|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
20-10-2008, 21:20 | #1 | ||
Gogo Üyelik tarihi: Aug 2007 Yaş: 39
Mesajlar: 5.649
Tecrübe Puanı: 41 |
Anayasa, bir devletin temel kurumlarının nasıl işleyeceğini belirleyen, bazı ülkelerde yazılı, bazılarında ise yazısız genel kabul görmüş kurallar silsilesidir. Anayasa denilen bu belgeyle ayrıca kişilerin temel hak ve özgürlükleri güvence altına almıştır. Anayasa, bir devletin yönetim biçimini belirtir. Devletin temel kanunudur. Vatandaşların temel hak ve görevlerini bildirir. Türkiye'nin de aralarında bulunduğu çoğu ülkede anayasa, yazılı ve bütünsel bir belgedir. Bu tip ülkeler "şekli" anlamda anayasaya sahiplerdir. Oysa İngiltere'de yazılı bir anayasa yoktur. Buna ise "teamüli anayasa" denmektedir. Bu ülkede temel kurumların işleyişi yüzlerce yıllık geleneklere, yasalara ve belgelere göre düzenlenir. Ayrıca "anayasalı devlet" ve "anayasal devlet" ayrımına gitmek gereklidir. Bu ayrımda ise şekli anlamda bir anayasası olan devlet bu belgede modern anayasanın gereklerini yerine getirmiyorsa yani devletin temel kurumlarının nasıl işleyeceği muğlak ve daha da önemlisi kişi temel hak ve özgürlükleri tam anlamıyla güvence altında değilse devlet anayasal bir devlet sayılmamakta sadece anayasa sahibi bir devlet anlamına gelen "anayasalı devlet" sıfatını almaktadır. Buna karşın ister teamüli ister şekli anayasa sahibi olsun eğer bir devlet temel hak ve özgürlükleri güvence altına almış ise bu devlet anayasal sayılmaktadır. Son ayrım ise "çerçeve anayasa" ile "düzenleyici anayasa" ayrımıdır. Eğer anayasa normlarında devletin temel yapılanması hakkında ayrıntılı bilgilere giriliyor ve düzenlemeler yapılıyorsa bu düzenleyici anayasadır. Anayasa normları sadece devletin temel yapılanmasını çiziyor ve düzenlemeyi kanunlara bırakıyorsa bu ise çerçeve anayasadır. Türkiye'de ilk anayasa, 1876'da yürürlüğe giren Osmanlı Devleti`nin anayasasıdır. O tarihten Osmanlı Devleti’nin sona erişine kadar anayasaya kanun-i esasi deniyordu. 1876 tarihli Kanun-i Esasi, padişahın yetkilerini kısıtlamamıştı. Yurttaşlara düşünce, toplantı ve dernek kurma özgürlüğü, bireylere dokunulmazlık hakları tanımıyordu. II. Meşrutiyet'in ilanından sonra, 1909'da bu anayasada değişiklikler yapılarak padişahın yetkileri kısıtlandı. Kişisel hak ve özgürlükler tanındı, basın üzerindeki sansür kaldırıldı. Hükümet artık padişaha değil, meclise karşı sorumluydu. Anayasa Türleri Yazılı Anayasa Yetkili organ tarafından yapılmış ve bir anayasada yer alması gereken kuralları içeren temel belgedir. (Örn: T.C. 1982 Anayasası) Geleneksel Anayasa Yazılı olmayan, sürekli uygulama sonucu ortaya çıkan anayasadır. (Örn: İngiltere Anayasası) Bir devletin geleneksel anayasasının olması, anayasa alanında ortaya çıkan hiç yazılı belge olmadığı anlamaına gelmez. Yumuşak Anayasa Normal yasalar gibi tüm anayasa maddeleri değiştirilebilir. Değiştirilemez maddesi yoktur. Katı (Sert) Anayasa Bu anayasalar için özel, değiştirilmesi zor yöntemler benimsenmiştir. Bir anayasanın 'sert' olduğunu gösteren özellikler: * Değiştirilemeyecek maddeler içermesi (Örn: T.C. 1982 Anayasası) * Değiştirilmesi için özel (nitelikli) çoğunluk aranması (3/5, 2/3 gibi) * Halkoylaması usulüne yer vermesi Çerçeve Anayasa Kısa ve öz hükümlerden oluşan anayasa (Örn: T.C. 1921 Anayasası) Kazuistik Anayasa Uzun ve ayrıntılı kurallardan oluşan anayasa (Örn: T.C. 1982 Anayasası) Konu Gokhan tarafından (20-10-2008 Saat 21:26 ) değiştirilmiştir.. | ||
|
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |