Beşiktaşımızın bir dünya klübü olması için yapılması gerekenler nelerdir?
 

önce sportif başarı sonra kulübün mali yapısı ve en önemlisi alt yapı bunlar düzenli bi şekilde yapılırsa dünya kulübü olunur.

ilk önce adam gibi bi yönetim lazım...yöneticilerin hepsinin futboldan anlaması gerekmiyo...herkes kulübün çıkarlarını düşünürek işini yapsa yeter...kulübün mali yapısın sağlam olması lazım...t.direktör istikrarı lazım...lazım da lazım...

önce altyapı tesisleri sonra mantalite değişikliği kafa değişecek zihniyet değişecek ve gereken yere gerektiği kadar hakkını verecek oyuncu transferi birde arada ganimeti götüren kişileri ayıklamak sonra başarı gelir zaten bunların hiç biri yok şu an

Öncelikle yönetim gerekli, büyük düşünen bir yönetim...Bunlarla olacak iş değil bu...Mali yapımızın çok sağlam olması gerekir, gelir getirecek yeni projeler hayata geçirilmeli, gerekirse büyük sponsorlarla anlaşılmalı...Altyapıya gerekenden fazla önem verilmeli, teknikdirektör konusunda bi istikrar sağlanmalı, aynı şekilde oyuncularda da, bi iskelet oluşturulmalı kesinlikle...İyi oyuncularımızı satarak gelir sağlamayı bırakıp, iyi oyuncularımızın yanına bi kaç iyi oyuncu daha alarak ne kadar iddialı olduğumuzu göstermek gerekir, en azından her sene büyük bir isim, Avrupada da adımız daha çok duyulur hem, bunun sonunda taraftarda üzerine düşen görevi zaten yapacaktır, alınan iyi oyuncuların formalarını alarak, kombinelere hücum ederek vs...Ama baştada dediğimiz gibi, bu yönetimle olacak iş değil bunlar...

yönetim,altyapı,tesis,taraftar + başarı

ürdün kralı gelicek ben çocuktan beşiktaşlıyım dicek basıcak paraları al sana dünya klubü real 1 beşiktaş 2 die gider..

İlk olarak her transfer döneminde sağa sola saldırıp, elinde 7 tane stoper olana kadar transfer yapmamak lazım. Bizlerin de, her yıl; o kötü, bu taklit, rezalet demeden elinden geldiği kadar kulübün resmi ürünlerini elverdiği ölçüde almamız gerekiyor. (Sadece İstanbul'da maça gidenler değil, tüm Türkiye'deki taraftarların tek vücut olarak hareket etmeleri gerekiyor.) Ve dünya kulübü olmanın 1. şartı Yıldırım Demireören ve ekibinin derhal istifa etmesi lazım.

Sabit gelirlerin artması gerekir . Nedir bunlar ?

- Stad geliri ( bilet ve diğer gelirler , yapılacak dükkan, büfe kiraları vs. )
- Ürün satışları
- Sponsor gelirleri

Bu kalıcı gelriler nasıl oluşur ? Parayla !!! Para parayı şöyle çeker :
- Paralı , iş bitirici ve dirayetli bir yönetim gelir ,
- Büyük gelir getirecek modern ve büyük bir stad için yatırım yapar ,
- Kolej takımıyız , yıldızımız yok ama takım oyunumuz yıldız gibi safsataları bir kenara bırakıp , adam gibi , taraftara heycan verecek ,büyük takıma yakışır büyük oyunculardan kurulu birt kadro kurar,
- Sezon içinde iyi yönetilirse bu kadro eninde sonunda başarılı olur ,
- Gelen sportif başarı neticesinde ürün ve kombine satışları artar ,
- Daha büyük şirketlerle daha büyük sponsorluk anlaşmaları yapılır
- Yönetim , taraftarına beleşçiliği bırakıp , elini cebine atıp , kulübe katkı yapma kültürünü aşılar,taraftar daha çok kombine ve daha çok lisanslı ürün alır.
- Artan gelir sonraki sezon daha güçlü bir kadro kurulmasını sağlar ...
Ve bu kartopu her yıl biraz daha büyüyerek sonunda bir Avrupa devi oluşturur.

Bütün bunların olabilmesi için üç şey lazım :
İlk hareketi sağlamak için gerekli olan para , akıllı ve işbitirici bir yönetim , kulübüne sahip çıkan , beleşçilik ve cimrilik yapmayan bir taraftar topluluğu ...

Şimdi yazacaklarıma bazı arkadaşlar tepki gösterecekler belki ama işin doğrusu bu , Fenerbahçe ve Aziz Yıldırım'ın yaptığı da buydu aslında.
Sportif ve maddi anlamda bizi neredeyse ikiye hatta üçe katlamış olan rakibimizin bu seviyeye ulaşmasında etkin olan tek fark bizden daha iyi ve akılcı yönetilmesiydi.
Eğer bizim başkanımızda yukarda saydığım gerçekleri görüp , kulübü kendine borçlandırarak transfer yapma mantığının işe yaramayacağını , kalıcı başarı için kulübün sürekli gelir elde eder hale getirilmesi gerektiğini görseydi , 5 yıl önce Türkiye'nin mali ve sportif açıdan en güçlü kulübü olan Beşiktaş , bugün elindeki müthiş taraftar potansiyeline rağmen üç büyüklerin en zayıfı haline gelmemiş olurdu.