![]() |
Tabu Bir kulubun buyuk olma sebebi herkeze gore degi******,gorecelidir. Bana gore Turkiyedeki buyuk kuluplerin buyukluk sebebi ulke sinirlarina yayilmis,her tarafta varolan taraftarlaridir. Ama buyuk olmayi saglayan bu etkenin yani taraftarin kulup icinde soz sahibi olabilmesi icin ben Besiktasliyim demekten ote yapmasi gerekenler vardir. Donup kendimize bir bakalim.Besiktas bizim diye nara atmayi hakkediyormuyuz? Bunu hakketmenin gerekleri neler ve biz bu gereklilikleri yerine getiriyormuyuz? Bize cok aci verecek bir ornekle baslayalim.Fener taraftarinin katkisi kadar kulube katkimiz varmi?Mallesef yok.Kartalpencesinin satislari feneriumun uzerindemi.Maalesef hayir.Maclara gelen biletli taraftar onlardan cokmu?Degil. Taraftar olarak desibel rekoru kirmak,biletsiz maca girmek,karaborsa vilet satmak,kavga etmek,kufur etmek,birkac klise sozun arkasina siginip kendimizi tabu olarak gostermek,Bir trubun lideri yaratip soyledigi herseye sorgulamadan kafa sallamak mi Buyuk Besiktas taraftarligi?Bunlarin kendi reklamimizi yapmak disinda ne faydasini gorduk? Bunlari yaptik diyemi kulubun sahibiyiz diye boburleniyoruz? Besiktas taraftari teriminin yerine Carsi terimini kullanmak,Carsinin elestirilmesine tahammul edemeyip Carsiya son vermek ama bir kac rant sahibinin rahati bozulmasin diye U donusu yapmakmi bizi BJK nin sahibi kilan? En ilgincide bunun tabu yapilip,bunu elestirenlerin hain ilan edilmesi. Demiroreni indirmek icin tek legal yol olan kongre uyeligini kacimiz dusunuyoruz?Bir kac maca gitmeyip kendimizi tatmin etmeyerek biriken mac paralarini kongre uyesi olmak icin yatirmak nicin isimize gelmiyor?Cunku biz Besiktasi degil kendimizi dusunuyoruz. Aksini soyleyenlere cevap hazir. Sevinmek icin sevmedik. Sevsinler... Yapmayin ya.Bu kulubun futbol takimi sevinmek icin gerekli o basarilari kazanmasa buyuklugumuzden bahsedip,su an BJK yi tutarmiydik? Yada Besiktaslilik durusu.Hele Sebadan onceki baskanlardan 3unu sayamayacak,BJK tarihinden bihaber insanlar bu durustan bahsetmiyormu,komik duruma dusuyoruz. Serdar Bilgili kapaliya zam yapti diye onu yollayip Demiroren Canavarini biz yaratmadikmi? <Ben Besiktasin iyiligi icin acikta otururum> diyerek fedakarlik yapmak yerine kendimizi dusunmedikmi?Demirorenin taraftara hos gelecek vaadlerine karsilik <Yildirim Demiroren Oleyy> tezahuratlarini biz yapmadikmi? Seba gibi bir efsaneyi kulupten bilet alamayan bir kac kisinin gazina gelerek gondermedikmi? Iyiki kulubun sahibi biz degiliz.Biz olsak coktan batirmistik. Bugune kadar olanlar bi tarafa simdide protesto seklini tartisiyoruz.Demiroreni nasil gonderelim.Vidi vidi.Bu vidi vidiyi bende yaptim.Ama soyle sakin kafayla dusununce bizim Besiktasi degil kendimizi dusundugumuzu anladim.Demiroren nekadar koltugunu dusunuyorsa bizde kendimizi dusunuyoruz.Sahis olarak belki dusunmuyoruz.Ama bir kac rantcinin pesinden giderek bunu yapiyoruz. Arkadaslar kimse kusura bakmasin,biraz agir yazdim.Biz kulube bugune kadar ne verdikte karsiliginda bazi haklar bekliyoruz?Herkez bunu sorgulamali. |
