![]() |
Alıntı:
|
12 Eylül 1980 ihtilalinden sonra "bir şehir efsanesi" doğdu. Oğlu Tuğrul Türkeş şimdi MHP milletvekili. "3 günün hikâyesini" dün ondan dinledik. Alparslan Türkeş'le ilgili. 12 Eylül sabahı parti liderleri (Demirel, Ecevit, Erbakan) askerler tarafından "evlerinden alınmışlardı." Ama Türkeş "bulunamamıştı." MHP lideri "3 gün sonra" ortaya çıktı. Şehir efsanesi hatta "birkaç efsane birden" işte Türkeş'in o "kaybolduğu günleriyle" ilgili. Türkeş, 11 Eylül günü öğleden sonra çocuklarını ORAN'daki evine çağırır: * Çelişkili bilgiler geliyor. * Filistinli bazı terör örgütlerinin Ankara'da kritik yerlere saldıracağı istihbaratı var. * Ordu her an yönetime el koyabilir. * Ancak ihtilalin hangi kademede olacağı belli değil. * Emir komuta zinciri içinde mi, yoksa dışında mı bilemiyorum. Alparslan Türkeş'ten çocuklarına: - Bu gece kendi evinizde yatmayın. Tuğrul Türkeş'in sorusu: - Baba ya siz? - Turan'ın (MHP milletvekili Turan Koçal) evinde kalacağım. İhtilal gecesi Turan Koçal'ın Bahçelievler'deki evinde "durum değerlendirmesi" yapılır. Türkeş'e 4 öneride bulunulur: 1. İhtilalin rengi belli olana kadar "bir köy evinde" kalsanız. 2. Veya Ankara yakınında "bir çiftlikte." 3. Bu gece bir Charter uçağı ile sizi yurtdışına çıkarsak. 4. Ankara içinde kimsenin bulamayacağı bir evde bekleseniz. Ve karar: - Ankara'da yeni evli, MHP camiasından, genç bir avukat var... Kimsenin aklına o ev gelmez. Ev "Hale-Halil Şıvgın'ın Gaziosmanpaşa'daki evi. Hale hanım o sırada "şimdi genç bir gazeteci olan" Jale Şıvgın'a hamile. Türkeş bir "Murat131'le" o eve götürülür. Türkeş, ihtilalin 3'üncü günü oğluna haber gönderir: - Sabah erkenden beni buradan al, Bahçelievler'deki evime götür. Baba oğul Bahçelievler'de "baş başa" kalırlar. Türkeş der ki: - Sıkıyönetim Komutanlığı'nı ara. Tuğrul Türkeş arar ve sonra telefonu babasına verir. - Ben Alparslan Türkeş. Beni aradığınızı öğrendim. Ben mi oraya geleyim, yoksa siz mi gelip beni buradan alırsınız? Az sonra bir Ford Station ile bir cip, Türkeş'in evinin önündedir. - Baba sizi almaya geldiler. - Tuğrul sen evde kal, dışarı çıkma. Oğul, babasının elini öper, kapıdan uğurlar ve hemen tabancayı eline alıp, perdenin arkasından dışarıyı gözetler. Eğer Türkeş kapının önünde "kimvurduya gidecek olursa" oğlu da pencereden "gereken yanıtı verecektir." Gerisini Tuğrul Türkeş anlatsın: - Ya tuğgeneraldi ya da albay. Çok saygılıydı. Ford'un sağ arka kapısını açtılar, babamı bindirdiler. Sonra önde babam ve o subay, arkadaki cipte askerler. Gittiler. Tuğrul Türkeş'e dedik ki: - Ya şehir efsanesi? - Hangi birini anlatayım... Efsane o kadar çok ki... http://img.sabah.com.tr/i2/sp.gif |
bi şey yazardımda Banlanmaktan korkuyorum.... not: İnsanın görmeden Kahraman bildikleri Koca bi yalanmış ..! |
Alıntı:
|
Alıntı:
banlanmaktan korkma delikanlı gibi açık açık konuş ;) |
Kimse Onun Büyüklüğünü İnkar Etmesin.. |
vefatıyla milliyetcı hareket sona erdi.önemli olan liderlerin ardından gitmek değil onların actıgı yollardan gıdebılmektır;) |
Alıntı:
|
bahıs mı oynuyosunuz arkadaslar.herkes gorusunu yazaıyo.ıftıra atanda olursa hakkını ahırette oder elbet. |
Alıntı:
|
Türkiye`de Saat: 23:16 . |
Powered by: vBulletin Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2