http://img87.imageshack.us/img87/9748/20mo2.jpg
http://img296.imageshack.us/img296/3992/copyue6.jpg
http://img296.imageshack.us/img296/7448/6526pw9.jpg

http://img84.imageshack.us/img84/3482/filmmh2.gifhttp://img228.imageshack.us/img228/1271/film0001ek0.gif
http://img81.imageshack.us/img81/5757/film0002ps6.gif

ÖZET:

Hulusi ve Vahi… Evlatlarıyla gurur duyan iki baba.

Hulusi, ve eşi Belgin, oğulları Tarık’ın, İtalya’daki iktisat eğitimin tamamlayıp bankasının başına geçeceği günün hayaliyle yaşıyor.

Vahi ise, kızı Naz’ın, konservatuardan mezun olup yurtdışında vereceği çello resitalleri ile göğsünü kabartacağı günün.

Tarık ve Naz da, ideallerine doğru “tam gaz” gidiyorlar… Ancak Tarık, “Alfonso” adıyla İtalya’da ralli pistlerinde, Naz ise “Deli Kız” adıyla İstanbul sokaklarında. Son model arabalarıyla.

Ve bu iki başına buyruk gencin hayatları, sonunda aynı arabanın içinde kesişir.

Çünkü babalar, belki en son duyar, ama mutlaka duyar.

Tarık, İstanbul’a ailesini görmeye geldiğinde, Hulusi, bir daha yurt dışına çıkmasını yasaklar.

Naz, kaza yapınca da, Vahi, bir daha araba kullanmasını.

Tarık, bir de üstüne iki sene çalışıp eğitimi yerine ralliye harcadığı parayı çalışıp babasına geri ödemek zorundadır. Babası, torpille işe girip yan gelip yatarak para kazanma yollarını tıkayınca, becerebildiği tek işi yapmak zorunda kalır: şoförlük.

Naz’ın ise arabasına binebilmesi için tek engel vardır: babasının bulacağı şoför.

Ve kader yollarını birleştirir… Tarık, Naz’ın şoförü olarak işe girer. Ancak işi çok zordur. Bir yandan, aniden ortadan kaybolan ve tüm dünyada aranan ünlü ralli şoförü Alfonso olduğunu herkesten gizlemek zorundadır. Bir yandan, ünlü bankacı Hulusi Tekelioğlu’nun oğlu olduğunu Vahi’den saklamak zorundadır. Ve en önemlisi… Arabasının şoför koltuğuna tekrar geçebilmek için tek çaresi, kendisini kovdurmak olan ve hayatını bunu planlamakla geçiren Naz’ın saldırılarını savuşturmak zorundadır.

Tarık ve Naz, büyük bir didişme ve çekişmeyle başlayan inişli çıkışlı bir ilişkinin içinde keskin virajlarda hızla ilerlerken, önlerine çıkan engelleri de bir bir sollamak zorundadırlar… Tarık’ın izini bulmaya çalışan dedektif Sacit, İtalya’dan kalkıp kendisini aramaya gelen Francesca, şoförlük yapmasını engellemeye çalışan anne Belgin, Naz’ın kardeşi Ümit’le çıkmaya başlayan ve her an ağzından bir şeyler kaçırması muhtemel kız kardeşi Filiz, evinde kaldığı otoriter dadısı Hacer, onun çocukluk aşkı olan ve bu aşkı bir türlü bitirememiş kızı Ayşe, ve tabii istemeden çok iyi dost olmalarına sebep olduğu Hulusi ve Vahi. Tarık’ın başı sıkıştığı zaman imdadına koşanlar ise, normal şartlar altında varlıklarından bile haberdar olmayacağı aşçı Cevat, hizmetçi Suna, ve bahçıvan Sami’dir.

Ve tabii yollar katedildikçe, molalar verildikçe, yola iki “düşman” olarak çıkan Tarık ve Naz, yeri geldiğinde patlayan lastikleri birlikte değiştirmek zorunda olduklarını anlayacaklardır.

ÖZET:2

Hulusi ve Vahi… Evlatlarıyla gurur duyan iki baba.

Hulusi, ve eşi Belgin, oğulları Tarık’ın, İtalya’daki iktisat eğitimin tamamlayıp bankasının başına geçeceği günün hayaliyle yaşıyor.

Vahi ise, kızı Naz’ın, konservatuardan mezun olup yurtdışında vereceği çello resitalleri ile göğsünü kabartacağı günün.

Tarık ve Naz da, ideallerine doğru “tam gaz” gidiyorlar… Ancak Tarık, “Alfonso” adıyla İtalya’da ralli pistlerinde, Naz ise “Deli Kız” adıyla İstanbul sokaklarında. Son model arabalarıyla.

Ve bu iki başına buyruk gencin hayatları, sonunda aynı arabanın içinde kesişir.

Çünkü babalar, belki en son duyar, ama mutlaka duyar.

Tarık, İstanbul’a ailesini görmeye geldiğinde, Hulusi, bir daha yurt dışına çıkmasını yasaklar.

Naz, kaza yapınca da, Vahi, bir daha araba kullanmasını.

Tarık, bir de üstüne iki sene çalışıp eğitimi yerine ralliye harcadığı parayı çalışıp babasına geri ödemek zorundadır. Babası, torpille işe girip yan gelip yatarak para kazanma yollarını tıkayınca, becerebildiği tek işi yapmak zorunda kalır: şoförlük.

Naz’ın ise arabasına binebilmesi için tek engel vardır: babasının bulacağı şoför.

Ve kader yollarını birleştirir… Tarık, Naz’ın şoförü olarak işe girer. Ancak işi çok zordur. Bir yandan, aniden ortadan kaybolan ve tüm dünyada aranan ünlü ralli şoförü Alfonso olduğunu herkesten gizlemek zorundadır. Bir yandan, ünlü bankacı Hulusi Tekelioğlu’nun oğlu olduğunu Vahi’den saklamak zorundadır. Ve en önemlisi… Arabasının şoför koltuğuna tekrar geçebilmek için tek çaresi, kendisini kovdurmak olan ve hayatını bunu planlamakla geçiren Naz’ın saldırılarını savuşturmak zorundadır.

Tarık ve Naz, büyük bir didişme ve çekişmeyle başlayan inişli çıkışlı bir ilişkinin içinde keskin virajlarda hızla ilerlerken, önlerine çıkan engelleri de bir bir sollamak zorundadırlar… Tarık’ın izini bulmaya çalışan dedektif Sacit, İtalya’dan kalkıp kendisini aramaya gelen Francesca, şoförlük yapmasını engellemeye çalışan anne Belgin, Naz’ın kardeşi Ümit’le çıkmaya başlayan ve her an ağzından bir şeyler kaçırması muhtemel kız kardeşi Filiz, evinde kaldığı otoriter dadısı Hacer, onun çocukluk aşkı olan ve bu aşkı bir türlü bitirememiş kızı Ayşe, ve tabii istemeden çok iyi dost olmalarına sebep olduğu Hulusi ve Vahi. Tarık’ın başı sıkıştığı zaman imdadına koşanlar ise, normal şartlar altında varlıklarından bile haberdar olmayacağı aşçı Cevat, hizmetçi Suna, ve bahçıvan Sami’dir.

Ve tabii yollar katedildikçe, molalar verildikçe, yola iki “düşman” olarak çıkan Tarık ve Naz, yeri geldiğinde patlayan lastikleri birlikte değiştirmek zorunda olduklarını anlayacaklardır.

ÖZET:3

Naz Tarık ile Filiz’i birlikte görüp sevgili olduklarını düşünür ve Tarık’a fazlasıyla kötü davranmaya başlar.

Belgin Hacer ananın evinde Tarık’ı görmek için geçirdiği gecenin sabahında Hacer ve Hulusi’nin telefon konuşmalarına kulak misafiri olur ve Hacer’in bazı laflarına bozularak kimseye görünmeden evine döner.

Hulusi ve Vahi ayrılmaz bir ikili olmuştur. Hulusi öğlen yemeğinde buluşmak için Vahi’yle randevulaşırken Belgine yakalanır. Hulusi’nin Vahi ile buluşacağına inanmayan Belgin peşine dedektif takar ve kimle buluşacağını öğrenmesini ister.

Hulusi ve Vahi’nin yemeğine Naz da katılmıştır.O sırada restoran da olan dedektif Naz ve Hulusi’yi aynı karede fotoğraflayıp Belgin’e verir.Bunun üzerine Belgin Hulusi’yle kavga edip Naz’ın Vahi’nin kızı olduğu gerçeğine inanmak istemeyince Hulusi ona sadece birkaç saat vermesini ve resimdeki kızın Vahi beyin kızı olduğunu ispat edeceğini söyler.Belgin’le anlaşarak Vahi’yi arayıp akşam Vahi’nin evine eşiyle birlikte yemeğe geleceğini söyler.

Belgin Hulusi Vahi Naz ve Ümit karşılaşmasında Tarık’ın babasına bir sürprizi olacaktır.
Fakat olaylar Tarık’ın planlamadığı bir şekilde sonuçlanır.

ÖZET:4

Hulusi ve Vahi… Evlatlarıyla gurur duyan iki baba.

Hulusi, ve eşi Belgin, oğulları Tarık’ın, İtalya’daki iktisat eğitimin tamamlayıp bankasının başına geçeceği günün hayaliyle yaşıyor.

Vahi ise, kızı Naz’ın, konservatuardan mezun olup yurtdışında vereceği çello resitalleri ile göğsünü kabartacağı günün.

Tarık ve Naz da, ideallerine doğru “tam gaz” gidiyorlar… Ancak Tarık, “Alfonso” adıyla İtalya’da ralli pistlerinde, Naz ise “Deli Kız” adıyla İstanbul sokaklarında. Son model arabalarıyla.

Ve bu iki başına buyruk gencin hayatları, sonunda aynı arabanın içinde kesişir.

Çünkü babalar, belki en son duyar, ama mutlaka duyar.

Tarık, İstanbul’a ailesini görmeye geldiğinde, Hulusi, bir daha yurt dışına çıkmasını yasaklar.

Naz, kaza yapınca da, Vahi, bir daha araba kullanmasını.

Tarık, bir de üstüne iki sene çalışıp eğitimi yerine ralliye harcadığı parayı çalışıp babasına geri ödemek zorundadır. Babası, torpille işe girip yan gelip yatarak para kazanma yollarını tıkayınca, becerebildiği tek işi yapmak zorunda kalır: şoförlük.

Naz’ın ise arabasına binebilmesi için tek engel vardır: babasının bulacağı şoför.

Ve kader yollarını birleştirir… Tarık, Naz’ın şoförü olarak işe girer. Ancak işi çok zordur. Bir yandan, aniden ortadan kaybolan ve tüm dünyada aranan ünlü ralli şoförü Alfonso olduğunu herkesten gizlemek zorundadır. Bir yandan, ünlü bankacı Hulusi Tekelioğlu’nun oğlu olduğunu Vahi’den saklamak zorundadır. Ve en önemlisi… Arabasının şoför koltuğuna tekrar geçebilmek için tek çaresi, kendisini kovdurmak olan ve hayatını bunu planlamakla geçiren Naz’ın saldırılarını savuşturmak zorundadır.

Tarık ve Naz, büyük bir didişme ve çekişmeyle başlayan inişli çıkışlı bir ilişkinin içinde keskin virajlarda hızla ilerlerken, önlerine çıkan engelleri de bir bir sollamak zorundadırlar… Tarık’ın izini bulmaya çalışan dedektif Sacit, İtalya’dan kalkıp kendisini aramaya gelen Francesca, şoförlük yapmasını engellemeye çalışan anne Belgin, Naz’ın kardeşi Ümit’le çıkmaya başlayan ve her an ağzından bir şeyler kaçırması muhtemel kız kardeşi Filiz, evinde kaldığı otoriter dadısı Hacer, onun çocukluk aşkı olan ve bu aşkı bir türlü bitirememiş kızı Ayşe, ve tabii istemeden çok iyi dost olmalarına sebep olduğu Hulusi ve Vahi. Tarık’ın başı sıkıştığı zaman imdadına koşanlar ise, normal şartlar altında varlıklarından bile haberdar olmayacağı aşçı Cevat, hizmetçi Suna, ve bahçıvan Sami’dir.

Ve tabii yollar katedildikçe, molalar verildikçe, yola iki “düşman” olarak çıkan Tarık ve Naz, yeri geldiğinde patlayan lastikleri birlikte değiştirmek zorunda olduklarını anlayacaklardır.

ÖZET:

Naz, Tarık ile Filiz’i arabada samimi bir şekilde gördükten sonra Tarık yokmuş gibi davranmaya başlar.Belgin, Hulusi ve Hacer Ananın kendisi hakkındaki telefon konuşmalarından alınarak kimseye haber vermeden evine geri döner. Hulusi ve Vahi ayrılmaz bir ikili olmuştur. Öğle yemeğinde buluşmak için telefonlaşırken Belgin’e yakalanır. Hulusi’nin Vahi ile buluşacağına inanmayan Belgin peşine dedektif takar. Hulusi ve Vahi’nin yemeğine Naz da katılmıştır.O sırada restoranda olan dedektif Naz ve Hulusi’nin resimlerini çekip Belgin’e verir.

ÖZET:

Naz Tarık’tan şüphelendiği için kendini kötü hissetmektedir, Tarık’a güzel bir yerde kahvaltı yapmayı teklif eder ve birlikte şık bir yere giderler. Tesadüfen Belgin’de birkaç arkadaşıyla aynı yerde kahvaltı etmektedir. Annesini gören Tarık panikler.


Vahi’nin eski arkadaşı olan Kemal kızı Melisa’yla ilgilenmesi için Vahiyi arar. Vahi Naz’ın Melisayla ilgilenebileceğini söyler.

Tarık ve Cenk kavga ederler. Olayı anlamayan Naz Tarık’a çıkışır.
Vahi Naz’ın okuldaki durumuna çok sinirlenir. Bunu duyan Tarık Belgin’den Naz’a ders vermesini ister. Naz Belginle derslere başlar. Melisa Tarık’tan hoşlanmaktadır. Bu durumu fark eden Naz çok bozulur.


RAPIDSHARE LİNKLERİ:

NOT: Upload edilir edilmez linkler buraya eklenecek. RS'ye ben upload etmediğim için ne zaman olacağı hakkında bir fikrim yok.

ÖZET:

Melisa’nın Tarık’ı yanına alma planları son hız devam ediyordur, hatta durumu garantilemek için Vahi’yi arayıp otelden ayrılır ve Vahi’nin evine yerleşir. Naz hiç beklemediği bir an da Melisa’yı evde bulur ve aralarındaki soğuk savaş son hız devam eder.

Bu arada Belgin’le kavga edip, Vahi’yle içen Hulusi,çıktığı barın önünde kör kütük sarhoş Belgin’im diye söylediği şarkılar ertesi günün gazetelerinde Nermin diye birinin adını haykırmış gibi yazılınca Belgin’e kendini affettirmek için eve bir sürü magazinci çağırıp Belgin’e olan aşkını bütün dünyaya haykırmak için Belgin’e başka bir jest yapıp kendini affettirmeye çalışır.

Bu arada annesini görmeye gelen Tarık’ın Hulusi’nin magazincilerle eve geleceğinden habersiz olan Tarık Hulusi’ye yakalanmaktan kurtulabilecek mi?

Melisa’nın planları ve teklif ettiği üç misli maaş, Tarık’ı ikna etmeye ve Melisa’nın şoförü olmayı kabul etmesine yetecek mi?

ÖZET:

Melisa’nın üç misli maaş teklifini kabul eden Tarık Naz’a geri dönecek mi? Hulusi kendisini arayan esrarengiz kadının kim olduğunu bulabilecek mi?

Hulusi yaşadığı stresi kaldıramayıp kalp spazmı geçirir ve doktor onbeş gün dinlenmesi gerektiğini söyler. Bunun üzerine Belgin bankadaki işleri devralır fakat doktorun Hulusi’ye bakması için yolladığı hemşire herkesi şok eder çünkü hemşire beklediklerinden çok genç ve güzel biridir.

Bu durum Belgin’i oldukça rahatsız eder ve Hulusi’yle bizzat ilgilenmeye karar verir ve Tarık’a vekalet vererek bankanın bütün işlerini onbeş gün idare etmesini ister.

Tabi ki Hulusi Vahi’nin kendisine ikizi kadar benzediğini düşündüğünden Vahi’yi arayıp onunda spazm geçireceğini söyler ve kendi doktoruna gönderir.

Vahi ve doktor Hulusi’yi yakından tanıdıkları için, Vahi’nin sağlık durumunun iyi olduğunu açıklayamayacaklarından birlikte bir anlaşma yapıp Hulusi’ye Vahi’nin durumunun Hulusi ile aynı olduğunu ve Vahi’nin de onbeş gün istirahat edeceğini söylemeye karar verirler.
Bu durumda Naz Vahi’nin işlerinin başına geçer ve Naz’ın ilk toplantısı Hulusi’nin bankasından alacağı krediyle ilgilidir.

ÖZET:

Hulusi’nin kalp spazmı geçirmesiyle Belgin, Tarık’ı işlerin başına geçirir. Hulusi’nin Vahi’yi de kendi gibi hasta zannetmesi yüzünden Vahi’de bir süreliğine Naz’a vekalet vererek işlerin başına geçmesini ister.

Naz’ın ilk görüşmesi Hulusi’nin bankasından alınacak olan kredi ile ilgilidir ve Naz’ın görüşeceği kişi “Tarık Tekelioğlu” yani şoförü Tarık’dır. Tarık bu işten nasıl sıyrılacaktır?

Bu arada Hulusi’ye bakması için gönderilen Hemşireyi kovan Belgin’i kendisi hastayken bankayla ilgileneceğini zanneden Hulusi doktoru Ragıp’ı arayıp Berrak hemşireyi geri yollamasını ister.

Bütün bunların yanında Vahi’ nin vekaleti Naz’a vermesine çok üzülen Ümit, kendini işe yaramaz ve dışlanmış hisseder.

