Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi

Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi (http://besiktasforum.net/forum/index.php)
-   Atatürk Köşesi (http://besiktasforum.net/forum/forumdisplay.php?f=72)
-   -   Atatürk Köşesi (http://besiktasforum.net/forum/showthread.php?t=5689)

HandaN 18-04-2008 12:55

ANITKABİR'İN MİMARLARININ BİYOGRAFİLERİ
 
ANITKABİR'İN MİMARLARININ BİYOGRAFİLERİ


http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/dusunce/image/foto8.jpg1. Emin Onat (1908-1961)
İstanbul'da doğdu, Beyazıd Nümune Mektebi ve Vefa Sultanisi'nde okudu. 1926'da Yüksek Mühendis Mektebi'ne girdi. Üçüncü sınıftan sonra tahsilini tamamlamak ve dönüşünde kendi okulunda öğretim üyesi olmak üzere seçilerek Zürih Yüksek Teknik Okulu'na gönderildi. 1934 yılında Mimarlık Bölümü'nden birincilikle mezun oldu. 1935'te Yüksek Mühendis Okulu Mimari Bölümü'nde Doçent ve 1938' de de Profesör oldu. 1942'de Uluslararası Anıtkabir Proje Yarışması'nda birinci seçildi. 28 Mayıs 1943'te Ordinaryüs Profesör oldu. 1946'da İngiliz Mimarları Kraliyet Enstitüsü fahri üyesi seçildi. 1938'den itibaren Mimarlık Şubesi Şefi olarak Teknik Üniversite'nin kuruluşuna kadar çalıştı. 1944'te Teknik Üniversite kurulunca Mimarlık Fakültesi'nin ilk dekanı seçildi. İki devre dekanlık ve 1951-1953 yılları arasında da rektörlük hizmetlerinde bulundu. 27 Haziran 1951'de fakültenin gelişmesinde gösterdiği büyük hizmetlerden dolayı Profesörler Kurulu tarafından, rektörlük dönemindeki başarılarından dolayı da Senato tarafından çeşitli takdirnamelerle ödüllendirildi.

1956'da Ordinaryüs Profesör Emin Onat'a, Hannover Technische Hochschule' nin 125 nci yıldönümü münasebetiyle seçtiği 6 yabancı ilim ve sanat adamı arasından fahri doktorluk payesi verildi.

1954'te milletvekili seçildi. 1957 yılına kadar bu hizmeti yaptı. 1957 seçimlerine girmeyerek milletvekilliğinden ayrıldı ve Mimarlık Fakültesi'ndeki görevine döndü.
Emin Onat'ın akademik kariyeri dışında, başta Anıtkabir olmak üzere İstanbul Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakülteleri, İstanbul Adalet Sarayı, İTÜ Merkez Binası (Taşkışla), Uludağ Sanatoryumu, Ankara Emniyet Sarayı gibi birçok eserleri vardır.

Emin Onat, 17 Temmuz 1961'de geçirdiği bir kalp krizi sonucu İstanbul'da vefat etmiştir.



http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/dusunce/image/foto9.jpg2. Orhan Arda (1911- )

19 Mayıs 1911'de Selanik'de doğdu. İlk, orta, lise öğrenimini İstanbul'da yaptı. 1936'da Yüksek Mühendis Mektebi'nden mezun oldu. 1938'de mezun olduğu yüksek okulun İnşaat Şubesi'ne asistan olarak atandı. 1 Mart 1941'de Anıtkabir için açılmış olan uluslararası yarışmaya Profesör Emin Onat ile birlikte katıldı ve birincilik aldı.

1944'te Yüksek Mühendis Mektebi'nin üniversite haline gelmesiyle Mimarlık Fakültesi Bina Bilgisi Doçenti ünvanını aldı. Bu tarihten itibaren 10 Kasım 1953 tarihine kadar geçen zamanda bir taraftan büro mesaisini yürütürken, gerektiğinde üniversitedeki görevinden de izinli olarak şantiye çalışmalarına katıldı.

1960'da İTÜ Mimarlık Fakültesi ikinci Bina Kürsüsü profesörlüğüne atandı. Bir süre sonra aynı kürsünün başkanlığına getirildi. İTÜ Mimarlık Fakültesi Çevre Analizi ve Endüstrileşmiş Bina Tasarımı Kürsüsü profesörlüğü görevinde bulundu.

HandaN 18-04-2008 12:56

İNŞASI VE ÖZELLİKLERİ
 
ANITKABİR'İN İNŞASI VE ÖZELLİKLERİ

A. ANITKABİR'İN TEMELİNİN ATILIŞI
Anıtkabir'in inşaasının başlaması ve kamulaştırılma çalışmaları için ilk aşamada, 1 Haziran 1944 tarihinde Bayındırlık Bakanlığına 1.000.000 TL. ödenek tahsis edildi.
Şartnameye göre, yarışmayı kazanan projenin uygulanması ve kontrolü haklarının eser sahibine ait olması nedeniyle, 4 Temmuz 1944 tarihinde Bayındırlık Bakanlığı, Prof. Emin Onat ve Doç. Orhan Arda ile sözleşme imzaladı. Bu tarihlerde, Rasattepe ve civarının ilk ağaçlandırma çalışmalarına başlandı. Bayındırlık Bakanlığı, 4 Eylül 1944 tarihinde birinci kısım inşaatı ihaleye çıkardı. Birinci kısım inşaat, Rasattepe'nin toprak tesviyesi ile Aslanlı Yolun istinat duvarlarının yapılmasını ihtiva ediyordu. İnşaatın kontrol mühendislik hizmeti Bayındırlık Bakanlığı Yapı ve İmar İşleri Reisliği'ne verildi ve şantiye binası olarak rasathane binası kullanıldı.

http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/dusunce/image/ins6.jpg
Mozole altı galeri tonozlarının inşaatı

Anıtkabir'in inşaatına 9 Ekim 1944 günü saat 10.00'da görkemli bir temel atma töreni ile başlandı. Törene Başbakan Şükrü Saraçoğlu, bakanlar ve kalabalık bir davetli topluluğu katıldı. Bayındırlık Bakanı Sırrı Day, törende şu konuşmayı yaptı.
"Aziz Başbakanım, değerli arkadaşlanm,

Türk Milleti 1938 yılında Kasım'ın 10 ncu günü en kıymetli evladı Atatürk'ü kaybetmişti. Bunun acısı milletimizin kalbinde bütün tazeliği ile ebedidir. Ancak bizi teskin eden, kuvvet ve kudretimizi sağlayan iki mazhariyetimiz vardır. Biri Atatürk'ün ebedi varlığının, inkılapçı ruhunun daima içimizde ve aramızda olduğuna inancımız, biri de cumhuriyetimizin, milletimizin ve partimizin başında aziz milli şefimiz İnönü'nün bulunuşudur. Gerçekten, bu iki büyük kuvvet etrafında birleşen milletimiz, yaratılan büyük eseri korumak, büyütmek ve ileri medeniyet seviyesine varmak için hızla ve imanla çalışmakta, inkılabımız daha çok ileri merhalelerine varmaktadır.

Hep biliriz ki, Atatürk, kendisini hatırlatmak için bir anıta, bir abideye ihtiyacı olmayanlardandır. Türkiye Cumhuriyeti, maddi manevi bütün varlığı ile Atatürk'ün büyük ve yıkılmaz anıtıdır. Ancak kendi hislerimizi tatmin ve minnettarlığımızı ifade etmek ve en kutsal bir ziyaretgahı kurmak içindir ki Anıtkabir'in inşası o felaket gününden beri kararlaşan bir amacımız olmuştur.

Bu ehemmiyetle yapıya başlamak için, lüzumlu hazırlıklar devamlı çalışmalarla ikmal edildi. Bugün ilk kazmanın vurulmasından itibaren inşaat devresine geçmiş olunacaktır. Bu hizmetin kendisine emanet edilmesini büyük bahtiyarlık bilen Bayındırlık teşkilatının bütün dikkat ve gayretini harcayarak ve muhtaç olduğu yardımlarınıza mazhar olarak muvaffak olacağına eminim.

Başvekilimizin isabetli rehberliği, kıymetli ve devamlı alaka ve yardımları, işlerimizin başarısı için bize daima cesaret ve emniyet vermektedir. Kendilerine bu vesile ile tekrar şükranlarımı sunmak için müsaadelerini rica ederim. Sözlerime son verirken Atatürk'ün büyük adını bir daha hürmetle anar, milli şefimiz İnönü' nün başımızda daima var ve mesut olmasını candan dilerim."

Bayındırlık Bakanının bu konuşmasından sonra Yapı ve İmar İşleri Başkanı Sırrı Sayarı'nın inşaat hakkında teknik bilgileri sunmasını müteakip temele ilk kazmayı Başbakan Saraçoğlu vurdu. Sonra sırası ile bakanlar, generaller ve törene katılan kuruluş temsilcileri de temel kazılmasına sembolik olarak katıldılar.


Anıtkabir inşasının başlaması nedeniyle Bayındırlık Bakanı, Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'ye şu telgrafı gönderdi:

"Büyük Reisicumhur,

Anıtkabir'in inşasına bugün Başvekilimizin uğurlu eli ile başlandı. Kendisine bu kutsal işin emanet edilmesiyle bahtiyarlık duyan Bayındırlık camiası eserin yüksek ilham ve iradeleri dairesinde en kısa zamanda ve en başarılı şekilde bitmesi için bütün gayretleri ile çalışacağına itimat buyrulmasını en derin tazim hisleri ile arz eder, ellerinizden öperim." "Sırrı Day Bayındırlık Bakanı"
Cumhurbaşkanı İsmet İnönü de başarı dileklerini sunan şu cevabı telgrafı gönderdi:

"Sırrı Day, Bayındırlık Bakanı Ankara

Anıtkabir'in temeli atılması münasebetiyle yazdığınız tel için çok teşekkür ederim. Anıtkabir'in yüksek mevzuuna layık tarihi bir eser olması için milletimizin gösterdiği dikkat, eserin mümkün olduğu kadar süratle bitirilmesini candan temenni ettirmektedir. Sebatlı ve devamlı çalışma ile Bayındırlığımızın tam bir başarısını tebrik ettiğim gün kendimi bahtiyar sayacağım. "İsmet İnönü Cumhurbaşkanı"
Hükümet, inşaat başladıktan bir süre sonra 1 Kasım 1944 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisine Anıtkabir inşaatı için ödenek tahsisine yetki isteyen bir kanun tasarısı sundu. Bu tasarıya göre, 1945-1949 yıllarını kapsayan dönem için her yıl 2.500.000 TL. nı aşmamak üzere 10.000.000 TL. na kadar geçici taahhütlere girme yetkisi hükümete veriliyordu. Kanun tasarısının mecliste görüşülmesi esnasında söz alan Bayındırlık Bakanı, "Anitkabir için gerekli arazinin kamulaştırılmasının tamamlandığını, ancak halen incelenmekte olan ve genişletilmesi düşünülen inşaat projesinin kabulü halinde bir kısım arazinin daha kamulaştırılmasına ihtiyaç duyulacağını, bu maksatla ek ödenek talep edilebileceğini" açıkladı. Genel Kurulca, birinci maddesinin daha açık bir şekilde ifade edilmesi için tasarı Bütçe Encümenine sevk edildi. Bütçe Encümeninde gerekli değişiklik yapılarak 22 Kasım 1944 tarihinde Meclis Genel Kurulu'nda tartışmaya açıldı. Genel Kurul'da söz alan Trabzon Milletvekili Mithat Aydın, "Anıtkabir proje yarışmasının, dünyanın bunalımlı bir dönemine rastladığı, bu yanşmaya değerli profesörlerin katılımının sağlanamadığını, fakat bir Türk projesinin kabul edilmiş olmasının övünülecek bir durum olduğunu" belirterek 10.000.000 TL. ödeneğin tahsis edilmesinin yerinde olacağını ifade etti. Kanun, 283 milletvekilinin oyları ile 22 Kasım 1944 tarihinde kabul edildi. Aşağıdaki maddelerden oluşan 4677 no.lu kanun 4 Aralık 1944 tari-hinde yürürlüğe girdi.

1. Anıtkabir inşaatı için, senelik ödeme miktarı 2.500.000 TL. yi geçmemek ve her yıl bütçesine konacak parayla ödenmek üzere 10.000.000 TL. ye kadar, 1945-1949 yıllarında geçici taahhütlere girişmeye Bayındırlık Bakanı ve faizleriyle birlikte bu miktarı geçmemek üzere bono ihracına Maliye Bakanı yetkilidir.

