Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi

Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi (http://besiktasforum.net/forum/)
-   Sanat (http://besiktasforum.net/forum/sanat/)
-   -   Müslüman Oldular Efsaneleri ! (http://besiktasforum.net/forum/sanat/62651-musluman-oldular-efsaneleri/)

Aydin 24-05-2008 11:37

Müslüman Oldular Efsaneleri !
 


Neil Armstrong, Anthony Quinn, Kaptan Cousteau, Prens Charles, Goethe vb... Bir nesil onların Müslüman olduğunu zannederek büyüdü. Fakat bilgi ve belgeler onların din değiştirdiğini doğrulamıyor. Müslüman oldular mı, olmadılar mı?


İhtida (hidayet bulmak) efsanelerine iyi niyetle yaklaşanların yanı sıra, bunu doğrulamayanlar da var.
Ay'a ilk ayak basan insan olan Neil Armstrong, Çağrı ve Çöl Arslanı Ömer Muhtar filmleri ile kalpleri fetheden Anthony Quinn, tek kanallı televizyon döneminde Denizlerde Hayat belgeselinden tanıdığımız Kaptan Cousteau (Kusto) ve İngiltere kraliyet ailesinden Prens Charles...

Bu dört ünlü ismin ortak noktası senelerden beri haklarında çıkan İslamiyet'e ihtida ettiklerine dönük destansı anlatılar.

Bu isimlere Napolyon, Geothe ve Prens Bismark gibi Batılı isimleri eklemek mümkün.

1970 ve 1980'li yıllarda büyüyen genç nesiller sonradan İslamiyet'e giren batının ünlü isimlerinin hikayeleri ile büyüdü: Neil Armstrong Ay'a ayak bastığında ezan sesi duyar ama daha önce hiç dinlemediği için bir anlam veremez. Ancak 1982 yılında Mısır'a gittiğinde camilerden aynı sesi duyunca 'Ben bu sesi daha önce duymuştum' diyerek araştırır ve arkasından kelime-i şahadet getirerek Müslüman olur.

Anthony Quinn, Çağrı filmini çevirdiğinde oynadığı rolün oturduğu sosyal zemini ve Hz. Muhammed'in (SAV) hayatını inceden inceye tetkik eder. O kadar çok etkilenir ki "Bir İslam kahramanının filmini daha çevirirsem Müslüman olabilirim" der. Arkasından Ömer Muhtar filmini çevirdikten sonra ünlü aktör Müslüman olur...

Kaptan Cousteau, Cebel-i Tarık Boğazı'nda yaptığı bir çalışma sırasında bir yandan Atlas Okyanusu'ndan, diğer yandan Akdeniz'den gelen sıcak ve soğuk suların birbirine karışmadan, yan yana seyrettiklerini görür. Tuzluluk dereceleri birbirinden farklı olan bu suların karışmaması, fizik kurallarına aykırı bir olaydır. Dini bütün bir Hıristiyan olan Cousteau böyle bir durumun İncil'de bildirilip bildirilmediğini soruşturur; fakat böyle bir bilginin olmadığı ortaya çıkar. Bir gün Paris Tıp Fakültesi Cerrahi Kliniği Direktörü Prof. Maurice Bucaille'ya durumu bildirir. Bucaille sonradan Müslüman olmuş ünlü bir cerrah, Kur’an hakkında malumatı olan bir isimdir. Cousteau'ya Rahman Suresi'nin 19. ve 22. ayetlerini göstererek konunun Kuran-ı Kerim'de geçtiğini ifade eder: "Birbirine kavuşmak üzere iki denizi salıverdi. Bu ikisi arasında birbirine karışmasına engel olan bir perde vardır." Büyük araştırmacı bu gerçek karşısında Müslüman olur.

Bütün bu ihtida hikayelerinin gerçeği yansıtmadığı bizzat muhatapları tarafından dile getirildi. Armstrong, Türkiye'ye geldiğinde Ay'da ezan sesi duyma ve arkasından Müslüman olma gibi hadisenin yaşanmadığını anlattı. Kaptan Cousteau, dedikodulardan çok sıkılmış olacak ki sekreteri vasıtası ile gazete ve dergilere geçtiği faksta İslam dinine geçmediğini, Hıristiyanlığı benimsediğini ve Hıristiyan mezarlığına gömülmek istediğini açıkladı. Kendisi ile görüşenlere "Kur’an’ın sıradan bir kitap olmadığını anladım" dediği ifade ediliyor. Bunun ötesinde bir ikrarı söz konusu değil.