Eline sağlık abi güzel yazı yazmışsın. Biz dahil herkesin önce şapkayı önüne koyarak oturup düşünmsi gerekiyor. |
Beşiktaş Neredeyse Artik Sadece Taraftarı ile Anılıyor. İlk defa Yönetimi değilde , Taraftarı Eleştiren Bir yazı görebildim. Gerçekten de Beşiktaş TARAFTARINI Açıklayan bir yazı olmuş. Herkes yorum yapıyor , herkes bildiğini söylüyor ama.Bildiklerimiz yanıldıklarımıza yetmiyormuş gibi. |
Alıntı:
Son seçimde de gördük zaten.. |
Abi öncelikle emeğine sağlık. Gerçekten çok cahilliğimiz var ama bu cahillik rantçılık,fırsatçılık olarak zarar vermedi kulube. Senin benim gibi birine haddinden fazla anlamlar yükleyerek önder ettik.(Benim asla önderim olamaz ben forumlarda yazdığı için kullandım) Otur denildi oturduk kalk denildi kalktık. Protesto edilecek denildi yapıldı susun denildi susuldu.Yanlış anlasılmasın ama uzakta oturan veya trıbune gelemeyen kardeslerımız bu ısımlerı gözlerinde çok buyuttuğunden soylenenleri kayıtsız sartsız kabul eder oldu. Yani biz hep birilerine bağımlı kaldık. 1-2 sene trıbünde olan adam bu gerçekleri zaten görüyor. |
Gökhan'cım zaten sen ve senin gibi ,eğitimli bilgili kardeşlerimi ,yukarıdaki tanımlamalardan ayrı tuttuğumu beni tanıyan biri olarak anlamışsındır..o trübünler hepimizindir..ve "ÇARŞI" o gerçek Beşiktaşlıların yarattığı sinerjinin ortak adıdır..Onun için Çarşıyı;sen, ben ve diğer gerçek Beşiktaşlı arkadaşlarım sonuna kadar devam ettireceğiz ve çocuklarımıza soyut bir olgu olarak teslim edeceğiz....Çarşı kimse den bize miras değildir ama bizim çocuklarımıza borcumuzdur..çünkü çarşı sadece bir futbol taraftarlığı değil ,sözden ötede öz'e dayanan bir yaşam biçimidir.. |
Çok güzel ve çarpıcı bir yazı olmuş. Çarşı nın kendi iç dinamikleri ve beşiktaş yönetiminin aslında benzeştiği noktaları çok güzel belirtmişsiniz. Beşiktaş tribünlerinin de başında görülen isimlerden bazıları da Demirören gibi gerektiğinde kendi çıkarları adına bu klübün özdeğerlerini sömürmekten çekinmemiştir. Nasıl Demirören şiddte başvurarak yükselen sesleri susturmak istemişse Çarşı ya karşı böyle bir hareketlenme olduğunda da aynı şey yapılmıştır tribünlerde. Ama Çarşı zaten bu tribünün lideri olduğu için büyük abi küçük kardeşi döver de sever de mantığıyla buna karşı çıkılmamıştır. Tabii ki Çarşı nın her taraftarın içindeki ruhu tetiklemekten öte ulaştığı bazı yerler vardır ki bunlar bazı bireylerin oklarının ucunda Beşiktaş ın ruhunu acıtmaktadır. Çarşı nın Türkiye de Beşiktaş taraftarındaki simgesel öneminden başka Beşiktaş bünyesinde bir ağırlığı vardır ve bu sorumluluk gerçek anlamda o grubun başındakilere fazla gelmiş olacak ki halkın görmek istediği yerden çok uzakta bir duruş sergilemişlerdir. Bu duruş Beşiktaş lılık duruşu mu asi bir duruş mu bilemeyiz ama o duruşun bu geldiğimiz noktada etkisi büyük bu kesin. Gereksiz zamanlarda gereksiz işler yaparak göz boyamayla, Türk halkının duygusal yanlarına