2. Bu kanun tarihinden geçerlidir.

3. Bu kanun hükmünü icraya Bayındırlık ve Maliye Bakanları görevlidir.

HandaN 18-04-2008 12:57

B. ANITKABİR'İN İNŞAAT EVRELERİ VE PROJEDE YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

Anıtkabir'in inşaatının dört aşamada tamamlanması planlandı, yapımına 9 Ekim 1944'de başlandı ve 1 Eylül 1953'de bitirildi.
http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/dusunce/image/foto2.jpg
Tandoğan' dan Rasattepe arazisinin görünüşü
1. Birinci Kısım inşaat :

Toprak tesviyesi ve Aslanlı Yolun istinat duvarlarının yapılmasını kapsayan birinci kısım inşaatın yapımı, 9 Şubat 1944'de müteahhit Yüksek Mühendis Hayri Kayadelen'e ihale edildi 3 Mayıs 1945'de Prof. Emin Onat, Yapı ve İmar İşleri Başkant Sırrı Sayan ve Anıtkabir Kontrol Şefi Ekrem Demirtaş tarafından "Anıtkabir İnşaatı Çalışma Programı" hazırlandı. Buna göre, Aslanlı Yol bölümünün denge ve dayanıklılık araştırmaları Yüksek Mühendis Ali Kranti, temel sistemin belirlenmesi ve zemin gerilimlerinin incelenmesi Prof. Hamdi Peynircioğlu tarafından yapıldı. Birinci kısım inşaata 9 Ekim 1944 tarihinde başlandı ve Ekim 1945'de tamamlandı.
http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/dusunce/image/foto4.jpg
Arazide yapılan tesviye çalışması

HandaN 18-04-2008 12:57

2. İkinci Kısım İnşaat : Mozole ve yardımcı binaların yapılmasını kapsayan ikinci kısım inşaatı, 29 Eylül 1945'de Rar-Türk Limited Sosyetesi'ne ihale edildi.
http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/dusunce/image/ins1.jpg
Aslanlı yol istinat duvarının batı cephesi

Anıtkabir yapısının temel ve inşa durumunu incelemek üzere 12 Şubat 1946'da Bayındırlık Bakanlığında yapılan toplantıda, Anıtın yapılacağı Rasattepe'nin temel bakımından yapılan incelemesinde, Anıtkabir inşaatı için elverişli olduğu ve mimari projede belirtildiği gibi bu yerde yapılmasına teknik bir engel olmadığı kararlaştınldı. Bunun yanında, üst yapının zemine vereceği basıncın azaltılması, yer sarsıntılarına karşı dayanıklılığın arttırılması, esnekliğin ve yekpareliğin sağlanması maksadı ile "kombine kagir ve betonarme" bir sistemle inşa edilmesinin uygun olacağı, binanın bütün statik hesaplarında, depremin etkilerinin gözönünde tutulacağı bu toplantıda kararlaştırıldı.

Bayındırlık Bakanlığında 13 Şubat 1946 tarihinde yapılan ikinci bir toplantıda, inşaatın kagir ve betonarme yapı sistemine göre, temel basıncının azaltılması gözönünde tutularak, statik hesapları yapacak olan mühendis ve Bayındırlık Bakanlığı yetkililerinin görüşleri de alınarak, esas kitlenin ileride büyük değişikliklere uğramayacağı düşüncesi ile bir temel projesi hazırlanması kararlaştırıldı. 1947 yılı sonuna kadar, mozolenin temel kazısı ve izolasyonu bitirilmiş, her türlü çöküntüleri engelleyecek olan 11 metre yüksekliğinde betonarme temel sisteminin demir montajı bitirilme aşamasına gelmişti. Aynca, yardımcı binalardan bir bölümü ile giriş kuleleri de bitirilmek üzereydi. Yollann toprak düzenlemesinin önemli bir kısmı yapılmış, bir kısım yollann kaplamaları, fidanlık tesisi, arazi tesviyesi, park içi yollar, ağaçlandırma çalışmaları ve arazinin sulama sisteminin büyük bir bölümü tamamlandı. Bütün bu işler için 4.000.000 TL. harcandı. İkinci kısım inşaatı yüklenen müteahhit firma, yapılacak işlerin ihale bedelinin % 20' sini aştığını ve bunun iş programındaki süre içinde planlanan işlerin bitirilmesinin mümkün olmadığını belirtmişse de Bayındırlık Bakanlığınca bu iddia yersiz bulundu.
Müteahhit firma, projenin 1 Şubat 1946'da tadil edilmesi nedeniyle kullandıkları beton ve demir miktarının ilk keşiflere göre daha fazla olduğunu, bunun sonucu olarak zarar ettiğini ileri sürerek Bayındırlık Bakanlığından fiat farkı talep etti. Bakanlıkça bu talep başlangıçta uygun görülerek 240.000 TL. fiat farkı ödenmesi düşünüldü ve konu iki kez Danıştay Başkanlığına incelettirildi. Ancak, Danıştay 7 Temmuz 1947 tarihlİ sözleşmeye göre idarenin proje üzerinde her türlü tadilatı yapmaya yetkili olmasından dolayı müteahhit tarafından talep edilen fiat farkının ödenmesine imkan olmadığına karar verdi ve durum müteahhite bildirildi.


http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/dusunce/image/ins5.jpg
Mozolede kalıp ve beton çalışmaları

Müteahhit firma, bir yandan sözleşme hükümlerine göre işe devam etmekle birlikte söz konusu anlaşmazlık nedeniyle 1949 yılında Bayındırlık Bakanlığı aleyhine 2.000.000 TL. lık bir tazminat davası açtı. Dava, Bayındırlık Bakanlığı lehine sonuçlandı. Karar müteahhit firmaya bildirilirken, iddiasının devam etmesi halinde sözleşmenİn iptal edileceği ve yeni bir ihale açılacağı da ifade edildi. Müteahhit ile olan anlaşmazlığı duyan Yüksek Öğretim gençliği büyük bir coşku ile gönüllü olarak Anitkabır inşaatında çalışmaya başladı.

1944 yılında kabul edilen 4677 sayılı kanunla Anıtkabir inşaatına tahsis edilen 10.000.000 TL. lık ödeneğin, 1 Mart 1950 gün ve 5581 sayılı kanunla 24.000.000 TL. na yükseltilmesinden sonra ikinci kısım inşaat hızlandırıldı.

Başbakanlıkça, 1 Şubat 1950 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulan ek ödenek talebi ile ilgili kanun tasansının gerekçeleri şu şekilde özetlenebilir:
"Asırlara intikal edecek anıtın, 4677 sayılı kanunla verilen 10.000.000 TL. lık ödeneğe istinaden keşif bedeli üzerinden ihalesi yapılmıştır. İnşaatın 31 Aralık 1949 tarihinde bitirilmesi kaydı ile 29 Eylül 1945'de sözleşme yapılarak işe başlanmıştır. Anıt projeleri kagir olması esasma göre hazırlanmışken, yapılan sondajlar sonucunda çok ağır olan bu kitle için temel zeminin yeter derecede uygun bulunmayışı, statik hesaplann düzenlenmesinde son zamanlarda memleketimizde sık sık meydana gelen deprem etkilerinin daha emniyetli bir şekilde dikkate alınmasını zorunlu kılmıştır. İstanbul Teknik Üniversitesi profesörlerinin de katıldığı bir komisyon tarafından yapılan incelemeler sonucunda, kitlenin hafifletilmesi ve bağlantılı olabilmesi için son kagir sistemi yerine, betonarme iskeleti ve içi dışı taştan olan bir sisteme göre inşa edilmesine karar verilmiştir.
Gerek bu sistem değişikliği gerek anlaşmanın yapılması sırasında fiatların düşmeye doğru gösterdiği eğilim dolayısıyla diğer büyük işler gibi, Anıtkabir de değişen fiat esası üzerinden ihale edilmiş ise de, bu zaman içinde fiatlarda tahminlerin üzerinde yükselmeler olması, diğer taraftan yeniden bir bölüm arazinin daha kamulaştırılmasına gerek görülmesi nedeniyle, bu yapının bütün ayrıntılan ile bitirilmesi için 14.000.000 TL ek ödeneğe ihtiyaç olduğu tespit edilmiştir. 1950 yılı sonuna kadar, Anıtkabir'in ara kati, yardımcı binalar çatıya kadar, müze ve kabul kısımlannın birinci kata kadar olan kaba işleri, Aslanlı Yol ve giriş kuleleri inşaati bitirilecektir. Bundan sonra ise;
1. 65.000 metrekarelik sahanın kamulaştınlması.

2. Mozole'de ara kattan yukarı kısmın inşaatı.

3. Yardımcı binaların kaba kısımlarının bitirilmesi.

4. Binaların her türlü kaplama, doğrama, tesisat ve süsleme işleri ile döşemelerinin yapılması.

5. Parkın toprak işleri, istinat duvarların, yolların ağaçlandırılması ve her çeşit tesisatin ikmali yapılacaktır."

Dönemin Bayındırlık Bakanı Şevket Adalan 3 Mart 1950'de, Anıtkabir ikinci kısım inşaatının kaba işlerinin yıl içinde tamamlanacağını Başbakanlığa bildirdi. Ek ödenek tahsis edilmesi sonucunda, devam eden diğer inşaat işleri ile birlikte kabartma, heykel ve Şeref Holü'nde yapılacak işlerin de tespit edilmesi gerekiyordu. Bunun için; Milli Eğitim Bakanlığı, Ankara Üniversitesi ve Türk Tarih Kurumu üyeleri ile Bayındırlık Bakanlığı temsilcisi ve proje mimarlarından oluşacak bir komisyonun görevlendirilmesi kararlaştırıldı. İkinci kısım inşaat 8 Ağustos 1950'de tamamlandı.

HandaN 18-04-2008 12:58

3. Kısım İnşaat
Anıtkabir üçüncü kısım inşaatı; anıta çıkan yollar, Aslanlı yol ve Tören meydanının taş kaplama işleri, mozole üst döşemesinin taş kaplanması, merdiven basamaklarının yapılması, lahit taşının yerine konması ve tesisat işlerinin yapılmasını kapsıyordu. Üçüncü kısım inşaatı, 12 Eylül 1950' de Amaç Ticaret A.Ş. ne ihale edildi. İhale bedeli 2.800.000 TL. idi.
http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/dusunce/image/ins10.jpg
Giriş Merdivenlerinin Yapımı


http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/dusunce/image/ins11.jpg
Aslanlı yoldan, Tören meydanındaki çalışmaların görünüşü
http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/dusunce/image/ins12.jpg
Tören meydanının traverten kaplama çalışmaları

HandaN 18-04-2008 12:58

4. Dördüncü Kısım İnşaat :

Anıtkabir dördüncü kısım inşaatı; Şeref Holü'nün döşemesi, tonozlar alt döşemeleri ve Şeref Holü çevresi taş profilleri ile saçak süslemelerinin yapılmasını kapsıyordu. Dördüncü kısım inşaat müteahhit Muzaffer Budak'a ihale edildi.


http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/dusunce/image/ins8.jpg
Mozole içi betonarme karkası

Anıtkabir inşaarının daha ucuz maliyetle ve süratle bitirilebilmesinin mümkün olup olmadığını araştınp sonuçlarını bir raporla hükümete arz etmek üzere, Bayındırlık Bakanlığı Müsteşarı Muammer Çavuşoğlu başkanlığında, Prof. Paul Bonatz, Prof. Sedat Eldem, Prof. Emin Onat ve Doç. Orhan Arda'dan oluşan komisyon 20 Kasım 1950 tarihinde toplandı. Komisyonda oluşan görüşler şu şekilde özetlenebilir :
http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/dusunce/image/ins7.jpg
Mozole önü merdivenleri kazısı
1. En büyük tadil şekli, bugünlerde bitmek üzere olan Şeref Holü'ndeki platformu, taşla kaplayarak üzerine konacak lahitle (sarkofaj) yetinmektir. Bu kış inşaatı yapıp, yan binaları bitirdikten ve meydanları düzenledikten sonra, asıl mozole kısmının kaldırılması düşünülse de ortak kanaatimizce bu durum Ulu Önderin kişiliğine uygun düşmez ve lahitin bu muazzam saha üzerinde yalnız başına konulması ile hiçbir zaman yüce bir etki sağlanamaz.

2. İkinci düşünce, esas platform üzerindeki lahitten başka, sadece dış kolonlar sırasının ve bunları bağlayan kornişlerin inşasıyla yetinmektir. Bu durumda da anıtta beklenen ağırlık ve asalet sağlanamayacaktır. Haliyle, gelecekte abideyi eski plan ve projelere göre tamamlama imkanı vardır. Fakat komisyon yarım kalmış veya geçici bir eser yaratak fikrinde olmayıp, planın basitleşmesine rağmen, elde edilecek sonucun kesin sonuç olması kanaatindedir.
http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/dusunce/image/ins15.jpg

Güney-Batıdan Anıtkabir inşaatının genel görünüşü
3. Üçüncü düşünce, Mozole'nin kolonat üstünde yükselen kısmının kaldırılması meselesidir. Bu düşünce iki noktada incelenebilir. a. Bu kısmın kaldırılmasından sonra, binanın dış görünüşü nasıl olacaktır?
b. İç etkisi ne durum alacaktır?


1/100 ölçekli maket üzerinde yapılan incelemeler, yapı mahallinin incelenmesi ve şehrin çeşitli noktalarından bu görünüşün kontrol edilmesiyle komisyonumuz, dış görünüş itibariyle kolonat üstündeki kitlenin yükselişinin muhakkak lüzumlu olmadığı neticesine oy birliği ile varmıştir. Hatta bu şekilde anıt daha asil bir karakter kazanabilir. Bu itibarla kolonat üzerindeki kitlenin kaldınlması anıtın güzelliğini bozacak bir değişiklik değildir.
İç görünüş itibariyle esaslı bir değişiklik icap etmektedir. Şeref Holü'nün alçak bir tavanla örtülmesi, mevcut projedeki yüksek hacmin verdiği ulvi etki yanında çok zayıf kalırdı. Bu nedenle iç mimarinin değişmesi gerekmektedir. Bu durum, üstü açık bir şekilde mimari unsurlarla çevrelenmiş bir tarzda teşkil edilecek olursa bunun neticesinde eski yüksek hacme ihtiyaç duyulmayacaktır. Eğer hükümet bu şekli uygun görür, programdaki kapalı bir Şeref Salonundan vazgeçerek lahidin açıkta ve etrafı duvarla çevrili mezar odası içinde bulunması fikrini kabul ederse, anıt çok daha sadeleşmiş bir vaziyet alacaktır. Asıl mezar, platformun bir kat aşağısında bir mahalde ve topraktadır. Büyük granit lahdin ciddiyeti ve asaleti her mevsimde ve her türlü hava tesirlerine maruz, gece gündüz gök kubbenin altında bulunmasıyla azalmayacaktır. Komisyon üyeleri, anıt mimarları da dahil olduğu halde, bu şekilde değişik tesir ve güzellikte bir anıt yaratılacağı kanaatindedirler.
Planlann bu şekilde tadiliyle inşa edilecek hacmin azalması ve inşaatın sadeleşmesi zamandan ve maliyetten önemli tasarruflar sağlayacaktır.
Komisyon raporu Bakanlar Kurulunda incelenerek kabul edildi. Bayındırlık Bakanı, bu tadil şekli ile Anitkabir'in Kasım 1952'de bitirilebileceğini ve böylece iki sene kazanılmış olacağını, ayrıca da inşa ve kamulaştırma bedelinden de 7.000.000 TL. na yakın bir para tasarruf edileceğini 30 Aralık 1950 tarihinde yaptığı basın toplantısında açıkladı.

Prof. Emin Onat bir makalesinde inşaatta yapılan dördüncü tadil şeklini şöyle açıklamıştır.

"4 Aralık 1951 tarihinde hükümet, Şeref Holü'nün ikinci projedeki 28 metrelik yüksekliğini azaltarak, yapı müddetinden bir tasarruf temin etmek imkanının mevcut olup olmadığını mimarlara sordu. Yaptığımız çeşitli maketler ve etütler sonucunda bu yüksekliğin, kolonatı yükselterek azaltılabileceği sonucuna vardık ve Şeref Holü'nü taş bir tonoz yerine, bir betonarme tavan ile örterek bunu temin etmenin mümkün olduğunu gördük. Bu hal tarzı esasen deprem bakımından büyük zorluklarla karşılaştığımız taştan tonoz yapının teknik mahzurlarını da ortadan kaldırıyordu."

Hükümet, mimarların bu görüşüne katılarak mozolenin üzerinde Milli Mücadele ve Türk inkılabını canlandıran kabartmaların yer alacağı çepeçevre dört duvardan oluşan ikinci kattan vazgeçerek, projeyi bugünkü şekli ile uygulamıştır.

HandaN 18-04-2008 12:59

MİMARİ ÖZELLİKLERİ
 
MİMARİ ÖZELLİKLERİ

TRAVERTENLER

http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/dusunce/image/shim.gif http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/dusunce/image/shim.gif
Polatlı ve Malıköy'den getirilen beyaz travertenler kulelerin iç duvarlarında, Kayseri'nin Pınarbaşı ilçesine bağlı Kumarlı mevkiinden getirilen beyaz travertenler, heykel grupları, aslan heykelleri ve mozole kolonatlarında kullanılmıştır.Kayseri'nin Boğazköprü mevkiinden getirilen siyah ve kırmızı travertenler ise toplantı alanı ve kulelerin zemin döşemelerinde kullanılmıştır. Çankırı'ya bağlı Eskipazar'dan getirilen sarı travertenler, Şeref Holü'ne çıkan merdivenlerin sağında ve solundaki zafer kabartmaları, bütün Şeref Holü dış duvarları, Tören Meydanını çevreleyen kolonatlar ve arkadlı bölüm kolonatlarında kullanılmıştır. İkinci kısım inşaatın müteahhit firması Rar-Türk Limited Sosyetesine, san travertenleri Eskipazar îstasyonu'na yaklaşık 5 Km. uzaklıktaki Budaklar Köyü civarındaki taş ocaklarından çıkartabilmesi için Çankırı Valiliğinden 2 Eylül 1944 tarihinde yazı gönderilmiştir. 31 Ekim 1945 tarihinde de müteahhit firmaya bu taş ocaklarından gerekli miktarda taş çıkarılması için, Çankırı ilinden alınan ruhsat verilmiştir. (Belge:16) înşaat müteahhitliği, Bayındırhk Bakanlığı Yapı ve îmar Başkanlığı'na traverten taşlannın teşekkülleri itibariyle içlerinde delikler olduğunu, örnek olarak şantiyeye getirilen yüzey üzerinde delik gözükmeyen travertenlerde, işlenmeye başlandıktan sonra delikler çıktığını ve bazılarında da yüzey dışında gözüken deliklerin yontulma sırasında kaybolduklarını 3 Kasım 1948 tarihinde bildirmiştir. Traverten taşına ait şartnamede açıklanan deliksiz olma şartı, gerek taşın yapısını, gerekse gösteriş bozacak şekilde bulunanları kapsamaktadır. Bunun üzerine başkanlık, durumu yerinde incelemek için Jeolog Doktor Erwin Lahn'i Eskipazar'a göndermiştir. Dr. Lahn görüşlerini belirttiği raporda, travertenin tabiati gereği delikli olacağını ve bu taşın normal bir traverten olduğunu açıklamıştır. (Belge:17) Haymana'dan getirilen beyaz travertenle bütün merdivenler ve Aslanlı Yol ile Tören Meydanı döşemeleri inşa edilmiştir. Kayseri'den getirilen bej travertenler ise Mozole kolonatlan üzerinde lento (kiriş) taşı olarak kullanılmıştır.

MERMERLER

http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/dusunce/image/shim.gif http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/dusunce/image/shim.gif
Çanakkale'den getirilen krem, Hatay'dan getirilen kırmızı ve Adana'dan getirilen siyah renkte mermer ile Şeref Holü'nün zemini inşa edilmiştir. Afyon'dan getirilen kaplan postu mermer, Bilecik'ten getirilen yeşil renkte mermer ile Mozole Şeref Holü'nün iç yan duvarları kaplanmıştır. Şeref Holü'ne konulacak lahit taşı için Adana'nın Osmaniye ilçesindeki Gavur dağlarından kesilen iki adet yekpare taş Ankara'ya getirilmiştir. Bu taşlar, Kayserili Hacı Mustafa Kuranel'in taş ocağında 25.000 TL. ye yaptınlmıştır. Her bir taşın ağırlığı 40 tondur. (41) Afyon'dan getirilen beyaz mermer ile lahit mekanının yan duvarları inşa edilmiştir. Şeref Holü iç duvarlannda kullarnlan yeşil mermer, Bilecik'in 23 Km. uzağında Hasandere köyü civarında bulunan, bir şahsa ait taş ocağından elde edilmiştir. (Belge : 19) Dördüncü kısım inşaatın müteahhiti Muzaffer Budak'tan alınan 2 Ağustos 1952 tarihli dilekçede, Bilecik yeşil mermeri ile yapılacak olan Şeref Holü iç kaplamalarının projede belirtildiği gibi ortalama 24 cm. kalınlığında yapılmasında, dayanıklılık bakımından bir zorunluluk görülmemesi, ocağın verimsizliği ve uzun zamana ihtiyaç göstermesi göz önüne alınarak bir sıra 20-25 cm., bir sıra 5 cm. olmak üzere inşası istenmiştir. (Belge : 20) Rar-Türk Limitet Sosyetesi inşaatta kullanılması gerekli olan traverten ve mermerlerin; su emme, basınç, donma ve diğer deneylerini îstanbul Teknik Üniversitesi laboratuvarlarında 25 Nisan 1947'de yaptırmıştır. Bu deneyler sonucunda, taş ve mermerlerin basınç ve suya dayanıklı, donma ve sıcak su deneylerinde ise çatlaklık ve döküntü olmadığı sonucuna varılmıştır.
DİĞER MALZEMELER

http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/dusunce/image/shim.gif http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/dusunce/image/shim.gif
Anıtkabir'in inşasında, Karabük Demir-Çelik Fabrikalarından getirilen çubuk demir kullanılmıştır. (Belge : 22) Sivas Çimento Fabrikası tarafından bloke edilen çimentonun, Anıtkabir'in yapımında kullanılmak üzere Rar-Türk Şirketi'ne verilmesine müsaade edilmiştir. (Belge:23) Anıtkabir'de kullanılacak kum ve çakılın sağlanması için, Rar-Türk Şirketi'ne Ankara ili sınırlan içindeki Esenkent ve Sincan köyü civarında Çubuk Çayı yatağında 1946-1949 yılları arasında dört ocak ayrılmıştır. (Belge : 24) Dördüncü kısım inşaatta, ithal malı "Germania" marka Alman Portland çimen-tosu kullanılmıştır. (Belge:25) îkinci kısım inşaatin sorumluluğunu alan müteahhit, yardımcı binaların çatı kaplamalarında, 2 mm kalınlığında 100 ton kurşun levhayı Almanya'dan ithal etmiştir. (Belge:26) Bronzdan 12 adet aplik meş'ale, Ankara Erkek Teknik Öğretmen Okulu atelyelerinde Temmuz 1953 tarihinde yapılmıştır. (Belge:27) Şeref Holü'ndeki lahit arkasındaki büyük pencere, bütün bronz kapı ve parmaklıklar, Nisan 1954 tarihinde îtalya Milano'dan Veneroni î. Preziati Şirketi'nce gönderilmiştir. (Belge : 28)

http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/dusunce/image/malz3.jpg
Şeref Holü Büyük Giriş Kapısı
http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/dusunce/image/malz4.jpg
Şeref Holü İçindeki Meşale
http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/dusunce/image/malz5.jpg
Kule İçindeki Meşale

HandaN 18-04-2008 13:00

HEYKEL ve KABARTMALAR
http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/dusunce/image/shim.gif http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/dusunce/image/shim.gif
Anıtkabir'in yapımı istenilen duruma gelince, Başbakanlıktaki komisyona bağlı yeni bir komisyon daha kuruldu. Komisyon; Yapı ve îmar îşleri Başkanı Selahattin Onat, Türk Tarih Kurumu'ndan Prof. Halil Demircioğlu, Ankara Üniversitesi'nden Prof. Ekrem Akurgal, proje mimarlarından Doç. Orhan Arda ve Anıtkabir înşaatı Kontrol Şefi Yüksek Mimar Sabiha Güreyman'dan oluşmuştu. Bu ikinci komisyonun görevi; Anıtkabir'de yapılması düşünülen heykel ve kabartmalann konuları ile anıtın çeşitli yerlerine yazılacak yazıların tespiti idi. 3 Mayıs 1950 tarihinde toplanan komisyon üyeleri, üzerinde çalışılacak konuların hem çok yönlü, hem de çok önemli olduğunu ileri sürdüler ve bu kurulun uzman kişilerle genişletilmesini kararlaştırdılar. Böylece komisyona yeni üyeler de katıldı. (Belge:29) Bayındırlık Bakanlığında, yeni üyelerin de katılmasıyla 31 Ağustos 1951 tarihinde bir toplantı daha yapıldı. Bu toplantıya katılan yeni üyeler; Prof. Ahmet Hamdi Tanpınar, Prof. Rudolf Belling, Prof. A. Afetinan, Prof. Enver Ziya Karal, Doç. Kemali Söylemezoğlu, Prof. Emin Barın, Milli Eğitim Bakanlığı temsilcisi Kamil Su, Faik Reşit Unat ve Enver Behnan Şapolyo, Bayındırlık Bakanlığı temsilcisi Müsteşar Muammer Çavuşoğlu ile proje mimarı Prof. Emin Onat'tı. Komisyon toplantida şu kararları aldı. "1. Anıtkabir'e konulacak heykel, kabartma ve yazıların konuları, Atatürk'ün Kurtuluş Savaşındaki hayatı ve Türk înkılaplarından seçilecektir. 2. Anıtkabir'in çeşitli yerlerine yazılacak yazıların seçilmesi için bir alt komisyon kurulmuştur. (42) Bu komisyon, hazırlayacağı raporu, iki ay içinde Bakanlığa sunacaktır. 3.Komisyon, heykel ve kabartmalar hakkında sanatçılara üslup yönünden direktifler vermeğe kendini yetkili görmemiştir. 4. Heykel ve kabartmaların konularını tespit için Prof. Ahmet Hamdi Tanpınar, Prof. Ekrem Akurgal, Prof. Belling, Doç. K. Söylemezoğlu'ndan meydana gelen bir küçük komisyon daha kurulmuştur. Bu komisyon toplantılarına, Anıtkabir'in mimarları da katılacaklardır." (Belge : 30) Komisyon, çalışmalarını kısa bir zamanda bitirerek vardığı sonucu bir raporla üst kurula sundu. Genişletilmiş komisyon bu raporun ışığında, 1 Eylül 1951'de özet olarak aşağıdaki şu kararları aldı. "1. Anıtkabir'de yapılacak heykel ve kabartmalar, yapının mimari özelliklerine uygun olacaktır. Kabartmalar, istenilen konuyu olduğu gibi (fotoğraf gibi) dile getirmeyecek, olayın özünü ifade edecek temsilî (allegorik) eserler olacaktır. 2. Kulelere yapılacak kabartmalar (rölyefler) ise bu kulelere verilen adlara göre, Atatürk'ün şerefli hayatını ve Kurtuluş Savaşı tarihini, büyük çizgileri (ana hatları) ile hatırlatacaktır. Bu eserleri işleyen sanatçılar, Atatürk'ün hayatına ait belgelerden faydalanacaklardır. 3. Aslanlı Yol başında, giriş yerinin sağında ve solunda iki heykel grubu bulunacaktır. Heykel gruplannın ana konuları, Türk Milletinin ve Atatürk'ün kurtardığı ve yetiştirdiği nesillerin, O'nun ölümünden duyulan derin acıları ifade edecek nitelikte olacaktır. Bu heykel grupları, Ata'nın aziz naaşını ziyaret edecekleri, O'nun yüce katına saygı ile girmeğe hazırlayacaktır. 4. Aslanlı Yol'un iki yanında, büyük çizgileri ile kuvvet ve sükünet telkin eden stilize 24 aslan heykeli bulunacaktır. Bu heykeller, altlıklar üzerine oturmuş ve yatmış olacaktır. Bu aslanlarda yatay durum esastır. 5. Şeref Holü'ne çıkan merdivenin iki yanına, iki kabartma kompozisyonu işlenecektir. Bunlardan biri, 1683'de Viyana'da başlayan savunma savaşlarımızın
sonuncusu olan Sakarya Meydan Savaşını, ikincisi tarihimizin acıklı olaylarına son veren Başkomutanlık Meydan Savaşını temsil edecektir. Sanatçılar, bu panoların birincisi için Atatürk'ün "Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. 0 satıh, bütün vatandır....", Başkomutanlık Meydan Savaşı için de "Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz'dir ileri" emrinden ilham ve fikirler almalıdırlar. 6. Şeref Holü'nün iki yan duvarına, büyük, iki alçak kabartma yapılacaktır. Bu kabartmalann ana konuları Atatürk devrimleridir. Bu kabartmalar, çalışmanın, kendine güvenin, kendisini aydınlıkta bilmenin, kısaca canlı ve yeni bir hayata kadın, erkek birlikte doğuşumuzun ifadesi olacaktır. (43) 7. Şeref Holü'ne giriş kapısının iki tarafına, Atatürk'ün Türk Gençliği'ne Hitabı ile Cumhuriyetin 10 ncu Yıl Nutku yazılacaktır. 8. Anıtkabir'deki on kuleye şu adlar verilmiştir. - Hürriyet Kulesi - îstiklal Kulesi - Mehmetçik Kulesi - Zafer kulesi - Müdafaa-i Hukuk Kulesi - Cumhuriyet Kulesi - Barış Kulesi - 23 Nisan Kulesi - Misak-ı Millî Kulesi - înkılap Kulesi Bu kulelerin gerek kabartmaları, gerekse kitabe yerlerine yazılacak yazılar bu isimlere göre seçilecektir."

