16-07-2009, 21:59
|
#1 |
Gogo
Üyelik tarihi: Aug 2007 Yaş: 39
Mesajlar: 5.649
| Beşiktaş’ın transferdeki hesapsız kitapsızlığı sadece ödediği abes bonservis paraları değil elbet. Esas problem bu hareket içinde takım içi gelir dağılımının da çivisinin çıkmış olması.
Delgado’nun sözleşme yenilemesi ile başladı bu orantısız değer biçme saçmalığı... Verimsizlik ve devamsızlıkta liste başı olan Arjantinli’ye sözüm ona ‘jest olsun’ diye sunulan 2 milyon 200 bin Euro bugün eşitsizliğin miladı sayılır. Sonrasında Nobre’nin aylar süren pazarlığına şahit olduk. Bugün ise 900 bin Euro’da takılı kalan Tello isyanı var. Yakın geçmişte Nobre ne kadar haklı ise bugün Tello’nun dayatması da aynı ölçüde geçerli. Mantık basit, bu iki oyuncudan verimliliğini kanıtlamış, kazanılan iki kupada paylarını yüksek gören futbolcular.
Nobre’de yaşananlar gibi yönetim, Tello’nun isteklerini ‘taviz veririm’ gerekçesiyle reddediyor.
Oysaki Delgado’nun neredeyse üçte birine oynayan Şilili’nin isyani kulak verilmeyecek cinsten değil. İşte işler de bu noktada sarpa sarıyor. Delgado’nun iki katına çıkan sözleşmesinin ardından, ne verdiği belliyken, şimdi de daha ne verecekleri belli olmayan Nihat ile Ferrari’ye 2.5 milyon Euro’yu canı gönülden taahhüt etmek neyin nesidir? Üstelik garanti para olarak... Bugün Tello sürtüşmesi var. Hemen arkasında Bobo bekliyor. Muhtemelen Ocak ayında da Holosko aynı isteklerle kapıya dayanacak.
Bu anlayış, Beşiktaş’ın iç huzurunu fena halde bozacak gibi. Saha içinde bile gözlenecek maksatlı ayrımcılığa, kadroda oluşacak gruplaşmalara, şimdiden kapı açılmış durumda.
Mustafa Denizli ile ayağa kalkan, takımdaşlık ve samimi aile bağlarını bu para işi sekteye uğratacak. Basri Baykoç |
| |