dokunarak bu taraftarı sömürü operasyonuna suç ortağı olarak bir çok isim de bu seçimle artık samimiyetini kaybetme noktasına gelmiştir. Bir klübü gerçekten büyük yapan o klübün bu ülkeye mâl olduğunun göstergesi taraftarıdır. O taraftar ki arkadaşımızın dediği gibi Beşiktaş ın geldiği durumu ve bu durumda durması gereken yeri bakması gereken yüzleri dinlemesi gereken sözleri ayırt edemezse bu klübün kurtulması için ortada bir çözüm yolu kalmaz. Sevinmek için sevmedik diyoruz haklıyız ama neden sevdik ve nasıl sevdik sevdiğimiz uğruna gerçekten neler yaptık, nelerden vazgeçtik onu zor durumda gördüğümüzde nelerden fedakarlık yaptık bunları bilemiyoruz en fazla kitap cümleleri arkasına saklanıp biz böyle böyle taraftarız diyerek edebiyat parçalıyoruz ama maça gitmekten forma almaktan öte (ki onları da diğer klüp taraftarlarından iyi yaptığımız söylenemez) bu kulübü hayatımızda koyduğumuz yeri keskin çizgilerle asla belirtemiyoruz. Sevmekten önemlisi sevdiğini gösterebilme şeklidir. Biz bunu romantik anlamda yaşasak da sevdiğine sahip olma anlamında yani asıl sevdanın realite kısmını çok yaşayabildiğimiz söylenemez açıkçası. Herkezden önce kendimize bakmamız lazım bu kesinlikle böyle biline. Biz görevimizi en doğru şekilde yapsaydık olaylar asla bu noktaya da gelmezdi sahipsiz bırakırsak bu klübü elbette ki birileri de ona sahip çıkacaktır. Bu ülkenin en büyük değerlerinden birinden bahsediyoruz. Artık hepimizin bunun bilinciyle hareket etmesi gerekiyor. |
Acikcasi bu konuyu acarken cok elestirilecegimi benim gibi dusunenlerin azinlikta oldugunu dusunuyordum.Olumsuz bir yazi olmamasina sasirdim.Ama yinede sessiz cogunluguz diyemem.Ayni rezaletlerin bundan sonrada yasanacagi kanisindayim. Su an yurt disinda yasadigimdan maclara gidemiyorum.Fakat 90-02 yillari arasinda mac kacirmadim diyebilirim.Ozamanlar yasananlar dun gibi aklimda.Kalkavan gibi duayen ilan edilenlerin yonetime alinmadiklarinda gelecege yatirim icin taraftara akittiklarina gozumle sahit oldum.Bugun siirler yazan,edebi agizlarla taraftara entellektuel havasi veren trubun liderlerinin hangi degerleri Besiktas sevgisinin uzerinde tuttuklarini bilecek kadarda tecrube sahibiyim. Benim uzuntum 17-25 arasi tecrubesiz Besiktali genclerin bu duzeni gorememeleri ve populerligin altinda ezilerek ne yaptiklarini bilmeksizin kulubun sahibi biziz,en buyuk taraftar kisveleri altinda kandirilmalari. Artik gercekleri anlatmanin zamani geldi.Cunku simdi anlatamazsak cok gec olacak. Acin gozlerinizi bakmayin SASI. |
Sevgili Emre ve Gökhan.. arşivleri incelediğinizde daha önce defalarca ,Demirören in lider olamayacağını,olamadığını ancak kurallar gereği başkan olduğunu yazmıştım..Başkan bir icra grubunun şefi anlamına geldiği için "benim başkanım değil " sözünün ;taraftarın icra görevi olmadığından dolayı bir şey ifade etmediğini yazmıştım..ama "benim liderim değil sözüne" katılıyorum ve de aynı duyguları sizinle paylaşıyorum.. Gelelim dayak olayına.. O