http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/dusunce/image/malz2.jpg
Kadın Heykel Grubu

http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/dusunce/image/malz1.jpg
Erkek Heykel Grubu

http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/dusu...age/malz10.jpg
Müdafaa-i Hukuk Konulu Kabartma

HandaN 18-04-2008 13:00

TÜRK MİMARİSİ ve ANITKABİR
http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/dusunce/image/shim.gif http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/dusunce/image/shim.gif
Türk mimarlığında 1940-1950 yılları arası, "İkinci Ulusal Mimarlık Dönemi" olarak adlandırılmaktadır. Bu dönem içinde meydana gelen olaylar mimarlığı da etkilemiştir. Bu olaylar içinde, 1938 yılında Atatürk'ün ölümü ve 1939 yılında başlaması sayılabilir. "İkinci Ulusal Mimarlık Dönemi"ne girerken bu olayların anıtsal yönü ağır basan, simetriğe önem veren, taş malzemeyi yeğleyen büyük boyutlu binalar belirli bir yoğunluğa ulaşmıştır. Bu yıllarda Türk mimarları iklim koşullarına geleneksel mimarlıkla ilişkili yerli malzeme ve işçilikle yapı üretmenin gerekliliği üzerinde duruyorlardı. Bir bölümü ise, devletin mimarları yönlendirme isteğinin olmayışını eleştirmekte, yetkili kurumlarca bunun oluşturularak gelecek kuşakların da bu doğrultu da yetişmelerinin sağlanmasını uygulamaların denetlenmesini istemekteydi. Oysa başta Atatürk olmak üzere o dönemin yöneticileri çağdaş, bilimsel temellere dayalı bir uluşçuluktan yanaydılar.
İkinci Ulusal Mimarlık Döneminde mimarlık eğitimi yapan kurumlar gittikçe örgütlenerek etkinliklerinin arttırmışlardır. Türk mimarların yarışmalara katılımı artmıştır. Dış ve iç etkilerle beslenen duygusal düzeyde gelişen bu akım, savaş ve benzeri koşulların değişmesiyle etkilerini yitirmiştir. Bu dönemden günümüze bir çok yapı ulaşmıştır. Bunların başında Anıtkabir gelmektedir. Bu boyutlarda olmamakla birlikte, başta Ankara ve İstanbulda olmak üzere bir çok kamu yapılarında bu dönemle ilgili örneklere rastlanmaktadır.

HandaN 18-04-2008 13:02

ANITKABİR YERLEŞİM
 
ANITKABİR YERLEŞİM


1. İstiklal Kulesi
17. Cumhuriyet Kulesi
2. Hürriyet Kulesi
18. Atatürk Özel Kitaplığı
3. Kadın Heykel Grubu
19. Müdafaa-i Hukuk Kulesi
4. Erkek Heykel Grubu
20. Sakarya Meydan Muharebesi Kabartması
5. Aslanlı Yol
21. Başkomutan Meydan Muharebesi Kabartması
6. Tören Meydanı
22. Mozole
7. Mehmetçik Kulesi
23. Şeref Holü
8. Anıtkabir Kitaplığı
24. Mezar Odası
9. Zafer Kulesi
25. ATATÜRK'ün Lahdi
10. İsmet İnönü Lahti
26. Aslan Heykel Grubu
11. Barış Kulesi
27. Müze Komutanlık Karargahı
12. 23 Nisan Kulesi
28. Anıtkabir Komutanlık Karargahı
13. Bayrak Direği ve Bayrak
29. Dinlenme Salonu
14. Mîsâk-ı Millî Kulesi
30. Konferans Salonu
15. Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi
31. Hitabet Kürsüsü
16. İnkılâp Kulesi
32. Barış Parkı
* Anıtkabir'de Engelli Vatandaşlarımıza Sağlanan Ziyaret Kolaylıkları

HandaN 18-04-2008 13:04

İstiklal Kulesi

http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/images/shim.gif http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/images/shim.gif


Aslanlı yolun sağ başında bulunan kule içerisindeki kabartmada ayakta duran ve iki eliyle kılıç tutan bir gencin yanında kaya üzerine konmuş kartal figürü görülmektedir. Kartal, gücü, istiklâl ve bağımsızlığı, genç ise istiklâli savunan Türk Milleti'ni temsil etmektedir. Kabartma, Zühtü Müridoğlu'nun eseridir. Kule duvarlarında, Atatürk'ün istiklal ile ilgili özlü sözleri yer almaktadır. Kule içinde ise Anıtkabir maketi ile birlikte fotoğraflarla Anıtkabir tanıtılmaktadır.

iç duvarlarında bulunan kabartmada, ayakta duran ve iki eliyle kılıç tutan bir gencin yanında bir kaya üzerine konmuş kartal figürü görülmektedir. Kartal, mitolojide ve Selçuklu sanatında gücün, istiklâl ve bağımsızlığın sembolü olarak tasvir edilmiştir. Kılıç tutan genç ise istiklali savunan Türk milletini temsil etmektedir. Kabartma Zühtü Müridoğlu'nun eseridir.

Ayrıca kule duvarlarında yazı bordürü olarak Atatürk'ün istiklalle ilgili şu sözleri yer almaktadır:

· "Ulusumuz en korkunç yok oluşla son buluyor gibi görünmüşken, tutsak edilmesine karşı evladını ayaklanmaya davet eden atalarının sesi, kalplerimiz içinde yükseldi ve bizi son Kurtuluş Savaşı'na çağırdı." (1921)

· "Hayat demek savaşma, çarpışma demektir. Hayatta başarı kesinlikle savaşta başarı kazanmakla mümkündür." (1927)

· "Biz hayat ve bağımsızlık isteyen ulusuz ve yalnız ve ancak bunun için hayatımızı hiçe sayarız." (1921)

· "İnsaf ve merhamet dilenmek gibi bir prensip yoktur. Türk ulusu, Türkiye'nin gelecekteki çocukları, bunu bir an hatırdan çıkarmamalıdırlar." (1927)

· "Bu ulus bağımsızlıktan yoksun olarak yaşamamıştır, yaşıyamaz ve yaşamıyacaktır, ya istiklal ya ölüm." (1919)

Kulenin içinde ise Anıtkabir maketi ile Anıtkabir'i tanıtıcı ışıklı panolar bulunmaktadır.



Hürriyet Kulesi




Aslanlı Yol'un sol başında bulunan Hürriyet Kulesi içindeki kabartmada; elinde "Hürriyet Beyannamesi" tutan melek figürü ile yanında şaha kalkmış bir at tasvir edilmiştir. Melek bağımsızlığın kutsallığını, at ise bağımsızlığı sembolize etmektedir. Kabartma Zühtü Müridoğlu'nun eseridir. Kule duvarlarında Atatürk'ün Hürriyet ile ilgili özlü sözleri yer almaktadır. Kule içerisinde ise Anıtkabir'in inşaat çalışmalarını gösteren fotoğraf sergisi ile inşaatta kullanılan taş örnekleri bulunmaktadır.

içindeki kabartmada; elinde kağıt tutan melek figürü ile meleğin yanında şaha kalkmış bir at tasvir edilmiştir. Melek figürü bağımsızlığın kutsallığını, elindeki kağıt "Hürriyet Beyannamesi"ni sembolize etmektedir. Şaha kalkmış at figürü ise hürriyet ve bağımsızlık sembolüdür. Kabartma Zühtü Müridoğlu'nun eseridir.

Kule duvarlarında Atatürk'ün hürriyet ile ilgili şu sözleri yazılıdır.

· "Esas, Türk ulusunun saygın ve onurlu bir ulus olarak yaşamasıdır. Bu esas ancak tam bağımsızlığa sahip olmakla sağlanabilir. Ne kadar zengin ve bolluk içinde olursa olsun bağımsızlıktan yoksun bir ulus, uygar insanlık karşısında uşak olmak durumundan yüksek bir işleme hak kazanamaz." (1927)

· "Bence, bir ulusta şerefin, onurun, namusun ve insanlığın sürekli olarak bulunabilmesi kesinlikle o ulusun özgürlük ve bağımsızlığına sahip olabilmesiyle mümkündür."

· "Özgürlüğün de, eşitliğin de, adaletin de dayandığı ulusal egemenliktir."

· "Bütün tarihsel yaşantımızda özgürlük ve bağımsızlığa sembol olmuş bir ulusuz."

Kule içinde Anıtkabir'in inşaat çalışmalarını gösteren fotoğraf sergisi ve inşaatta kullanılan taş örnekleri bulunmaktadır.


HandaN 18-04-2008 13:09

Kadın Heykel Grubu

http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/images/shim.gif http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/images/shim.gif

İstiklal kulesinin önünde, ulusal giysiler giymiş üç kadından; kenardakiler bereketli topraklarımızı simgeleyen buğday başaklarından oluşan ve yere kadar uzanan kalın bir çelenk tutmaktadır. Soldaki kadın, ileri uzattığı elindeki kapla Atatürk'e Tanrıdan rahmet dilemekte, ortadaki kadın eliyle yüzünü kapatmış ağlamaktadır. Heykel grubu Hüseyin Özkan'ın eseridir.




Erkek Heykel Grubu

http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/images/shim.gif http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/images/shim.gif

Hürriyet Kulesi'nin önünde üç erkek heykelinden oluşan bu grupta, sağdaki erkek başında miğferi ve kalın kaputu ile Türk askeri, yani Mehmetçik, onun yanında elinde kitabıyla Türk gençliği ve aydın insanı, biraz gerisinde ise yerel kıyafetlerle Türk Köylüsü temsil edilmiştir. Heykel grubu, Hüseyin Özkan'ın eseridir.

HandaN 18-04-2008 13:10

Aslanlı Yol

http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/images/shim.gif http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/images/shim.gif

Anıtkabir'e Tandoğan kapısından girildiğinde Barış Parkı içerisinde uzanan yoldan Aslanlı Yol başındaki 26 basamaklı geniş merdivenlere ulaşılır. Merdivenin hemen başında karşılıklı olarak İstiklâl ve Hürriyet kuleleri ile üçlü kadın ve erkek heykel grupları yer almaktadır. Ziyaretçileri Atatürk'ün yüce huzuruna hazırlamak için yapılmış olan 262 m. uzunluğundaki yolun iki yanında oturmuş pozisyonda 24 aslan heykeli bulunmaktadır. Anadolu'nun eski uygarlıklarından Hititler' de ve Türk mitolojisinde kudreti simgeleyen aslanlar, Türk Milletinin birlik ve bütünlüğünü temsilen çift yapılmışlardır. Aslanlar Türk Ulusu'nun kuvvet ve kudretini simgelemektedir. Heykeller Hüseyin Özkan'ın eseridir.



Tören Meydanı

http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/images/shim.gif http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/images/shim.gif

Aslanlı yolun sonunda yer alan tören meydanı 129 x 84.25 metre boyutlarındadır. 15 bin kişi kapasiteli olup, zemini; siyah, kırmızı, sarı ve beyaz renkte traverten taşlardan oluşan 373 adet halı ve kilim deseniyle bezenmiştir.




http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/imag...lesi_dis_k.jpg

http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/imag...ulesi_ic_k.jpg

http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/imag...i_rolyef_k.jpg

Mehmetçik Kulesi

Aslanlı yolun bitiminde sağda yer alan kulenin dış yüzeyinde, cepheye gitmekte olan Mehmetçik ile elini asker oğlunun omzuna atmış, onu vatan için savaşa gönderen anne tasvir edilmiştir. Kabartma Zühtü Müridoğlu'nun eseridir. Kulenin duvarlarında Atatürk'ün Mehmetçik ve Türk kadınları hakkında söylediği özlü sözler yer almaktadır. Kulenin içerisinde ise; Sinevizyon Salonu bulunmaktadır. Sinevizyon Salonu’nda Atatürk ve Anıtkabir konulu gösterimler yapılmaktadır.

