Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Taraftar > Gündem Dışı

Gündem Dışı Genel internet Geyik vs muhabbetleri.

 
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 13-06-2006, 14:17   #17
 
ALPAY - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Gelişen olaylar karşısında 31 Temmuz 1914 günü de Ruslar Macaristan'a karşı Sırpların yanında yer aldı. Bu defa Almanlar durur mu?
l Ağustosta Rusya'ya ve 3 Ağustosta Fransa'ya taarruza geçtiler.Alman birliklerinin 4 Ağustos 1914 günü Belçika'yı işgal etmeleri üzerine bu defa İngiltere
5 Ağustos 1914 günü Almanya'ya savaş ilân etti ve Fransa'nın yardımına da 300 Bin asker gönderdi. l Kasım 1914 günü ise Ruslar Osmanlıya savaş ilan ettiler.
11 Kasımda da Osmanlı, Rusya, Fransa ve İngiltere'ye savaş ilânında bulundu. Buna göre; Almanlar ve Osmanlı ikilisi; İngiliz, Fransız ve Ruslar üçü ittifak etmiş
oluyorlardı. Böylece I.Dünya Savaşı başlamış sayıldı. Diğer taraftan l Ağustos günü başlayan Rus-Alman savaşında;
Alman orduları Tanenberg ve Masurian gölleri civarında ağır kayıplara uğradı, silah ve cephane sıkıntısı başladı. Bunun için Ruslar 2 Ocak 1915 günü
bir Türk Cephesinin açılmasını istedi ve silah yardımı yapılması teklifinde bulundu. Bunun üzerine İngiltere 13 Ocak 1915 tarihinde savaş meclisini toplayıp,
Çanakkale Cephesi'nin açılacağını bildirdi. Mamafih burada şunu da unutmamak lâzımdır. Esas Çanakkale Cephesi'nin açılış sebeplerinden biri de
Bağdat Demiryolu imtiyazının Almanlara verilmesi ve böylece İngiliz ve Fransız çıkarlarının tehlikeye düşmesi de Osmanlı ile savaşa girme sebepleri arasındadır.
Burada İngiliz ve Fransızlar, Ruslara kendilerinin de savaşa katılması şartı ile yardım sözü verdiler. Ruslar ise 26 Ocak 1915 tarihinde verdiği cevapta
donanmasının zayıf olduğunu ve savaşa katılamayacağını ve ancak "Askold" isimli bir savaş gemisini gönderebileceğini bildirdi ve öyle yaptı.
28 Ocak 1915 günü Savaş Konseyi'ni toplayan Bahriye Bakanı Churchil, Çanakkale Boğazı'nı zorlama plânını görüştü.
Plân kabul edildi. Saldırı yalnız donanma ile yapılacaktı. Boğazı zorlamakla görevli Amiral Carden ise yalnız donanma ile zorlanmasına karşı idi.
Mamafih müttefik donanma Aralık 1914'ten beri Boğaz etrafında dolaşıyordu. İlk saldırılarını da 3 Kasım 1914 günü yapmıştı.
Sonuç itibarıyla 2 Şubat 1915 günü Savaş Konseyi'nin kararı İngiliz Kabinesi tarafından onaylandı. Çanakkale Boğazı zorlanacaktı.
2 Mart 1915 günü de Ruslar her ihtimale karşı İstanbul'un kendilerine verilmesi için İngiltere'den güvence istedi.
İngilizler ise Fransa ile görüştükten sonra 12 Mart 1915 günü verileceğine söz verdiler. Yani İstanbul noksansız Ruslara teslim edilecekti.

BOĞAZA İLK SALDIRI

3 Kasım 1914 günü ve ikinci ciddi saldırı 19 Şubat 1915 günü saat 10.00'dan 17.30'a kadar sürdü. Üçüncü büyük saldırı 25 Şubatta oldu. 4-5 saat sürdü.
27 Şııbat'ta bir saldırı daha gerçekleştirildi. Bundan sonra ise l ile 17 Mart arasında hemen her gün küçük çaplı da olsa Boğazın iki yakası bombalandı durdu.
Boğazdaki top sayımız, 18 Marttan önce 230 idi. 18 mart günü bunların yalnız 82'si kullanılacaktı. Diğerleri ise o zamanki teknolojinin 30-40 sene gerisinde idi.
Üç İngiliz Tümenindeki top sayısı ise 279 idi.

18 MART KAHRAMANI

Amiral Dörobeki, 17 Mart Toplantısında komutanlarına hitaben; "Efendiler yarın akşam Marmara'da olacağız" gibi büyük bir söz söylemişti.
Amiral her ihtimale karşı 17 mart 1915 gecesi saat 21.30'da Karanlık Liman'm temiz olduğuna dair bir rapor istemişti. Karanlık Liman temiz denildi.
Amiral bu hayalle uykuya daldığı sırada ve saat 22.30'da Çanakkale Müstahkem Mevki Mayın Grup Komutanlığfnın telefonu çaldı. Kumandan Binbaşı Nazmi;
- Buyrun ben Binbaşı Nazmi,
- Ben Mirliva Cevat
- Emredin Paşam. Nazmi Bey, biraz bana kadar gelebilir misiniz?
- Başüstüne Paşam, şimdi geliyorum.
- Teşekkür ederim Binbaşım.
Telefonu kapattı. Hemen daireden çıkan Nazmi Bey, karargâha, paşanın yanına geldi. Paşa, Nazmi Bey'e olan bitenleri anlattı ve;
-Mevcut kaç mayınımız var Binbaşım?
-Yirmi altı tane Paşam.
-Güzel. Bunları bu akşam Karanlık Liman'a ve bir hat üzerine dökebilir misiniz?
-Derhal Paşam.
-Teşekkür ederim Nazmi Bey.
-Nusrat'ı, Nara'dan şimdi getirmiştim. Kılavuz Yüzbaşı Hafız Bey de hazır emir bekliyor efendim.
-Ne zaman hareket edebilir siniz?
-24.00'te hareket edebiliriz Paşam!
-Hemen. Cenabı Hak muvaffak etsin. Her türlü tehlikeden korusun.
-Amin. Efendim.
Sonra Nazmi Bey, Güverte Yüzbaşısı Hüseyin, Önyüzbaşı Birinci Çarkçı Ali, Yüzbaşı Ahmet, Teğmen Hasan ve 54 kahraman er,
Karanlık Liman'm yolunu tuttular ve 03.20'de görev tamamlandı, geriye dönüldü. Saat 05.40'ta Nusrat Çanakkale7ye girmişti.
İşte ertesi günün ilk yarısında dünyayı Çanakkale Boğazı'ndan geçirmeyecek olan 26 mayın böylece pusuya yatırılmış oluyordu.
Burada İngilizler, 18 Mart yenilgisinin ezikliğini "Karanlık Liman'da mayın kalmamıştır" diye Amiralliğe rapor veren bir kişiyi asarak gidermeye çalışmışlardır.
Zira Nusrat bu telsiz raporundan 5 saat 50 dakika sonra Karanlık Liman'ı mayınlamıştı.
Burada Kurmay Albay Gıyasettin Bey'in 1966 tarihinde Donanma Dergisinde yayınlanan şu sözlerini de kaydetmek isterim.
"Bazı masabaşı yazarları bu mayınların 10 gün evvel döküldüğünü yazmak gafletini göstermişlerdir. Bunların zavallı Binbaşıyı haksız yere kurşuna dizen
makamların kendilerini kurtarmak için uydurdukları bu hikayenin tesiri altında kaldıklarına hiç şüphem yoktur. Bu sözlerimizi o zaman çıkan
Donanma Dergimizin 1738. sayfasındaki yazı ve Çörçil'in Revü Paris Dergisine yaptığı beyanat da teyit eder mahiyettedir.
Nusrat Mayın Gemisi görevini tamamlayıp Çanakkale'ye dönerken onlar da Bozcaada açıklarında hazırlıklarını tamamlamak üzere idiler.
Amiral Gemisi Quin Elizabeth önde, Agamemnon, Lord Nelson, Infleksıbl vs. onları takip ederek saat 08.30'da Boğaz'ın önlerine geldiler.
10.30'da Boğaz'dan içeri girdiler ve tertiplerini alıp 11.30'da savaşı başlattılar 11.39 da da bizimkilerden cevap geldi.
12.20'de bütün Türk bataryaları birden ateşe başlayınca düşman kendini ateş çemberi içinde buldu. Artık yer-gök zıngır zıngır titriyordu.
Böylece dünyanın en büyük deniz savaşı da başlamış oluyordu.
Bu hal üzerine 3 saat kadar devam eden savaşta, düşmanın en büyük gemilerinden biri olan Buve'ye şayanı hayret bir şekilde 4 Türk Obüsü birden isabet etti,
2 dakika 35 saniye sonra da 26 mayından birine çarptı ve 2 dakika içinde batıp gitti. Saat 13.55'te Fransız Golva da ağır yaralanmıştı.
Bu yüzden filo geri çekilmek zorunda kaldı ve Golva, Tavşan adalarında karaya oturtularak terk edildi. Perişan olarak geri çekilen
Fransız Filosu yerini İngiliz Filosuna bıraktı. En önemli gemileri Infleksıbl, Albion ile Osean idi. Ancak Anadolu Hamidiyesi ile
Rumeli Mecidiyesinin atışlarından isabet alan Insfleksıbl. Buve'nin akıbetine uğrayıp yok oldu. Saat 16.15 idi. Batan gemiyi kurtarmaya koşan
Osean zırhlısı ise neye uğradığını şaşırmıştı. Zira Seyid'in mermileri Osean'ın peşini bırakmıyordu ve en son 26 mayından birine de isabet edince
Okyanus adıyla da anılan yarım dünya Boğaz'ın sularına kapılıp gözden kaybolup gitmiştir.
Hülasa, 18 Mart günü savaşa giren düşman gemilerinin hepsi en az 15 yara almış, Buve, Osean, Irfleksıbl ile 7 mayın gemisi batmış, 1273 ölü ve 647 insan kaybı,
45 top ve sayısız mermi harcamıştır. İngiliz itibarı ise iyice sarsılmıştır. Yani dünyanın en büyük donanması, en büyük darbeyi yemiş olarak
Çanakkale Boğazı'nı terk etmiştir.




