|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
10-03-2007, 21:51 | #1 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
|
sessizlik zor biliyorum,susmanızı istemem kimbilir,birileri ölümcül adımlarda diğeri yine,bir yaşamı yok etmekte çığlıklar,ağlamalar büyüyor içimde sessizlik... çiçeğin,sevgisiyle doğuşun kutlandı yüzler,tebessümde..gönüller rahattı çok zaman geçmediki, canavarın sesleri,dayanamıyorum sessizlik... emeklediğinde,unuttun mutluluğumuzu büyüdüğünde,neden umutsuz kararmışlığı,kör et içinde bir köşede kaldık,suskun..dayanamıyorum sessizlik... adımlarını,attığında düşe kalka bu dünyaya sessizlik,istemiştik hep çok umut..sıralandı durdu kapıda başım ağrıyor,içinde ağlamalar,çığlıklar yeter artık,sessizlik... alıntıdır.... | ||
|
10-03-2007, 21:53 | #2 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| vazgeçiyorum senden vazgeçiyorum. ve tüm arzularımdan, bu şehirden gidiyorum, ellerim bomboş beklentilerim tükenmiş, sen çökmüşsün yüreğime ve ben.... senden vazgeçiyorum. tüm varlığımdan uzak yokluklar bana yakın ve sen... senden kaçıyorum sensizlik bana muhtaç, ve ben... herşeyden vazgeçiyorum | ||
10-03-2007, 21:54 | #3 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| ALLAH'ım ... ALLAH'ım yardım et bana kuluna yardım et ALLAH'ım kalbim acıyor ağlıyorum ALLAH'ım yardım et yarabbi ölüyorum genç yaşta girmek istemiyorum mezarıma kavuştur ALLAH'ım sevdiğime acımasın canım artık dayanamaz oldum bu azaba kurtar beni ALLAH'ım kalbime yardım et ALLAH'ım | ||
10-03-2007, 21:55 | #4 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Bitirmeli miyim bu sancıyı, yoksa geç mi kalmalıyım rüyama? Gecemle birlikteyim yine Masanın başında, bir sürü dizenin hemen altında, gazetelerin arasında Bir sürü dize, evet, bu kağıdın üst tarafında yazılıp kalmış "gidelim" demişim mesela Gidelim Yolların ardımızda kalan buğusundan Bahçelerden geçerek, sokakları eskitip, geçmişten kurtararak her yerimizi, gidelim Gidelim Ama nereye? Odasız bir aydınlığa mı, kıyısız bir denize mi, yoksa bir ırmak kenarına veya bir deltaya mı? Hastalıktan kalınlaşan sesimi duymuyorsun Ben de senin çay bardağına dokunan parmaklarının çıkardığı sesi duymuyorum "çay" desem, bir sahil vurulup kalır aklında, bir masayı ve ufacık şekerleri düşlersin Dördüncü bardakta olmalısındır şimdi Benimse içim dışım kupkuru: çaysız, yağmursuz, karsız Üstteki dizeler mavi bir kazak ortaya çıkarsa Sana hediye etsem Bilmiyorum kaç günde dokurum onu Kaç çay içerim, kaç nefes alırım onunla uğraşırken. Tertemiz bir sayfa işte 10.20, 10.21, 10.22 -Sayma çocuk, sayma! Sürekli devam eden bir mutsuzluk musun sen? - zamana soruyorum - Mutluluğa sapan gizli sokaklarım var benim, bulmalısın onları - cevap, zamandan - Pek bulamadım ben o gizlekleri Mutsuzluk kabuk gibi sardı beni Gizlek: renklerin kendini pek göstermeyişi, ruhun odaya uğrayıp ayrılması, küçük bir kız çocuğunun bir gelinliği giyip çıkarması. Kahkahalar geliyor merdivenin başından - Kaçıncı çay? Benim 'kaçıncı' hiç olmayanım - Kar tozlarının arasından mı geçip gidelim? Kardanadamları eldivensiz bırakarak Erirler yalnızlıktan, hem ağlarlar da "kar" desem, büyük bir park alır beni, ucunda deniz görünen bir park Bembeyaz yağmış denizin üstüne, birikmiş biraz Geçelim üzerinden, gel, yürüyelim karşı kıyıya doğru Belki birden abuk sabuk bir derinlik Balıksız, kumsuz bir zaman. Ana rahmi gibi mi acaba? Gidelim Ana rahminin doğurduğu çocukların saçlarının arasından da. Hasta sesim yok, çay bardağı yok Mutluluk, mutluluk, mutluluk... Her zaman, her zaman, her zaman, her zaman... | ||
