|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
|
Makaleler Medya dan Beşiktaşımız ile ilgili Köşe Yazılarının Tartışıldığı Platform. |
| LinkBack | Seçenekler | Stil |
15-08-2008, 16:30 | #1 | ||
hüngürella Üyelik tarihi: May 2007 Yaş: 41
Mesajlar: 5.146
Tecrübe Puanı: 23 |
Yeni sezonun ilk resmi maçına galibiyetle başlayan Beşiktaş, taraftarlarını bu kez memnun etmeyi başardı. En azından skor tabelasındaki son durumla... Galibiyetle başlamak önemliydi... Hem takımın morali, hem de uzun zamandır sevinmeyi unutan Beşiktaş taraftarının morali için. Ama bu maç Beşiktaş için ölçü olamaz... Beşiktaş bu maçta kazanması gerektiği için değil kazanmak zorunda olduğu için kazandı... Aksi bir durumda yine geçen seneye dönülecekti... Tribünlerde 'Yönetim istifa' sesleri, medyada 'Sağlam istifa' haberleri... Karşısındaki takım Bosna Hersek'in iyi takımlarından biri olabilir. Ama Avrupa futbolunda amatör kalan bir takım. Beşiktaş kendisinden 20 kat daha zayıf bir rakibi 2-1'le geçti. Evet tam 20 kat. Siroki Birjeg'in kadrosunun toplam değeri 3 buçuk milyon Euro civarında. Beşiktaş'a dönüp baktığınızda bu rakam 70 milyon Euro'dan fazla. Yani tam 20 katı. Bu durumda Beşiktaş kazanması gerektiği için mi? Yoksa zorunda olduğu için mi kazandı? Cevabını siz verin... Yine de önemli olanı başardıkları için ter döken herkesi kutluyorum. Oyuna dönecek olursak ben önce savunmadan başlamak istiyorum. Teknik yönü zayıf olan bu ekip Beşiktaş'ın savunmasını fazla zorlamadı. Yeni transferlerden Zapotocny ve Seric'in yokluğunda Sivok genelde iyi iş çıkardı. Kademe anlayışı ve zamanlaması çoğu zaman yerindeydi. Gökhan Zan ayağında topu tutmadığı zamanlar iyi bir savunmacı portresi çizdi. Tello ise alışık olmadığı bir mevkiide elinden geleni yaptı. Savunma son dakikayı saymazsak bu maçta iyiydi... Ama tekrar söylüyorum, bu maç asla ölçü değil... Ve gelelim asıl konuya... Yani Matias Delgado... Kaptanlığın bir futbolcuya bu kadar yaradığını görmemiştim... İbolar'ın kavgasıyla sarsılan takım. Bir anda eskisinden daha uyumlu oldu. Her işte bir hayır vardır derler ya. Bunda mutlaka var. O artık herşeyiyle takımın maestrosu. Kanatlardaki Aydın ve Uğur İnceman'la olan uyumu yeni sezon için heyecan veriyor. İleri uçtaki arkadaşlarıyla olan iletişimini de biraz daha geliştirirse bu iş tamam. Bu yıl Arjantinli'yi tutmak çok zor olacak... -"HOLOSKO" MU, "HOLOŞKO" MU?- Beşiktaş'ın maçını Türkiye'nin deneyimli spikerlerinden Sabri Ugan anlattı. Ve maçın son düdüğü çaldığında insanların aklında en çok kalan olaylardan biri Beşiktaşlı Holosko'nun adının maç boyunca yapılan telafuzuydu. "Holosko" mu, "Holoşko" mu? Herkes "Holosko" diyor.. Ama Sabri Ugan "Holoşko"da ısrarlı. Tepkiler artınca Sabri Ugan da konuya açıklık getirdi ve Holosko'nun adının esasında Holoşko olarak telafuz edildiğini ifade etti. Türkiye'ye geldiği 2005 yılından beri biz ona hep "Holosko" dedik. Ama bu maçta bir anda "Holoşko" oldu. Artık sıradaki en yakın maç olan Antalyaspor maçını iple çekiyorum. Bakalım bu sefer ne olacak? | ||
|
15-08-2008, 18:09 | #2 | ||
Akademisyen Kartal Üyelik tarihi: Jul 2006 Yaş: 46
Mesajlar: 1.216
Tecrübe Puanı: 19 | Holoşko da değil Holoşşko .. Rakibin zayifligini butce ile karsilamasi sacma geldi. Sivassporun da butcesi bizden kat kat asagidaydi ama lig bizle ani puanda bitirdi.. Hem rakip o kadar da zayif degil Deplasman kosullarinda iyi kosan ve iyi mucadele eden bir rakibe gore ne iyi ne kotu beklenen sonuc denilebilir. Besiktasin iyi yolda oldugu gorusundeyim Inonu deki macta bunu gorecegiz emin olun | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |