Metin Diyadin: "Egoyu kabul etmem"

[özgür_1903]

Metin Diyadin: "Egoyu kabul etmem"

Fenerbahçe forması ile çıktığı Samsunspor maçında ayağının kırılmasıyla birlikte futbola uzunca bir süre ara vermek zorunda kalan Metin Diyadin ile Antalya'da güneşli bir günde futbolu konuşmak için buluşuyoruz.
Cornerspor'un organize ettiği Akdeniz Cup ve ikinci devre için kamp çalışmaları için Antalya'yı tercih eden takımlardan OFTAŞ'ın teknik sorumlusu Metin Diyadin'i terletmek değil meramımız. Sadece merak edildiğini düşündüğümüz soruları yöneltmek...
Gayet samimi bir şekilde karşımızda Metin Hoca.
Önce takımının hedeflerini sorarak başlıyoruz karşılıklı soru cevap faslımıza... Sezon başı öncelikli hedeflerinin genç oyunculara şans vermek olduğunu anlatıyor ilk olarak Metin Hoca. Bu hedeflerinin OFTAŞ olduğu sürece devam edeceğinin de özenle altını çiziyor.
Bulundukları yer itibariyle puan savaşı içindeki genç futbolcuların kendilerini ifade edecekleri bir yer OFTAŞ... Tabii bu onlar için ayrı bir şans.
"Gençlerbirliği'nde oynayamayan isimler OFTAŞ'a gönderiliyor" gibi bir yanlış anlamayı ortadan kaldırmak için sözlerini bakın nasıl tamamlıyor Metin Diyadin: "OFTAŞ, farklı bir takım. Fakat, Gençlerbirliği Kulübü'nün hem söz hakkı olan, hem de yönlendirdiği bir takım."
Şu an elindeki kadroda yer alan futbolcuların çok değil, birkaç yıl sonra gerek Gençlerbirliği'nde gerekse Süper Lig'de çok sayıda takımda top koşturacağından gayet emin Metin Hoca. Sohbetimizi ilerlediğinde anlıyoruz ki Metin Diyadin, oyuncularının çok değil, birkaç sene sonra, futbol seyircisinin karşısında olacağına dair, sarsılmaz bir inancı var.
Lige çıkmalarının kariyer açısında büyük önem taşıdığına dikkat çeken Metin Diyadin, "Ligde yer almayı elbette çok istiyoruz. Fakat asıl gaye, ligde bu kadroya gençlerle takviyeler yapmak ve onlara bir şans daha tanımak olacaktır" diyor.
"SÜPER LİGDE OYNAYACAK EN AZ 5-6 OYUNCU VAR"
Takımında ışık vaat ettiğine inandığı oyuncularından birkaçının ismini verebilmesi yönündeki ısrarlı sorularımızın yanıtını alamıyoruz Metin Diyadin'den.
Kararlı mı kararlı. Belki de birden ilgi görüp şımaracaklarına dair bir endişe mi var bilemiyoruz ama saygı gösteriyoruz...
"Dünyanın her yerinde defansta başarılı olan ve gole giden oyuncu öne çıkar. Bizde böyle. Herkes biliyor. Her birinin bende ayrı bir yeri var. Şu an ligde oynayabilecek en az 5-6 oyuncum var. Ki isteyen takımlar da var."
O oyuncuların isimlerini ver-mi-yor Metin Hoca...
Ama oyuncularının pek çoğu ile konuştuğunda her birinin hedefe odaklandığını ve OFTAŞ olarak başarıya imza atmak gayesinin her şeyin önünde olduğunu dile getiriyor Metin Diyadin...
Kamptaki arkadaşlığın idmanda, yemekte kendini gösterdiğini ve bunun takım için ayrı bir avantaj olduğunu da eklemeyi hatta altını çizmeyi de ihmal etmiyor.
"GELECEK ELLERİMİZDE ŞEKİLLENİYOR!"
"Hep beraber hedefe kilitlenmiş oyuncu sayısının fazla olması bizim avantajımız" diyen Metin Hoca'ya, oyuncularının kendisinin futbol kariyeri ve tecrübeleriyle, onların hamuruna şekil verme yolundaki girişimlerini nasıl karşıladıklarını soruyoruz.
"Şu dönemde şunu yapmayın" ya da "şu an başka takımda zorlanırsınız" gibi kimi yönlendirmelerin bir "ağabey" olarak değerlendirilmesinin keyfini de yaşadığını gizlemiyor.
Futbolculuk hayatı boyunca çalıştığı hocaların yanlışlarından etkilenip etkilenmediğini, antrenörlüğünde ise "asla ben onun yaptığını yapmam" dediği birilerinin olup olmadığını soruyoruz Metin Diyadin'e.
"Şu an hala ligde görev yapan ve karşı karşıya geldiğimiz isimler dahi oluyor. Olumlu ya da olumsuz. Kişileri bir bütün olarak örnek almanın hiçbir anlamı yok. Herkesin doğal yapısı vardır. Liderlik anlayışı kendisine göredir. Futbolculuğumda benim için öncelik karakterdi. Teknik anlamda ve antrenman şekillerinden etkilenebilirsiniz. Şu an ligdeki kişilerin takımına yansıttığı oyun anlayışı nedeniyle etkilendiğini görüyorsunuz. O kişiyi futbolculuğundan tanıyor ve stilini biliyorsanız, sakin ya da agresif özelliklerinin takımına da yansıdığını görebilirsiniz."
- Sizin tarzınız nedir?
"Herkesin doğal bir statiği vardır. Bu durum tavırları, maç konuşması, çalışma stiliyle hissedilir. Normal seyrinden çıktığında da karşı tarafta bir etki yaratmaz. Daha çok bağıran, elini kolunu sallayan kişi başarılı olacak diye bir şart yoktur. Mesela Fatih Terim Galatasaray'da çok başarılı olmuştur. Ondan sonraki dönemde Mircea Lucescu geldi. Onun Terim'den daha sakin bir hali vardı. O da başarılı oldu. Bana çalışma tarzım soruluyor, kendimi anlatmayı sevmiyorum. Ben böyle yapıyorum demeyi çok uygun da bulmuyorum. 'Ben' denilen yerde rahatsız oluyorum. Teknik adamların yeri gelir yüzde yüz fonksiyonu olabilir, yeri gelir hiç olmaz. Ama hiçbir teknik adam, 'Bütün hüner bende' diyemez. Kim bunu derse desin, katılmam mümkün değildir. Kendi oyun sistemini aşılayarak takımını oluşturur. Fakat asla tek başına değildir. Egoyu kabul etmiyorum. Bu tipte insanları da takdir etmem mümkün değil."
"KONUŞMAK İÇİN DAHA ERKEN"
- Fenerbahçe'de forma giymiş bir futbolcusunuz. Antrenörlük hayatınızda uzun vadeli hedefleriniz nelerdir?
"Teknik adam olarak bu yıl üçüncü yılım. Bir yıl Gençlerbirliği PAF takımını çalıştırdım. Geçen yıl Lig B'de ismi o zaman ASAŞ olan şimdiki OFTAŞ ile çalışmaya başladım. Lig A'ya çıktık. Çok konuda fikirlerimi sizlere açıklayabilirim. Fakat karşılaşabileceğim durumları düşünüyorum. Özellikle ülkemizde. '2-3 yıllık antrenörlük hayatında bak neler konuşuyor' denmesini de istemiyorum. Şu an takımıma yapabileceğimin en iyisini vermeye çalışıyorum. Hedeflerimi açıkladığımda maalesef bunları okuyan insanlar, 'Bak bak, 2 yılda havaya girdi' diyecek. Gönül çok şey istiyor elbette."
- Anladığım kadarıyla dile getirmek için erken buluyorsunuz!..
"Elbette... Oyuncularıma da söylüyorum. İşin maddi kısmını çok fazla düşünmeyin, sadece işinizi iyi yapın. Siz iyi olduktan sonra sizi tatmin edecek maddi tekliflerin gelmesi kaçınılmazdır. Başarılı olduğunda maddi durumu ne futbolcu, ne de antrenör belirleyemez. Gelen tekliflerle arz ve talebe göre olaylar gelişir."


