Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi

Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi (http://besiktasforum.net/forum/)
-   Din ve İlahiyat (http://besiktasforum.net/forum/din-ve-ilahiyat/)
-   -   Alemlere Rahmet Geliyor (http://besiktasforum.net/forum/din-ve-ilahiyat/20035-alemlere-rahmet-geliyor/)

imparator 27-01-2007 13:41

Alemlere Rahmet Geliyor
 
ALEMLERE RAHMET GELİYOR !
1.SAHNE
( Arka fonda akşam ezanı okunmaktadır. Ezanın bitimiyle birlikte sahne aydınlanır. Ayşe bir kenarda seccadesinin üzerinde namazının son rekatını kılmaktadır. Diğer tarafta, annesi bir koltuğun üzerinde elindeki Kur’an-ı Kerim’i dudaklarını kıpırtadarak sessizce okumaktadır. Namazını bitiren Ayşe seccadesini toplayarak bir kenara koyar ve annesinin yanına gelir, dizlerinin dibine oturur)

(Kur’an okumasını bitiren anne “sadakallahülazim” diyerek Kur’an’ı öper ve yandaki masanın üzerine koyar ve kızına döner)

Anne: Allahkabul etsin kızım.

Ayşe: Amin anneciğim Allah Razı olsun.

Anne: Kızım biliyorsun bu akşam Mevlid Kandili. Arkadaşlarınla ne yapacağınıza karar verdiniz mi?

Ayşe: Evet anneciğim. İnşallah yatsı namazını kıldıktan sonra Haticelerin evinde toplanıp Kur’an okuyacağız.
Sonra Peygamberimiz(sav)e yüzlerce salatu selam getirip, O’nun hakkında arkadaşlarımızla sohbet edeceğiz.

Anne: Çok güzel kızım Allah gecenizi mübarek eylesin, Sevgili Peygamberimiz(sav)i sizin ve bizim hakkımızda şefaatçi eylesin İnşallah..

Ayşe: Amin.

(Ayşe ayağa kalkar ve çantasından bir kitap çıkararak annesinin yanına gelir tekrar yanına oturur.. Annesi merakla kızına sorar)

Anne: Ne kitabı o kızım?

Ayşe: Bu bir şiir kitabı anneciğim. İçinde Peygamberimiz hakkında çok güzel şiirler var. Bugün okulda bir öğretmenimizin elinde gördüm. Kendisinden müsaade isteyerek kitabı biraz inceledim. İçinde o kadar güzel şiirler vardı ki anneciğim, kitaptan başımı kaldıramadım. Öğretmenim kitaba ilgimi görünce okumam için bana verdi. Ben de düşündüm ki bu akşam arkadaşlarımızla yapacağımız sohbette bu kitaptan istifade edebiliriz.

Anne: Çok güzel düşünmüşsün kızım. Peki Ayşe o kitaptan benim için bir şiir okur musun?

Ayşe: Elbette anneciğim. Hatta bir iki tanesini ezberledim bile. Sana onlardan birini okuyayım.

(Ayşe kitabı annesine verir, oturduğu yerden ayağa kalkar, yüzü salona dönük bir şekilde şiiri okumaya başlar, aynı anda fon müziği çalar-sultanım-)


Derdimendim yâ Rasûlallah, devâ ol derdime,
Destgir ol, yâ Habiballah, bu asî mücrime!..
Sen şefâat kânı varken, yalvarayım ben kime?..


Ben Rasûl-i Kibriyânın, bülbül-ü nâlânıyım.
Mücrimim gerçi, cemâl-i Mustafâ hayrânıyım..

Bûy-i vaslındır, muattar eyleyen sünbülleri,
Nur cemâlinden eserdir, bağ-ı aşkın gülleri,
Gül cemâlindir Habîbim, mesteden bülbülleri,



Ben Rasûl-i Kibriyânın, bülbül-ü nâlânıyım.
Mücrimim gerçi, cemâl-i Mustafâ hayrânıyım

Cânını cânâne kurban eyliyor pervâneler,
Bezm-i vaslın neş’esinden, gaşyolur mestâneler,
Aşıkın gözyaşlarından, doldu hep peymâneler,


Ben Rasûl-i Kibriyânın, bülbül-ü nâlânıyım.
Mücrimim gerçi, cemâl-i Mustafâ hayrânıyım..