trübünlerdeki dayak olayı bu yıl başlamadı sevgili kardeşlerim..o trübünlerdeki dayak olayı ,90 lı yıllarda kalkavan ile başlayan bedava bilet rezaletleri sonucunda trübünlere musallat olan 3-5 yüz asalakla başladı..90 lı yılların sonunda ,Seba'ya koro halinde küfür edip etmeyenlerin çoluk çocuk hastanelik edilmesi ile başladı ki o serserilerin arasında bugün kapalı trübüne gelen en az 150- 200 kişi var.. sizler henüz maçlara gelmezden önce o serseriler maçtan 15 dak. önce kapalıya gelip kendilerine yer vermeyenleri sille tokat dövmesi ile başladı dayak olayları..trübünlerdeki pislik ;istanbulun yankesici çetelerine ,o bedavacı asalaklar tarafından menfaat karşılığı giriş izni verilmesi ile başladı ki bu çetecilerden birinin avukatı benim eşimdi.. o zamanlar kimse onun günahı var bunun yok demeden trübünlerde adam dövülürken ses çıkarmadı,bugün aynı muamele kendilerine dönünce mart kedisi gibi cıyaklıyorlar..Kimse benim ne günahım var ki dayak yedim dememeli ..benim de ,yanımdaki çocuğumun da günahı yoktu ama dövüldük.. Sevgili Emre ,sevgili Gökhan..yazdıklarımda kesinlikle ikinizi ayrı tutuyorum..ikiniz de benim kardeşlerimsiniz..ama o trübünlerdeki kirlilik 6 ay önce başlamadı en az 15 yıllık bir meseledir bu ve kesinlikle kökünden temizlenerek o trübünler,gerçek futbolseverlerin ve gerçek sporseverlerin olmalıdır..Bugün Demirören'in yaptığını söylediğiniz dayak eylemini o trübünler yıllar önce zaten yapıyorlardı..bu yüzden trübünlerden uzaklaşan binlerce Beşiktaş'lı var inanın.. Bu yazıyı sizleri ikna etmek için yazmıyorum çünkü bu benim haddim değil..ben sadece bir dönemin,sizin içinde olmadığınız bir dönemin resmini çizdim.. Sonuç olarak...tekrar tekrar yazıyorum..kuvvetler ayrılığı ilkesinin geçerli olduğu demokratik ortamlarda kulüpleri de bundan ayrı tutamayız..taraftarın yönetimlerle drekt alakası olmaz olmamalı..kimse kendine durumdan gereksiz vazife çıkarmamalı..Hele ki "bu kulübün sahibiyiz" masalı artık bırakılmalı..kulüplerin sahibi olmaz..yöneteni olur ki bunun da kuralları ve seçeni TC.Anayasasının kuralları gereği belirlenir.. Yönetimi benimsemeyelim gidelim takıma zarar verelim düşüncesi (gene sizleri tenzih ediyorum) bana göre 3.dünya zihniyetidir..herkese zarar verir.. İkinizin de gözlerinden öperim kardeşlerim... |
Alıntı:
|
Alıntı:
Bazı gerçeklerin tam olarak (hissedilmesi ama) bilinenemesi bugün özellikle yeni nesil Beşiktaşlıların yanlış "liderlerin" peşinden koşmasına sebep oluyor. Bugün Beşiktaş tribünlerindeki en hafif olaydır "dayak". Ne ticaretler! dönüyor ama söyleyemiyoruz, söylemiyoruz. |
