![]() |
Topun Çizgiyi Geçmesi: Sistem ve Tarih Üzerine Bu başlıkta yazacaklarım aynanın diğer yüzünü görmek içindir. Bir Mustafa Denizli eleştirisi olarak düşünülmemelidir. Son Sivas maçından akılda kalacak tek güzel şey Denizli'ye verilen mesaj ve sonrasındaki duygu yoğunluğudur kanaatimce. Büyük camiaların çalkantıları da büyük olur. İsyanlar, protestolar, suçlamalar ve önerilerin ardı arkası bitmiyor. Doğal olarak bunların olması bekleniyordu. Zaten olmazsa bir problem var demektir. Zira İsviçre Alpleri'nde yaşamıyoruz. Son günlerdeki kara tabloyu bir kenara bırakıp biraz soluklanalım, öfke katsayımız biraz dinlensin ve birazcık da durum tespiti yapalım. Rezilliklerle dolu FB maçı öncesini bir hatırlayalım. Sonrasını yazmaya zaten gerek yok. Maç öncesinde Uğur Meleke'nin yazısını okumuştum. Tekrar bakmakta fayda var. http://www.milliyet.com.tr/bir-devam-fi ... efault.htm Her iki takımın istatistikleri genel kanının aksine farklı şeyler söylüyor. "İstatistikleri anlatacağınız konu hakkında istediğiniz gibi eğip bükebilirsiniz" şeklindeki görüşü bir tarafa bırakıyorum. İlk tabloya bakıldığında Beşiktaşımızın 29 maçta 154 gol pozisyonuna girip 39 gol attığı, FB'nin ise 168 pozisyondan 53'ünü gole çevirdiği anlaşılıyor. (Hükmen Ankaraspor maçları dahil) Bu sene oynadığımız futboldan memnun değiliz bunda herkes hemfikir. Üstelik defansif kurgu nedeniyle "korkak futbol" oynandığı şeklinde genel kabul görmüş bir kanaat var. Buna rağmen 29 maçta 154 gol pozisyonu üretilmiş. Yani maç başına 5,3 gol pozisyonu. Ben defansif futbolu savunuyor filan değilim. Ama şunu söylemekte fayda var. Defansif futbolla üretilen 154 gol pozisyonu, ofansif futbola geçildiğinde 300 seviyesine ulaşmayacak. Ki puan olarak istediği noktaya gelmiş ve "korkak futbol" oynamakla asla suçlanmayan FB'nin derbi öncesindeki gol pozisyonu sayısı 168. Diğer bir deyişle maç başına ortalama 5,8. Bir başka deyişle bize göre FB maç başına sadece 0,5 (yazıyla yarım) pozisyon fazla üretebilmiş. Medyanın beyin yıkamasının ve genel kanının aksine esas sorun pozisyon üretememekte değil, üretilen pozisyonların gole dönüşmemesinde yatıyor. Üretilen gol pozisyonlarının gole dönüşme oranı (buna gol atma verimliliği de diyebiliriz) Beşiktaşımızda %25,3 iken, FB'nin oranı %31,5'e denk geliyor. Bir başka deyişle Beşiktaş 4 pozisyondan birini gole çevirebilirken, FB 3 pozisyondan birini golle sonuçlandırmış. Hükmen Ankaraspor maçlarını çıkardığımızda görüntü daha da vahimleşiyor. Bu durumda gol atma verimliliği Beşiktaşımızda %21,4'e FB'de de %28'e gerilemekte. Yani yaklaşık olarak Beşiktaş bulduğu 5 pozisyondan anca birini gol sevinci olarak yaşayabilmişken; FB 3,5 pozisyondan birini gole çevirmiş. Böyle bir durumda hakem facialarını ve sergilenen bütün rezillikleri de düşünecek olursak hiçbirimizin beğenmediği bu oyun sistemi kendine düşen görevi yapmış oluyor. Bir başka deyişle Denizli'nin bu seneki sistemi veya sistemsizliği oyuna etki edecek en önemli unsur olan gol pozisyonlarını yeterince ve fazlasıyla üretmiştir. Futbol olarak birşey oynamayan FB 8 maçtır gol yemezken "korkak futbol" oynuyor diye eleştirilmez, benim takımım sistemli bir şekilde doğranırken üzerine yüklenilir. Üstelik bu kadar gol pozisyonunu bu defansif kadro üretmişken... Açık futbol oynayan, transfer şampiyonu ve Rijkaard'lı GS ise puantaj olarak bizden sadece 3 puan öndedir Beşiktaş'a yönelik bu kadar hakem katliamına rağmen. Oynanan oyunun tadı tuzu farklı bir konudur. Bulduğun 5 pozisyondan sadece birini gole çevirip dördünü dışarı atarsan yapacak birşey kalmıyor. Bu nedenle topu kaleye sokmayı becerebilen bir forvetimiz olmadığı sürece defansif de oynasan, ofansif de oynasan birşey fark etmeyecek. Şimdi buradan hem benzer hem de farklı bir düzleme geçmek istiyorum. Ofansif futbol ve gol krallığı... İsterseniz futbol ligimizin gol krallarına şöylece bir göz atalım. http://tr.wikipedia.org/wiki/Turkcell_S ... llar.C4.B1 Yaklaşık 50 küsur senelik ligde Beşiktaş sadece 3 kez (yazıyla üç) gol kralı çıkartabilmiş. Buna karşın ezeli rakiplerimiz FB ve GS 14'er kez gol kralı çıkartmışlar. 