Kulenin dış yüzeyinde yer alan kabartmada; cepheye gitmekte olan Mehmetçiğin evinden ayrılışı ifade edilmektedir. Bu komposizyonda, elini asker oğlunun omuzuna atmış onu vatan için savaşa gönderen hüzünlü, fakat gururlu anne tasvir edilmiştir. Kabartma Zühtü Müridoğlu'nun eseridir.
Kulenin duvarlarında Atatürk'ün Mehmetçik ve Türk kadınları hakkında söylediği özlü sözler yer almaktadır:

· "Kahraman Türk eri Anadolu savaşlarının anlamını kavramış, yeni bir ülke ile savaşmıştır." (1921)
· "Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir ulusunda Anadolu köylü kadının üstünde kadın çalışmasından söz etmek imkânı yoktur." (1923)
· "Bu ulusun çocuklarının özverileri, kahramanlıkları için ölçü birimi bulunamaz."
Kulenin içinde; Anıtkabir ve Atatürk ile ilgili çeşitli kitaplar ve hediyelik eşyalar ziyaretçilere sunulmaktadır.

Anıtkabir Kitaplığı

http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/images/shim.gif http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/images/shim.gif

Mehmetçik ve Zafer Kuleleri arasında yer alan; Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi Komutanlığı Karargâhı içindeki birimde Anıtkabir Kitaplığı bulunmaktadır. Atatürk, Milli Mücadele ve İnkılâplar konulu Türkçe ve yabancı dillerde kitapların bulunduğu bir “ihtisas kitaplığı” olarak, her kesimden araştırmacı ve okuyucuya hafta içi hizmet vermektedir.

HandaN 18-04-2008 13:32

Zafer Kulesi

http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/imag...lesi_dis_k.jpg

http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/imag...ulesi_ic_k.jpg

Kulenin duvarlarında Atatürk'ün en önemli üç zaferinin (Conkbayırı Muharebesi, Sakarya Meydan Muharebesi, Başkomutanlık Meydan Muharebesi) tarihi ve zaferle ilgili özlü sözleri yazılıdır. Kule içinde Atatürk'ün naaşını taşıyan top arabası sergilenmektedir.

HandaN 18-04-2008 13:34

İsmet İnönü Lahti

http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/imag...ahti_dis_k.jpg

http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/imag...onulahti_k.jpg

http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/imag...lahti_ic_k.jpg

Barış ve Zafer Kuleleri arasında yanları açık kolonların oluşturduğu galerinin ortasında 25 Aralık 1973 tarihinde vefat eden Atatürk'ün en yakın silah arkadaşı, Türk Millî Mücadelesi'nin Batı Cephesi Komutanı ve İkinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün sembolik lahdi bulunmaktadır. Mezar odası alt kattadır. Mezar odasına ahşap bir kapı ardından bronz bir kapı ile girilir. Mezar odası kare olup, kesik pramidal tavanla örtülüdür. Beyaz granit kaplı zemin üzerinde kıble yönünde sanduka yer almaktadır. İsmet İnönü, Anıtkabir'e 28 Aralık 1973'te Bakanlar Kurulu Kararı ile defnedilmiştir.

HandaN 18-04-2008 13:35

Barış Kulesi




Kulenin iç duvarında Atatürk'ün "Yurtta Barış, Dünyada Barış" ilkesini dile getiren bir kabartma kompozisyonu yer almaktadır. Bu kabartmada çiftçilik yapan köylüler ve yanlarında kılıcını uzatarak onları koruyan bir asker figür tasvir edilmiştir. Bu asker barışın sağlam ve güvenli kaynağı olan Türk ordusunu sembolize etmektedir. Bu şekilde insanlar Türk ordusunun sağladığı huzur ortamı içinde günlük hayatlarını devam ettirmektedirler. Kabartma, Nusret Suman'ın eseridir. Kulenin içerisinde ise Atatürk'ün 1935-1938 yılları arasında kullandığı Lincoln marka tören ve makam otomobilleri sergilenmektedir.

Kule duvarlarında Atatürk'ün barış ile ilgili şu sözleri yer almaktadır.

· "Dünya vatandaşları kıskançlık, açgözlülük ve kinden uzaklaşacak şekilde terbiye edilmelidir." (1935)

· "Yurtta Barış, Cihanda Barış."

· "Ulusun hayatı tehlikeyle karşı karşıya kalmadıkça savaş bir cinayettir." (1923)





23 Nisan Kulesi





Kulenin iç duvarında 23 Nisan 1920'de TBMM'nin açılışını temsil eden bir kabartma yer almaktadır. Kabartmada, ayakta duran kadının tuttuğu kağıdın üzerinde 23 Nisan 1920 yazılıdır. Diğer elinde Meclis'in açılışını simgeleyen bir anahtar bulunmaktadır. Kabartma Hakkı Atamulu'nun eseridir. Kule duvarlarında Atatürk'ün Meclis'in açılışı ile ilgili özlü sözleri yer almaktadır. Kule içerisinde Atatürk'ün 1936-1938 yılları arasında kullandığı Cadillac marka özel otomobili sergilenmektedir.

Kule duvarlarında meclisin açılışıyla ilgili Atatürk'ün özlü sözleri yer almaktadır:
· "Bir tek karar vardı: O da ulusal egemenliğe dayalı, hiçbir koşula bağlı olmayan bağımsız, yeni bir Türk Devleti kurmak." (1919)
· "Türkiye Devletinin tek ve gerçek temsilcisi yalnız ve ancak Türkiye Büyük Millet Meclisi'dir."
· "Bizim bakış açılarımız kuvvetin, gücün, egemenliğin, yönetimin doğrudan doğruya halka verilmesidir, halkın elinde bulundurulmasıdır."
Kulede Atatürk'ün 1936-1938 yılları arasında kullandığı Cadillac marka özel otomobili sergilenmektedir.


Misak-ı Milli Kulesi




Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi'nin girişi olan bu kulenin içinde bir kılıç kabzası üzerinde üst üste konmuş dört elden oluşan bir kabartma yer almaktadır. Kabartma, Türk Vatanının kurtarılması için içilen millet andını ifade etmektedir. Nusret Suman'ın eseridir. Kulenin duvarlarında Atatürk'ün Misak-ı Millî ile ilgili özlü sözleri yazılıdır. Kulenin ortasında Anıtkabir'de icra edilen törenlere katılan heyetlerin özel defteri imzalamaları için imza kürsüsü yer almaktadır. Ayrıca aktüel panolarda Anıtkabir'de yapılan önemli törenlere ait fotoğraflar sergilenmektedir.

Kulenin duvarlarında Atatürk'ün Millî Mîsâk ile ilgili özlü sözleri yazılıdır:
· "Kurtuluşumuzun genel kuralı olan ulusal andı tarih safhasına yazan ulusun demir elidir." (1923)
· "Ulusal sınırlarımız içinde özgür ve bağımsız yaşamak istiyoruz." (1921)
· "Ulusal benliği bulamayan uluslar başka ulusların avıdır." (1923)

HandaN 18-04-2008 13:37

Bayrak Direği ve Bayrak

http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/imag...akdiregi_k.jpg

http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/imag...i_rolyef_k.jpg

Anıtkabir'in Çankaya yönündeki 28 basamaklı tören meydanına giriş merdivenlerinin ortasında, yüksek bir direk üzerinde Türk Bayrağı dalgalanır. Amerika'da özel olarak yaptırılan 33.53 metre yüksekliğindeki bu direğin 4 metresi kaide altında kalmaktadır. Amerika'da yaşayan Türk asıllı Amerikan vatandaşı Nazmi Cemal tarafından, kendi bayrak direği fabrikasında imal edilerek 1946 yılında Anıtkabir'e hediye edilmiştir. Bayrak direğinin kaidesinde yer alan kabartmada, meşale Türk medeniyetini, kılıç taarruz gücünü, miğfer savunma gücünü, meşe dalı zaferi, zeytin dalı ise barışı simgelemektedir. Kabartma Kenan Yontuç'un eseridir.

HandaN 18-04-2008 13:41

Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi

http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/atat...er/ata-041.jpg

HandaN 18-04-2008 13:42






Müzenin devamı olan bu kulede de Atatürk'ün kullandığı eşyalar sergilenmektedir. Kulenin iç duvarında yer alan kabartmada zayıf, güçsüz bir elin tuttuğu sönmek üzere olan meşale, çökmekte olan Osmanlı İmparatorluğu'nu, güçlü bir elin göklere doğru kaldırdığı ışıklar saçan meşale ise yeni Türkiye Cumhuriyeti'ni simgelemektedir. Kabartma, Nusret Suman'ın eseridir. Kule duvarlarında Atatürk'ün inkılâplarla ilgili özlü sözleri yazılıdır.

Kule duvarlarında Atatürk'ün inkılâplarla ilgili şu sözleri yazılıdır:
· "Bir toplum aynı amaca bütün kadınları ve erkekleriyle beraber yürümezse ilerlemesine, uygarlaşmasına teknik imkân ve bilimsel ihtimal yoktur."
· "Biz ilhamlarımızı gökten ve bilinmeyen alemden değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz."




Cumhuriyet Kulesi




Bu bölümde Atatürk’ün balmumu heykeli ile orijinal çalışma odası sergilenmektedir. Çankaya Köşkü’nün kütüphanesinde Atatürk’ü çalışırken gösteren bu vitrindeki eşyalardan arka taraftaki kütüphane ve Atatürk’ün üstündeki elbisesi hariç vitrindeki bütün objeler orijinaldir. Yine bu bölümde yer alan dokunmatik bilgi cihazlarında Atatürk’ün düşünce adamı yönü vurgulanmıştır. Ayrıca duvarda asılı plazma ekranda Atatürk’le ilgili fotoğraflar ve Anıtkabir’de yapılan önemli törenlerin resimleri belirli aralıklarla dönüşümlü olarak gösterilmektedir. Bu kulede Atatürk’ün Cumhuriyet ile ilgili şu özlü sözleri bulunmaktadır. “ En büyük gücümüz, en büyük dayanağımız, ulusal egemenliğimizi kavramış ve onu eylemli olarak halkın eline vermiş ve halkın elinde tutabileceğimizi gerçekten kanıtlamış olduğumuzdur.”


Kulenin içinde, Atatürk'ün öğrenim gördüğü Manastır Askeri İdadisi ile Sivas ve Erzurum Kongre binaları ve I. T.B.M.M. binalarının maketleri ve o dönemlere ait fotoğraflar sergilenmektedir.

Müdafaa-i Hukuk Kulesi





Kule duvarının dış yüzeyinde yer alan kabartmada, Kurtuluş Savaşımızda ulusal birliğimizin temeli olan Müdafaa-i Hukuk dile getirilmiştir. Kabartmada bir elinde kılıç tutarken, diğer elini ileri uzatmış sınırlarımızı geçen düşmana "Dur..." diyen bir erkek figürü tasvir edilmiştir. İleri uzatılan elin altında bulunan ağaç yurdumuzu simgelemektedir. Kabartma, Nusret Suman'ın eseridir. Kule duvarlarında Atatürk'ün Müdafaa-i Hukuk konusunda söylediği özlü sözler yer almaktadır. Kule içerisinde Atatürk ve Anıtkabir ile ilgili hatıralık eşyalar ve yine Atatürk ve Atatürkçülük ile ilgili bazı yayınlar satılmaktadır.

Kulenin duvarlarında Atatürk'ün Müdafaa-i Hukuk konusunda söylediği sözler yer almaktadır:
· "Ulusal gücü etken ve ulusal iradeyi egemen kılmak esastır." (1919)
· "Ulus bundan sonra hayatına, bağımsızlığına ve bütün varlığına şahsen kendisi sahip çıkacaktır." (1923)
· "Tarih; bir ulusun kanını, hakkını, varlığını hiçbir zaman inkâr edemez." (1919)
· "Türk ulusunun kalbinden, vicdanından doğan ve onu esinlendiren en esaslı, en belirgin istek ve iman belli olmuştu: Kurtuluş." (1927)
Kulenin içinde "Atatürk ve Milli Mücadele" konulu periyodik sergiler düzenlenmektedir. Ayrıca Atatürk'ün 1899 - 1905 yıllarında Harp Okulu ve Harp Akademisi öğrenimini gördüğü İstanbul Harbiye Mektebi'nin maketi bulunmaktadır.

HandaN 18-04-2008 13:45

Atatürk Özel Kitaplığı

http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/imag...kitaplik_k.jpg

Atatürk Özel Kitaplığı ’nın bulunduğu, 11 Haziran 2005 tarihinde hizmete açılan müzenin 4. bölümü; modern müzecilik anlayışına uygun olarak yeniden düzenlenmiş ve böylece kitaplar daha özenli bir şekilde koruma altına alınmıştır. “Düşünce Adamı Atatürk” fikrinden ilham alınarak düzenlenen bu bölümde yerli ve yabancı ziyaretçilerimizin “Atatürkçü Düşünce Sistemi” nin ne olduğu ve bundan ne anlaşılması gerektiği hakkında bilgilenmeleri hedeflenmiştir. 26 Ağustos 2002 tarihinde açılan Kurtuluş Savaşı Müzesi ’nde Atatürk’ün askerî dehası vurgulanırken, burada ise “düşünce adamı” yönü vurgulanmaktadır. Sergi salonunun birinci ve ikinci vitrinlerinde başta “NUTUK” olmak üzere Atatürk’ün kendi yazdığı eserler, diğer vitrinlerde ise Atatürk’ün özel kütüphanesinde bulunan 3123 adet kitap konularına göre tasnif edilerek sergilenmiştir. Kitapların dillere göre dağılımına bakıldığında ağırlıklı olarak Fransızca ve Türkçe olduğu, bunun yanında İngilizce, Romence, Yunanca ve Latince kitapların da bulunduğu görülmektedir. Konu bazında değerlendirildiğinde ise ilk sırayı tarih, ikinci sırayı ise dil ve edebiyat almaktadır. Cumhuriyet Kulesi’nde olduğu gibi burada da dokunmatik bilgi cihazları bulunmaktadır.

