2-0’dan önce... 2-0’dan sonra...-Ali Sami Alkış İki taraf da, şeytani düşüncelerden ve art niyetlerden uzak oynayınca; ortaya temiz, dürüst, saf ve akıcı bir futbol ortaya geldi. Sahadakiler futbol oynamak isteyince; zaman zaman sertleşen oyun gerilim unsuru olmadı. Bir tek Ali Tandoğan gereksiz bir sinirlilik içindeydi. Bunun bedelini de kırmızı kartla ödedi. Beşiktaş gollerini sıraladığında karşısında kötü oynayan bir Denizlispor yoktu. Yani, iyiye karşı daha iyiydiler. Bu da futbolu güzelleştiriyor. *** Ancak maçın ikinci yarısındaki Beşiktaş futbolundan şikayetlerim olsa da; bunu 2-0’ın getirdiği rahatlığa bağlıyorum. Bedelini ödemek zorunda kalabilirdi. Ama Denizli bütün çabasına rağmen golünün arkasını getiremedi. Maçın ilk yarısını baz alırsak; Beşiktaş bu sezonun ilk devresindeki hımbıl, tembel, gönülsüz futbol işkencesinden kendini sıyırmış gibi görünüyordu. İyi, düzenli ve anlaşmış bir takım görüntüsü verdi. 2-0’a kadarki oyunla, 2-0’dan sonraki oyun arasındaki balans, mantık ve strateji farkı, maçı tersine döndürecek riskler yarattı. Bu tabloyu, hastalıklı bir profesyonellik olarak gördü. Denizlispor şanslı olsaydı, tüm özverili çabaları ödülsüz kalmazdı. *** Ev sahibi takımda Christian’ın kumaşını beğendim; Carlos’un 45 metreden o müthiş şutuna şapka çıkartırım. Beşiktaş’ta da Holosko’nun rakip savunma arasında gergef gibi kayıp geçişini, zarif çalımlarını sevdim. Giderek gelişiyor... Takıma karşı yabancılığından ve bunun kendisine getirdiği tutukluk sendromundan kurtuldu. İki haftadır golleri gelince kendine geldi. |
dogru demıs adam hele ali tandoganın kırmızı kart görmesı bizim oyunu tamamıyle kendı yarı sagamıza kabullenmemıze neden oldu tandogan olunca holosko ilerde çok rahat goş pozisyonuna gire biliyordu |
valla bu adam ne derse desin azı ile kuş tutsa bile hiç sevmediğim bir tip ve karakter nasıl denie biraz ucuz bir tip |
Türkiye`de Saat: 10:54 . |
Powered by: vBulletin Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2