İrfan abim Emre'de bende seni inan abimiz gibi seviyoruz. Daha önce yüz yüze de yapmış olduğumuz sohbetlerde anlattın bizlerde üzülerek dinledik yaşanan olayları. Ben Beşiktaşıma asla küsemem. Yazdıklarımız yanlış anlaşılmasın ben samimiyetine güvenmediğim insanların fazla olduğu bir seçimden galip gelen vatandaşın benim başkanım olamayacağını yazıyorum. Benim için başkan kelimesi Denizlispor karşılaşması ile rafa kalkmıştı. Sizlerin yıllar evvel yaşadığı bu üzücü olay seneler sonra bizlerin başına geldi. Ancak sizlerin yaşadığı üzücü olayın kaynağı rantçılık ve fırsatçılıktı anladığım kadarıyla. Dönemin kulüp başkanının özellikle gidin bunları dövün diye emir verdiğini ya da seref tribününden ayağa kalkarak bulunduğunuz bölüme salyaları aka aka küfür ettiğini düşünmüyorum. Bizim yaşadığımız olayın kaynağında rant değil kişisel ego yatıyor İrfan abim. Bizlere sırf kendisine yeter dedik diye dayaklar atıldı, küfürler edildi. Kişi övgüye ne kadar açıkca eleştiriye de o kadar açık olmalıdır. Çünkü insanı doğru yola götüren yapılan sağlıklı eleştirilerdir. Benim tepkim kongre üyelerine, benim tepkim camianın sözde büyüklerine, benim tepkim tribündeki binlerce gencin ağzının içine baktığı isme yoksa ben ve burada ki hiçbir arkadaşım Beşiktaşa asla küsmez küsemez. Maça gitmeyelim, resmi ürün almayalım, tezahürat yapmayalımın amacı artık ben Beşiktaşı tutmuyorum değil. Amaç Beşiktaşımıza zarar verenlere bizler olmadan aslında bir hiç olduklarını anlatmak. Yoksa benim seçilen vatandaşı başkan olarak görmemem benim Beşiktaşlılığımı ne azaltır ne de arttırır. Çünkü abi sende biliyorsun bizim siyah-beyaz sevdamızı kişiye değil renklere ve aşkımızı onların geçici Beşiktaş ve Beşiktaşlılığın baki olacağını. Saygıyla ellerinden öpüyorum kaptan. |
Alıntı:
Güzel kardeşim burada böyle konuşarak bizleri de zan altında bırakma. Yok banlanırım böyle bir yazı yazarsam yok secaret edemedim. Biz kimsenin duygularına pranga vuramayız. Yazmak istediklerini forum kurallarına uyduğun sürece yazabilirsin. Kimse banlamaz seni merak etme |
Alıntı:
Yönetimi tabi ki kabulleneceğiz ama demokrasilerde kuvvet ayrılığı ilkesi olduğu gibi muhalefet etme ve yasal yollardan hakkını aramak gibi temel kavramlar da yer alır ki fikir belirtme özgürlüğünün en temelinde yer alan şey karşıt görüş bildirebilme özgürlüğüdür. Nasıl ki halkların devletlere eylem yapma özgürlüğü varsa taraftarın da yönetime yapma durumu olabilir. Sonuçta demokrasi demek halkın çoğunluğunun kararının başa geçmesi azınlığın da onlara karşı muhalefet edebilmesi demektir. Demokrasi ne başa geçene tam anlamıyla bir domine etme gücü tanır ne de karşısındakine şiddet ve zorbalığı tanır. Zaten protesto etmek de kabullenmenin bir şeklidir karşındakini muhatap olarak aldığın için protesto edersin sonuçta. Bence insanların seslerini duyurma özgürlüklerine karşı çıkılmamalı ama tabi bunun belirli kıstasları var senin dediğin gibi abicim. Öncelikle bu tepkiler tribün dışına çıkarılıp takıma bu stres yansıtılmamalı takımı destekle yönetime isyan karıştırılmamalı küfüre şiddete başvurulmamalı bu amac başka kirli amaçlara hizmet etmemeli. Kuvvetler ayrı da olsa Beşiktaş çatısı altında bir bütündür. Bir kuvvetin diğer kuvveti başka kuvvetler yardımıyla ezmesi gibi bir durum asla demokraside var olamaz. Böyle bir durum olursa veya o kuvvet başka amaçlar uğruna yanlış şekilde kullanılırsa karşı kuvvet kendi özgürlük sınırları içinde sesini yükseltmelidir demokratik bir ortam sadece seçimden oluşmaz bence sonrasında da devam etmelidir. Zaten bu yüzden devletlerde seçimlerde muhalefet bulunur muhalefet olmadan demokrasi olmaz. Saygılarla abicim bunlar da benim düşüncelerim. |