KOCA SEYİT

"Peki, peki Etem. Bu lâfları her zaman, çok anlatıyoruz, hani biraz da övünmek gibi geliyor bana amma yalınız ortalık yine pek iyi değil.
Hınzır gavurlar yine pek üredi. Kırılacak yer arıyor domuzlar, onlara güven olur mu? Belkim bize de yükleniverirler. Şimdi büyük ata da rahmetlik oldu.
Onun için eskiler anlatmalı, yeniler de bundan hisse kapmak. Öyle ya Ahmet'le bizden geçti artık.
Bu vatanı bekleme nöbeti Murat, Etem gibilerin. Amma, iş başa düştü mü, acep biz durur muyuz ki, koşa koşa gideriz.

Gavurdan hiç korkulmaz oğlum, gavur bu gözü kaçmadadır daima. Şimdi iyi dinleyin bakayım. Seferberlik savaşında işte Ahmet de oradaydı,
amma birliklerimiz ayrıydı. Bizim batarya topları Çanakkale'nin karşı kıyısında, Urumeli Mecidiyesinde mevzilenmişti.
Lâfı çok uzatmayalım. Mart'ın 17 sinde Komutanlıktan bir haber çıktı: "Bütün topçular, birlikler tetikte dursun, yarın büyük bir düşman zorlaması olacak" denildi.
İyi ya, hadi bakalım geleceği varsa göreceği de olur elbet, dedik biz de. Batarya komutanımız bir türkü öğrettiydi, başladık onu söylemeye;
"Çanakkale Çanakkale" "Geliyor düşman hergele" "Ölmek varsa da yok kaçmak" "Geçilmez bu çelikkkale"
O geceyi uyumadan heyecanla geçirdik, sabahleyin erkenden hazırlanıp toplarımızın başına geçtik. Gözlerimiz boğazın mavi sularına baka baka başladık
davetsiz misafirleri beklemeğe. Gün bir adam boyu kalmıştı ki, ileriden birkaç gemi belirdi. "Hah, işte göründü bizim misafirler.
Şunlara mümkün mertebe iyi bir karşılama töreni yapak" dedik. Ağır ağır boğaza yaklaşıyor bunlar.Bir de bayraklarına bakıp iyice tanıdık
Fransız zırhlıları. Ama yedi sekiz parça var. Bunlara bir başladık ateşe, ver yansın ateş, ha bakem. Onlar da bize. Velâkin çabucak şaşkına döndüler.
Perişan ettik hınzırları /Büve/ isimli bir zırhlılarını batırdık, gerisi de alevler içinde geldikleri yere kaçıp gittiler. Çarpışmanın esas öğleden sonrasına bak sen.
Ule değil mi Ahmet? Yarım Dünya "Küinelizabetin" derdik İngilizlerin bir zırhlıları vardı, manevrası çok keskindi hıılzınn.
Ülen on beş, on altı parça ingiliz gemisinin önüne düşüvermiş te bir geliyor ki amma iki yakaya ateş saça saça.
Alimallah Fransızların öcünü almak için köpürmüş hınzırlar. Ateş menzilimize girince biz de başladık mı.
Bir karıştı ortalık, top, tüfek gümbürtüsünden yıkılıyor boğaz. Ver gitsin ateşi, onlar bize, biz onlara. Onlar ileri zorlar, biz üstlerine yağdırırız bombayı.
Ulen y ilmiyor domuzlar. Boğaz alev alev yanıyor alimallah. Cehennem yerine döndü ortalık.
Derken o Yarım Dünya dedikleri zırhlı Anadolu yakasına kıçını yanaştırıverip de bir başladı bizim üstümüze ateşe amma buldurdu bizi ulen,
başladı iki yakamıza gülle yağmaya. Hemen bizim takım komutanı Fahri Bey, "Sığınağa gir" emrini verdi.
Bir sığınağa doğru koştuğumu biliyorum, bir gümleyiş oldu amma sanki yer yerinden oynadı, gerisini hatırlamıyorum gayrı. Neden sonra gözlerimi açtımdı,
uzatıvermişler beni, başımda bizim top neferlerinden N iğdeli Ali bekleyip duru.
-Ulen Ali ne oldu bana?
-Bir şeyciğin yok Koca Seyit. Sadece biraz kendinden geçmişin. Yaran filan hiçbir şeyciğin yok.
-Deminki o gürleyiş neydi ulen Ali? -Cephaneliğimiz infilâk etti Koca Seyit. -Deme ulen Ali, ya başka?
Ali'den ses gelmedi. Şöyle durup da gözüm iki yana kayıverdiğdi, etrafımız insan parçacıkları, cesetler yığılıp durur. Yürekler acısı canım.
-Ulen Ali, bunlar ne böyle, nerede bizim öteki arkadaşlar? Ali'nin başladı gözlerinden yaşlar dökülmeye.
-Sorma Koca Seyit. Öteki arkadaşların kimisi gördüğün gibi şehit, kimisi de yaralı. Tam on dört şehit, .yirmi dört yaralı verdik Koca Seyit.
Ortada sağ kalan senle ben. Fahri Bey de ağır yaralı. Birkaç dakikacık daha yetişmeselermiş ikimiz de ölecekmişiz. Bereket sıhhiyeler yetişmiş de kurtarmışlar,
ikimizi patlayan mermilerin kaldırdığı topraklar gömmüş, fakat
benim başımın biraz yeri açıkta kalmış da havasızlıktan bunalmamışım. Senin ise her yerin gömülüydü. Ulen, diri diri mezara girdiydik ya Seyit. Sıhhiyeler
az önce yaralıları taşıdılar. Onlar senin için"Damarları atıyor, tehlikeli tarafı yok. sadece bayılmış o kadar. Sen başında bekle şimdi canlanır" dediler. Ben
de başındayım işte."
Divane Ali hem anlatıyor, hem de hüngür hüngür ağlıyordu. Ben deli gibi olmuştum. Ayağa kalktım. Gözlerimi şehit arkadaşlarımın üzerinden bir türlü ayıramıyordu
m. Bazılarının bedeninden kopmuş el, ayak parçalarına baktıkça tüylerim diken diken olup. hırsımdan her tarafım zıngır zıngır titremeye başladı.
Denize doğru bir baktım ki hınzır gavurlar ateş yağdıra yağdıra hâlâ ileri ileri zorluyorlar. Toplara baktım bir bızim top meydanda.
Öteki iki top toprağa gömülmüş, hiç görünmüyorlar. Bizim de topun da mataforası /mermiyi kaldıran vinç/ kopmuş. Sonra topun yanındaki gülleleri gördüm.
Onlar bakarken ulen, o iri iri gülleler bana ufacık ufacık birer oyuncak gibi gelmeye başladılar.
Ali"ye seslendim: "Ulen Ali, çabuk yetiş, bana yardım et" dedim ve yürüdüm güllere doğru. Ali benim ne yapmak istediğimi anlamıştı.
__________________
UMUTLANDIRIP




[ U T A N D I R M A Y I N ]
aLPay by C@RSI Since 1970
ALPAY Ofline   Alıntı ile Cevapla
 

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 23:48 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580