![]() |
biri demiröreni satın alsa daha iyi olur.tek sorunumuz o. |
finansal destek ve iyi bir transfer kaynağı yaratacaksa gelmeli... |
halkın takımı satılamaz.çarşı endüstiriyel futbola karşı |
|
kesinlikler alsın isterim. dikat ederseniz bu şekilde iş adamlarına sahip takımlar çoşuyo genelde! |
Alıntı:
herkes bıraksın "biz halkın takımıyız, bizi kimse satın alamaz" ayaklarını, biz barcelona kadar geniş bir platforma yayılmadık, onlar kadar güçlü değiliz ki bunu reddedelim...zaten merak etmeyin, kimse beşiktaş'ı almaz ama keşke alabilselerdi... |
Alıntı:
Çarşı gitsin transfer için para bulsun boşa slogan atmakla olmaz. |
ya yapmayın arkadaşlar siz koskoca 100 yıllık bir klübün maddi çıkarlar uğruna bir kişinin tekeline bırakılmasına karşı deilseniz bazı değer yargılarınızı bir daha sorgulayın derim. İngiltere de de bu tip olaylar çoğaldı ama hepinizin bildiği gibi klüplerini seven bir çok taraftar buna karşı ağır protestolarda bulundular. Ayrıca paranın gücüyle de başarı gelebileceğini sanmıyorum kafa yapıları değişmedikten sonra... |
Alıntı:
:) Sana Gülüyorum Sadece 90 Dk Bağırmak Desteklemek!Taraftarın Görevi Nedir Transferleride Çarşı Yapacaksa Yönetim Ne Halt İçin var ? Demirören Para Buluyorda Ne Oluyor Borçlandıkca Borçlandık Hayrına Mı Veriyor Parasını?.. Çarşı'nın Tek Suçu Demiören İstifa Diye Bağırmamaktır Bunun İçinde Bi Hazırlık Başlamış Gelişi Güzel Bağırılmayacak. Bağırdıkları Maç Demirören O Koltuktan İnecek Kongrede'de Oy Satılmayacak Çarşı Demirören'i 2.Defa Sectiklerinde Kongre Üyelerine Tepki Koyarak Birdaha Yönetime Bulaşmayacakları Karışmayacakları Yeminini Etmişlerdi.. Yinede İçten İçe Bunun Hazırlıklarına Başlamışlar Ama Başkanlığa Aday Yok ;) Derneklerle Fln Hepsiyle Çarşı Nası Başa Çıksın Kongre Üyeliği 2000 YTL Dernekler Desteğimizi Çekeriz Diyerekten Bedava Üye Yaptırıyorlar + Yönetimede Derneklerden Bi Kaç Kişi Sızıyor.. Derneklerinde İşlerine Geldiği İçin Çekmiyorlar Desteklerini.. |
valla bencede alsınlar artık yeter bizde takıma 80 milyonluk oyuncular alabilelim ülkemizin adı duyulsun yoksa bu devran bole gider bence alsın abi bjk aynı bjk taraftar aynı taraftar ölümlü dünya değilmi kime kalacak hiç olmazsa ömründe sampiyonluklar yaşasın bjk KESİNLİKLE SATILMALI BENCE |
bence cok iyi olur yoksa daha cok sacimizi basimizi yolariz. avrupada ve türkiyede basari icin böylesi sart. kaliteli oyuncu seyretmek istiyorsak bu gerekli. yoksa ne diattalar gelir gider kahrolan gene biz oluruz. |
valla alırsa birsey olmaz heralde ama sakıncalıda olabilir |
insallah satin alir |
bence de hiç fena olmaz, daha kuvvetli (finansman açıdan) bir beşiktaşı demirörenden daha iyi yönetir :rock: |
abi alsın ne güzel işte istediğimiz transferi yaparız |
yakında demirörene geçecek kulüp. Borçlara karşılık... |
BEŞİKTAŞI ALMAYA KİMSENİN GÜCÜ YETMEZ....... ama başkanlık için olabilir. |
başkanlıgı alsın takımı sonra alır tabi biz verirsek :D |
vallahı arkadaslar alsa kotu olmaz hane hem suclular ıcımızde daha cok barınmaz futbolcuların kafasında para sorunu kalmaz hemde yapacagımız ıyı trasferlerle lıge ambargo koyarız |
alsın yeterki demirören çeksin gitsin kurtulalım |
beşiktaş para ile satılmaz....nokta |
neden olmasın diyorum.. |
%100 oranla alsın diyorum bakın o zaman transferlere |
beyler beşiktaş halkın takımıdır....siz degilmiydiniz endüstriyel futbol istemiyorz diyen..bu adam klübü satın alırsa fenerbahçeden hiç bi farkımız kalmaz.tribünler sadece gol atılınca bagırır...beşiktaş halkım takımı olmaktan çıkar. |
Tüm alsın diyenler okusun..!!!!!!!!!! Sadece Beşiktaş-ı tutmakla Beşiktaş-lı-yım demek ayrı birşey lütfen iyi düşünün hayırlı yorumlar yapınız..Beşiktaş Halkın Takım'ıdır..ve öylede kalacak hiçbirşeyden haberiniz yok herhalde olsaydı böyle yorumlar yazmazddınız.. http://img257.imageshack.us/img257/7173/panuq8.jpg Yıllardır fakir bıraktırılan Ülkemizin,fakir kalmış insan sayısı 50 milyondan fazla,açlık sınırı veya zor şartlarda yaşayan insan sayısı maalesef çok yüksek.İşte bu koşullarda yapılan bir yarışma var ve kitleleri ilgilendiren bu yarışmanın en heyecanlısı futbol daha sonra basketbol ve voleybol. Spor kulüpleri yaşayabilmek için çeşitli alternatifler üretmeye çalışıyor,ürün satışı,kombine biletler,sponsorluk anlaşmalrı[bunun içinde isim satma var} ama hiç biri yetmiyor,gelirler giderin 4 te biri 3 te biri. Her yıl bütçeler açık veriyor,taraftar müşteri olarak görüldükçe dar bir döngü doğuyor,olmuyor olmuyor,taraftara aidiyet duygusu yaşatmadan işe katmadan,söz yetki karar sahibi yapmadan sonuç alınmıyor,bunun da elbet bir çözümü var. Sizce nedir,bu satırlarda tartışmamız lazım,biz bugün bir yöneticimize bu konuda bir proje sunduk,Y.K. una sunulacak kendisi tarafından kabul görürse hayata geçirmek için çalışacağız. Ama bu işin herşeyi taraftara bağlı,sevenine bağlı,sizce ne tip çözümler geliştirilebilir,ekonomik darboğaz nasıl aşılır,her yıl düzenli bir gelir nasıl sağlanır. Her görüş çok değerli,çok önemli,hele ki Beşiktaşın geleceği olarak gördüğümüz Halkın Takımındaki her satır ayrı bir önem kazanıyor. |
Hangi büyüklük?... Seçim bizim. Ticarileşmiş profesyonel spor modelinde tüccarın sermayesini optimize ederek kullanması kadar doğal bir tavır olamaz; Hele de bu tüccar azgelişmişlik çukurunda elinde ki kısıtlı sermayesiyle debelenmekte iken... Bu modelin ağababası Amerikan modelidir. Amatörlüğün ahlaki kırıntılarının ayaklarına dolanmasından rahatsızlığını daha sesli dillendirmeye başlayan Avrupa ve globalleşmenin tekerleğine sıkışmaya çalışan bizimki gibi azgelişmiş sermayenin bu konuda sert önlemlere başvurması kaçınılmaz görünüyor. Elbette ki tercihler belirlenirken birincil ölçüt en geniş kitlesel tabanlardır ancak şişede ki cin sadece iki dilekte bulunmanıza izin veriyorsa eldeki malzemeyi bu sabit koşula göre kullanmak zorunluluk haline geliyor. UEFA kupası, sarp arazilerde ki kıymetli madenlerin keşfi ve sarayın süslü bahçesinde teşhiri amaçlı bir organizasyon konumundadır. Zamanında bizim bakımsız tarlamızdan zorla çıkartılan bir UEFA şampiyonluğu istenilen yararı getirmemiştir. Tıpkı bir aralık pompalanan Steau Bükreş balonu gibi o da çabucak sönüp gitmiştir. Avrupa’da oyunların sonuçları, özellikle önde gelen spor olan futbolda, kulüplerin zenginliğinden giderek daha fazla etkilenmektedir. Oyuncu tahsisi sistemi olmadığından zengin kulüpler yetenekli sporcuların kaymak tabakasını kendilerine çekerek rekabet güçlerini arttırabiliyorlar. Bunun sonucu olarak zenginliklerini de daha fazla arttırmak şansına sahip oluyorlar. Zengin kulüpler büyük izleyici kütlesine ve Avrupa kupalarına katılmak ve bunları kazanmak şansına daha fazla sahipler. Ayrıca bu kupaları daha fazla kendilerine özgü kılabilmek için G-14 gibi projeleri de destekliyorlar. Bunun sonucu olarak Avrupa futbolu zenginlerin birinci kümesi ve yoksulların ikinci kümesi gibi bir ayırıma gitmek durumunda kalacak. İkinci önemli sorun, TV yayıncılığının, kapsamı genişletebilmek için oyunlara daha fazla müdahale eder hale gelmesi. Spor oyunlarının mı yayımlandığı yoksa yayımlanmak için mi spor oyunları yapıldığını ayırmak olanaksızlaşıyor. İlginç bir öneri Avrupa futbolunu tek aralı iki yarım süre yerine üç aralı dört çeyrek süre ile oynamak önerisi. Bu öneri henüz kabul edilmemekle birlikte, gündemde nelerin olabileceğinin açık göstergesi. Dünya kupalarında büyük pazarları etkileyen saat farkları ile başa çıkabilmek için maçların öğle vakti cehennem sıcağında oynanması da gidişatın bir başka göstergesi. Artık tarım daha bilimsel yöntemlerle yapılıyor Avrupa’da. Global sermaye koparıp almak yerine yerinde beslemenin daha verimli bir yatırım olacağını anladı. Elleriyle besleyip büyüttükleri gürbüz oğlanları Fenerbahçe takdirnameleri getirmeye başladı bile. Bir diğeri de serum bağlanmış güçlenmeye çalışıyor hızla. Kim dediniz? Beşiktaş mı? Hani şu milyonlarca taraftarının müşteri olmak yerine sivil toplum örgütü gibi davranmaya çalıştığı, geleneklerden, şereften hakdan sözettiği, yetmiyormuş gibi asıl gücün işbirlikçi sermayeden değil de kendi cep harçlıklarından geldiğini farkeden, globalizmin karşısında kendi özbeöz finansman projeleriyle son barikat olarak dikilen milyonların pençesinde ki şu ayrık otu mu? Hadi canım siz de... Avrupalılar da Amerikalılar gibi ticari sporun karanlık yüzü ile tanışıyorlar. Büyük paraların döndüğü sektörlerde zenginler daha zengin olurken, sporun idealleri ve oyunların dürüstlüğü konusunda giderek kuşkular doğuyor. Bu olumsuz gelişmeler ise daha fazla ve daha heyecanlı oyunlar, görkemli stadyumlar, daha kapsamlı medya yayınları ve imaj yaratan ticari ürünler ile dengeleniyor. Buna karşılık dürüstlüğün, sporculuğun, tevazunun egemen olduğu geleneksel yapının sürmesini isteyen ve sporun küreselleşmesine karşı olan kesimler de mevcut. Yine de cin şişeden kaçmış görünüyor ve tekrar şişeye sokulması olanakları şimdilik ufuklarda gözükmüyor. Şimdi karar vermek bize yani taraftara düşüyor. Hangi büyüklükten sözediyoruz burada? Büyük markaların ticari soytarı kostümüne sığabilecek bir büyüklükten mi yoksa kendi kucağımızın büyüklüğünden mi? |
