Vedalar Soğuk Olur;Sıkı Giyin .... İncinecek hal kalmadı bende, sana sadece bir tavsiye; vedalar soğuk olur, sıkı giyin! üşüyorum... duracağım burada gidişini seyredeceğim kıpırtısız, sakin gibi görüneceğim kavgasız olacak, fırtınasız olacak saçma sapan olacak organlarım birbirine vuracak arkandan sessiz bakacağım.. hayalleri taştan bir sevdaydı bizimkisi. kırılmazdı. yağmura kara dayanıklıydı. çığ olup düşerdi de kendine zarar vermezdi. kopmazdı. gidişler dönüşlere gebeydi de, hep acıtırdı her el sallayış. özlemler acıydı. yürek sabırsızdı. her dönüş, doğuştu aslında yeniden. ölüp ölüp dirilmek gibi değil de, erince doğmaktı. ama önce hayaller öldü! (cenaze meydanda kaldı, ulu orta) gönlüme bir kor düşer gitme öyle zamansız önce hayaller biter yanar külsüz dumansız acıyorum... ya da acıyorlar... elimde kalanları sayamıyorum. nasıl sayabilirim. ateş altında her yerim... dokunulamıyorum, onarılamıyorum, dona kaldım yanarken. sadece acıyorum, acınılıyorum... demişler inanmış, ağlayışları geçer sanmıştım. bir maddeyim... bedenim var senden kalan. benden götürdüklerini isteyemiyorum. sen giderken sen olsaydın, benden gitmezdin. sen olmadın belki de hiç! bilmiyorum sensizliği... baharlar hiç gelmez mevsim hep kış olur günlerime güneş doğmaz hislerim uyur takvimleri kopardım attım sen giderken. saatleri kırdım... zaman!dan söz edilmesini istemiyorum artık... kış! soğuk işte. herkese olduğu gibi... derlerdi hep de inanmazdım, vedalar soğuk olur, sıkı giyin! ben bahardan kalmayım... sana yangındım, ama sensiz üşüyorum... ve uyuyorum... hala! dilimden hiç düşmez adın hasret olur yüreğimde sızı dinmez gülmek güç olur acı işte. hangi hecesinden tutarsan tut bu böyle. ne sancım diner, ne ağrım. sattım 3 kuruşa gülüşlerimi... bak gamze gamze dolmuyor yüzüm. bak acı! bak yaş! bak soğuk! bakma... anlamayacak kadar uzağız artık. haa soğuk. demişlerdi zaten... ama yapacak bir şeyim yoktu. sonunu bile bile lades dedim ben... mahkumdum sana! ayrılıklar yara açar yara üstüne yağmur ağlar sensizliğe iç çekişime sensiz olmaz bu yerlerde dünya dar olur eğer gidersen bu aşka çok yazık olur gittin... yüklemin öznesi mühim değil aslında. gidildi. onarılmaz yaralarımız var artık. susuz tokluk arıyoruz belki de. yazık oldu mu? bilmem... olur mu? sadece üşüdüğümü hissediyorum... vedalar soğuk olurmuş, ben yolculuklara senle çıkmaya alışkındım oysa... alıntıdır... |
:) :) :) |
tşk... |
ZAMANSIZDIR TÜM VEDALAR Zamansızdır tüm vedalar Derin bir hüznü barındırır içinde Ve ardından gelir yıkılmışlıklar. Zamansızdır tüm vedalar, Kanlı gözyaşları bırakır arkasında Kendi içimize akıttığımız Lanetler yağdırdığımız her seferinde Ve yeniden yeniden yaşadığımız İnce bir ah olur, Kimseye anlatamadığımız. Zamansızdır tüm vedalar Acılara vururuz kendi kendimizi Umutsuzluk dört bir yanımızı bağlar Yaşanırken kıymetini bilmediğimiz Yüreğimize düşen sevgiler Ve hayallerimiz, Yorgun düşlerimizde ağlar. Zamansızdır tüm vedalar Ardından bakıp durduğumuz Vuslatı aratır bize Ve en zoru Yeniden başlamaktır hayata, Nasıl olduğunu unuttuğumuz. Zamansızdır tüm vedalar, Geride bırakılanlara inat, Yaşamak, Bir kor olur kalpleri dağlar, Feryatlarımız dudaklarımızda kalır, Ve ayrılık, Nihayet kapıya dayandığında Şair ağlar, şiir ağlar artık. |
Sair ölüme,ölüm siire,siir vedaya yazılır an ve gün; karışmış birer yalnızlıktır... her an biri çalınır yalnızlığından ya yalnızlık yara açar bir yerinde ya yaranın kendisi olur yalnızlık her yerinde.. hayat; siperden sipere vurulduğun savaş, sürülmüş bir mermidir sıktıkça kendini kanattığın.... ıslanmak için güneşten çalınmış hazin bir hazan yağmurundan, günleri çalınmış mevsimlerden, bölünmüş bir aşkın her ânından ve âhından bir gün seçmeli insan ya bütün ömrünün son günü ya geriye kalanın ilk günü olmalı çünkü; kül olur ateşte kul, yangını eski bir haber olur... kaç kez döner bir insan ölümden? kaç ölüm döner ruhu çalınmış bir bedenden? evden dönülür,işten dönülür piknikten hatta aşktan dönülür ama dönülmez ki ölümden! DÖN! dön de gör daha nelerden,nerelerden döndüğünü... dönersem ıslık çalarım belki filmdeki gibi bir yaprağa çiğ düşer dönersem çiğ düşer ölüme ölemediğim yerde... Varsın yokluğumda yas tutmasın bu kent, varsın bir daha ıslanmasın yağmurlar sussun nefesim sonsuza dek... susayan bir çöle dönsün suskun hasretim bir seraba dönsün ömrüm yokluğunda... varsın terkedilmiş bir takvim olsun yokluğunu vuran zaman bedenimde ruhumdan geriye bir şey kalmasın varsın... çünkü sen de bu bedende yok olmuş yüreğim kadarsın... bir tren garında söylenecek ne varsa söyledim farzet, bu şarkı,bu şiir,bu film bitecek sabret... birazdan kalkacak trenim gözlerine boş vagonlarla bakıp raylara uzatılacak ömrüm... ödüm kopuyor ey yaşamak ölümse benden de korkak... uzak şehirlerde bıraktım sevişmelerimi sonra acılarımı,sancılarımı,sevdiğim bütün eşyalarımı kardeşime bıraktım. sana şiirlerimi ve seni, sancılarımı geceye, bu can,bu yaşam artık uzak bir diyar sabaha ise hazin bir intihar... ...........................................bıraktı m.... bir tekerleme takıldı tekerleğime dönemez keder, söyler misin be usta; beşi beş paradan beş yara ne eder? ey kül aşk! ey yok olmuş can! mevsimlere böldüm seni bahar olsun bir yüzün,kara kış öbürü ama artık yaşımdan çok yaşadım -yaşanmasa da olur- bir ömrü |
teşekkrler. . |
teşekkürler |
Türkiye`de Saat: 10:56 . |
Powered by: vBulletin Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2