Genellikle, mal ticaret hadlerindeki bir iyileşmenin ülke için iyi olacağı, yada ticaret hadleri endeksındeki bir düşmenin ülke için kötü olacağı düşünülmektedir. Bu görüşün pek çok durumda doğru olduğunun bilinmesine rağmen, bazen yükselen bir endeks ülke için avantajlı olmayabilmekte veya düşen bir endeksin de olumlu sonuçlar doğurabildiği görülmektedir (HOGENDORN, 1992; 440). Dolayısıyla, ticaret hadleri kavramı kazanılan toplam gelirin belirlenmesinde tek başına yeterli bilgi sağlayamamaktadır. Yükselen ihracat fiyatları ülkelerin ihracat gelirlerini arttıracağı yerde düşürebilmekte veya bunun tanı tersi olarak, düşük ihracat fiyatları satışları ve satıştan elde edilen ihracat gelirlerini arttırabilmektedir. Bu sebeple, ticaret hadlerinin mümkün oldukça yüksek olması yerine, ihracat gelirlerini maksimize eden optimum bir seviyede olması tercih sebebi olmaktadır. Genel olarak yöneltilen bir başka eleştiri de, ticaret haddi kavramlarının ülkeler arsında dış ticaret kazançlarının paylaşımını belirlemede iyi bir ölçme aracı olmadığı noktasında toplanmaktadır. Bu eleştiri kavramların verimlilik artışlarını dikkate almadıkları, diş ticaretin toplam hacmini hesaba katmadıkları ve sadece mal ticaretini kapsadıkları gibi gerekçelere dayandırılmaktadır. Gerçekten de, net değişim ticaret hadleri kavramının en önemli eksiklerinden birisi verimlil ik değişmelerini yansıtamamasıdır. Nitekim, uluslararası iktisat konusundaki klasik ve neo klasik literatür sadece ihracat ve ithalat fiyatları arasındaki ııisbi ilişkinin değil, bunun ötesinde malların üretiminde kullanılan kaynakların miktarlarının da dikkate alındığı yeni ticaret hadleri kavramları geliştirmiştir (MEİER ve BALDWIN, 1962; 230). |