Alıntı:
SahEmre´isimli üyeden Alıntı
(Mesaj 806540)
Bence yanlış düşünüyorsun.
Nba de sürekli yeni takımlarım parlamasının sebebi nedir. En çok parayı lige yenşi çıkantakımlar alır ayrıca oyuncu seçmelerinde de en iyi oyuncuları seçme hakkı lige yeni çıka takımlara verilir. En iyi takımlar zaten en zengin takımlardır ;) Fenerbahçe galatasaray bir hacettepe bir konya birantalya kadar paraya ihtiyaç duymuyor.
12 Mliyon ytl, 20 m,ilyon YTL yi fenere galatasaraya değilde antalya spora verirsen oda avurpadan 4 tane üstü düzey futbulcu getirebilir ve çok faklı bir lig izleyebiliriz dğeilmi, gelişim büyüme böyle olur. Fener zaten istediğini getiriyor galatsaray zaten istediğini getiriyor. Eğer sistem tam tersine çevrilirse yani en büyük parayı en küçük kulüpler alırsa neler neler olur onu bir düşünün. Ama tabi bu imkanısz çünkü Türkiyede ya Fenerin ya Cinconun yada Beşiktaşımızın şampiyon olması herkesin işine geliyor. Gazetelşerin tvlerin vs. hepsinin işine geliyor. bugün antalya şampiyon olsa kaç gazetesatılır kim Antalyanın şampiyonluk hikayesini satırlarına taşır kim kaç saat tv programı izletebilir. Onun için sistemde büyüklerin devamlılığı üzerine kuruluyor. Buda bir yere kadar gelişebilmek demek. |
düşünce olarak haklı olabilirsin, söylediklerinde de mantıksız şeyler yok ama gerçekler farklı, öncelikle nba'deki sistemi avrupa futboluyla kıyaslamak doğru olmaz, onlar profesyonelliğin de üzerinde bir yerlerde ve her takım şampiyonluğa oynayabilecek bütçeye sahip ve büyük kavramı çok fazla geçerli değil, sadece son 3 yılın, son 5 yılın büyüğü diye lanse edebiliriz, kıyaslayacaksak avrupadaki diğer liglerin naklen yayın gelirlerinin dağıtımıyla ligimizi kıyaslayabiliriz:
örneğin ingiltere premier liginde 50:25:25 kuralı vardır, yani gelirlerin %50'si herkese eşit paylaştırılır, %25'i o sezonki puan dağılımına göre, % 25'i de kulüplerin popüleritelerine göre haftalık yayınlanan naklen maç sayısına bağlı olarak paylaştırılır, bakıldığında ligimize kıyasla çok daha fazla büyükleri koruyan bir sistem, bu durum fransa liginde de pek farksız değil;
fransa'da %83'lük eşit dağılımın yanı sıra %10'luk bir performansa dayalı dağıtım, %7'lik ise yine popülerite, yani yayınlanan maçlara göre dağıtım.
italya'da ise işler tamamen büyük kulüplerin tekelinde, yayıncı kuruluşla yapılan bir anlaşmayla yayın gelirlerinin %65'i milan, inter, roma, juventus arasında paylaştırılıyor, buna çok itiraz olup yayıncı kuruluşla anlaşmama yoluna da gidilebiliyor.
ispanya'da da durum italya'dan farksız;
ispanya'da toplam yıllık yayın geliri 450 milyon dolara yakın, bu rakamın 300 milyon doları r. madrid ve barcelona dışındaki 18 kulübe sportif başarı ve popüleriteleri gibi ölçülerle dağıtılıurken, geri kalan 150 milyon doları r. madrid ve barcelona arasında eşit olarak paylaştırılıyor.
görüldüğü gibi büyüklerin tekelinde olan bir yayın hakkı temeli esas alınmış tüm avrupa'da, bana göre de doğru bir uygulama, çünkü yıllık yayın gelirlerinin bu kadar yukarılarda olmasında liglerdeki popüleritesi yüksek takımların etkisi tartışılamaz, dolayısıyla hem ligin kalitesini aldıkları veya yetiştirdikleri yıldızlarla yukarıya çekecekler ve ilginin artmasında baş faktör olacaklar, hem yayıncı kuruluş decoderlarını alan taraftarlar kendi kulüplerinin taraftarları olacak, hem de aynı geliri alacaklar, bana göre neresinden bakarsanız bakın mantıksızlık olur...