teşekkürler arkadaşım, teşekkürler sağduyulu tüm arkadaşlarım, işte bunların konuşulması gerekiyor artık, birkaç tribün lideri olarak ortalıkta yıllardır dolaşan asalakların takkelerinin öne düşmesiyle daha doğrusu düşürülmesiyle değişecektir tribün yapısı, bunun için de eğitimli kişlerin mantaliteleri tribünlere yayılmalı, kendilerine sözüm ona yazdıkları üsturuplu şiirlerle yazılarla entellektüel havası veren rantçı amigoların değil...bizler bir şey söylerken yaparken önce düşünen planlayan kafalarımızda tartan kişiler olarak bu mantaliteyi bir çığ gibi büyütmeliyiz, bu kişileri tanrılaştıran düşünme yetileri adeta alınmış kişiler değildir o tribünlerin sahipleri, her biri kendi savını savunabilecek hür iradeye sahip ne dediğini ne yaptığını bilebilen kişilerdir, artık bunlar görülmeli... kendi popolarının rahatlarını düşündükleri için çevresindeki düşüncesi esir alınmış kişiler de örgütlenerek son zamanların en ideal yönetimi olan bilgili ve ekibi küfürle gönderildi, kendi rahatlarının bozulacağını anlamaları bu ve bunun gibi hareketlerin vuku bulmasına yeterli hale geldi, ve ne yazık ki tüm bjk taraftarının ortak düşüncesiymiş gibi lanse edildi zamanla bunlar, her zaman söyledim yine söylüyorum: tribündeki zihniyetle benim zihniyetim parelellik taşımıyor uzun süredir, böyle giderse de taşımayacak gibi görünüyor, taa ki özgür ve ne dediğini ve ne yaptığını bilen ve saygın bir tribün yapısına kavuşana dek... |
yillardir bu olaylari yaza yaza bir hal olduk gun oldu hain olduk gun oldu bilgisiz olduk gun olduk cahil olduk hatta bikere kufur bile yedik ama bugun boyle seylerin konusulmaya baslamasi guzel nihayet biraz kafalarimiz basmaya basladi sanirim en azindan bu konuda her kelimesine katinilacak bir yazi yazilmasida guzel taraftar klubun sahibidir ancak bunun icin taraftarinda klubun icine girmesi lazimdir klubu sahiplenmesi lazimdir cogu kardesimiz taraftarligi gidip 90 dakika bogaz patlatmak ertesi gun gazetelerden internetten takimi takip etmekten ibaret saniyor besiktas taraftar formasindan 1 tane bile almayip gidip carsi yazili seyler aliyor kim kazaniyor bunu kartal yuvasi magazasinin yaninda alenin arkadaslari carsi urunleri satiyor hangi besiktasli gercek besiktasli boyle birseye musade edebilir bazi seylerin neden dondugunu iyi anlamak lazim |
sana sonuna kadar katılıyorum kardesım ama yd ye kızmamın seebı besıktasımıza vermedıklerı degıl onu bu hale bızım getırmıs olmamızdı ve buda onu cok ıyı degerlendır dı sen haklısın bu takımı yıldırım ıcın sevmedık kı onun ıcın soguyalım sana katılıyorum |
Türkiye`de Saat: 17:48 . |
Powered by: vBulletin Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2