50 küsur yılın geneline baktığımızda bu durumu Beşiktaşımızın bir eksikliği olarak değerlendiremeyiz. "Şenol Birol Gol" tezahüratından sonra Şenol'lar Birol'lar gider ama "Sanlı Sarıalioğlu"lar gelir şampiyon oluruz. "Metin Ali Feyyaz" üzerine besteler yaparız ama Atom Karınca Rıza'yı, Şifo Mehmet'i, Zeki'yi, Ulvi'yi, Kadir'i, Gökhan'ı, Recep'i, Şenol'u onlardan ayırmayız. Bizim futbol yapımız, anlayışımız ve gerçeğimiz budur: Başarıya takım olarak ulaşmak ve başarıyı takım olarak paylaşmak.. Aynısı tersi durum için de geçerlidir. 100. yıl şampiyonluğundan sonra zincirin eksik halkası ise santrfor ve forvet hattı olmuştur. Gol kralı olacak futbolcu değil, topu öyle veya böyle kaleye sokabilecek golcüdür eksikliğini hissettiğimiz. Avrupa arenasında başarılı olmak içinse bir adım ilerisini düşünmek gerekir. Başlıkta da dediğim gibi sonuç itibarıyla ne olursa olsun topun çizgiyi geçmesi gerekiyor bir şekilde.http://adtext.adnet.com.tr/counthigh...,25665,100986) |
Bu istatistik diyor ki sorun Denizli'nin oynattığı sistemde değil sorun gol vuruşunda ki beceriksizliğimizden kaynaklanıyor. Şimdi bunun üzerine iyi de kadroyu hoca kurdu ileri uçta bir sorun varsa futbolcu kadar hoca da sorumlu değilmidir diye bir soruda geliyor insanın aklına. Kim ne derse desin Mustafa Denizli inanılmaz şanssız bir sezon geçirmiştir. Takımda sezon boyunca bir maçta forvet oynayabilecek oyuncu sayısı 2'yi geçmemiştir. Ya sakatlık oldu ya da inanılmaz bir form düşüklüğü oldu. Sezon başını hatırlayın inanılmaz pozisyonlara giriyoruz ancak gol atamıyoruz. Tabi ki 90 dk boyunca 1 tane pozisyona girdiğimiz maçlarıda hatırlıyorum. Ancak istatistikler de benim düşüncelerimi doğrular nitelikte. Sistemden ziyade kadromuzun zayıf olması bu seneki tablonun sonucudur. |
Alıntı:
|
Alıntı:
|
Alıntı:
|
Alıntı:
|
Alıntı:
|
Alıntı:
|
Denizli defansif oynatiyor elestirilerine bende katilmiyorum.Eldeki kadroyla bundan baska oyun oynanamaz.Ama eldeki kadroyu kuran yada kurulmasina ses cikartmayanda Denizli. Simdi yaziya gore verilen istatislikte girdigimiz pozisyon adedi var.Yeterli pozisyon buldugumuz ve rakiplerle bu alanda basabas oldugumuz soylenmis.Eger kiyasi FB-GS ye gore yapacaksak bir sey demem.Ama onlarda bu konuda yeterli degil. Verilen rakamlarda pozisyonun istatislige eklenmesi icin kriter ne??Yani 30 m.den cekilen sut pozisyondan sayiliyormu? Sene icinde bulup kacirdigimiz pozisyonlara ve attigimiz gollere bakalim. Kanat organizasyonu yaparak ceza alanina ortalardan kafayla buldugumuz gol yok denecek kadar az.Attigimiz goller genellikler cezaalani icinde git gel yapan toplara karambolden yapilan vuruslarla.Yani organize atak,kanat organizasyonu,kontra atak gibi bizi gole goturecek etkenler uygulanamamis. Duran top organizasyonlari hic yapilamamis.Uzaktan isabetli sut ceken ayaklarimiz yok.Kanatlarda oynayan Holosko,Serdar,Yusuf gibi oyuncular cok sik iceri girerek esas gorevlerinde uzaklasiyor. Birde Bobo etkeni var.Ilerde top tutma ve pres gibi ozellikleri olmadigi icin ekstra pozisyon uretemiyoruz. Ozetle ayni hucumcularla devam edersek ayni sorunlari yasariz. |
Alıntı:
|
Alıntı:
|
arkadasim istatislikleri yazmissin bilmiyorum dogrumu yalnismi ama ben birsey soracagim . tamam diyelimki denizli sistemi süper senin dedigin gibi ama en son mutlaka kazanmamiz gereken fb macinda 2. dakikada geri düsmemize ragmen tek gol umudu holoskoyu 85. dakikada oyuna almasinin aciklamasinida istiyorum benim aklim almiyor bu olayi...tmm holosko formsuz olabilir ama sen kazanmak icin herseyi yapman lazim antalyaspor kasimpasa gibi takimlar bile bazen 3 forvete dönüyor geriye düsdükleri macta...bana kimse denizlinin iyi bir td oldugunu anlatamaz zaten iyi olsaydi 2. ligteki takimi 3. lige düsürmez , iranlarda sürünmez avrupada 0 puan cekmez ( 70 yasina gelmis avrupada bir basarisi yok) ve parasiz kaldiginda ligtv de sunuculuk yapmaz iyi bir t.d....yada baska birilerinin kurdugu kadroyla sampiyon olmus birisine ben iyi t.d. diyemem gs ve bjk yi sampiyon yapti ama kendi kurdugu kadrolarla degil, fb yide o sezon kim olsa sampiyon yapardi okadar hakem ve fenerasyon destegiyle...kendi kurdugu kadrolari hep 2. senelerinde gördük...iddaa ediyorum eger gercekten denizli seneye besiktasin basinda kalsin ilk 6 ya girmemiz cok büyük basari olur... |
bu isin nobre, holoskoyla olmayacagini hep beraber gördük, bobo tek basina yetmiyor, iyi bir golcü kesinlikle lazim |
Mesele ağır ve zorlu Herkezin görüşü kendince haklı keza Ferres arkadaşın dedikleride en az Tekin arkadaşın istatiki bilgileri kadar isabetli bence.Gelelim konuya konu derin ve zorlu en başta yönetimin büyük hatası oldu dereyi görmeden paçaları sıvadılar zannettilerki deha Hocamız Ankaragücü-Trabzon-Fb maçlarından bu sezonun geçen yarısı gibi üçte üç yapıp Bursa'ya rakip olacak sandılar ama malumunuz tam tersi olunca ki bunun sinyali Kasımpaşa beraberliği ile gelmişti anlamadılar heyecanlanıp tarih tekerrürden ibarettir geçen sezon tekrar olucaktır sandı yönetim ama yanıldı sonuç şu an itibarıyla dördüncülük hal böyle olunca yönetim tükürdüğünü yalayacak cesareti olmadığı için istikrar adı altına sığınıp Mustafa Hoca ve çok tartışılacak bazı yerli futbolcular ile nikah tazelendi lig bitmeden tazelenen nikah hem teknik kadronun hem futbolcuların bence gevşemesine yol açtı bunlara İbrahim Toraman ve Üzülmez'i katmıyorum tabiki.Atılan imzaların verdiği rahatlık ve aşırı özgüven takım içinde imza atmayı bekleyen futbolcuları haliyle derinden etkileyip lig'in en son haftalarında huzursuzluğa yolaçtı.Başkan'ın Revna Hanım'ı mazeret edip İnönü stadına gelmemesi yönetimi gerdi düşünsenize takım potada ama ortada Başkan yok diğer yandan Fb'ye bakıyorsunuz beğenmediğimiz Aziz Yıldırım Kadıköy'deki maçlarda soyunma odalarına kadar inip futbolcusuna moral vermesinden tutunda Hakemlere baskı yapmasına kadar herşeye burnunu sokar hale gelmiş takımıyla ama doğru ama yanlış bütünleşmişken bizim Başkanımız nerede?Bu zamanlarda futbol takımın yalnız bırakacaksa neden bir daha aday olduda seçildi? Bütün bunlar birbirine eklenince bence Mustafa Hoca'nın oynattığı sistem ve futbolcu tercihleri sezon değerlendirmesi kapsamında en son sıraya düşüyor kaldıki elindeki malzeme belli fakat ne olursa olsun bu sezon başı zorla imzayı atıp hatır için BJK'Yİ çalıştıran Mustafa Hoca ile bu sezon ve önümüzdeki sezon tekrar çalışmak hata olur buna istikrar kisvesi altında yönetimin kendini savunması bana çok komik geliyor madem bu kadar istikrar isteniyorsa niye Ertuğrul Sağlam'da,Rıza Çalımbay'da,Del Bosgue'de ve tabiki yönetimin gözünün içine bakıp tekrar teklif bekleyen Mircae Lucescu'da istikrar istenmedi ve hepsini Yıldırım Dertören bir bir harcadı?Onlarada üç sene şans tanınsaydı belki Musta Hoca'dan daha iyisini görebilecektik. |
Türkiye`de Saat: 16:03 . |
Powered by: vBulletin Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2