Kazanmayı bildiler (Zafer Öğer) | | DÜN akşamki oyun, Beşiktaş için çok fazla manalar taşıyordu. Hem ligin en tepe zirvesinin sıcaklığı içinde olacaktı, hem de rakiplerinin bundan sonra oynayacağı maçlarda kayıplarını bekleyecekti. Büyük takım olmak kolay değil. Dün akşam bunu çok net gördüm. Çok az pozisyonları tabelaya yansıtıyorsun. Rakibin ise üstüne üstüne geliyor ama son vuruşu yapamıyor. Onun için hep der dururum, ‘Futbol tuhaf oyun’ Oyunun gidişi değil, bitişi önemli. İyi bitirene de, kimsenin kızacak hali yok. Ankara, Beşiktaş’ın kalesi. Deplasman yeri değil. Beşiktaş’ın öyle de bir kolaylığı vardı. Dün de onu kullandı. Dünkü maçı Beşiktaş, bu şartlarda kazandı. Kazanacak kadar da iyi oynamadı. Benim işim Beşiktaş’la. Gençlerbirliği oyuncular neler yaptı, bunu dile getirmeyeceğim. Ama Beşiktaşlılara bir göz atalım. Ya Baki, ne top oynadın be! Gözlerim yaşardı. En az 5-6 tane gol topu ikram ettin. Sana bir ağabey tavsiyesi. Futbol kaliten kadar futbol oynamayı düşün. Senin araya, dereye top atacak halin mi var? Atmaya kalkıyorsun, rakibe gidiyor. Delgado’ da oyuna hiç eli değmedi. Halbu ki Delgado, dün akşam daha fazla mesuliyet yüklenmeliydi. Holosko istediği topları bulamadı, yapacağı da fazla bir şey kalmadı. Tello, her gün geri sayıyor. Faydasından vazgeçtim, zararlı olmasın yeter. Kaleci Rüştü’yü’ oyunu çok dikkatli oynarken seyrettim. Bir kalecinin hep oyunun içinde olması avantajıdır. Rüştü de onu kullanıyor. Maçın hakemi çok tecrübeli. Abuk sabuk kartlar kullanmadı. Ne kendisini, ne maçı, ne de tribünleri sıkıntıya sokmadı. İşte tecrübe bu. |