Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Taraftar > Gündem Dışı

Gündem Dışı Genel internet Geyik vs muhabbetleri.

 
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 27-08-2009, 01:00   #1
ÇUKUROVA KARTALI
 
Asi Ruh - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
A dan Z ye Türkçe anlamlarıyla sözlük

A dan Z ye Türkçe Anlamlarıyla Sözlük / Türkçe kelimeler ve anlamları - TÜRKÇE SÖZLÜK





A

A'da : Düşmanlar
A'lem : Daha iyi bilir, bilirim
Ab: Su
Ab-ı Efsun : Göz yaşı
Ab-ı Hayvan : Dirilik suyu, bengisu
Ab-ı Kevser : Kevser suyu
Ab-ı Nisan : Nisan yağmuru, söylenceye göre, nisan ayında sedefler, deniz dibinden su yüzüne çıkıp, yağmur danelerini içine alıp. sedef yaparmış.''

Abad : Zengin olma, varlıklı olma, bayındır.
Abı-puş : Aba giyen, derviş, fakir
Abd : Kul, köle
Abdal : Gezgin derviş. Derviş, Tanrı sevgilisi, kırk din ulusundan biri. Saçlarını, kaşlarını, bıyıklarını ve sakallarını usturayla tıraş ettiren, davul ve dümbeleklerle, sancaklarla toplu halde gezen Şii -Batıni bir derviş topluluğu, doğrudan doğruya derviş anlamına da gelir.

Abdal: Abdal donu: Gezgin derviş giysisi, derviş görünüşü.
Abes : Boş, asılsız, saçma
Abeş: Kula renkte at, alacalı hayvan.
Ab-ı zemzem: Kabe yakınlarında bir kuyu ve bu kuyunun Müslümanlarca kutsal sayılan suyu.
Abı Hayat : Ölümsüzlük suyu, bengisu
Abidane: İbadet edene yakışacak bir surette.
Abus : Somurtkan
Acem: İranlı.
Acem dağları: Batı İran dağları.
Acep: Acaba
Açak: Açalım
Açaram: Açarım
Açılcağ: Açılınca gelince.
Açılıptur: Açılmıştır.
Adib : Edepler, töreler
Adalet : Hak tüze
Adave : Düşmanlık
Adavet : Düşmanlık, buğz, yağılık
Adem : İlk peygamberin adı, insan
Ademiyet : İnsanlık, insancılılık
Adem : Yokluk, hiçlik
Adet : Görenek, sayı
Adlım: Ünlü, ünü büyük.
Adu taşı: Düşman taşı.
Adu: Düşman, hasım.
Adü : Düşman, yağı
Adüvan : Can düşmanı
Afak : Ufuklar, gökyüzünün kenarları
Ağ: Ak.
Ağca: Akça, aka yakın, alacalı.
Adu: Düşman.
Agah: Vakıf, bilen.
Ağ lavaş: Yufka ekmek. Ak undan yapılmış yufka ekmek.
Ağ mercan: Ak mercan. [mec. Ak meme, sevgilinin süt gibi ak olan memesi.]
Ağca ceyran: Ak ceylan. ''Ağca ceyran sürme çekip gözüne.'' (Ak ceylana benzetilerek sevgilinin güzelliğinin vurgulanması.)

Ağ-gızıl: Ak, kızıl karışığı renk, alacalı
Ağıl: Koyun ve keçi sürülerinin gecelediği çit ya da duvarla çevrildiği yer.
Ağır sufra: Şölen sofrası.
Ağır zürbe: Yabankazı, yabanördeği, turna gibi kuşların uçarken yaptıkları büyük dizi, katar.

Ağlaram: Ağlarım.
Ağmak: Akmak, karışmak. ''Sırdaş olup ağ sulara.''
Ağu: Ağı, zehir.
Ağyar: Başkaları.
Ah ü firaz: Ah edip inlemek, ağlamak.
Aharam: Akarım. ''Aharam seller içinde.''
Ahd ü peyman: Yemin, and.
Ahd: Vadetme, söz verme.
Ahdipeyman-ahdipeyman: Ant, anta dayalı sözleşme, antlaşarak yapılan sözleşme.
Ahenger: Demirci.
Aheste : Yavaş, ağır, yavaş yavaş
Ahıl: Akıl
Ahi : Esnafı öğütleyen Fütuvvet ehlinin şeyhi, Kardeşim (Bir
esnaf teşkilatı olan ve bilhassa XIII-XVI. yüzyıllarda, Anadolu ve Rumeli'de yaygın bulunan Fütuvvet ehli
şeyhlerine de <<ahi>> derlerdi)

Ahibba : Dostlar , sevgililer
Ahir: En son, sondaki, nihayet son olarak.
Ahlak : Huylar, davranışlar, Etik.
Ahmer: Kırmızı , kızıl.
Ahsen-i takvim: En güzel kıvama koyma, Cenab-ı Hakkın her şeyi kendisine layık en güzel kıvam, sıfat ve surette yaratılması.