"SONUCA ENDEKSLİ TAKIM DEĞİLİZ"
- OFTAŞ'ın lige çıkması halinde nasıl bir yol haritası olacak elinizde?
"O çok büyük beklentiye ne kendim girmek ne de oyuncularımı taşımak istemiyorum. En son varılan hedef bazen sizi aşabilir. Büyük beklentiler, büyük hayal kırıklıklarını da getirebilir. Bir maç için elinizden geleni yapıyorsanız, gelen sonuç sizi hiç rahatsız etmemeli. Sonuçtan teknik adam sorumluysa, ki öyledir, o konudaki tüm olumsuzlukları ben yüklenirim. Olumlu taraflarından ise oyuncularım sorumludur. Oyuncularımın gelecekteki şahsi başarıları, ekonomik kazançları ve futbol kariyeri adına yapabileceği kazanımları direkt sonuca endeksli ihtiraslarla engellemeyi uygun bulmuyorum. İstediğiniz kadar çırpının bazen sonucu değiştiremiyorsunuz. Ama sonuçta sahada gereken neyse o yapılmalıdır."
- Kulübün satılacağı yönündeki söylemler takım üzerinde ne gibi etkiler yaratıyor?
"Satış yönünde bir şey konuşulmuş değil, fakat basındaki haberleri biz de görüyoruz. Açıkçası bu bizim verebileceğimiz bir karar değil."
"TAKIM SATILIRSA ŞİMDİKİ GİBİ BİR OFTAŞ OLMAZ"
- Maddi gücü olan bir grubun ya da kişinin sahibi olması, kulübe maddi anlamda getiriler kazandırabilir mi?
"Afaki gerçi ama... Biz değil, mevzu başka bir kulüp dahi olsa bu misyondaki bir takımın olması mümkün olmayacaktır. O vakit, takım genç oyunculardan kurulu, hedefi olan istekli bir takım hüviyetinden çıkıp, tamamen bir yatırım aracına döner. Tamamen misyonunu kaybetmiş bir takım olur. Kendi takımımıza dönersek o vakit, şimdiki gibi bir OFTAŞ olmaz elbette."

- Turkcell Süper Lig platformu çok daha farklı. Sadece futbol değil, başka kriterler de söz konusu olacaktır. Bu etkenler takımınız üzerinde ne gibi etkiler yaratabilir?
"Bireysel olarak birçok teknik direktörle çalıştım. Tedirginlik ve komplekslerim olmadığı için rahatım. Oyuncularım adına ise samimi söylüyorum belli bir dönem adaptasyon sıkıntısı yaşanabilir. Psikolojik olarak ise kısa sürede altından kalkacaklarına eminim. Süper Lig'de dahi bir iki istisnai takım hariç çocuklarımın kazanma hırsına kimse üstünlük sağlayamayacaktır. 90 dakikanın sonundaki rakamlar başkadır. Sahadaki oyun ve tempo olarak hiç bir sıkıntı yaşamazlar."
- Takımda lig tecrübesi olan kaç oyuncu var?
"Hemen hemen yok. Bir tek Doğa."
- Bu bir hırs faktörü oluşturuyor mu?
"Elbette. Ligde mücadele etmeyi istiyorlar. Takımın basında yer alması dahi onlar için ayrı bir itici güç oluyor."