HandaN 18-04-2008 13:50

Sakarya Meydan Muharebesi Kabartması


Kompozisyonun sağında bir genç, iki at, bir kadın ve bir erkek bulunmaktadır. Bunlar, savaşın ilk döneminde düşman saldırıları karşısında evlerini bırakıp yurt savunması için yollara düşmüştür. Bu üçlü grubun önünde çamura batmış bir araba, çabalayan atlar, tekerleği döndürmeye çalışan bir erkek ve iki kadın ile ayakta bir yiğit ve ona bir kılıç sunan diz çökmüş bir kadın vardır. Bu grup figürleri, Sakarya Meydan Muharebesi başlamadan önceki dönemi temsil etmektedir. Bu grubun solunda, yere oturmuş iki kadın ve bir çocuk, düşman istilâsı altında, Türk Ordusu'nu bekleyen halkımızı simgelemektedir. Bu halkın üzerinden uçarak Başkomutan Mustafa Kemal'e çelenk sunan bir zafer meleği vardır. Kompozisyonun sonunda yere oturan kadın vatan anayı, diz çöken genç Sakarya Meydan Muharebesi'ni kazanan Türk Ordusu'nu, meşe ağacı ise zaferi simgelemektedir. Kabartma, İlhan Koman'ın eseridir.


Başkomutan Meydanı Muharebesi Kabartması


Kompozisyonun solunda yer alan bir köylü kadın, bir erkek çocuk ve bir attan oluşan grup milletçe savaşa hazırlık dönemini temsil etmektedir. Sonraki bölümde; Atatürk bir elini ileri uzatmış ve "Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri!" diyerek ordularımıza hedefi göstermektedir. Öndeki melek, Ata'nın emrini borusu ile uzak ufuklara iletmektedir. Bundan sonraki bölümde, Atatürk'ün emrini yerine getiren Türk ordusunun fedakarlıklarını ve kahramanlıklarını temsil eden kabartmada, vurulup düşen bir erin elindeki bayrağı kavrayan bir yiğit ile siperde elinde kalkan ve kılıçlı bir asker Türk Ordusu'nun taarruzunu sembolize etmektedir. Önde ise elinde Türk bayrağı ile Türk Ordusu'nu çağıran zafer meleği bulunmaktadır. Kabartma, Zühtü Müridoğlu'nun eseridir.

HandaN 18-04-2008 13:51

Mozole

http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/images/shim.gif http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/images/shim.gif

Anıtkabir'in en önemli bölümü olan mozoleye çıkan 42 basamaklı merdivenlerin ortasında "hitabet kürsüsü" yer almaktadır. Kürsü, Kenan Yontuç'un eseridir. Mozole 72 x 52 x 17 metre boyutlarında, dikdörtgen bir plan üzerine kurulmuş olup, ön ve arka 8, yan cephelerde 14 adet 14,40 metre yüksekliğinde kolonlarla çevrelenmiştir. Mozole cephesinde, solda Atatürk'ün Türk gençliğine hitabı, sağda ise Cumhuriyet'in kuruluşunun 10. yıl dönümünde söylediği nutku yer almaktadır.



Şeref Holü

http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/images/shim.gif http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/images/shim.gif

Şeref holüne bronz kapılardan girilir. Girişte sağda Atatürk'ün 29 Ekim 1938 tarihli Türk Ordusu'na son mesajı, solda ise ikinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün Atatürk'ün ölümü üzerine yayımladığı 21 Kasım 1938 tarihli "Türk milletine taziye mesajı" yer almaktadır. Bu iki yazıt, Atatürk'ün doğumunun 100. yılı olan 1981'de yazılmıştır. Şeref Holü'nün 27 kirişten oluşan tavanı ile yan galeri tavanları 15-16'ncı yüzyıl Osmanlı halı ve kilim motiflerinden oluşan mozaiklerle süslenmiştir.



Mezar Odası

http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/images/shim.gif http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/images/shim.gif

Atatürk’ün aziz naaş’ı, Mozole’nin zemin katında doğrudan doğruya toprağa kazılmış bir mezarda bulunmaktadır. Mozole’nin birinci katı olan Şeref Holü’ndeki sembolik lahit taşının tam altında bulunan mezar odası Selçuklu ve Osmanlı türbe mimarisi tarzında sekizgen planlı olup, piramidal külahlı tavanı geometrik motifli mozaiklerle süslenmiştir. Zemin ve duvarlar siyah, beyaz, kırmızı, mermerlerle kaplanmıştır. Mezar odasının ortasında kıble yönünde kırmızı mermer sandukanın çevresinde bütün illerden ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Azerbaycan’dan gönderilen toprakların konulduğu pirinç vazolar bulunmaktadır. Atatürk 10 Kasım 1938’de hayata gözlerini yummuştur. Anıtkabir’in inşaatı 1953’de tamamlanmıştır. Bu dönemde Ata’nın Aziz naaş’ı geçici olarak Etnoğrafya Müzesi’nde muhafaza edilmiştir. Muhafaza işlemi için Gülhane Askeri Tıp Fakültesi Profesörleri tarafından “tahnit” işlemine tabi tutulmuştur. Bu işlemle bir çeşit kimyasal sıvı naaş’ın bozulmaması için Ata’nın vücuduna zerk edilmiştir. İşlemin hemen ardından naaş kurşundan bir tabuta konularak gül ağacından yapılmış özel bir tabuta yerleştirilmiştir. Tam 15 yıl sonra, 9 Kasım 1953’de Prof. Dr. Kamile Şevki Mutlu başkanlığındaki bir heyet tarafından tabut açılmış ve naaş’ın hiçbir şekilde bozulmadığı görülmüştür. Atatürk’ün Aziz naaş’ı İslami usullere uygun olarak Anıtkabir’deki bu mezar odasına defnedilmiştir. Mustafa Kemal’in 1926’da İzmir’deki suikast girişiminin ardından “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır” sözü vasiyeti olarak kabul edilmiştir. Buna uygun olarak, o dönemin 67 vilayeti ile Selanik’teki Atatürk evi, Kore’deki Türk şehitliği, Kıbrıs ve Süleyman Şah’ın Mezarı’ndan gelen toprakların harmanlandığı mezara konulmuştur. Gerçekte yattığı yer İsmet İnönü’nünde söylediği gibi: “Türk milletinin Onun için aşk ve iftiharla dolu olan kahraman ve vefalı göğsüdür”.


Atatürk'ün Lahdi
http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/images/shim.gif http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/images/shim.gif



Şeref holüne girişte tam karşıda büyük pencerenin yer aldığı nişin içinde, ATATÜRK'ün sembolik lahdi bulunmaktadır. Lahit taşı tek parça kırmızı mermer olup, 40 ton ağırlığındadır. Lahit taşının yer aldığı bölüm ise beyaz Afyon mermeri ile kaplıdır.

HandaN 18-04-2008 13:52

Aslan Heykel Grubu


http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/images/shim.gif http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/images/shim.gif



Ziyaretçileri Atatürk'ün yüce huzuruna hazırlamak için yapılmış olan 262 m. uzunluğundaki yolun iki yanında oturmuş pozisyonda Türklerde 24 Oğuz Boyunu temsil eden aslan heykeli bulunmaktadır. Anadolu'nun eski uygarlıklarından Hititler' de ve Türk mitolojisinde kudreti simgeleyen aslanlar, Türk Milletinin birlik ve bütünlüğünü temsilen çift yapılmışlardır. Aslanlar Türk Ulusu'nun kuvvet ve kudretini simgelemektedir. Heykeller Hüseyin Özkan'ın eseridir.


Müze Komutanlık Karargahı


http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/images/shim.gif http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/images/shim.gif



İdari Kısım





Anıtkabir Komutanlık Karargahı


http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/images/shim.gif http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/images/shim.gif



İdari Kısım






Dinlenme Salonu


http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/images/shim.gif http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/images/shim.gif


Bayrak direğinin bunluğu bölümden merdivenlerle aşağı indikten sonra sağ tarafta yer almaktadır. Anıtkabir'e gelen ziyaretçilerin dinlenmesi amacıyla yapılmış olan bu bölümde çeşitli yiyecek ve içecekler satılmaktadır.

Konferans Salonu

http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/images/shim.gif http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/images/shim.gif

Bu salonda Atatürk'ün yaşamını, hatırasını ve dünya görüşünü anlatmak, tanıtmak, sevdirmek ve benimsetmek amacı ile planlanmış seminer ve konferanslar düzenlenmektedir.


Hitabet Kürsüsü

http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/images/shim.gif http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/images/shim.gif

Anıtkabir'in en önemli bölümü olan mozoleye çıkan 42 basamaklı merdivenlerin ortasında "hitabet kürsüsü" yer almaktadır. Mermer kürsünün tören meydanı cephesi dairesel geometrik motiflerle süslü olup, ortasında ATATÜRK'ün "Hakimiyet Kayıtsız Şartsız Milletindir" sözü yazılıdır. Kürsü, Kenan Yontuç'un eseridir.

HandaN 18-04-2008 13:54

Barış Parkı
http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/images/shim.gif http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/images/shim.gif
http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/imag...risparki_k.jpg

Barış Parkı; Atatürk’ün “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” özdeyişinden ilham alınarak oluşturulmuştur. Barış Parkı’nın çevre düzenlemesine ilişkin uygulama projeleri Prof. Dr. Sadri Aran tarafından hazırlanmıştır. Bu projeye göre; Anıttepe’nin eteklerinde yüksek ve büyük hacimli ağaçlardan yeşil kitleler oluşturulacak, bu kitleler Anıt’a yaklaştıkça alçalarak renkleri bozlaşacak ve bozkırın basık formlu ve boz renkli bitki fizyonomisine bürünerek, Anıt’ın heybetli yapısı önünde adeta sönüp silinecektir. Barış Parkı, dünyanın 24 ülkesinden (Afganistan, A.B.D., Almanya, Avusturya, Belçika, Çin, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hindistan, Irak, İngiltere, İspanya, İsrail, İsveç, İtalya, Japonya, Kanada, Mısır, Kıbrıs, Norveç, Portekiz, Yugoslavya, Yunanistan) ve Anadolu’nun çeşitli bölgelerinden getirilen ağaçlar ve süs bitkilerinden oluşturulmuştur. Bugün Barış Parkı’nda 104 ayrı türde yaklaşık 49.500 adet süs ağaç, ağaçcık ve çalısı bulunmaktadır.


Yabancı Devletlerden Barış Parkı’na Hediye edilen fidanlar aşağıdaki gibidir:

Afganistan: 15 Akkavak, 10 Nesteren Gül, 12 Çitlenbik
Amerika Birleşik Devletleri: 310 Mavi Ladin, 100 Mavi Selvi, 100 Sedir
Avusturya: 55 Dağ Çamı
Batı Almanya: 25 Bataklık Meşesi, 10 Huş, 13 Ihlamur, 5 Atlas Sediri, 5 Yabancı Selvi, 8 Pinus Sabiniana, 17 Erik, 5 Yatık ardıç, 200 Gül
Belçika: 10 Kotoneaster, 13 Şimşir, 12 Top Mazı, 12 Yatık Ardıç, 12 Sedir, 12 Akçaağaç, 12 Porsuk, 12 Göknar, 12 Sarıçam
Danimarka: 20 Kayın
Finlandiya: 275 Huş
Fransa: 10 Kızılağaç, 10 Sarıçam, 10 Sahil Çamı, 10 Fıstık Çamı, 10 Avrupa melezi, 10 Göknar, 10 Kayın, 10 Avrupa Ladini
Güney Çin: Bir miktar Armand Çamı ile Çin Göknarı tohumu
Hindistan: 289 Sahil Çamı
Irak: 20 Musul Fıstığı
İngiltere: 50 Kiraz, 50 Porsuk, 100 Karaçam, 50 Meşe
İspanya: 1 Karaağaç, 1 Selvi, 4 Sahil Çamı, 1 Dışbudak, 2 Kestane, 3 Ardıç, 1 Ceviz, 1 Meşe
İsrail: 30 Sahil Çamı
İsveç: 10 Huş
İtalya: 5 Karayemiş, 5 Mezarlık Selvisi, 8 Fıstık Çamı, 10 Mavi Selvi, 5 Karaçam, 7 Sedir
Japonya: 35 Kiraz
Kanada: 30 Akçaağaç
Kıbrıs: 5 Çam
Mısır: 8 Akkavak, 6 Katalpa, 6 Gladiçya, 6 Akasya, 6 Salkım Akasya
Norveç: 12 Gürgen
Portekiz: 50 Mezarlık Selvisi, 50 Sahil Çamı
Yugoslavya: 10 Ihlamur, 5 Zofora, 5 Kestane, 10 Erguvan, 10 Çınar, 20 Selvi Kavak, 5 Katalga, 5 Fındık, 10 Söğüt, 5 Maklora, 10 Çitlenbik, 20 Meşe, 20
Polyanta Gül, 20 Gül, 19 Mazı, 11 Yalancı Selvi, 5 Boylu Ardıç, 8 Karaçam, 10 Huş, 1 Alıç, 10 Taflan, 10 Berberis, 2 Mavi Sedir, 20 Yatık Ardıç, 10 Leylak, 6
Karayemiş, 10 Erguvan, 6 Mahonya, 3 Porsuk, 10 Söğüt
Yunanistan: 5 Kayın, 5 Göknar, 5 Porsuk, 5 Çoban Püskülü, 5 Karaçam

HandaN 18-04-2008 13:55

Anıtkabir'de Engelli Vatandaşlarımıza Sağlanan Ziyaret Kolaylıkları
http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/images/shim.gifhttp://www.tsk.mil.tr/anitkabir/images/shim.gif

Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’e ulusça duyulan minnet duygularının en güzel ifadesi, O’nun ebedi istirahatgahı olan Anıtkabir’in ziyaret edilmesidir. Bu duyguyu yaşamak ve Ata’sına olan minnettarlığını ifade etmenin, engelli vatandaşlarımızın da en doğal hakkı olduğu gerçeğinden hareketle, inşa projesinde yer almayan bazı kolaylıklar geçtiğimiz yıllarda imkanlar ölçüsünde hizmete sunulmuştur.
Sağlanan kolaylıklar sonucu, özellikle yürüme engelli bir vatandaşımız araç park yerinden itibaren mozole, müze ve sosyal hizmet bölümleri dahil tüm ziyaret güzergahını rahatlıkla dolaşabilmektedir.
Engelli vatandaşlarımız için sağlanan bu imkanlar aşağıda bölümler halinde açıklanmıştır:
Bayrak bölgesine gelen engelli ziyaretçiler için eğer ihtiyaç varsa tekerlekli sandalyeler hizmete sunulmaktadır.
Tekerlekli sandalyeye binen engelli vatandaşlarımız buradan 3 dakikada tören alanına ulaşabilmektedirler.
Tören meydanındaki sabit ve seyyar rampalardan istifade ile müze girişi olan Misak-ı Milli Kulesinden Anıtkabir ziyaretine başlayabilmektedirler.
Müze ziyareti kapsamında seyyar rampalar ve Kurtuluş Savaşı Panaromalarına geçiş bölümünde yer alan yarım asansör ile Çanakkale Savaşı, Sakarya Savaşı, Başkomutan Meydan Muharebesi Panaromaları bölgesi gezilebilmektedir.
http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/imag...ozurlu/19k.jpg Müze içerisindeki tonozlu galeriler bölümünde bulunan iki adet asansörle mozole bölgesine çıkılabilmektedir.