Ermek istersen, O şâh’ın himmet-ü imdâdına,
Cânü dilden âşık ol sen; “İsm-i zât” evrâdına,
Ses verir (Ulvî); melekler âteşin feryâdına,


Ben Rasûl-i Kibriyânın, bülbül-ü nâlânıyım.
Mücrimim gerçi, cemâl-i Mustafâ hayrânıyım


(Şiir bittikten sonra sahne kararır ve arka fonda Salat-ı Ümmiye-Itri Tekbir- çalmaya başlar)


imparator 27-01-2007 13:42

2. SAHNE

(Fon müziği yavaşça kesilir.Ayşe annesinin dizine başını yaslamış bir vaziyettedir. Annesi elinde bir mendille gözlerini silmektedir. Ayşe başını kaldırarak annesine sorar)

Ayşe: Anneciğim sana bir şey sorabilir miyim?

Anne: Tabi ki evladım.

Ayşe: Din Kültürü dersinde öğretmenimiz, Yüce Allah’ın Kur’an-ı Kerim’de peygamberimizin alemlere rahmet olarak gönderildiğini belirten ayeti okuyarak bunun ne anlama geldiğini araştırmamızı istemişti. Bana biraz bundan bahseder misin?

Anne: Elbette kızım. Sana bildiğim kadarıyla O’nun niçin alemlere rahmet olarak gönderildiğini anlatmaya çalışayım. Öncelikle bilmelisin ki ayet-i kerimede geçen “alemler” ifadesi çok ama çok önemlidir. Bu ifade O’nun gönderilişinin sadece insanlar için değil bütün canlılar, hayvanlar, bitkiler, hatta cansızlar için yani bütün mevcudat/varlık alemi için bir rahmet olduğuna işarettir.

Sevgili kızım;

O gelmeden önce bütün dünya karanlıklar içindeydi... Adı cahiliyye olan kapkaranlık bir dönem...Buradaki cehalet ilmin karşılığı olan cehalet değildi. Kur’an-ı Kerim’in ifadesiyle; iman ve inancın zıddı olan küfrün yani inkarın adı olan cehalet...Yani karanlık..yani zulüm...

(Sahne kararır.Fonda müzik çalmaya başlar-Çağrı-. Anne ve Ayşe sahneden çekilirler. Sahneye karaltılar içinde insanlar doluşurlar . Gürültüler içerisinde sağa sola koşuşturup dururlar. Anne bir köşeden anlatmaya devam eder. )

Peygamberimiz Aleyhisselâm İslâm Dinini insanlara bildirmek vazifesiyle gelmezden önce, insanlık âlemi iki büyük devletin tesiri altında yaşıyordu. Bunlar Peygamberimizin memleketi olan Arabistan Yarımadasına komşu bulunan Bizans ve İran Devletleri idi.

İnsanların inandıkları, yolunda gittikleri dinler arasında Hıristiyanlık, Musevîlik mecusîlik ve putperestlik hüküm sürüyordu. Fakat Bizanslıların, Romalıların inandıkları din olan Hıristiyanlık, İncil'in eski devirlerden beri değiştirilip aslından uzaklaşılmasıyla İsa Aleyhisselâmın getirdiği dinle büyük ölçüde ilgisini kesmişti.

(Konuşma durur Arada “Lat, Menat, Uzza, Hubel, Ey göklerdeki babamız, Ey Zerdüşt bizi koru, Tanrımız Yehova bize yardım et” sözleri ve inleme sesleri duyulur.)

(Sesler kesilir. Koşuşturma ve konuşma devam eder)

Üstelik Roma medeniyetinin putperestliği, kötü ahlâkı, her türlü perişanlığı da dinî inançlara karıştırılmış, iş çığırından çıkmıştı. Papazların şahsî düşüncelerine göre, din hükümleri çıkarttıkları, para ile Cennet sattıkları, günahkârları afvetme gibi hayâllere daldıkları Hıristiyanlığın bir de üçlü ilâh sapıklığına bulaşmasıyla da hak dinle uzaktan yakından hiç ilgisi kalmamıştı.

Yahudilerin sahip çıktığı Musevîlik ise, yine bu milletin kendi sapıklıklarını din içine sokmalarıyla, Musa Aleyhisselâmın getirdiği şeriattan uzaklaşmıştı. Yahudiler, kendi peygamberlerinden sonra yeni bir şeriatla gelen İsa Aleyhisselâma düşmanlık yapmakla da hak yoldan tamamiyle mahrum olmuşlardı.


İranlılar da, Mecusîlik adı verilen ateşperestlik yani ateşe tapma gibi sapık bir dinin içindeydiler.

(Konuşma durur. Bir kişi koşarak ortaya içinde ateş yanan bir kap getirir ve yere bırakır.. İnsanlar bu ateşin etrafında secdeye kapanır kalkarlar, anlaşılmaz sesler çıkarırlar. Kap daha sonra sahneden çıkarılır. Koşuşturma ve konuşma devam eder.)