Röportaj: Saadet ÖZCAN / Emre UĞURLU
Fotoğraflar: Serhat TAŞ

23.01.2007
Kaynak : SuperSpor.com

[özgür_1903]

OFTAŞ'ta adres belli: Süper Lig

Antalya'yı mesken tutan takımlardan OFTAŞ, Cornerspor'un organizasyonunda çalışmalarını test edebilme şansı yaşadı. Takımın teknik direktörü Metin Diyadin ile yaptığımız röportajın ardından takımın birbirine kenetlenmiş genç oyuncularına yöneltiyoruz mikrofonumuzu. Güleç yüzleriyle karşılıyor bizi gençler. Yoğun antrenmanlarına rağmen neşeli halleri dikkat çeken OFTAŞ'lı futbolcular; Orhan Şam, Murat Selvi, İlhan Eker, Cemal Taşlı ile sohbetimize başlıyoruz.
Hayli neşeli bir sohbet olacağı belli. Takım içinde arkadaşlık ve birlikteliğin had safhada olduğunu biliyoruz. Bu başarıyı bakalım takımın oyuncuları nasıl dillendiriyor...
Topkapı Palace'ın lobisinde ziyaret ettiğimiz OFTAŞ ekibiyle neşeli sohbetimize başlıyoruz...
ÇOCUKLUKTAN BERİ BİR ARADALAR
- Malatya, Diyarbakır, Samsun gibi şehir takımlarıyla mücadelelerini önde götüren OFTAŞ'ta başarının ana sebebi nedir?
İlhan Eker (24 - Defans - Kaptan): “Genç, fakat tecrübeli bir ekibiz. Bizim için kazanmak alışkanlık haline geldi. Bu alışkanlığımız bu sene de devam ettirmek niyetindeyiz. Lig A'da mücadelemizin kimi akıllarda soru işaretleri bıraktığını biliyoruz. Devam ettiremeyeceğimiz düşünülüyordu. Bizim için bir fark yok. Seneye Süper Lig'e çıktığımızda da bir değişiklik olmayacak. Yine futbolumuzu oynayacağız. Kazanmak için çıkıyoruz ve kazanıyoruz.
- Takım oyuncularının birbirlerini iyi tanıyor olmalarının etkisi nedir?
İlhan: “Uzun yıllardan bu yana bir arada top koşturan arkadaşlarımızın elbette başarıda büyük katkısı var. 5-6 senelik bir süreç var. Ayrıca Gençlerbirliği altyapısından gelen çok isim var. 12-13 yaşından bu yana birlikte olan gençlerimiz var.
Spor Akademisi'nde okuyan çok sayıda oyuncusu olduğunu öğrendiğimiz OFTAŞ'ın mektepli bir takım olduğunu hatırlatıyorum Kaptan İlhan'a.
İlhan: “Evet. Takımda 13-14 arkadaşımız Spor Akademisi öğrencisi. Bir dersim var mezun olmak için.”

Derslere girmek ve devam hususunda tolerans gösterilip gösterilmediği sorumuz üzerine gençlerin yüzlerinde gülümsemeler beliriyor.
SÜPER LİG İÇİN HAZIRLAR


Teknik direktörleri Metin Diyadin ile ilgili görüşlerini almak istiyoruz. Ama rutin sözler istemediğimizi de peşinen iletiyorum. Hocaları Diyadin'i futbolculuğunda takip edip etmediklerinden, takıma neler kattığına kadar düşüncelerini öğreniyoruz OFTAŞ'lı futbolcuların...


