal açmaya dönüşüyor. Ama Tigana’nın yaptığı doğru mudur, etik midir, değildir bana göre. Allahın selameti başına olsun. Tigana’nın ayrılacağını açıklamasından sonra gereken yapılmıştır zaten. Bana göre de usul ve uygun bir çözüm yapılmıştır. Bu denli uluslarası çalışan bir Tigana’nın bu denli bir gafletim içine düşmemesi lazımdı. Yaptığı hataydı. Ama o hata şampiyonluğu kaybettirdi demek gibi birşeyin içine girmek istemiyorum. "TIGANA'NIN YAPTIĞI İHANET DEĞİL GAFLET"
-İhanet olarak değerlendirilebilir mi?
Yani ihanet demem. Niçin ihanet olsun. İhanet etseydi o zaman, 'ben devam ediyorum ya da benim tazminatımı verin' derdi. O zaman ihanet olurdu. Ben bir gaflet ve büyük bir hata olarak görüyorum. Bu denli uluslararasu futbolu bilen bir adamın bu hatayı yapmaması lazımdı.
-Siz 1981 senesinde 14 yıl sonra yaşanan şampiyonluk da yöneticiydiniz. O zaman teknik direktör Miliç'ti.
Evet.
-Siz o zaman yabancı takımdan yana tercihinizi kullanmışsınıuz demekki.-
Yani şöyle, Miliç, Türkiye'de uzun yıllar Türkiye'de top oynamıştı, Türkçe'yi iyi derecede biliyordu, futbolcuları çok yakından tanıyordu. Netice olarak yanında Ziya Taner gibi çok iyi bir antrenör de vardı yanında. Dolayısıyla Miliç'ten iyi netice aldık. İlla yabancı diye diretmedik ve Miliç adeta Türk'tü. Dolayısıyla hiç sıkıntı çekmedik. Miliç yerliden farksızdı yani.
"YERLİ ANTRENORLER DE BU İŞİ YAPABİLİR"
-Şimdi Tigana’nın gitmesiyle birlikte 'yerli hoca mı yabancı hoca mı gelecek?' tartışması yaşanıyor. Sizim gönlünüz kimden yana?
Henüz Başkanla bu konuyu görüşmedik. Bu hafta görüşmeyi düşünüyorum. Burada meseleye 2 türlü bakmak lazım. Tigana'nın yerinde A klas bir teknik adam getirelim derseniz o yadırganmaz iyi olur. Ama bunun karşılığıda işte nereden bakarsanız, 3.5 milyon euro gibi laflar ediliyor Lucescu için. Diğerlerine giderseniz 5 milyon eurodan aşağı gelmez. Demek ki bu paraları gözden çıkaracaksınız. Bugünkü ekonomik durumlar içerisinde biraz bahar gibi geliyor. Ben olsam yerli antrenörlerden bu işi, yapabilecekler var Türkiye'de.
"SAMET AYBABA KENDİNİ İSPATLADI"
-Örnek vermenizi istesem.
Bunlardan bir tanesi getirilebilir. Tribünler çok bağırmış olmasına rağmen Beşiktaş'ta yetişmiş, 12 sene ağırbaşlılıkla, hiçbir problem olmadan oynamış Samet var. Gittiği yerlerde de kendisini ispatlamıştır ama nedense tribüne kendisini sevdiremedi. Onun da sebebi görev yaptığı takımlarda Beşiktaş'a karşı iyi işler yapmış olmasıdır. Beşiktaşlılık duruşuna bakarsanız, dürüstlüğü doğruluğu aşıladığımız bir insan, maç mı verecekdi yani? Hayır. Tabii iyi oynayacaklardı. Dolayısıyla onlara bu sebeple tu kaka yapmamak lazım diye düşünüyorum. Onun dışında başkası var mı? Var. Beşiktaş takımına hırs ve profesyonellik aşılayacak adam var. Bunlardan birini alabilirsiniz. 3 milyon euro vereceğinize mesela Yılmaz Vural diyor ki 'ben bedava gelirim' diyor. Yani 'bedava para almadan gelirim' diyor. Başarıya susamış insanın buraya gelmesi lazım diyorum.