Ahsen : Çok güzel
Aht : Sözleşme
Ah-u zar: Yüksek sesle ağlama, dövünme.
Ahü : Ceylan, güzellerin gözü (Mec,)
Ahval: Durum, durumlar.
Ahval: Haller vaziyetler , oluşlar .
Ahz : Almak
Akça : Para
Akdem : İlk, önce, önceki, daha önceki
Akıl yetirmek: Akıl erdirmek.
Akl-ı cüz : Cüz'i akıl, tikel us
Akl-ı Küll : Tüm akıl; Tanrı bilgisi
Akl-ı Mead : Ahirete dönük akıl
Akşamaca: Akşama değin, akşama kadar.
Aktöre, Atayi : Armağan.
Al: Hile, aldatma işi.
Al-i aba : Muhammed, Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin'den oluşan
kutsal topluluk

Al-i Yezid : Muaviye'nin oğlu Yezid ve onun soyundan gelenler
Al malı: Yağlık, başa bağlanan örtü, al renkli çapı, vala
Ala göz: Ela göz.
Ala: Ela.
Alacabaz: Doğan, aladoğan, ''Eli alacabazlının''
Aladağ salı: Aladağ düzlükleri.
Aladağ: Erciş'in kuzeyinde yer alan dağ sırası. Dede Korkut'ta da geçer. Van Gölü'ne dökülen Deliçay, Hacıdere ve Zilan akarsuları Aladağ sır.asından doğar.

Alaik : Alakalar, ilgiler
Alak: Alalım.
Alakaftan: Alaca kumaştan yapılma giysi. Kınalı kekliğin (dağ kekliğinin) siyah ve pas rengi gerdan ve siyah çizgilerle bezeli yan tüyleri.
Alasan: Alasın.
Alçağ [alçah]: Alçak yer, yüksel olmayan yer.
Alçağa: Alçak yere.
Alçak: Yüksek karşıtı, yüksek olmayan yer ova.
Al duvağ: AI duvak. Gelinin yüzüne örtülen al renkli ipek örtü, duvak.
Alef : Cana yakın, teklifsiz.
Alem: Yeryüzü ve gökyüzü nesnelerinin tümü, Evren. Dünya, Acun.
Alışaban: Tutuşarak. ''Alışıban yanaram men''
Alışmak: Tutuşmak, alev almak, alevlenmek.
Ali: Büyük, yüksek, üstün, yüce, aziz olan.
Ali: Hazreti Muhammed'in damadı ve amcası Ebutalib'in oğlu .
Alişan: Şan ve şerefi büyük olan, meşhur, bir çeşit lale.
Allah-amandır: 1-Şaşma, beğenme duygusunu gösterme. 2-Allah aşkına.
Alma: Elma.
Alma teki: Elma gibi, elma benzeri.
Aluptur: Almıştır.
Alvala: Al renkli ipek dokuma yüz örtüsü.
Amal: Amel, yapılan iş, eylem, edim.
Aman: Sığınca, koruyucu, dayanma gücü, umut.
Amana düşmek: Sığınarak bağışlanma ya da yardım dilemek
Amanat: Emanet.
Amanı aldırma: Umursamazlık, zora koşma
Amber: Amber kokusu, güzel koku. [Amberbalığı'ndan elde edilen güzel kokulu kül rengi madde, güzel kokulu kimi maddelerin ortak adı ]