HandaN 18-04-2008 13:56

Mozole bölgesi sabit rampalar geçişi ile ziyaret edilebilmektedir.
http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/imag...ozurlu/24k.jpg Mozole ziyaretini müteakip, vatandaşlarımız, isterlerse geldikleri yerden geri dönerek, ya da diğer tonozlu galeriler bölgesinde bulunan 2 adet asansörü kullanarak kaldığı yerden ziyaretine devam edebilmektedir.
Ziyaretçi Defterini imzalamak üzere özel kürsü hazırlanmıştır.
http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/imag...ozurlu/27k.jpg Atatürk Özel Kitaplığı bölümünde sadece engelli vatandaşlarımıza ayrılan dokunmatik bilgisayarlardan istifade ederek Anıtkabir’le ilgili her türlü bilgiye ulaşmaktadır.
http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/imag...ozurlu/28k.jpg Törenlerden sonra heyet başkanı özürlü ise Anıtkabir özel defterini imzalamak için özel kürsü hazırlanmıştır.
http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/imag...ozurlu/32k.jpg İhtiyaç olduğu takdirde engelli vatandaşlarımıza yönelik düzenlenmiş olan tuvaletler kulllanılabilmektedir.

HandaN 18-04-2008 13:57

Tüm Detaylarıyla Anıtkabir' de bulunan Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi
 
ATATÜRK VE KURTULUŞ SAVAŞI MÜZESİ

23 ncü Genelkurmay Başkanı Orgeneral Sayın Hüseyin KIVRIKOĞLU'nun
ATATÜRK ve Kurtuluş Savaşı Müzesi Açılış Mesajı


20 nci yüzyılın ilk çeyreği Türk ulusu için tarihinin hiçbir döneminde olmadığı kadar önemli bir varoluş mücadelesine sahne olmuştur. Bu dönem içinde Türk ulusu, düşmanları ve onların ülke içindeki işbirlikçileri tarafından yok edilmeye çalışılmış, çeşitli entrika ve bahanelerle Türk yurdu işgal edilmiştir.

Büyük Türk milletinin bu en büyük varoluş mücadelesinin mimarı Ulu Önder, Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk, yıllardır devam eden savaşlarda bütün kaynakları harcanmış ve yetişmiş insan gücünü kaybetmiş bir imparatorluğun yıkıntılarından kahraman bir ordu-millet çıkarmayı yeniden başararak, Anadolu'daki yüzlerce yıllık Türk varlığına kastedenleri tarihe gömmüş ve çağdaş bir devlet kurabilmiştir. Türk tarihinde bir dönüm noktası olan bu mücadele, Türk ulusunun kudret ve kahramanlığını altın harflerle tarihe bir kere daha geçiren muazzam bir eserdir.

Kurtuluş Savaşı ve kurmuş olduğu Türkiye Cumhuriyeti devleti, Türk milletinin hürriyet ve istiklal mücadelesinin ölümsüz bir abidesidir. Bu mücadele ile eşsiz Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk'ün yaktığı özgürlük ateşi, yalnızca Türklerin değil dünyadaki ezilmiş bütün ulusların da hürriyet meşalesi olmuştur. Bunun en canlı kanıtlarından biri, her yıl Anıtkabir'i ziyaret eden onbinlerce yabancıdır.

Türk milletini yok etmeye ve Türk vatanını istilaya kalkışan düşmana karşı Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde gerçekleştirilen emsalsiz mücadele ve kahramanlık asil Türk milleti tarafından daima şükran ve minnetle anılacaktır. Bu bağlamda, Türk milletinin Kurtuluş Savaşı'nın ve onun ulu önderinin bu eşsiz mücadelesinin gelecek nesillere ve bütün dünyaya anlatılması herkese düşen çok önemli bir görevdir. Böyle yüce bir amaç için uzun ve yorucu çalışmalar sonucu oluşturulan "Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi"nin, Türkiye'nin kalbi olan Anıtkabir' de tesis edilmesi son derece anlamlı ve yerindedir.

Asil Türk milletinin tarihine verdiği değerin bir göstergesi olan bu müzenin; Türk ulusunun, Büyük Atatürk önderliğinde Kurtuluş Savaşı'nda verdiği zorlu mücadelesini nesilden nesile aktarmada çok önemli yararı olacaktır. Bu müze ile, Atatürk'ün yıllar önce yaktığı medeniyet meşalesinin ışığı bütün dünyaya daha güçlü olarak yayılacaktır. Bu müzenin tesis ve işletilmesi için emeği geçenleri en içten dileklerimle kutluyorum.


HandaN 18-04-2008 13:58

Müze Hakkında

Anıtkabir'de Atatürk'ün mozolesinin bulunduğu şeref salonunun altında bulunan 3 bin metrekarelik sütunlu alanda kurulan Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi, özellikle farklı sergileme teknikleri ile Çanakkale, Sakarya, Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Muharebeleri'ni, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş yıllarını ve Atatürk dönemini çarpıcı biçimde sunuyor.

http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/atat...ler/muze_k.jpg
Tören alanından Anıt bloğuna doğru bakıldığında, sağda yer alan Misak-ı Millî Kulesi'nin kapısından girilen müze, dört ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde Atatürk'ün özel eşyaları sergilenmekte; ikinci bölümde panorama ve yağlı boya tablolarla Çanakkale Muharebeleri ile Kurtuluş Savaşı; üçüncü bölümde ayrı ayrı tonozlarda Millî Mücadele ve devrimler anlatılmaktadır. Dördüncü bölümde ise Atatürk'e ait kitaplar ile bu kitapları okurken altını çizip notlar aldığı kısımlardan örnekler sergilenmektedir.

Misak-ı Millî ve İnkılap kuleleri arasındaki ilk bölümde bulunan ve Atatürk'ün özel eşyalarının sergilendiği Atatürk Müzesi, yeni sergileme teknikleriyle düzenlenerek ve diğer bölümlerle birleştirilerek, Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi adını almıştır. İlk olarak 21 Haziran 1960 tarihinde açılan bu bölümde Atatürk'ün kullandığı eşyalar ile kendisine yabancı devlet adamları tarafından hediye edilen eşyalar sergilenmektedir. Müzede Atatürk'ün manevi evlatlarından A. Afet İnan, Rukiye Erkin, Sabiha Gökçen'in müzeye hediye ettikleri Atatürk'e ait eşyalar da bulunmaktadır.

HandaN 18-04-2008 14:00

Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi
 
Müze Hakkında

http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/atat...esimler/d1.jpg
Atatürk'ün anne ve babasına ait fotoğraflar ve nüfus cüzdanları

http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/atat...esimler/d2.jpghttp://www.tsk.mil.tr/anitkabir/atat...esimler/d3.jpg
Kılıçlar

HandaN 18-04-2008 14:01


http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/atat...esimler/d4.jpg
Kılıçlar

http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/atat...esimler/d5.jpg
Bastonlar



http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/atat...esimler/d6.jpg
Madalyalar

http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/atat...esimler/d7.jpg

Fotoğraflarını Hediye Eden
Yabancı Devlet Adamları

HandaN 18-04-2008 14:01

http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/atat...esimler/d8.jpg
Milletvekilliği Belgeleri

http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/atat...esimler/d9.jpg

Sigara ve Sigara Tabakaları

HandaN 18-04-2008 14:02

http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/atat...esimler/y1.jpg
T.B.M.M. Tarafından Hediye Edilen Altın Alfabe

http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/atat...esimler/y2.jpg
Paralar ve Cüzdanlar

HandaN 18-04-2008 14:02

http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/atat...esimler/y3.jpg
Not Defterleri ve Kalemler

http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/atat...esimler/y4.jpg
Türkiye İş Bankası Tarafından Hediye Edilen Saat


http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/atat...esimler/y5.jpg
Likör Takımı

http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/atat...esimler/y6.jpg
Çay ve Pasta Takımları

HandaN 18-04-2008 14:03

Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi'nin ikinci bölümünde ilk önce Çanakkale Savaşı, Sakarya Meydan Muharebesi ve Büyük Taarruz'u konu alan üç panorama dikkati çekiyor. Üç büyük panorama, önlerinde düzenlenen başka bir alanla üç boyutlu bir etkiye büründürülmüştür. Bu alanda düzenlemelerde kullanılan savaş objeleri ve maketlerle, muharebelerin geçtiği yerler ve dönem, yaşananların aslına uygun olarak yeniden canlandırılmıştır. Türkiye'de ilk kez uygulanan bu teknikle, Müzede ziyaretçilere Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuna giden yolda yaşanan güçlükler hissettirilmeye çalışılmaktadır.
http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/atat...naroma_1_k.jpg
Çanakkale Savaşı Panoraması

http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/atat...naroma_3_k.jpg
http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/atat...naroma_2_k.jpg
Çanakkale Savaşı Panoraması
Kabatepe

Sakarya Savaşı Panoraması
Duatepe



http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/atat...naroma_4_k.jpg

Büyük Taarruz Panoraması
Kocatepe

HandaN 18-04-2008 14:04

Savaş Panaromaları
 
SAVAŞ PANAROMALARI - ÇANAKKALE SAVAŞI (1915)



SAVAŞ PANAROMALARI - ÇANAKKALE SAVAŞI (1915)

Osmanlı devleti Ekim 1914 sonunda, Almanya'nın yanında Birinci Dünya Savaşı'na girdi. İngiltere ve Fransa, daha savaşın başında Osmanlı Devleti'ni kalbinden vurmak ve müttefikleri Rusya ile bağlantı sağlayabilmek için İstanbul'u düşürmeye karar verdiler.

Bunun için Çanakkale Boğazı'nı zorla geçmek gerekiyordu. Bu amaçla önce bir Birleşik Donanma kuruldu. Boğaz'ın girişindeki ve orta kısmına kadarki tabyalar 35 kez bombalandıktan sonra, Birleşik Donanma 18 Mart 1915 sabahı harekete geçti. 22 zırhlı ve kruvazör, birçok yardımcı savaş ve mayın tarama gemisi Çanakkale Boğazı'na girdi. Güçlü savaş gemileri ile sayıca yetersiz Türk tabyalan arasında benzeri olmayan cehennemî bir savaş başladı. Yedi saat süren savaşta, üç büyük savaş gemisi, üç torpidobot batacak, üç savaş gemisi ağır yara alacaktı. Birleşik Donanma, kuvvetinin üçte birini yitirmişti. Donanma Komutanı geri çekilme emrini verdi. Boğaz'ın yalnız donanma ile geçilemeyeceğini anlayan İngiltere ve Fransa, kara ve deniz kuvvetlerinin birlikte kullanılmasını kararlaştırdılar.


http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/atat...ucuk/s54-1.jpg
Arıburnu, Conkbayırı, Anafartalar'da yaptığı başarılı savunma muharebeleriyle
savaşın kaderini değiştiren Kur. Alb. Mustafa Kemal Çanakkale'de siperde (1915).


Bunun için çok büyük bir hazırlığa girişildi. Dört bir yandan getirilen gemiler, silahlar ve askerler, Çanakkale Boğazı' nın karşısındaki adalarda toplanmaya başladı. 24 Nisan 1915 gecesi, 308 savaş ve nakliye gemisi, çıkarma aracı ve yetmiş beş bin asker, Gelibolu yarımadasının bir hamlede ele geçirilip İstanbul yolunun açılması için Çanakkale Boğazı'na doğru yola çıktı. Donanma, 25 Nisan 1915 günü sabaha karşı çıkarma yapılacak yerleri çok yoğun bir ateş altına aldı.

http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/atat...ucuk/s54-3.jpg

Gelibolu Yarımadası sahilinde İngiliz çıkarma birlikleri ve savaş gemileri
Artık canlı kimsenin kalmadığına inanılınca, Gelibolu yarımadasının çeşitli yerlerine ve şaşırtmaca için de Anadolu yakasına çıkarma başladı. Kıyılardaki küçük birlikler barınaklarından çıktılar ve güçlü düşmanın karşısına dikildiler. Ölümüne direndiler. Tarihin kaydettiği en kanlı boğuşma başlamıştı.