İlk sözü yine kaptan alıyor...
İlhan: “Önemli bir maç öncesi bizlere yaptığı konuşmasında 'Çıkalım ve futbol oynayalım' dedi. Diğer bütün etkenleri bir kenara bırakıp biz futbolumuzu oynayalım. Onlar bizden iyi ise kazansın sözleriyle maçımıza çıktık.”
Murat Selvi (24 - sol bek): “En büyük özelliği hırslı olması. Bunu sahada çok iyi anlayabiliyoruz.”
Cemal Taşlı (24 – ön libero): Rakip kim olursa olsun...
- Çok uzun bir yoldasınız ama, kendinizi Turkcell Süper Lig'de görebiliyor musunuz, hazır mısınız?
İlhan: “Gençlerbirliği ile tesislerimizin yan yana olması nedeniyle Süper Lig havasına uzak değiliz. Takımımızdaki birçok arkadaşımız Süper Lig'de çeşitli takımların kadrolarında yer aldı. Orhan ve ben bu tecrübeleri yaşadık.”
Bu aradan sohbetimize kaleci Emre Özkan, Remzi Güray Kaçar da katılıyor.
Var olan neşeli ortamı, esprileriyle daha da hareketlendiriyor gençler...
Takım arkadaşlarına yönelttiğimiz soruları onlar için tekrar yöneltiyoruz.
Emre Özkan (21 - Kaleci): “Gerçekten baba bir insan. Uzun yıllar onunla çalışmak isteriz. Başarımızın nedeni de babacanlığından geçiyor.”
Remzi Güray Kaçar (21 - Stoper): “Süper Lig'e hazırız. Kapasitemizin de farkındayız. Kafa, vücut ve takım olarak Süper Lig'i kaldırabileceğimize inanıyoruz. Çıkmak için de elimizden geleni yapacağız.”
HEPSİ GENÇ VE OKUMUŞ ÇOCUKLAR
Oynadıkları bölgelerde hayran oldukları isimleri öğrenmek istediğimizi söylediğimizde keyifli cevaplar geleceğini tahmin etmek zor olmuyor.
Remzi Güray: “Bülent Korkmaz'ı çok beğeniyorum. Bize çok katkıları oldu.”
İlhan: “Birçok ismi severek takip ediyoruz. Oyuna pozitif katkıda bulunan isimleri beğeniyorum. Örneğin Sergio Ramos ve Rio Ferdinand. Bülent Korkmaz bu alanda önderdir.
Emre: “Kaleci olarak elbette Rüştü geliyor. Türkiye'nin yetiştirdiği en başarılı kalecilerdendir. Yurt dışında ise Barthez'i beğeniyorum. O da futbolu bıraktı ama...”
"Saçları kestirmeyi düşünüyor musun" sorusu, OFTAŞ'lı futbolcular arasında gülüşmelerin volümünü daha da artırıyor.
Arkadaşları yüz şeklinin benzemesi nedeniyle Barthez ismini Emre'nin özellikle sarf ettiğini hatırlatması üzerine neşeli kahkahalar devam ediyor.
Murat: “Ben de Ashley Cole diyorum.”
Saçlarıyla benzerlik gösterdiğini hatırlattığımızda "Havaya sokmayın beni" sözleri üzerine yine gülüşmeler yaşanıyor.
Cemal: “Ben de Puyol'u ve İlhan ağabeyin dediği gibi Ferdinand'ı çok beğenirim. Topu oyuna sokabilmesi, özellikle Puyol. Tüm Barcelona taraftarı gibi ben de ona hayranım.



OFTAŞ takımı içinde en büyük oyuncunun 25 yaşında olduğunu öğreniyoruz. Yani genç ve okumuş çocuklar!..
E bir de hırslılar...
Turkcell Süper Lig'e çok uzakta durmadıklarının ve başarıya ne derece kilitlendiklerinin işaretlerine bire bir şahit olduk. Hırsla çalışıyorlar da...
Yani, futbolseverlerin karşısında arz-ı endam etmek için tüm hazırlarını tamamlamışlar. En önemlisi de bilenmişler...
Haydi hayırlısı!

Röportaj: Saadet ÖZCAN - Emre UĞURLU
Fotoğraflar: Serhat TAŞ
24.01.2007
Kaynak : SuperSpor.com