|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
19-09-2009, 12:03 | #1 | ||
Dişi Kartal Üyelik tarihi: Mar 2008 Yaş: 53
Mesajlar: 16.883
Tecrübe Puanı: 69 |
Bu kadar yalnız değilim aslında, en azından buna inanmak istiyorum. Camın kenarında durup sokağı seyrediyorum. Binlerce insan yürüyor. O kalabalığın içinde mutlaka aşk da var. Olmaması mümkün mü? Milyarlarca insan yaşıyor bu dünyada, mümkün mü onların arasında beni sevecek birinin olmaması? Sadece doğru zamanda, doğru yerde olma sorunu bence, bütün sır burada saklı. Eminim, tam şu anda bir başka pencerenin kenarında biri alnını cama dayamış, akıp giden, koşuşturan kalabalığa bakıp düşünüyordur. Belki o da beni arıyordur. Geceleri üstüme yığılan o koyu yalnızlığın içindeyken, defalarca sordum kendime, aslında ne istiyorum? Özgür olmayı, üzerime elbise gibi giyip, sadece ruhumu mu saklıyorum? İçim öykünürken el ele gezen, birbirini seven çiftlere, hangi duruşa sahip çıkabilirim ki? Çelişkilerle doluyuz, hepimiz gidip geliyoruz hislerin, düşüncelerin karmaşasında, kimsenin kendisiyle yüzleşmeye gücü yok. Zor iş çünkü kabullenmek. Durup şöyle ayna karşısında, kendi gözlerine bakarak, sevecek birini istediğini itiraf etmek çok zor iş. Ezberlenmiş cümlelerle dolu dilimiz. Aşka inanmamayı marifet sanıyoruz. Gözü kara birkaç aşık varsa etrafımızda ilaç niyetine, onlarla dalga geçiyoruz çaktırmadan, ne zaman mutlu şeyler anlatsalar, bıyık altından gülümsüyoruz. Geçeceğini söylüyoruz, “görürsün gününü birkaç ay sonra” diye içimizden geçiriyoruz. Hepimiz ellerimizle bozduk hayatın, aşkın düzgün giden yolunu. Şimdi sel felaketi gibi, içine katıp sürüklüyor bizi sevgisizlik, boğuluyoruz. Nefes almamız zorlaşıyor. Suyun içinde batıp çıkıyoruz ama kenardan bize bakıp üzülmesin kimse diye, son nefesimizde el sallıyoruz. Sanki o kirli suya isteyerek girmişiz de, yüzüyormuşuz gibi davranıyoruz. Ne acınacak haldeyiz! Boğulduğunu inkar ederek yaşayanlar, aşka inanmamayı meziyet sayanlar, aşka kafa tutanlar ve kim varsa sevmekten, sevgiden vazgeçen, hepimiz büyük bir yanlışın içindeyiz. Yaralarımız bir daha kanamasın diye saklamaktan, kendimiz yürüyen yaralar haline geldik. Üstümüzde sahte yaşam kılıfları, atığımız her kahkahanın içimizi sakladığını zannederek tükeniyoruz. Oysa, bir camın kenarında, dışarıda bir yerlerde bekliyor aşk. Umudumuzu, inancımızı biraz tutabilirsek ayakta, belki o camın önünden geçeriz, kafamızı kaldırıp göz göze geliriz. Yok, kıramazsak o saçma inadımızı, azgın suların içinde boğulur gideriz. alıntıdır.
__________________ | ||
|
19-09-2009, 13:21 | #3 | ||
Dişi Kartal Üyelik tarihi: Mar 2008 Yaş: 53
Mesajlar: 16.883
Tecrübe Puanı: 69 | Neden olmasın selin? Üzerine alındıysan sana...
__________________ | ||
19-09-2009, 13:31 | #5 | ||
Dişi Kartal Üyelik tarihi: Mar 2008 Yaş: 53
Mesajlar: 16.883
Tecrübe Puanı: 69 | Okuduğun için sağolasın Yunus..
__________________ | ||
19-09-2009, 16:58 | #8 | ||
Dişi Kartal Üyelik tarihi: Mar 2008 Yaş: 53
Mesajlar: 16.883
Tecrübe Puanı: 69 | Rica ederim Edacığım...
__________________ | ||
19-09-2009, 22:51 | #9 | ||
Dişi Kartal Üyelik tarihi: Nov 2007 Yaş: 38
Mesajlar: 3.250
Tecrübe Puanı: 43 | güzeldi abla tşk
__________________ Yapabiliyorsan bir yol yap.. Yapamıyorsan bir yol göster.. Onu da yapamıyorsan Yolumdan ÇEKİL... | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |