Deckard´isimli üyeden Alıntı
Geçmişte yazdığım konularda neden olduğunu yazmıştım. O zamandan bugüne değişen birşey olmadığı için aynı problemler devam ediyor, maalesef işten anlamayan bu yönetim iş başında olduğu müddetçe de devam edecek.
Yıldırım Demirören her fırsatta Beşiktaş'ı çok sevdiğini, onsuz yapamayacağını söylemiştir. Bu doğrudur, Demirören hakikaten Beşiktaş'lıdır. Ve parası vardır, varlıklı birisidir. Hepsi bu kadar.
Ancak kuru para ve sevgi, akıl ve zeka ile birleştirilmediği takdirde hiç bir şey ifade etmez. Etmediğide gün gibi ortada.
Başkanlığa geldiğinden beri 40'ın üzerinde oyuncu transferi gerçekleştirilip 50-60 milyon dolar para harcanmıştır, sonuç rezalettir. Bu takıma her yıl tanesi 10 milyon dolardan 1 tane 'iyi' futbolcu transfer edilmiş olsaydı, bugün 5 tane süper futbolcu artı eldeki oyuncularla kurulacak bir takım, bu ligin tozunu attırır, Avrupa'da da iyi kötü neticeler alırdı.
Yönetim bugüne kadar neleri yapamadı:
1) Demirören yönetimi, İbrahim Üzülmez'in yerine yeni bir sol bek bulamadı. Bu tarihe geçecek bir fiyaskodur. Üzülmez'in kanatına oynayan rakiplerin Beşiktaş'ı perişan ettiği arşivlerde sabittir. Kim gelirse gelsin, hiç bir güç Üzülmez'i kesemedi. Bu anlaşılır bir durum değil.
2) Demirören yönetimi, futbolun İtalya ve İspanya'dan sonra en sert oynandığı bir futbol liginde Delgado gibi narin yapılı bir oyun kurucu, forvet arkası, orta saha oyuncusu transfer ederek, transferden ve futboldan hiç anlamadıklarını göstermiştir. Delgado'nun sert bir orta-saha ve stoper karşısında pısırık kedi gibi kaçtığını geldiği günden beri dikkatle takip eden herkes bilir. (Dikkatle takip etmeyip, sadece attığı şık çalımları seyredenler süper bir yetenek olduğunu düşünerek kendini kandırır)
3) Demirören yönetimi, göreve geldiği günden beri PAF takımına gerektiği önemi vermemiştir. PAF takımı kimi zaman antreman yapacak yer bile bulamamıştır. Yetenek yetiştiren bir kaynaktan, "Saldım çayıra, mevlam kayıra" bir hale gelmiştir. Öz kaynaklarından faydalanmayan kulüpler, çok ama çok para bulmak zorundadırlar. Beşiktaş kulübünün, basiretsiz yönetim yüzünden içine düştüğü mali darboğaz, PAF takımına çok daha önem vermesini gerektirirdi. Ama yapılmadı.
4) Her başlayan sezon, şampiyonluğun en büyük adayı olunduğu şeklinde beyanatlarla taraftarda yüksek beklenti yaratıldı, ancak futbolda başarı kadar, başarısızlığında olabileceği göz ardı edildi. Alınan bir iki mağlubiyette taraftar homurdanmaya, bir sonraki mağlubiyette ise herkesi istifaya davet etmeye başladı.
5) Yukarıda arkadaşlardan birisi takımda yıldız futbolcu olmadığını söylemiş. Sicili Beşiktaş kadar lekeli bir kulübe, zaten Türkiye'ye gelmeye gönlü olmayan Avrupa'lı hiç bir yıldızı getiremezsiniz. Futbolcu olsanız, son 5-6 yıl içinde ayrıldıkları neredeyse herkesle mahkemelik olup, tazminat ödemeye mahkum olmuş bir kulübe mi gitmek istersin, yoksa her ay paranı tıkır tıkır aldığın bir kulübe mi gitmek istersin? (Parası ödenmediği için kaçan basketbolcuları, Del Bosque'yi vs. hatırlatmak isterim.)
Kabul edelim, Beşiktaş kulübü son 5 yıl içerisinde tarihinde olmadığı kadar kötü yönetilmiş ve bir borç batağına sokulmuştur. Ne FB'nin Fenerium'u gibi para basan bir mağaza zinciri, ne de yılda 30.000 adedin üzerinde kombine satılan bir stadı vardır. Bunlara ek olarak işten anlamayan bir yönetim, Beşiktaş'ı bugünlere getirmiştir.
Bundan sonra yapılacak çok bir şey yok. Ucuza iyi oyuncular bulunmalı (örnek olarak Metalist'teki zenci oyuncular gibi) ve eldeki işe yaramayan ıskartları bir an önce elden çıkarılmalıdır. |