"TIGANA GİBİLERİ ŞIMARIK OLUYORLAR"
Şimdi Tigana verdiği beyanatta, dışarıdan gelenler sabote etti dedi. Ne sabote etti mesela. Yani Celal Kolot neye karşı çıktı. Antrenmanına mı karıştı, şunu oyuna al bunu oynatmamı dedi. Ne yaptı yani. Demekki yan baktın, yağmur yağdı bahanesi gibi birşey bu. Bunlar da böyle şımarık oluyorlar. Demekki adamın paraya da şöhrete de ihtiyacı yok. E o zaman ne kalıyor yani.
"EKONOMİK AÇIDAN YERLİ OLSUN"
-Daha önce bize yapmış olduğunuzu size hatırlatmak istiyorum, şöyle demiştiniz: “Kulüplerin başarısı sportif başarıyla değerlendiriliyor. Profesyonel şube iyi bir netice alırsa herşey silinir. Bu biraz sabır ve şans meselesidir. Şu anda Beşiktaş sokağa dökülmüş bir pozisyonda görünmüyor. Her kulübün borcu da var. Beşiktaş ekonomik yönden daha iyi olsun mu olmasın mı dediğin zaman elbette ki temennimiz daha iyi olsundur ama bir taraftan şampiyonluğa koşacaksınız bir taraftan da tasarruf yapacaksınız. İşte bu bağdaşmıyor”. Burada şunu soracağım. Sizin gönlünüzden yerli teknik adam geçiyor...
Yani ben şunu söylemek istiyorum. Ekonomik durumunuz düzgünse kariyer sahibi insanların getirilmesi, Avrupa Kupaları'nda isim yapılması yönünden, bir yabancı futbolcunun transferinde kolaylık yönünden takımın başında Del Bosque varsa daha farklı oluyor. Farzedin ki Yalçın Karadeniz bu takımın başında o zaman gelecek yabancı sıcak bakmıyor. Yabancı kötü olur anklamında demiyorum yani, ben ekonomik açıdan yerli olsun diyorum.

