|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Oyun Alanı | Ajanda | Arama | Bugünkü Mesajlar | Forumları Okundu Kabul Et XML | RSS | |
08-04-2009, 22:59 | #1 | ||
ηαğмαℓυρ тєк şαмριуση Üyelik tarihi: Feb 2009
Mesajlar: 2.325
Tecrübe Puanı: 20 |
O yıllarda sen, Vatan kurtarmaya çalışırken, Ben aşk peşinden koşmaktan bitap'dım Rıfat Oysa ne sen kurtarabildin vatanı, Ne ben aşktan yakamı, Sahi sen niçin evlenmedin hala, Desene; vatan kurtarmaktan vakit mi kaldı ulan, Bunca hay hengâm, bunca yıl mahpushane, Sonra kadın dediğin ana mizaçlı olmalı, Vakur ve asil, Anam gibi, anan gibi, analar gibi, Peki diyorsun ya sen, Sen bulabildin mi? Susuyorsam, anla, anla be Rıfat işte, Lakin Şunu asla unutma ki, asalet doğuştandır Rıfat, Ne yerden zuhur eder, Ne alınır ne satılır bedestende, Aslolan insanın varoluşunda ki fıtrat. Ne bitmez kaygularımız vardı oysaki "savaşlara hayır" derken, İlk kavganı kendinle yaptığının farkında mıydın? Ne güzeldi aslında, galipte sendin mağlupta, Ya sonra ki hengâme, Kaç kez içinden geçirdin değil mi mahpustayken, Ulan ben sizler için mi buradayım, Sizler için mi vuruldum sol bacağımdam üç kez ulan, Biliyordum küfürün bini bi para, Kelepçelenmiş ellerine, Demir parmaklıklara, çiş kokulu sarı duvarlara, Ey okumayı zül addeden halkım, Tütün kokasınız diye mi kahve köşelerinde, Yetim durasınız diye mi kendi mahallenizde, kendi sokağınızda, Kendi şehrinizde ulan, Ulan ben sizler için mi yıkıldım falakalara, Ben sizler için mi yoruldum ulan Biter mi bu kavga, biter mi Rıfat, Sen kavgalarından mutsuz, ben sevdalarımdan. Dedim ya aslolan insanın varoluşunda ki fıtrat, Toprak su istedi, Biz kan döktük toprağa, Ne ekinler yeşerdi doğru dürüst o gün bu gün, Ne kanda çiçekler açtı, Mutsuz yılların çocuklarıydık biz, Galiba aramızda ki tek benzerlikti bu, Ha bi de ikimizin de saçları uzundu, Sen uğruna sokaklar arşınlayıp, cam çerçeve indirdiğin, O kara yağız Kübalı delikanlıya benzemek adına, Ben se kadınlar beğeniyor diye uzatmıştım. Arada bir de olsa karşılaşırdık, Hatırlar mısın bir keresinde, aklıma geldikçe hala gülerim, Ben yorgun bir aşk gecesinin sonu camdan atlamış, Sen yazı yazdığın duvardan düşmüştün tam önüme, Senin peşinde polis arabası, Benim peşimde Perihan'ın babası, Öyle ya sen vatanı kurtaracaktın, ben paçamı, İlk o gece vurulmuştun sol bacağından Rıfat, Koşarak geri geldiğimde, Polisler başka bir sokağa sapmış, Sen kan kaybediyordun bir apartman girişinde Vurup sırtıma seni, sahilde bir sandalda saklamıştım o gece, Kan sızıyordu sol bacağından habire, Kanı durdurmam gerekiyordu, Elimi belime attım, Kemerimi Perihan"da unutmuşum meğer Rıfat, Nasıl da kızmıştım kendi kendime, Millet ne dertte, sen ne derttesin ulan diye, Sen ise hala sayıklıyordun, "kan rengi olmalı güller, kan rengi olmalı güller", Güllerle fethedilmeli ülkemde gönüller, oy, oy Sus ulan diyordum sus, şimdi duyacaklar, İkimizi de oyacaklar, Neyse gömleğimi yırtıp kanı durdurduğumda zor bela, Sen çoktan sızıp kalmıştın Ha, sakın aklından geçireyim deme, Can borcun morcun da yok bana, Bi mavi çizgili gömlek, onunda çoktan modası geçti, Zaman, zaman neden aksadığını bi ben bilirim Rıfat, Ben bir kadın uğruna yarım bıraktım okulu, Sen inancın, birazda inadın uğruna, Değişen ise hiç bir şey Rıfat, Ne sana aferin diyen oldu, Ne de bana eden iltifat. Tesadüf bu ya işte; Aynı yerde askerdik, Aynı berberde saçlarımız önüne dökülürken ikimizin, Ne seni o kara yağız Kübalı kurtarabilmişti, Ne de beni bunca sevdalarım, Daha dur demiştim sana hatırlar mısın,? Hayata karşı kavgalarımız daha yeni başladı, daha dur, Hele bir ekmek kavgası var ki, Kimsenin kimseyi acımadığını göreceksin, Asıl yıkılışın işte o an olacak, Kader birliği ettiklerin parayı bulmuş, Sen ise topal yürüyeceksin kalan ömrüne doğru, Az mı karşılaştık seninle daha sonraları, Çay şeker kuyruğun da, yağ tüp, Ulan derdin; en ağırıma giden de, Ucuz sigaralara talim ettik vatan uğruna, Şimdi sığara kuyruklarında geberip gideceğiz üşütüp, Ben bırak şu mereti derken, Sen içinden küfür kâfirdin biliyordum, Ben sana "silahlara vade"ye gidelim derken, Sen bana "aşktan da üstün" derdin, Sahi Rıfat neydi ki o zamanlar derdin, Bak yine küfredeceksen ben yokum, Ne de olsa iki eski harp malulüyüz, Sen sol bacağından, ben kalpten yaralı. Daha sonraları camii avlularında karşılaşır olduk, Arkadaş, eş dost cenazelerinde falan, Gözlerimizi birbirimizden kaçırsak ta çoğu kez, Gönülden selamlaşırdık bilirdik ki seninle Müşterek düğünlerde bazen aynı masayı, Hatta bir keresinde seksenli yıllarda istemesek te, Aynı anayasayı içimize sindirmiştik, Sahi bir şey soracağım, hazır seni yakalamışken, Bunca kavgaların içine girdi çıktı, Ortalığı birbirine kattı, vuruldu hapis yattı derlerde, Değil silah, çakı bile taşımazdı, Bu nasıl bir çelişkidir Rıfat, Bu nasıl bir tezat, Başını yerden kaldırıp yüzüme baktı, baktı, Ulan bi de diyorsun ki küfür etme, ya sabır, Bazı çelişkiler vardır ki, bazılarının kafası hiç almaz, Zor olan insan olmaksa, Noksan mı olmalıydık insanlıktan, Hani sen demez miydin ulan, Aslolan insanın yaradılışında ki fıtrat, Bu nasıl bir yakıştırma ulan, bu nasıl bir sıfat, Ulan ben Rıfat"ım, Rıfat. | ||
|
08-04-2009, 23:02 | #2 | ||
ηαğмαℓυρ тєк şαмριуση Üyelik tarihi: Feb 2009
Mesajlar: 2.325
Tecrübe Puanı: 20 | radyo dinlemeyi çok sewerim yine bi gece açtim radyoyu bi radyo kanalnda çok güzel bi ses bu şiiri okuyordu şiiirin ismini yazarini falan duyamadm ondan şiiri bulamamştm aradan zaman geçti rastgele nette gezerken buldum. çok hoşuma gitmişti sizlerlede paylaşmak istedim...umarm beğenirisiniz... | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
| |