Kültürel farklılık olabilir

Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Köse, Batı-Hıristiyan kültüründe yetişen birisi ile İslam kültüründe yetişen birisinin ilahi kitap algılamasının, mahiyet itibarı ile farklı olacağını işaret ederek, "İslam kültüründe yetişen birisinin Kur'an algılayışı küllidir. Oysa Cousteau gibi bir Hıristiyan için ilahi kitabın külli bir şekilde kabulü söz konusu olamaz. Onun içindir ki, bir Hıristiyan 'İncil'in falanca ayetini kabul etmiyorum' deyip kendisini Hıristiyan görebilir. Bu gerçek Cousteau için de böyledir" diyor.

Anthony Quin ile alakalı ise dedikodu seviyesinde bir söylenti var. Herhangi bir yayın organında bu yönde bir açıklaması olmadığı gibi kime söylediği de belirsiz. Yani sözlü bir aktarma da yok. Ama Çağrı ve Ömer Muhtar filmini onlarca kez izlemiş insanların nazarında müteveffa Quin hâlâ Müslüman.

Prens Charles ise, hakkında çıkan gizli Müslüman söylentilerini bilmesine rağmen yalanlama yoluna gitmedi. 'Neden İslamı Seçiyorlar?' ismi ile sonradan kitap halinde yayımlanan bir doktora çalışması da olan Doç. Dr. Ali Köse, bazı politik şahsiyetlerin gizli Müslüman bilinmekten rahatsız olmadığını; hatta bu yöndeki dedikoduların yayılmasını isteyebileklerini söylüyor: “Birinci Körfez Savaşı (1991) sırasında, Prens Charles’in İslam ve Batı başlıklı bir konferansına katılmıştım. İslamiyet hakkında kulağa hoş gelen çok önemli sözler sarf etti. Hemen ardından Arap basınında Prens Charles'in gizli Müslümanlığı yönünde haberler yer aldı. Bir hafta sonra Charles İngiltere'nin silah satmasında arabuluculuk yapmak amacı ile Arap ülkelerine gitti. 20 milyar dolarlık silah anlaşmasını yapıp geri döndü. Arap liderleri sözlerin ve çıkan haberlerin tesiri ile onu Müslüman gibi karşıladı. Aynı yaklaşım İngiliz casus Lawrence'a da yapıldı ve Araplar bu kişiyi imam yapıp arkalarında namaz kıldı” diyor.

Prof. Dr. Suat Yıldırım bu konuya farklı yaklaşıyor. Prens Charles'in Müslümanlığı yönündeki haberlerde yanlışlık olabileceğini kabul etmekle birlikte katıldığı bir konferansta İslam ve peygamberimiz hakkında çok övücü sözler söylediğini, kadın hakları konusunda Batının bugün ancak geldiği seviyeyi Hz. Muhammed'in (SAV) 14 asır evvel getirdiğini ifade ettiğini, bu sözleri insanlara duyurmanın zarardan ziyade fayda sağlayacağını düşünüyor. Komplocu yaklaşımlara gitmeye gerek olmadığını savunan Yıldırım, "Devlet adamları bazı politik hesaplarla Müslümanların gözüne hoş görünmek maksadı ile bu tür övücü beyanatlar verebilir. Bu yaklaşımın doğruluk payı da var; ama yine de açıktan dillendirmemek gerekir" diyor.

Batı'da devlet adamı, sanatçı, ilim ve fikir adamlarının İslamiyet'e girmesine ya da İslam hakkında olumlu ifadelerine büyük önem vermenin tarihçesi aslında bu yüzyılın başına kadar gidiyor. Eşref Edip'in Sebilürreşad dergisinde yayımladığı, sonra kitap haline gelen Gayr-i Müslimler'in İslam Hakkında Övücü Sözleri isimli eseri bu alanda ilkler arasında. Eşref Edip bu derlemesinde sözlerin kaynağını belirtmiyor. Doğruluğu ve yanlışlığı ispatlanamayan bu sözler, önemli İslam alimleri tarafından da değerlendirmeye alındı ve eserlerinde yer aldı. Fakat, uydurma ihtida haberlerinin ayyuka çıktığı yıllar 1970-1980'li yıllar oldu. Müslüman kesimin sosyal hayatta yer bulmaya ve düzenli neşriyatları okumaya başladıkları bu yıllarda dergi ve gazetelerde kaynağı açıklanmayan ve sonradan yalanlanacak birçok bilgi yer aldı.

Prof. Dr. Nazif Gürdoğan, ihtida efsanelerini İbn-i Haldun'un "Mağluplar galipleri taklit eder" sözü ile izah etmeyi tercih ediyor. Gürdoğan'a göre Osmanlı Batı'ya yenik düştüğü için son dönem Osmanlı aydını ve Türkiye Cumhuriyeti kendisini yükseltecek her şeyi Batı'da aradı. İstisnalar hariç bunu kendi kültürünü tamamen reddederek yapmaya çalıştı. Bu psikolojinin bir etkisi ile olsa gerek Müslümanlar da İslam'ın doğrulanmasını Batıda aradı. Bu tür doğru yanlış ihtida söylentilerinin çöküş psikolojisinden kaynaklandığını düşünen Gürdoğan, 1980'li yıllarla birlikte Müslümanların artık bu tür psikolojiyi terk etmesini gerektirecek kazanımlar olduğu kanaatinde...

Kaptan Cousteau Somalili olsaydı?

Ali Köse, bu tip haberlerde art niyet aramadığını, Batının Türk halkı nezdinde "karşı kaldırımdaki kadın" kabul edildiğini, dolayısıyla Doğu değerlerine oradan gelen tasdiklerin toplumu rahatlattığını söylüyor. Köse'ye göre, bu tür ihtida haberlerinin kökeninde Doğu toplumunun aşağılık kompleksi yatıyor. Bu tespit Türk aydını tarafından yeterince değerlendirilemediği için toplumun hastalığını giderici müdahaleler gecikti. Kenya, Filipinler ve herhangi bir Afrika ülkesinde bir kişinin Müslüman olmasının hiçbir gazetede haber değeri bulunmadığına; ancak Batı ülkelerinde bir kişinin Müslüman olmasının haber yapıldığına dikkat çeken Köse, "Burada aslında o kişinin Müslüman olmasından çok Batılı olması önemli. Yusuf İslam 1986 yılında Türkiye'ye geldiğinde büyük ilgi gördü. Aynı ilgiyi 2000'li yıllarda görmedi. Çünkü 1986'da onun sanatçı geçmişi, Cat Stevens çok sıcaktı. Sonra o bu tercihinde samimiyetini yıllar içinde ispatladı. Bu sebatından dolayı belki şimdi daha çok ilgi gösterilmesi gerekiyordu. Fakat toplum için onun Müslümanlığı değil Müslümanlıktan önceki hali daha önemliydi" diyor. Köse, "Cousteau bir Fransız değil de, Somalili olsaydı ona aynı ehemmiyeti gösterir, onun Müslümanlığı ile ilgilenir miydik? Önemli olan, modern bir bulgudan Kur'an'a gelmekse, İslam kültüründen yetişen ve modern ilim tahsil eden Nobel Fizik Ödülü sahibi Prof. Abdüsselam gibi değerlerimizle niçin ilgilenmiyoruz?" sorusunu ortaya atıyor.

Belgeli araştırmalar var

İhtida bilgilerini inceden inceye tetkik ederek belgeli bir şekilde çalışanlar da yok değil. Bunlardan biri Abdülmecid Zendani isimli Yemenli bir araştırmacı. Bizzat kendi ağızlarından videoya aldığı ihtida hikayelerini daha sonra kitaplaştırdı Zendani... Kitapta sahasında belli bir yere gelmiş birçok ilim ve fikir adamının niçin İslamiyet'i tercih ettiği ele alınıyor. Müslüman toplum üzerinde büyük etkisi olan gerçek hidayet hikayeleri meselenin bir başka boyutu... Örneğin 1970'lerin efsane pop şarkıcısı Cat Stevens (Yusuf İslam), Roger Garaudy, Muhammed Esed. Hatta Fransız sosyolog Vincent Monteil. Siyah Afrika isimli kitabı meşhur. 1980'li yılarda 80 yaşına geldiği sırada ismine Mansur ekleyerek Müslümanlığını açıktan ilan etti. Bazıları var ki Müslümanlığını açıktan ilan etmiyor; ama öyle övücü sözler söylüyor ki Müslüman olmuş gibi anlaşılabiliyor. Özellikle son yıllarda bu tür beyanatlara daha sık rastlanıyor. Prof. Dr. Suat Yıldırım'ın uydurma olanlar içinde en tehlikeli bulduğu kısım ise Eşref Edip kadar bile delil olmadan şayiaya dayanan haberler. Örneğin Anthony Quinn bu duruma bir örnek. Herhangi bir gazete ya da dergide bir demeci yok. Bir ravi söz konusu değil; ama öyle zannediliyor.

1970-80'li yıllarda hız kazanan, 1990'ların ortalarına kadar azalan uydurma ihtida haberlerine son yıllarda hiç rastlanmıyor denebilir. Çünkü Müslüman toplum bir zamanlar gözünde büyüttüğü Batının sanıldığı kadar kutsanmış olmadığını fark ediyor. Spordan bilime her alanda rekabet edebiliyor ve bazı alanlarda öne bile çıkma başarısını gösteriyor. Artık rahatlaması için inandığı değerleri başka birisinin tasdik etmesine ihtiyaç duymamaya başladı. Yoksa çok mu iyimseriz...

GOETHE’NİN MÜSLÜMAN OLDUĞU DOĞRU DEĞİL

Goethe'nin İslamiyet'le alakalı çok övücü sözleri var. Ama şahadet getirip Müslüman olduğu yönündeki bilgiler, kaynağı olmayan abartılı ve gerçekçilikten uzak söylentiler. Yeni tercüme ettiğim Doğu–Batı Divanı adlı eserinde Goethe bu tür iddiaları şiddetle yalanlamak için 'Ben bu sözleri yılanın derisini bıraktığım gibi bıraktım' der. Goethe’nin, Muhammed Gezagt (Muhteşem Muhammed) adlı şiirinin yanı sıra Zerdüştlüğü öven şiirleri de vardır. Hatta İslamiyet'ten sonra daha ziyade eski Amerikan kültürü ve Hint felsefesine yöneldi. Büyük insanların ortak bir özelliği var. Diğer kültürlere karşı fanatik takılmazlar. Mevlana da ayağını sabit bir yere basarak bütün dinlere karşı hoşgörü ile yaklaşmıştır. Goethe de bütün kültürlere karşı açık bir insandı. Tenkit etmesine rağmen Hıristiyanlık merkezinden ayrılmadan diğer kültürleri dolaşmıştır. Biz İslamiyet hakkında övücü ifadelerde bulunmuş bu isimler hakkında Müslüman olduklarını söylediğimizde maksadı aşmış ve bu şahsiyetleri gerçekliği içinde anlama imkanından da mahrum kalmış oluyoruz. Goethe, örneğin 'Müslümanlık eğer bir Allah'a inanmaksa hepimiz Müslümanız' diyor. Bu söz de uzaktan bakıldığında bir Müslüman'ın söyleyebileceği bir söz. Ama bunu şair bir anafor olarak kullanıyor, şiir sanatı yapıyor. Kuran–ı Kerim'in ve Mevlana'nın eserlerini Almanca'ya yetkin bir şekilde kazandırmış olan Frederic Nietzche de İslamiyet'e karşı olumlu bir tavır takınıyor. Ancak bu onun din değiştirdiği anlamına da gelmiyor. Ben bu tip söylentilerin çıkmasına art niyetli olarak yaklaşmıyorum. Herkes inandığı hakikati büyük insanlara tasdik ettirmek ister. Bu bir kazançtır. Bu tür maşeri vicdan, sadece Müslümanlık için değil Hıristiyanlık ve Budizm için de geçerlidir.

Her insan Müslüman doğar ama Müslüman gibi yaşayamaz !
saygılar

|RespecT Me| 24-05-2008 11:38

teşekürler aydın

Constantin 24-05-2008 11:45

Teşekkürler

Drizzt Do'Urden 24-05-2008 15:57

Aydın teşekkürler paylaşım için...
Yanlız nerden aldın bu makaleyi...
Merak ettim istersen özelime at...

Aydin 24-05-2008 23:09

kaynak
 
Alıntı:

Drizzt Do'Urden´isimli üyeden Alıntı (Mesaj 687974)
Aydın teşekkürler paylaşım için...
Yanlız nerden aldın bu makaleyi...
Merak ettim istersen özelime at...

Kaynak olarak adresi yazamıyorum ama aksiyon desem yeterli olacaktır herhalde .
saygılar :)

ilkeres26 25-05-2008 06:37

Teşekkürler paylaşım için

havali_cocuk 25-05-2008 08:52

Paylaşım çok güzelmiş, teşekkürler...

VeysTube 25-05-2008 09:57

gayet açık ve net herşey . birilerini birşeyler uyduruyor yk o müslüman yok bu müslüman . . gerçek müslüman arıyoruz . .


Türkiye`de Saat: 07:12 .

Powered by: vBulletin Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580