Amel: Niyet, itaat, dini bir emri yerine getirme. (Bi amel: Amelsiz)
Anasır: Elemanlar , öğeler.
Anber: Amber.
Andelip: Bülbül, seher kuşu.
Annac-annaç: Karşı, karşı yön. ''Annacımdan gelen güzel''
Aparmak: Götürmek, alıp gitmek. ''Felek can aparır...''
Arabi: Arapça, Arap kavmine mensup.
Araram: ararım.
Arasın: Arasını
Arayı arayı: Araya araya
Araz: Aras Nehri.
Argaç: Davarların açıkta toplu olarak yattıkları yer, düz dağ sırtları.
Arkuru-arkurı inen: Karşı çıkan.
Arma: Eskiden erkeklerin, askerlerin bellerine bağladıkları fişeklik.
Arş: İslam dini inanışına göre göklerin en yüksek katı, dokuzuncu kat gök.
Arz'edilen-arzu ediben: Arzu ederek, arzula*****.
Arzıhal: Sunu, sunma. ''Arzıhal eyledim visal baçımı''
Arzın al: Arzu ettiğini al. (88/3) [arz: Arzu]
Arzı'nan Kamber: Yaygın bir halk hikayesinin kahramanları Arzu ile Kamber.
Arzuman: Arzu, dayanılması güç istek.
Asitan: Dergah, tekke, kapı eşiği.
Aslı hariç: Soyu belirsiz, yabancı.
Aslı pak : Temiz soylu
Aslı kıt: Soysuz, verimsiz.
Asuman: (Asman) Gök, sema.
Aş: Yemek
Aşarsız: Aşarsınız
Aşere -i Mübeşşere : Cennete gidecekleri Hz. Muhammed tarafından bildirilen on İslam büyüğü Ebu Bekir, Ömer, Osman, Ali,
Aşık Emrah: Ercişli Emrah.
Aşık mısan: Aşık mısın.
Aşıkan : Aşıklan gibi, açıkçasına.
Aşırma: Kova, bakraç.
Aşikar : Açık, gizli değil
Aşina : Bildik, tanıdık
Aşiyan : Kuş yuvası, ev , mesken
Aşk dolusu: Halk inancına göre Pir'in, Üçler'in, Erenler'in içirdiği aşk şarabı.
Aşlak: Aşılama, aşı.
Aşna: (Aşina) Bildik, tanıdık, bilen, tanıyan, ahbab.
Aşna: Aşına, dost, tanıdık.
At: Satranç oyununda iki taşın adı.
Ataş-ataşa: Ateş, ateşe.
Ataşına: Ateşine.
Ataşlara: Ateşlere.
Ataşlı: Ateşli.
Ati : İyilik, ihsan
Atlanıban-atlanuben: Atla, atlanarak, atlı olarak.
Attar : Güzel kokular satan, aktar.
Avara: Avare, boş, yararsız.
Avara: Boşta gezmek, işsiz, oyalanmak.
Avare : Başı boş, işsiz.
Avatmak : Avutmak, teselli etmek
Avaz: Yüksek ses
Avcu: Avcı
Avdet : Dönüş
Avlak: Av alanı. (avlağı-Av alanı)
Avn : Yardım, yardım eden
Avsın almaz mar: Büyü, tılsım tutmayan yılan.
Avsın: Büyü, tılsım.
Avurd : Yanağın iç tarafı, boş yeri.
Avurmak : Eğilmek, çevirmek
Avuni: Avını.
Ayakça: Ayak kelepçesi, ayak bağı.
Ayan : Belli, açık, meydanda
Ayat : Ayetler
Aydıvar : Söyler
Ayet-i Kurba : Kur'an Şura suresinin 23. ayeti. Burada ''Ya Muhammed sen ümmetine söyle ki; size tebliğ ettiğim din hükümlerine mukabil akrabana (yakınlarına) muhabbetten başka bir şey istemem'' denmektedir. Ayette ''akrabanın karşılığı'' fil-kurba'' sözcüğü bulunduğu için ayet bu adla anılmaktadır .

Ayet: Kur'an'ın herhangi bir cümlesi.
Ayine : Ayna
Aylak : İşsiz güçsüz
Aymak : Söylemek, hitab etmek
Aymak: Uyanmak, farkına varmak.
Ayn : Göz, göz pınarı, asıl, kendisi,
Ayn-el -yakin : Bir şeyi kendi gözüyle görüp öğrenme.
Ayn el yakin: Gönül gözü. Tanrı'yı gerçek olarak gözle görerek bilme, sofilere göre bilgi, bilmek, görmek ve olmak aşamalarına ayrılır. Bir şeyi bilmeye ''ilm-el yakıyn'', bilgisini görüş haline getirmeye ''ayne'l* yakıyn'', bilginin oluş haline gelmesine ''Hak el yakıyn'' denir.

Ayn-i irşid : İrşadın ta kendisi. Aydınlatma
Ayn-i rah: Yol gözlemek.
Ay'nan: Ayla, ay ile ''yeri ay'nan gün'ün arasındadır.''
Aynası: 1. Yüzü, 2. Göksü.
Ayrılmanam: Ayrılmam, ayrılamam.
Azad: Serbest bırakma, azat.
Azim : Kesin karar verme, irade
Azimet : Gitme, gidiş
Aziz : Sevgide üstün tutulan
Azizan : Dostlar , erenler
Azl : İşten çıkarma
Azheri : Belli
Azmış : Yol sapıtmış
__________________
Click the image to open in full size.
Asi Ruh Ofline   Alıntı ile Cevapla
 

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 16:50 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580