ÖZET:

Melisa ile otel odasında basılan Tarık, Naz’a suçsuzluğunu kanıtlayabilecek mi?

Tarık’ın eve dönmesi için ikna ettiği Ümit, Naz’ın Tarık’ı kovmasına anlam veremez ve Naz’ın aksine işin içinde bir yanlış anlaşılma olduğunun farkında olduğundan Tarık’ı arar ve nerdeyse yanına gelmek istediğini söyler.

Bu sırada Tarık’ı görmek için Sadri’yi kullanıp gittikleri çay bahçesinden kaçan Ayşe, başına geleceklerden habersiz Tarık’ın orda olduğunu zannettiği bara gider.

Vahi’nin şirketinin kredisinin onaylandığı hafta bankanın aldığı yeni bir karar Tarık’ı alt üst eder.

ÖZET:

Tarık bankasından alınan kredilerin iptal edileceği şirketler arasında Vahi’nin Tekstil şirketinin de adını görünce dosyayı imzalamakla imzalamamak arasında kalır.

Bu sırada kredi durumundan haberi olmayan Vahi eve geri dönen Ümit’e şirketi idare etmesi için genel vekalet verir.

Sadri’ye btün şirketleri aramasını ve kredilerinin iptal olduğunu haber vermesini söyleyen Tarık, Naz’ı okulundan alıp eve geldiği ve tüm ev halkı ve de Melisa’nın da evde olduğu sırada Sadri’den telefon gelir ve Vahi telefon konuşmasında kredinin iptalini öğrenince fenalaşır. Bütün ev halkının yıkıldığı bu haberle Naz Tarık Tekelioğlu ile hesaplaşmak için bankaya gider.

ÖZET:

Tarık ve Cenk sonunda yarışırlar. Cenk Tarık’ın yarışı kaybetmesi için arabanın frenini gevşetmiştir. Tarık durumdan habersiz yarışmaktadır ve frenlerin tutmadığını anladığı anda ralliciliğini konuşturup bu durumdan da sağ salim kurtulabilecek midir?

Yarış sonunda Naz Tarık’a hiç beklemediği bir tepki verir.

Bu arada Ayşe’nin durumuna üzülen Hacer Tarık’ı arayıp Ayşe’yle konuşmasını ve ona bu hayalden vazgeçmesini söylemesini ister. Tarık çaresiz bunu yapmak zorunda kalır.

Bütün bunların yanı sıra Vahi bir mali danışman tutar. Bu mali danışman beklenenin çok dışında biridir ve herkesi şaşırtmayı başarmıştır

ÖZET:

Vahi Bey’in kurtarıcısı olarak gözüne giren mali danışman Bora, Tarık Tekelioğlu ve Tekbank hakkında yalan yanlış bilgilerle gelip, Vahi, Naz ve Ümit’i umutlandırmaya devam eder.
Vahi Bey’in evinde yaprak dökümü başlamıştır. Nakit para ihtiyacı nedeniyle arabalarını satmak zorunda kalır. Bu durumda Tarık’ın da yapacak bir işi kalmayacağı için işten ayrılması gerekmektedir. Cevat, Sami ve Suna, şoför Tarık’ın bankacı Tarık Tekelioğlu olduğunu öğrenir. Bu durumlar karşısında Tarık ne yapacaktır?

Alevin sarmaya yüz tuttuğu bir başka cephe de Sadri ve Ayşe cephesidir.

İtalya’da işler iyice arap saçına dönmüş vaziyettedir. Adı kayıplara karışan Alfonso’nun bulunması için, tam bir milyon Avro ödül verilecektir. Franceska kendisini arayan ve Alfonso’nun yerini bildiğini söyleyen biriyle görüşmek üzere İstanbul’a gelir.

ÖZET:

Bora Vahi ve Naz’ın gözüne girmenin çok iyi bir yolunu bulmuş ve arabasını satmak zorunda kalan Naz’a bir süre kullanması için kendi arabasını verir. Bu jest Tarık hariç herkesin çok hoşuna gider.

Evden kaçan Hulusi’nin nerde ve ne yaptığı bilinmiyordur sadece Berrak’ın Belgin’e en son Vahi’yi aradığını söylemesi Belgin ve Filiz’i endişelendirmeye yetmiştir. Filiz Tarık’ı arayıp kaçmasını söyler.

Bu arada Alfonso’nun İstanbul da olduğunu öğrenen Franceska nihayet gelir ve Alfonso’nun Tarık adıyla artık İstanbul da yaşadığını ve şoförlük yaptığını öğrenince çok şaşırır.