Deckard´isimli üyeden Alıntı
Kavramları karıştırmayalım, doğru analiz yapalım.
Beşiktaş birden fazla olgudan oluşan bir cemiyetin adıdır. Sporcuları, yönetimi, taraftarı çıkarırsanız, geriye tarafı olacağınız, seveceğiniz, başarılarıyla sevinip, başarısızlıklarıyla üzüleceğiniz birşey kalmaz. Kavram bir boşluğa düşer.
1902 yılında Beşiktaş yoktu, ancak onu kuranlar vardı. Bir yıl sonra, o saygın kişiler biraraya gelip bir karar aldılar ve BJK'yı kurdular. O tarihten itibaren, BJK'nın faaliyetleriyle birlikte taraftarı, sevenleri, destekleyenleri oluşmaya başladı. Şimdi gelelim, Beşiktaş'lılık duruşu kavramına. Bu kavram ne yazık ki, mevcut yönetimin profesyonellikten çok uzak tavırları sonucu değerini yitirmiştir. Yıllarca uğraşarak, üzerine titreyerek inşa ettiğiniz bu saygınlık, kendini bilmez bir kaç yöneticinin demeçleri yüzünden bir iki yılda tuzla buz olmuştur. (Bu kavramın yok oluşunda sadece bu yönetim mi sorumludur.... Suçu çok kolay başkalarına atıyoruz.... Onursal başkanımız Sayın Süleyman SEBA için zikr edilen "Ahmet dursun, SÜLEYMAN gitsin" tezahüratına bu camia ne tepki vermiştir?) (BEŞİKTAŞ'ımla ilgili "adını bile duymak istemiyorum" diye ve benim sadece BEŞİKTAŞ'ıma başkanlık yaptığı için kendisine Sayın dediğim serdar bilgili için ne yapmıştır) Biz bu durumlara ses çıkarmazken tuz buz olmamış mıdır?
Şimdi benden böyle bir amatörler mangasına destek vermemi mi bekliyorsunuz? Mümkün değil. (Ben sadece formaya olan aşkımızı anlatalım dedim.... Asla yönetime değil... Sırtımızı donerek yapılacak destek.... Yönetime olmaz herhalde... Yada futbolculara.....)
Futbolculara destek demişsiniz. Kusura bakmayın ama, adına, tarihine, şanına yakışmayan bir şekilde 8 gol yiyerek futbol tarihinin kara sayfalarına geçmiş olan bir takımın futbolcularının böyle bir desteği haketmediğini düşünüyorum. Sporda yenilmek ayıp değildir, ancak böylesine karaktersizce yenilmek, işte o duruşuyla öğünmek istediğimiz Beşiktaş'ın bilinen bütün değerlerine ihanettir. (O gece ki ruhsuzluk için tamamen haklısın.... Üzüldüğüm topçuların düştüğü durum değil ki.... BEŞİKTAŞ formasına üzüldüm ben... Hatırlayın Pascal'ı Pascal yapan maçta.... biz fark yemiştik.... Ama mücadelesine arkadaşına vurulmasına izin vermeyişine destek... )
O akşam Anfield Road'da ölüler vardı sahada. Koşmaktan, yürümekten aciz ölüler. Korkak bir taktik yüzünden mahkumiyete terkedilmiş bir Beşiktaş izledim. Esas beni üzen konu, bu 11 kişinin bu mahkumiyeti kabullenmiş halleriydi. Birbiriyle konuşmayan, hatta sahada birbiriyle kavga eden, liderden yoksun, maçın bitmesi için dua eden ruhsuzlar ordusuydu, o akşam Liverpool'da. (O akşam'a kadar klamadan sizce bizler birşeyler yapmak zorunda değilmiydik... Geç kalan ya da üzerine ölü toprağı serilenler bizlermiyiz acaba... Gerçekleri görüp zamanında müdahale etmediğimizden...)
Ben bunu kabul etmiyorum, arkadaş. 4 yılda 100 milyon dolar harcamışlar, ne bir şampiyonluk, ne de "Helal olsun Beşiktaş'a, takır takır top oynuyo" denen bir futbol var ortada. Ne zaman şöyle arkana yaslanıp, rakibini evire çevire ezen, galibiyetinden emin olduğun bir Beşiktaş seyrettin? ( Sevgili arkadaşım, sen benle birlikte bir yaşam sürmediğinden ispat etme şansım yok lakin sözüme güven çünkü ben bu yönetimdekilere benzemem.... İlk maçtan sonrada ben çevremdekilere futbolumuzu eleştşrdim... Tek güzel şey BEŞİKTAŞ taraftarıydı o gecede)
Eğer, daha iyi olacağına inanıyorsan, bazen devrim, içinde bulunduğun durumdan daha iyidir.
Şimdiki yönetimin hiç bir sözüne güvenim kalmadı, ama eğer gerçekten Sivas maçını kaybedersek gideceklerse, ben kaybetmeleri için dua edeceğim. Gitsinler ki, o örümcek bağlamış kafalarıyla şanlı Beşiktaş'ımın önünü kapatmasınlar. (Benim istediğim... Böyle bir olayla bölünmüşlük yaşamayalım... Dönelim sırtımızı yönetime, sahadakilere, ama asla BEŞİKTAŞ FORMASI'na ya da BEŞİKTAŞLI DURUŞU'na değil....) Bizimle alay etmesinler, bizim gururumuzla, haysiyetimizle oynamasınlar, başka bir şey istemiyorum! |