Araplar içerisinde İbrahim Aleyhisselâmın şeriatı üzerine devam eden, Allahü Teâlâ'nın birliğine iman eden "Hanifler" de vardı. Ancak bunlar adetleri belli olacak kadar az bir sayıdaydılar.

Arapların bir çoğu ise putlara tapıyorlardı. Dağdan getirdiği **** parçasını yontarak tanrı ediniyor, kendi eliyle yoğurup şekil verdiği helvayı put yaptıktan sonra acıkınca yiyordu. Kabe 360 kadar putla doldurulmuştu. İnsanlar Allah’ı bırakıp bu putlara tapınıyorlar, onlardan yardım istiyorlardı.

(Konuşma durur. Sahneye heykel şekli verilmiş bir karton getirilir, insanlar heykele doğru eğilerek, öper gibi yaparak etrafında dönerler. Ellerini yanlara açarak secdeye kapanır kalkarlar. Anlaşılmaz seslerle “Lat , Menat, Uzza,Hubel bize yardım et, bizi koru” şeklinde yalvarır gibi sesler çıkarırlar. Sesler kesilir.Heykelin etrafında dönmeler ve secdeler sürerken konuşma devam eder. )

Yaratılış gayesi Allah'ı bilip tanımak ve O'na layıkı vechiyle kul olmak olan insanoğlu, tarihin bazı dönemlerinde Peygamberlerin üstün gayretleri ve rehberliği sayesinde tevhid akidesine bağlı kalmış, bazan da zulüm ve haksızlığa dalarak dalalete düşmüştür. Bu gibi durumlarda Cenab-ı Hak Peygamberlerle insanların yardımına yetişmiştir. İşte milâdî 7.asırda da dünyanın her tarafı zulümler, karanlıklar ve sapıklıklar içindeydi. Öyle ki, insan ya vahşi, zalim, merhametsiz ve kaba bir mahluk, yahut esir, mazlum ve mağdur bir varlıktı. Dünyanın her tarafında kötülükler, ahlaksızlıklar zulümler insanlığı inim inim inletiyordu.

O zamanın Arabistanında her şey aslî hüviyetinden uzaklaştırılmış, içki korkunç bir alışkanlık haline gelmiş, yalancılık ve dolandırıcılık alabildiğine yayılmış, faiz alıp vermek servetleri sömürme noktasına varmış, kabalık ve zulüm, ahlaksızlıklar, yol kesmeler, adam öldürmeler, mazlumlara, fakirlere eziyetler tahammül edilemiyecek bir seviyeye ulaşmıştı.Bütün insanî değerler ters yüz edilmiş, fazîletler ayıp; ayıp ve kusurlar ise birer fazîlet gibi itibar görmeye başlamıştı. Canavarlık alkışlanıyor ve insanlık horlanıyordu. Kurtlar çoban olmuş çalım çakıyor; koyunlar bu merhametsiz çobanların elinde inim inim inliyordu. Fuhuş, zina, ahlâksızlık öyle yaygınlaşmıştı ki, çoğu kimse babasını bilmiyor ve tanımıyordu. Haseb ve nesep bütün bütün kuruyup gitmişti. İçki ve kumar hiç de ayıp sayılan şeyler değildi. İhtikâr normal bir hâdise gibi değerlendiriliyor, çeşit çeşit kandırmacalarla insanlığın kanını emmek marifet ve akıllılık sayılıyordu.

Hele bir zulüm vardı ki.. İnsanın kanını donduracak dehşette öyle bir canavarlık vardı ki... Allahım ... Bu ne korkunç, bu ne anlatılmaz bir zulümdü...

imparator 27-01-2007 13:43

3.SAHNE

(Konuşma ve müzik durur. Sahne bir anda boşalır .Bir erkek ve kucağında çocuk olan bir kadın sahnede belirirler. Sahne aydınlanır)

Erkek: Kadın! Sana ver diyorum o çocuğu.

(Erkek bir taraftan çocuğu çekmeye çalışır. Kadın çocuğa sımsıkı sarılmıştır.)

Kadın: Hayır, hayır..Asla!..

Erkek: Sana ver diyorum! İnsanlar arasında itibarım kalmadı. Şerefim beş paralık oldu.

Kadın: Hayır..Bu canavarlığı yapamazsın.. Ne yaptı bu çocuk sana? Neden onun canına kıymak istiyorsun?Neden?

Erkek: Ondan kurtulmalıyım. İnsanlar benimle “yine kız çocuğun mu oldu?” diyerek alay ediyorlar. Buna tahammül edemem. Ver... ver diyorum.. Yoksa seni de öldürürüm..

Kadın: Sen nasıl bir insansın? Hangi insan evladına böyle bir kötülük yapar?..Allahtan hiç mi korkmazsın? Nolur yapma..Nolur... Nolur...