Proje nasıl şekilleniyor? Ticarileşmiş profesyonel spor modelinde tüccarın sermayesini optimize ederek kullanması kadar doğal bir tavır olamaz; Hele de bu tüccar azgelişmişlik çukurunda elinde ki kısıtlı sermayesiyle debelenmekte iken... Bu modelin ağababası Amerikan modelidir. Amatörlüğün ahlaki kırıntılarının ayaklarına dolanmasından rahatsızlığını daha sesli dillendirmeye başlayan Avrupa ve globalleşmenin tekerleğine sıkışmaya çalışan bizimki gibi azgelişmiş sermayenin bu konuda sert önlemlere başvurması kaçınılmaz görünüyor. Elbette ki tercihler belirlenirken birincil ölçüt en geniş kitlesel tabanlardır ancak şişede ki cin sadece iki dilekte bulunmanıza izin veriyorsa eldeki malzemeyi bu sabit koşula göre kullanmak zorunluluk haline geliyor. UEFA kupası, sarp arazilerde ki kıymetli madenlerin keşfi ve sarayın süslü bahçesinde teşhiri amaçlı bir organizasyon konumundadır. Zamanında bizim bakımsız tarlamızdan zorla çıkartılan bir UEFA şampiyonluğu istenilen yararı getirmemiştir. Tıpkı bir aralık pompalanan Steau Bükreş balonu gibi o da çabucak sönüp gitmiştir. Avrupa’da oyunların sonuçları, özellikle önde gelen spor olan futbolda, kulüplerin zenginliğinden giderek daha fazla etkilenmektedir. Oyuncu tahsisi sistemi olmadığından zengin kulüpler yetenekli sporcuların kaymak tabakasını kendilerine çekerek rekabet güçlerini arttırabiliyorlar. Bunun sonucu olarak zenginliklerini de daha fazla arttırmak şansına sahip oluyorlar. Zengin kulüpler büyük izleyici kütlesine ve Avrupa kupalarına katılmak ve bunları kazanmak şansına daha fazla sahipler. Ayrıca bu kupaları daha fazla kendilerine özgü kılabilmek için G-14 gibi projeleri de destekliyorlar. Bunun sonucu olarak Avrupa futbolu zenginlerin birinci kümesi ve yoksulların ikinci kümesi gibi bir ayırıma gitmek durumunda kalacak. İkinci önemli sorun, TV yayıncılığının, kapsamı genişletebilmek için oyunlara daha fazla müdahale eder hale gelmesi. Spor oyunlarının mı yayımlandığı yoksa yayımlanmak için mi spor oyunları yapıldığını ayırmak olanaksızlaşıyor. İlginç bir öneri Avrupa futbolunu tek aralı iki yarım süre yerine üç aralı dört çeyrek süre ile oynamak önerisi. Bu öneri henüz kabul edilmemekle birlikte, gündemde nelerin olabileceğinin açık göstergesi. Dünya kupalarında büyük pazarları etkileyen saat farkları ile başa çıkabilmek için maçların öğle vakti cehennem sıcağında oynanması da gidişatın bir başka göstergesi. Artık tarım daha bilimsel yöntemlerle yapılıyor Avrupa’da. Global sermaye koparıp almak yerine yerinde beslemenin daha verimli bir yatırım olacağını anladı. Elleriyle besleyip büyüttükleri gürbüz oğlanları Fenerbahçe takdirnameleri getirmeye başladı bile. Bir diğeri de serum bağlanmış güçlenmeye çalışıyor hızla. Kim dediniz? Beşiktaş mı? Hani şu milyonlarca taraftarının müşteri olmak yerine sivil toplum örgütü gibi davranmaya çalıştığı, geleneklerden, şereften hakdan sözettiği, yetmiyormuş gibi asıl gücün işbirlikçi sermayeden değil de kendi cep harçlıklarından geldiğini farkeden, globalizmin karşısında kendi özbeöz finansman projeleriyle son barikat olarak dikilen milyonların pençesinde ki şu ayrık otu mu? Hadi canım siz de... Avrupalılar da Amerikalılar gibi ticari sporun karanlık yüzü ile tanışıyorlar. Büyük paraların döndüğü sektörlerde zenginler daha zengin olurken, sporun idealleri ve oyunların dürüstlüğü konusunda giderek kuşkular doğuyor. Bu olumsuz gelişmeler ise daha fazla ve daha heyecanlı oyunlar, görkemli stadyumlar, daha kapsamlı medya yayınları ve imaj yaratan ticari ürünler ile dengeleniyor. Buna karşılık dürüstlüğün, sporculuğun, tevazunun egemen olduğu geleneksel yapının sürmesini isteyen ve sporun küreselleşmesine karşı olan kesimler de mevcut. Yine de cin şişeden kaçmış görünüyor ve tekrar şişeye sokulması olanakları şimdilik ufuklarda gözükmüyor. Şimdi karar vermek bize yani taraftara düşüyor. Hangi büyüklükten sözediyoruz burada? Büyük markaların ticari soytarı kostümüne sığabilecek bir büyüklükten mi yoksa kendi kucağımızın büyüklüğünden mi? |
Beşiktaş'ımızın tarihini bilen satılmasını istemez.. Halkın Takım'ı Beşiktaş kahrolsun endüstriyel futbol.. |
Takımımız kimseye satılamaz.! Bu Takım bizim.! |
beşiktaş halkın takımıdır kimse alamaz ulaan 1 |
öncelikle beşiktaş kulübünün gerçek sahibi halktır halkın takımı beşiktaş'ımız satılabilirmi? satılırsa kim satacak ? satıldığı zaman kim alacak cukkaları ? doğrusu merak edici bir konu? halkın takımı olan BEŞİKTAŞ ımız halkımıza danışılmadan sorulmadan satılamaz satılmasından yana değilim BEŞİKTAŞ benim takımım bende bir halk vatandaş olduğuma göre izin vermiyorummmmmm işteeeeeeeeee o kadarrrrrrrrrrrrrrr o değilde satıldığını bir düşünün birde bakmışınız SİYAH-BEYAZ renkler kartal logosu ortadan yok olmuş işte o zaman ne yaparız ALLAH KORUSUN acaba SİYAH-BEYAZ VE KARTAL sız yaşayabilirmiyiz tabiki YAŞAYAMAYIZZZZ ÖLÜRÜZ BİZ BEŞİKTAŞ sız ÖLÜRÜZZZZZZZ |
Halkın Takımı Beşiktaş Gerisi traş... |
Beşiktaş halkın takımıdır diyen arkadaşlar peki neden sponsor kabul ediyoruz? Neden şirketlerden para alıyoruz reklamlarını taşıyoruz? Bu nasıl bi çelişkidir? Ya Barca gibi sponsor falan almayalım yada eğer reklam alıyosak bu işadamının düşüncesine saygı duyalım. Aksi fikirde olanlar o zaman pamuk eller ceplere hepimiz beşiktaş aşığı isek hepimiz halkın takımının taraftarı isek sahibi olduğumuzu iddia ediyosak verelim sipalileri alalım Kakayı alalım Şevoyu... Mantıklı düşünülmeli diyorum... Forza BEŞİKTAŞŞŞŞ :) |
Alıntı:
Sahibi yok başkanı yok parası yok aşığı çok bizler varız.. |
alsın alsın ihsan kalkavanın kankası yabancı değil :) |
Sonuçta oda Beşiktaşlı ..İstediğimiz beşiktaş ancak bu şekild egorebilirizz |
Türkiye`de Saat: 05:25 . |
Powered by: vBulletin Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2