-Takımın başına kariyer sahibi bir yabancı geldiği zaman camia hemen şampiyonluk bekliyor. Ama takımın başına bir Rıza Çalımbay geldiği zaman, onun arkasında durmak o kadar kolay olmuyor. Samet Aaybaba veya başka bir yerli teknik direkltör geldiği zaman hemen şampiyonluk havasına girilebilir mi? Bu yerli hoca için dezavantaj mı?
Burada önemli olan yönetimlerin yerli teknik adamların arkasında sıkı durmasıdır. Yani sıkı durmayı kabul ediyorlarsa ben yerli hocayı kabul ederim. Yani arkasında durabileceklerse.
"YERLİ HOCAYA SAHİP ÇIKILMALI"
-Yani yerli hoca getireceklerse arkasında durabileceklerse getirsinler diyorsunuz.
Evet. Yerliyi getireceklerse, 2 maçtan sonra tribünlerin bu gitsin diye tezahuratında, arkasında durabiliyorlarsa yerliyi tercih etsinler. çünkü ekonomik sıkıntıları var. İkincisi gelen yabancı Türk futbolunu tanıyana kadar, türk insanını tanıyana kadar mevsim geçiyor.
-Bir sonraki mevsimde çekip gidiyor.
Evet çekip gidiyor. Halbuki yerli hoca herkesi tanıyor, Türk futbolunu tanıyor. Bugün Kayserispor'un nereden ne açıkları var, nereden ne yapabilir hepsini biliyor. Yabancı nereden öğrenecek? Ya kasetten öğrenecek ya da birisi ona telkin edecek. Dolayısıyla benim tercihim böyle. Burada bütün mesele başarıya, şöhrete başarıya susamış bir insan olması gerekir. Bak şimdi Tigana ben 1 sene çalışmayacağım hatta Avrupa'dan büyük kulüplerden bana teklif var diyor. Teklif var yok bilemiyorum ama ne oluyor adam benim ihtiyacım yok diyor. Niye? İsmi var, parası var. Çalışsa ne olur, çalışmasa ne olur. Yani bir şeye susamış hali yok, ne maddiyata, ne şöhrete ne de başarıya. Şimdi yerli antrenörler içerisinde mesela Yılmaz Vural, maçı 90 dakika seninle beraber oynuyor, seyretmiyor. Yaşıyor. Bizim takıma da böyle profesyonellik lazım.
"LUCESCU TÜRKİYE'Yİ TANIYOR"
-Lucescu örneiğini verdiniz ve 3.5 milyon euro konuşuluyor dediniz. Alternatiflerden birisi Lucescu. Ama Lucescu'nun Türkiye'de görev yaptığı süre içerisinde yapmış olduğu açıklamalar varki bunlar hayli konuşulmuştu. Şimdi Lucescu yeniden gündeme gelince kamuyounda şöyle bir eleştiri var. Türk futboluna dil uzatan bir teknik adamı nasıl almayı düşünürsünüz deniliyor. Siz de Beşiktaşlılık duruşundan bahsettiniz. Burada bir çelişki var mı? Bazı kesimlerin tepkisini alan Lucescu ismi sizin içinize siniyor mu?
Lucescunun tabii ki konuşmalarını birebir duymadım. Söyledikleri doğruysa elbetteki olmamalı. Ama mesela Daum bizde antrenörken 'uyuşturucu kullanan bir adam nasıl Türkiye'de antrenörlük yapabilir' diye özellikle Fenerbahçe kesiminden böyle tenkitler vardı. Ama bir müddet sonra Fenerbahçe Daum'u aldı. Bu hasetlik, kıskançlık içerisinde birşeyler söylenebilir. Lucescu'nun tercih ettiğim tarafı Türkiye'yi, Türk futbolunu ve Beşiktaş'ı bilmesi olabilir. Yoksa illa o gelsin diye bir iddiam yok benim. Bana tercih yap deseler, ben başkan olsam, yerli antrenör alırım.
"ERTUĞRUL İÇİN ZAMAN GEREKLİ"
-Bunun nedenlerini de açıkladınız.
Mesela şimdi diyorlar ki Ertuğrul Sağlam. Ertuğrul bizde yetişmiş, son derece dürüst, namuslu, haysiyetli, düzgün. Ertuğrul getirilebilir ama ben diyorum ki bir kaç sene daha getirmeyelim Ertuğrul'u. Biraz daha pişsin ondan sonra getirelim Ertuğrul'u, 10 sene için diyelimki 'al kardeşim eti senin kemiği benim.' Şampiyonluk falan da senden istemiyorum, bana 5 senenin takımını yarat. O zaman yapabilir. Ama şimdi getirdiğinde sportif yönden başarıyı yakalarsa hemen yakaklarsa sorun yok ama eğer başarısız olursa...
-Peki o zaman 2 Türkiye Kupası 1 Süper Kupa. Başarı mı değil mi?
Yani şimdi tabii ki başarı. Kupa kupadır. Küçümsememek lazım. 'Beni oynanan futbol tatmin ediyor mu?' ben buna bakıyorum.
-Oynanan futbol sizi tatmin ediyor mu?
Sizi ediyor mu?
"GELECEK SENEDEN ENDİŞE DUYUYORUM"
-Benim buna cevap vermem şu aşamada pek etik olmaz diye düşünüyorum.
Şimdi konuşuyoruz. Bugün oynanan futboldan kimse memnun değildi. Memnun olmadığı içinde Tigana hergün gündemdeydi. Meslea Erciyesspor küme düşmemeye oynuyor ama ligin en iyi futbol oynayan takımlarından biri olarak gösteriliyor. Bu bir şans meselesi. Beşiktaş şu anda başarılı gibi görünüyor ama ileriye dönük, seneye bu takıma takviye yapılmazsa, iyi organize edilmezse bu takım seneye ne yapar diye endişe duyuyorum. Budur yani.
"DİĞER BAŞKANLARI BEKLİYORUM"
-Son olarak şunu sormak istiyorum. Son yıllarda tribün terörü kanayan bir yara haline geldi. Galatasaray-Fenerbahçe derbisinde yaşananlar da ortada. Siz Divan Başkanı seçildikten sonra yaptığınız açıklamada, İstanbul takımlarınını birbirlerine karşı düşman olmaması lazım. bunun için Fenerbahçe ve Galatasaray divan başkanlarınına davette bulunacağım ve biraraya gelip bunu konuşacağız demiştiniz. Ne oldu?
O gün benim söylediklerimi bugün diğer kulüp başkanları da söylemeye başladı. Bugün spor kamuoyu da bunları söylemeye başladı. Ben Galatasaray ve Fenerbahçe Divan Başkanları'na yazılı olarak davette bulundum. Bu konu Galatasaray divanında konuşuldu, ayrıca Fenebrhça Divan Başkanı Yüksel Günay oynayacakları Antep maçından önce beni aradı, çok önemli bir noktaya dokundunuz, teşekkür ederim, Antep maçı dönüşünde sizi arayacağım dedi ama halen dönmediler. Ama ben bunları yaptım. Divan toplantımızda bunu açıkladım.

[email protected]

[R€D-D€V!L-1903]

eski divan başkanı bence daha iyiydi