(Erkek çocuğu çeker alır. Ve sahneden çıkar..Kadın feryat ederek yere kapanır ve ağlamaya başlar)

Kadın: Allahım...Allahım... Ey Yüceler yücesi Rabbim...Nolur yardım et... Yardımını gönder Ey Rabbim.. Bizi bu zulümden kurtar Allahım.. Kurtar Allahım...Kurtar Allahım...

(Sahne kararır..Fondan müzik sesi gelir-Çağrı-..Anne yeniden konuşmaya başlar)

Bütün bir beşeriyet canı dudağında ve herkesin umudu gelecek son kurtarıcıda.İnsanlık, içinde bulunduğu bu zulümattan kurtulmak, kendilerini karanlıklardan aydınlığa çıkaracak, geleceği asırlar öncesinden müjdelenmiş O Kutlu nebinin gelmesini büyük bir umutla bekliyorlardı. O ki Hz.Kur’an’ın tebliğcisi, hakkı batıldan ayıracak Nur-u Furkan’ın habercisi, insanlığa, kaybettiği insanlığını yeniden öğretecek muallimdi. O kainatı yoktan var eden Allahu Azimü’ş-Şan’ın Kutlu Elçisi, Alemlere Rahmet Olarak gönderdiği sevgili Habibiydi.O, Hz.İbrahim’in duası, Hz.İsa’nın muştusu olan iki cihan serveri Hz.Muhammed Mustafa(sav)di...

(Konuşma ve müzik durur. Sahne aydınlanır)

imparator 27-01-2007 13:44

4.SAHNE

(Fon Müziği çalar-Itri Tekbir-Oyuncular birer birer sahneye çıkmaya başlarlar. Her biri sahnedeki yerini alırken sözlerini söylerler)

1.oyuncu: Göz seni görmeli, ağız seni söylemeli
Hafıza seni anmak ödevinde mi


2.oyuncu: Bütün deniz kıyılarında seni beklemeli
Sen eskimoların ısınması, sevgililer mahşeri


3.oyuncu: Aklım yeni bir akıldır çiçeklerden
Mantığım mantığın üstünde yeni
İçimde Nuh'un en yeni tufanı
Dünyaya ayak basıyorum yeniden


4.oyuncu: Göz seni görmeli ağız seni söylemeli
Bütün deniz kıyılarında seni beklemeli


5.oyuncu: Yüzlerce yıl geçiyor belki bir bulut geçiyor
Ben yeni doğmus bir çocuk gibi
Herkesin konuştuğu dilden mahrum
Ama yepyeni bir dil konuşmanın sevinci


6.oyuncu: Bütün deniz kıyılarında seni anmalı
Sen buzulların erimesi, eskimoların ısınması...


(Bütün oyuncular bir dizleri üstünde yere çömelirler. Başları önlerine eğiktir. Sırası gelen oyuncu başını göğe çevirerek ve ellerini kaldırarak sırayla sözlerini söyler. Sözlerini söyledikten sonra başları ve elleri aynı vaziyette beklemeye devam eder.)

1.oyuncu: Gel ey Şah-ı Rusul! Gel ki şafaklar tutuşsun!

2.oyuncu: Gel ey Kutlu Nebi ! Gel ki nurunla karanlıklar boğulsun!

3.oyuncu: Gel ey Mazlumların Sığınağı ! Gel ki zulüm artık yok olsun!
4.oyuncu: Gel ey Asırlardır Beklenilen! Gel ki güneş artık doğsun!

5.oyuncu: Gel ey Alemlere Rahmet Olan! Gel ki dünya rahmetinle dolsun!

6.oyuncu: Gel ey bir ismi Mustafa olan, Gel ey bir ismi Ahmed!

Bütün oyuncular hep birlikte: Allhümme salli ala Muhammed!


(Sahne kararır. Fonda müzik çalmaya başlar-Taleal Bedru-. İnsanlar ellerinde mumlarla sahneye doğru koşmaya başlarlar.Sahnede sağa sola koşarlarken “O geliyor.. O geliyor.. Müjdeler olsun.. Müjdeler olsun! O geliyor..Allahım sana şükürler olsun! Rabbimiz sana hamdolsun! O geliyor.. O geliyor.. Müjdeler olsun.. Müjdeler olsun! O geliyor.” diyerek koşuşturmaya devam ederler.. Sonra sahnenin ortasında toplanarak ve elleri havada, hep bir ağızdan “Alemlere Rahmet geliyor” derler.. Müziğin sesi yükselir..Perde kapanır.)

AyTeK54 27-01-2007 21:19

teşekkürler...


Türkiye`de Saat: 22:46 .

Powered by: vBulletin Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580