HandaN 18-04-2008 14:05

Gelibolu yarımadasının güneyinde yalnız bir tümen vardı. Bu tümenin küçük birlikleri düşmanı durdurmak için kahramanca dövüşüyorlardı. Ama düşman dalga dalga kıyıya çıkıyor ve her an çoğalıyordu. Bu tümenin gerisinde ise, Yarbay Mustafa Kemal'in 19. Tümeni bulunuyordu. Ama bu tümen ordu ihtiyatı idi. Asıl çıkarma bölgesinin Saros körfezi olacağı önyargısı içindeki Ordu Komutanı, çıkarma başlayınca, bir talimat bırakmadan, kuzeye, Saros' a gitmişti.

http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/atat...ucuk/s56-1.jpg

Çanakkale'de bir uçaksavar topu, düşman uçaklarını avlamak üzere gözetlemede (1915).
Oysa Arıburnu'na çıkan Anzac Kolordusu, küçük birlikleri ezerek, iterek, adım adım yarımadanın ortasındaki çevreye egemen tepeler kitlesine ilerlemekteydi. Burayı ele geçirdiği takdirde, belki de savaşın sona ermesini sağlayabilirdi. Bu an, Mustafa Kemal Atatürk'ün tarih sahnesine çıktığı andır. Emir ve izin almadan ve duraksamadan, önce bir alayını, sonra da tümenini harekete geçirdi. Anzac Kolordusu durduruldu ve kıyıya kadar sürüldü. Tehlikeyi fark eden donanmanın çılgınca ateşi yardımına yetişmeseydi, denize dökülecekti. Savaş bitene kadar dar bir kıyı şeridine yapışıp kalacaklardır.



Düşman yarımadanın güney burnuna da üç tümen çıkarmıştı ama bunlar da ilerleyemediler. Türk askeri aynı özveriyi ve savaş yeteneğini bu kesimde de gösterdi. Gelibolu yarımadasında karşılıklı yüz binlerce asker aylar boyunca kıyasıya savaştılar. Bazı kesimlerde siperlerin arası 15-20 metre kadardı. Herkes ölümle yüzyüzeydi. İngilizler bu çıkmazdan kurtulmak amacıyla büyük bir taarruz hazırlığına giriştiler. Anzac Kolordusu yirmi beş bin kişiyle takviye edildi, Arıburnu'nun kuzeyindeki Suvla koyuna dolgun bir kolordu çıkarıldı. Yeni kolordu ile Anzac Kolordusu, savaşı sona erdirmek amacıyla, iki koldan, çevreye egemen tepeler kitlesine ilerleyerek o kesimi ele geçireceklerdi.

http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/atat...ucuk/s56-2.jpg

18 Mart 1915 Çanakkale deniz savaşlarında 215 okkalık (275 kg) top mermisini sırtında taşıyan Edremit-Havranlı Mehmet oğlu Seyit Onbaşı.

http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/atat...ucuk/s56-3.jpg

18 Mart 1915 günü yapılan deniz muharebelerinden bir görünüş
6 Ağustos'ta (1915) taarruz başladı ve hızla gelişti. Ama bu kez de karşılarında Albay Mustafa Kemal'i bulacaklardı. Bu kesim komutanının kararsızlığı dolayısıyla yerine Mustafa Kemal getirilmişti. 9 Ağustos gece yarısı görevi devraldı ve 10 Ağustos sabahı birliklerini karşı taarruza kaldırdı. Düşman aynı gün ezildi ve Suvla koyunun kıyısına kadar kovalandı.

HandaN 18-04-2008 14:06

Ertesi günü de egemen tepeler kitlesinin bir bölümünü işgal etmiş olan Anzac Kolordusunu çıkış hattına kadar geri sürdü. İngilizler bütün ihtiyatlarını karaya çıkarıp talihlerini 21 Ağustos'ta bir daha denediler. Bu, asker sayısı bakımından Çanakkale Savaşı'nın en büyük muharebesidir. Ama Alb. Mustafa Kemal'in komutası altındaki Anafartalar Grubu bu taarruzu da şiddetle kıracak, düşman büyük kayba uğrayacaktır. Bu yenilgi İngilizler için sonun başlangıcı oldu. Aralık 1915 sonunda ve Ocak 1916 başında Gelibolu'yu boşalttılar.

http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/atat...ucuk/s58-4.jpg
Yaralı Türk askerine yemek yediren Kızılay hemşiresi

Çanakkale Savaşı ile ilgili İngiliz resmi harp tarihi Mustafa Kemal Atatürk için diyor ki:

"Çanakkale Savaşları'nın kaderinde tek tayin edici rolü oynamış, Çanakkale'nin kaderini tayin etmiştir. Kısacası Gelibolu Savaşları, bütünüyle Mustafa Kemal'in üstün deha ve zekasıyla etkili olduğu bir tarihi anlatır."




Çanakkale zaferinden 19 yıl sonra, Atatürk, dünyaya şu eşi olmayan barış, hoşgörü ve uygarlık mesajını verir: "Bu memleketin toprakları üstünde kanlarını döken kahramanlar! Burada bir dost vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükün içinde uyuyunuz. Sizler, Mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz! Evlatlarınız bizim bağrımızdadır. Onlar bu toprakta canlarını verdikten sonra, artık bizim evlatlarımız olmuşlardır."

Bu destanı yaratan bütün kahramanları derin bir saygı ile anıyoruz.



http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/atat...ucuk/s58-1.jpg

Çanakkale geçilmez sözünün yaratıcısı Mehmetçikler ve komutanları siperde düşman taarruzunu kararlı bir yüz ifadesiyle bekliyorlar (1915).

HandaN 18-04-2008 14:07

http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/atat.../kucuk/s60.jpg

SAVAŞ PANAROMALARI - ÇANAKKALE SAVAŞI (1915)


http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/atat.../kucuk/s62.jpg



SAVAŞ PANAROMALARI - ÇANAKKALE SAVAŞI (1915)


http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/atat.../kucuk/s64.jpg


SAVAŞ PANAROMALARI - ÇANAKKALE SAVAŞI (1915)


http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/atat.../kucuk/s67.jpg

HandaN 18-04-2008 14:08

SAVAŞ PANAROMALARI - SAKARYA MEYDAN MUHAREBESİ (1921)
 
SAVAŞ PANAROMALARI - SAKARYA MEYDAN MUHAREBESİ (1921)


http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/atat.../kucuk/s70.jpg

http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/atat.../kucuk/s71.jpg


Birinci ve İkinci İnönü Muharebeleri'ndeki yenilgileri üzerine Yunan hükümeti, kuruluş halindeki yeni Türk ordusunu daha da güçlenmeden ezip dağıtmaya karar vermişti. Bu amaçla ordu mevcudunu 225.000 kişiye çıkarttı. Birliklerini yeni silah ve araçlarla donattı. Üç aylık bir hazırlıktan sonra Temmuz başında taarruza geçti.

http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/atat...ucuk/s72-2.jpg
Sakarya'da savaşmak üzere cepheye ilerleyen bir topçu birliği. Sakarya Meydan Savaşı için piyadeler Ankara, Kastamonu, Karaman, ve Kayseri'de topçular Çankırı'da, süvariler Kırşehir'de yetiştirilmiştir. Türk cephesi, bir alay komutanının aymazlığı sonucu, Kütahya doğrultusunda yarılacaktır. Sonuçta Afyon, Kütahya ve Eskişehir elden çıkar. Ordu, savaşı daha elverişli bir alanda kabul etmek üzere Sakarya nehrinin doğusuna çekilir. Düşmana hiçbir birlik kaptırılmamıştı ama ordu, kaçaklar yüzünden yarı yarıya erimişti. Ordu, hızla takviye edilmeli, donatılmalı, savaş boyunca ihtiyaçları karşılanmalıydı. Oysa para yoktu, zaman da yoktu. Umut Mustafa Kemal Paşa' da idi.




Büyük Millet Meclisi Mustafa Kemal Paşayı başkomutanlığa getirdi. Başkomutan ard arda 10 emir yayımlayarak halktan varlığının yaklaşık yüzde 40'ını orduya vermesini istedi. Eski gaziler de silah altına çağrıldı. Yılgınlık ve umutsuzluk yayılmadan sona erdi. Yerini Sakarya destanını yazacak olan ruh aldı. Gençler silah altına koştu. Halk, varlığını bu son ordunun ayaklarına serdi.

http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/atat...ucuk/s72-1.jpg
Sakarya Meydan Muharebesi'nde Türk subay ve Mehmetçikleri, her karış vatan toprağını canları pahasına savundular. Sakarya'da savaşmak üzere cepheye ilerleyen bir topçu birliği.
http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/atat...ucuk/s72-3.jpg
Sakarya Meydan Muharebesi'ni yöneten komutanlar Duatepede.


Yunan ordusu 14 Ağustos günü üç koldan Sakarya'ya doğru yürüyüşe geçti. Yunan ordusunun planı Türk ordusunun batıya dönük cephesi karşısına bir tümen bırakıp bütün birliklerini Sakarya güneyinde toplamak, Türk cephesini yarmak ve sol kanadını kuşatmaktı. Böylece milli orduyu sona erdirmiş olacaklardı. General Papulas ve kurmay kurulu bu sonucu alacaklarına güveniyorlardı. 23 Ağustos (1921) Salı sabahı Sakarya Meydan Muharebesi başladı. Yunan ordusu bütün gücüyle taarruza geçti. Türk sol kanadını kuşatmak için sağ kanadını sürekli uzatıyordu ama karşısında daima o kanada kaydırılmış fedakar bir Türk birliğini buluyordu. Cephenin uzunluğu 100 kilometreyi bulmuştu. Mustafa Kemal Paşa ünlü emrini verdi. Bu yepyeni bir savunma anlayışıydı: "Savunma hattı yoktur, savunma alanı vardır. O alan bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaş kanıyla ıslanmadıkça terk olunamaz." Kesin olarak gerekmedikçe bir küçük tepecik bile terk edilmeyecekti. Subaylar da Mehmetçikler gibi bir karış toprak için kanlarını dökecek canlarını feda edeceklerdi.



Bu alışılmamış ve özverili savunma düzeni karşısında Yunan ordusu hızla erimeye başladı. On binlerce kaybına karşı Yunan ordusu, cephe boyunca ortalama sadece on kilometre ilerleyebilmişti. Cephe gerisine sızan Türk süvarileri ikmal kollarını vurduğu için cephane, yiyecek ve benzin sıkıntısı da çekmeye başlamışlardı. Yunan karargâhındaki iyimserlik yerini giderek derin bir kaygıya bıraktı. Durum olgunlaşmış, taarruz sırası Türk ordusuna gelmiştir:

http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/atat...ucuk/s74-1.jpg
Yunan ağır topçu birlikleri Eskişehir yakınlarında. 10 Eylül 1921 Cumartesi günü sabahı Türk karşı taarruzu başlar.Sağ kanatta ilk hamlede Duatepe geri alınır ve süngü pırıltıları içinde al sancaklar göğe yükselir. Sol kanatta da süvari kolordusu kaçan düşman artçılarının peşine düşmüştür.


http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/atat...ucuk/s74-2.jpg
Batı Cephesi Komutanı İsmet (İnönü) Paşa, Sakarya Meydan Muharebesi'nde
Yunan birliklerinden ele geçirilen topları incelerken karargah subaylarıyla birlikte.



Yunan hükümeti ordunun geri çekilmesini onaylar. Oysa Yunan ordu karargahı Sakarya batısına geçmiştir bile. General Papulas, ordusunu, bütünüyle mahvolmadan savaşın dişlerinden kurtarıp geriye çekebilme telaşı içindedir. Yunan Genelkurmay Başkanı General Dusmanis durumu şöyle özetleyecektir: "Kaçmaktan başka bir karar verebilecek güçleri kalmamıştı." Yunan ordusu muharip kuvvetinin yarısını Sakarya'da bırakmış, taarruz gücünü yitirmiş bir şekilde bütünüyle Sakarya nehrinin batısına geçmişti.

22 gün ve gece süren Sakarya Meydan Muharebesi sona ermiştir. 13 Eylül 1921 günü bir bildiriyle millete ve dünyaya Türk zaferi ilan edilmiştir.

Ünlü tarihçi Toynbee diyor ki: "Bu savaş 20. yüzyılın en büyük savaşlarından biridir."

HandaN 18-04-2008 14:09

Gazeteci Claire Price da şöyle diyor: "Batı 200 yıldan beri ihtiyar Osmanlı Devleti'ni parçalamaya çalışıyordu. Fakat Sakarya'da Türk'ün kendisiyle karşılaşmış ve ona dokunduğu anda da tarihin yönü değişmiştir. Tarih bu olayı devrimizin en büyük olaylarından biri olarak kaydedecektir."

Türkiye Büyük Millet Meclisi, Türk tarihinde bir dönemeç niteliği kazanan bu büyük savaş ve görkemli zaferden sonra Başkomutan Mustafa Kemal Paşaya "mareşallik" rütbesi ve "gazi" sanı verdi. Bundan sonraki aşama emperyalizmin desteklediği son düşmanı da denize dökmekti. Bunun için 26 Ağustos 1922'ye kadar bir hazırlık yılı beklemek gerekecekti.

Bu destanı yaratan bütün kahramanları derin bir saygı ile anıyoruz.


http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/atat...ucuk/s74-3.jpg
Başkomutan Mustafa Kemal Duatepe'de Sakarya Meydan Muharebesi'ni yönetirken
(10 Eylül 1921)



http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/atat.../kucuk/s77.jpg


http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/atat.../kucuk/s79.jpg

http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/atat.../kucuk/s80.jpg



http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/atat.../kucuk/s81.jpg


Türkiye`de Saat: 12:07 .

Powered by: vBulletin Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580