10-03-2007, 21:55 | #5 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| çek git senin hatıran bu aşk acısı çektiğim sence reva mı? hiç hatırım da mı kalmadı? susmam isyan ederim belki yerine severim belki bedel de öderim zor olsa da senden vazgeçerim bitti her şey sayende övün şimdi eserinle bir ben kaldım kendimle sende çek git vefasız sevginle... | ||
10-03-2007, 21:56 | #6 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Esinti Bahar gelmeden açtı bütün çiçekler. Bak bu papatya,bu lale,bu menekşe. Şimdi çocuğumdur bütün öksüz bebekler. Bak bu umut,bak bu sevgi,bak bu özlem. Ruhumda karayel den eser kalmadı. Bak işte tenime dokunan meltemlerdir. Bu adam aslında hiç böyle olmadı Bak albümdeki resimlerim hep sefillerdir. Şimdi rengarenk giyip hayallerimi. Gökyüzünde dans etme zamanıdır. Şimdi eskicilere satıp kederlerimi Aşkı kadeh kadeh içme zamanıdır. Hangi yüzyıldan ışınlandım bu aleme Daha önce gelmediğim bir yerdeyim Dostlarım görse çok gülerdi halime Onlara göre yalnızlığa siyah perdeyim Karamsarlığımı paketleyip sonsuzluğa postaladım Artık duvarlara çentik atan adam değilim Bütün yazılmış aşk şiirlerini sevdama besteledim. Artık bende mecnun ferhat gibi biriyim. Hadi anne tut ellerimi sana bir hediyem var Ne olduğunu sorma merakını sabrına sar İşte şu gördüğün yeşil gözlü dilber bana yar Koş anne koş! ! git,var,sor,sar,al,gel. | ||
10-03-2007, 21:56 | #7 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Yanarım Kuş olsam ki, olamam Karışıp sürüye uçamam İnsanlara tepeden bakamam Ben yapamam Bulut olsam ki, olamam Yağmuru içimde tutamam Hep aynı gökte yol alamam Ben yapamam Yanarım yanarım Gün geçer yanarım Gecelerin hesabını Ben kimlere sorararım Gecelere sor beni Gün dediğin nerden bilir ki halimi Yalnızlığa sor beni Göçmen kuşlar nerden bilir ki halimi | ||
10-03-2007, 21:57 | #8 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| sesleniş alın teri olmadan,yürüdü sevmiş zaten,kolayı bulmakta susalım..bir heykelide varmış alçıdan ama,meraklısı çok seslen bre insan yakındır,gideceğim hala suskunsan eğer sana küseceğim... izle,kör kalma oyunlara her şeyi ara son sözüm olsada,sana bir faniden,aldın sözü..yürü rüşvet..ne haklı heykelini dikti alçıdandı,nedense kırılmaz birileri,yücelikte..yanlarında heykeller seslenmek istedim sadece,istersen ağzıma sür biber. | ||
10-03-2007, 22:01 | #9 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Cahit arf'ın yorgun düşen sıralarında başladım seni sevmeye, Her taraf matematik kokuyordu biraz da gül... Her sıraya senin ismini yazıyordum Silinmesin diye tükenmez kalemle, Nasıl düşünüyordum hatırlamıyorum ama, Seni düşünüyordum sadece. Sesini duyuyordum dışardan Gözlerini arıyordum başka gözlerde... Her taraf matematik kokuyordu birazda gül Ben A kümesi oluyordum Sen B Bağıntı tanımlıyordum A dan B ye En kopmayanından... Sonra grafik çiziyordum tahtada Ben kalp çizerdim hocaysa parabol. Her taraf matematik kokuyordu biraz da gül Sen şiir kitabım oluyordun ben matematik Aynı rafta yanyana olabilme olasılığımızı hesaplıyordum Sabit bir hızda yanına koşaradım kaç saatte gelinirdi? Senin yanından bir daha geri dönermiydim? Her taraf matematik kokuyordu biraz da SeN Senin rengine boyuyordum matematiği İki göz koyuyordum üstüne,benli Pürüzsüz yanak, çilek dudak Ve su sesi sürüyordum biraz da... Sen beni matematiğimdin, Matematikse Sen... | ||
05-01-2008, 14:27 | #10 | ||
Üyelik tarihi: Jan 2008 Yaş: 38
Mesajlar: 38
Tecrübe Puanı: 17 |
merhaba arkadaşım benim şiirlerimden yayınlamışsın çok sevindim beğenmene çek git vazgeçiyorum bunlar bana ait
__________________ nice sevdalar yanar bağrımda nice aşklara yelken açarım yüreğimin limanlarından seni arıyorum boş soğuk bakışlarda seni arıyorum o yabancı kollarda seni bulacağım hiç ummadığın bir anda ama hep seni yaşatacağım hiç bulamasam da.... | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |