Aracı Kurumlar ARACI KURUMLAR 1.1 Sermaye Piyasası Kanunu İle Getirilen Düzenlemeler Türkiye’de sermaye piyasasının gelişmesini açısından büyük eksiklik duyulan yasal düzenleme, 28.07.1981 tarihli ve 2499 Sayılı Sermaye Piyasası Kanunu ile yapılmıştır. Amacı, tasarrufların menkul kıymetlere yatırılarak, halkın iktisadi kalkınmaya etkin ve yaygın olarak katılımını sağlamak olan bu kanun ile çeşitli düzenlemeler getirilmiştir. 1.2 Aracı Kurumlar ABD uygulamasında aracı kurumlar; komisyoncu (brokerage) ve tam hizmet veren (full service) aracı kurumlar olarak ikiye ayrılmaktadır. Her iki aracı kurum tipi de en genel anlamda aracılık faaliyetlerini (menkul kıymet alım satımı) yerine getirmektedirler. İki tip arasındaki fark, komisyoncuların sadece alım-satım işlemine aracılık etmelerine karşın, tam hizmet aracı kurumlarında araştırma hizmeti yanı sıra bireysel portföy yönetimi ve yatırım danışmanlığı hizmetlerinin de verilmesidir. (Çıtak, 1998) Türkiye’de ise SPK’nın 15.08.1996 tarihli toplantısına kadar aracı kuruluşlar , aracı kurumlar ile sermaye piyasasında faaliyet gösterme belgesi almış olan bankalardan oluşmaktaydı. Ancak söz konusu toplantıda sermaye piyasası faaliyetlerinde bulunan bankaların 02.01.1997 tarihinden itibaren faaliyetlerini mevcut aracı kurumlardan mevzuat çerçevesinde birini satın almak veya mevcut yetki belgelerini bir aracı kurum kurarak bu aracı kuruma devretmek suretiyle yürütmeleri konusunda karar alınmıştır. Böylece söz konusu tarihten itibaren sermaye piyasasında hisse senedi işlemlerine aracılık sadece aracı kurumlar aracılığıyla yapılmaya başlanmıştır. |
Aracı kurumların, kurulması ve faaliyete geçmeleri için birtakım özelliklerinin bulunması ve bazı yükümlülükleri yerine getirmeleri gerekmektedir bunlar;
1.3 Sermaye Piyasası Faaliyetleri Aracı kuruluşların, aracılık kapsamında olmak üzere her ayrı faaliyet için SPK’dan yetki belgesi almak suretiyle yapabilecekleri sermaye piyasası faaliyetleri;
|
1.4 Sermaye Piyasası Kurumları Sermaye Piyasası Kanunu’na göre faaliyette bulunabilecek “Sermaye Piyasası Kurumları” şunlardır;
Biz konumuz dahilinde inceleyeceğimiz kurumlar ise Aracı Kurumlar ile aracılık faaliyetine de izin verilmiş bankalar gibi finans kuruluşlarıdır. ( İMKB,2001) 1.5 Portföy Yöneticiliği Portföy Yöneticiliği sermaye piyasası araçlarından oluşan portföylerin müşterilerle yapılacak portföy yönetim sözleşmesi çerçevesinde vekil sıfatıyla yönetilmesidir. Alım-satıma aracılık faaliyetlerinin yürütülmesi sırasında, bu faaliyetin içeriği ile ilgili olarak süreklilik arz etmeksizin verilen hizmetler portföy yöneticiliği kapsamında değildir. Portföy yöneticiliği, bu konuda faaliyet göstermek üzere Kurul’dan yetki belgesi almış Portföy yönetim şirketlerince yapılır. Portföy yönetim şirketleri yatırım fonları ve yatırım ortaklıklarının portföylerini de yönetebilirler. |
1.6 Aracı Kurum Faaliyetleri Aracı Kurumların faaliyete geçebilmesi için öncelikle, halka arza aracılık ve alım-satıma aracılık faaliyetlerinden en az birini seçmeleri ve Kurul’dan gerekli faaliyet iznini almaları zorunludur. Aracı kurumlar yukarıda belirtilen Sermaye Piyasası Faaliyetlerini söz konusu her bir faaliyet için SPK’dan yetki belgesi almak koşulu ile yapabilirler.Bu kurumlar kredili menkul kıymet, açığa satış ve menkul kıymetlerin ödün alma ve verme işlemleri ile de uğraşabilirler. Ayrıca SPK ortaklıkların sermaye artırımlarında yeni pay alma haklarının kullandırılması işlemlerinin aracı kurumlar tarafından yapılmasını isteyebilir. (anonim,2003) 1.7 Aracı Kurumlar Üzerindeki Sınırlamalar Aracı kurumlar, yukarıda sayılan işlemleri yapma hakkına sahip olsalar da aşağıda bir kısmı verilen işlemleri yerine getirme hakları yoktur.
|
1.7.1 Aracı Kurumların İşlem Limitleri Aracı Kurumlar’ın Hisse Senetleri Piyasası’nda;
1.8 Aracı Kurumların Denetimi Aracı kurumların işlem ve hesapları Kurul’ca görevlendirilecek uzmanlar tarafından denetlenir. Uzmanların yaptıkları denetimler sonucunda aracı kurumların mali yapılarının ciddi şekilde zayıflamakta olduğunun tespiti halinde aracı kurumlara Kurul’ca uygun bir süre verilerek mali durumlarını güçlendirmeleri istenir. Verilen süre içinde gerekli tedbirleri alamayan ve mali durumları taahhütlerini karşılayamayacak kadar zayıflayan kurumların yetkileri Kurul’ca kaldırılır. (anonim,2003) |
2. Yatırım Fonları 2.1 Kolektif Yatırım Kuruluşları Nedir? Tasarruf sahipleri ihraççı şirketlerden, aracı kuruluşlardan ya da menkul kıymet borsalarından menkul kıymet almak suretiyle tasarruflarını değerlendirebilirler. Ancak menkul kıymetlere yatırım yapmak bilgi ve uzmanlık gerektirmektedir. Ayrıca bireysel birikimler genelde yeterli büyüklüğe ulaşamadıklarından bunlarla oluşturulan portföyler de riskli portföylerdir. Bu risk anapara bakımından söz konusu olabileceği gibi portföyün getirisi açısından da söz konusu olabilir. Bu nedenle sermaye piyasasında kolektif yatırım kuruluşları olarak adlandırılan yatırım fonları ve yatırım ortaklıkları yaratılmıştır. Batıda yatırım ortaklıkları ile birlikte “Kolektif Yatırım Kurumları” olarak adlandırılan yatırım fonlarının kuruluşu oldukça eskiye dayanmaktadır. Ülkemizde ise yatırım fonları batıdan yaklaşık yüzyıl sonra 28.07.1981 tarih ve 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu ile gündeme gelmiştir. Ancak ülkemizde kurulan ilk yatırım fonu olan işfon1’in faaliyete geçmesi Temmuz 1987’yi bulmuştur. Yaklaşık altı yıllık gecikmenin belki de en önemli nedeni mükerrer vergilendirmenin oluşudur. Kolektif yatırım kuruluşları, hukuki yapılarına göre ayrı ve bağımsız bir tüzel kişilik olarak kurulduklarında yatırım ortaklığı, başka bir tüzel kişilik tarafından bir sözleşme çerçevesinde kurulduklarında ise yatırım fonu olarak adlandırılır. Amaç ve ekonomik fonksiyon olarak birbirine benzemekle beraber, çalışma biçimleri ve yatırımcılara sundukları hizmet bakımından yatırım fonları ve yatırım ortaklıkları birbirlerinden ayrılmaktadırlar.( İAV,1989) |
2.2 Yatırım Fonu Nedir? Yatırım fonunun tanımını yapmadan önce portföyün ne olduğunun ortaya konmasında fayda vardır. Portföy geniş anlamıyla bir kişinin ya da kuruluşun sahip olduğu varlıkların tümünü ifade eder. Bu çalışma da ise dar anlamıyla portföy,sermaye piyasası araçları ve kıymetli madenlerden oluşan varlık grubudur. Yatırım fonları halktan topladıkları paralar karşılığı, hisse senedi, tahvil gibi sermaye piyasası araçlarından ve kıymetli madenlerden oluşan portföyleri yönetirler. Her bir yatırımcı fonun sahip olduğu portföyün bir kısmını temsil eden katılma belgesini alarak fona ortak olurlar. ( İMKB,2001) 2.3 Yatırım Fonları’nın Portföylerinde Yer Alabilecek Varlıklar :
|
2.4 Yatırım Fonları’nın Türleri : Yatırım Fonları, içtüzüklerinde belirtmek koşuluyla yukarıda değinilen varlıkların fon portföyleri içindeki ağırlıklarına göre kurulabilir. Fon Portföyünün en az %51’ini devamlı olarak,
Portföyün tamamı
Fon portföyünün en az %25’ini devamlı olarak, Türkiye’de kurulmuş ortaklıkların hisse senetlerine yatırmış fonlar “A Tipi” diğerleri ise “B tipi” yatırım fonları olarak adlandırılır ve bunlar fon türleri ile birlikte belirtilir. ( Şakar, 1997 ) |
2.5 Fonun Kuruluşu Kurucu, kendi adına fonla ilgili işlemleri yürütmek için en az üç kişiden oluşan bir fon kurulu ve en az bir denetçi atar. Fon kurulu üyeliklerine ve denetçiliğe dışarıdan atama yapılabilir. Fon portföyünün yönetilmesi amacıyla yöneticiden portföy yönetim hizmeti alınır. Yönetici, fon portföyünü kanun, tebliğ ve fon içtüzük hükümlerine göre yönetmekle yükümlüdür. 2.5.1 Katılma Belgesi Nedir? Katılma belgesi, yatırımcının fon portföyüne ortak olmasını sağlayan bir belgedir. Yatırım fonlarındaki katılma belgelerini, şirketlerin hisse senetlerine benzetebiliriz. Nasıl yatırımcılar, hisse senedi alarak şirketlere ortak olurlar ve o şirketler üzerinde hak sahibi olurlar ise, benzer şekilde yatırım fonlarında da katılma belgesi ile fon portföyüne ortak olunur. Ancak, hisse senedi sahipleri şirket yönetimine katılabilirken, katılma belgesi sahiplerinin fon yönetimine katılma hakları yoktur. Katılma belgesi satın alan yatırımcılar belgelerinin fiziki teslimini isteyebilecekleri gibi fon nezdinde saklanmasını da isteyebilirler. Katılma belgesi, temsil ettiği değerin tam olarak nakden ödenmesi şartıyla satılabilir. Katılma belgelerinin itibari değeri yoktur. Fon pay değeri fon toplam değerinin tedavüldeki katılma belgelerinin kapsadığı pay sayısına bölünmesiyle elde edilir. Katılma belgesi sahipleri, belgelerini fon içtüzüklerinde belirlenen esaslara göre fona iade etmek suretiyle her an paraya çevirebilirler. Ayrıca içtüzüğünde hüküm bulunmak şartı ile fon kurucusunun talebi ve borsanın uygun görmesi üzerine menkul kıymet niteliğindeki katılma belgeleri borsada işlem görebilir. ( İAV, 1989 ) |
2.5.2 Katılma Belgelerinin Fiyatları Nasıl Hesaplanır? Fona iştiraki sağlayan katılma belgesinin fiyatı kurucu tarafından her işgünü itibariyle hesaplanmakta ve izleyen gün yapılan katılma belgesi alış satışlarında bu fiyat uygulanmaktadır. Hesaplamalarda aşağıdaki prosedür takip edilmektedir: Değerleme gününde portföyde bulunan varlıkların işlem gördükleri, alınıp satıldıkları borsalarda oluşan fiyatları dikkate alınarak fon portföy değeri hesaplanmakta, Fon portföy değerine fonun alacakları eklenmek ve borçları düşülmek suretiyle fonun toplam değeri belirlenmekte, Fon toplam değeri, değerleme gününde tedavülde olan pay sayısına bölünmek suretiyle birim katılma belgesi fiyatına ulaşılmaktadır. Yukarıda belirtilen işlemlerin yapılması esnasında fonun portföyünde bulunan varlıklardan elde edilen faiz, temettü, alım satım kazancı ve günlük değer artışları aynı gün fona gelir olarak kaydedilmekte dolayısıyla katılma belgelerinin her gün için hesaplanan pay fiyatına yansıtılmaktadır. Bu surette belirli bir tarihte fondan ayrılan yatırımcı o güne kadar fonun kazancında (zararından) kendi payına düşen miktarı almış olmaktadır. ( Şakar , 1997) |
2.6 Fonlar Nasıl Gelir Getirir? Üç yoldan fon yatırımınızdan para kazanabilirsiniz. İlk olarak fon sahip olduğu menkul kıymetlerden kar payı, faiz olarak menkul kıymetlerden gelir elde eder. Fon elde ettiği bütün gelirini fon portföy değerine yansıtır. Fonun sahip olduğu menkul kıymetlerin fiyatı artabilir. Eğer fon fiyatı yükselen bu menkul kıymeti satarsa sermaye kazancı elde eder. Fon elde ettiği bu sermaye kazancını veya zararını fon portföy değerine yansıtır. Eğer yatırım fonu fiyatı yükselen menkul kıymeti satmıyor elinde tutuyorsa katılma belgelerinin fiyatı artar. Yüksek fon toplam değeri yatırımınızın yüksek değerli olduğunu gösterir. Eğer katılma belgenizi satarsanız kar elde edersiniz. Böylece yatırımcılar katılma belgelerini sattıklarında, yatırım fonlarının portföyünde o ana kadar gerçekleşen değer artışlarından/azalışlarından paylarını alırlar. Ülkemizde yatırım fonlarının yıl sonlarında ayrıca kar payı dağıtmaları söz konusu değildir. ( anonim,2003 ) |
2.7 Yatırım Fonlarına Hakim Olan Temel İlkeler Nelerdir? Yatırım fonlarına hakim olan temel ilkeler şunlardır: 2.7.1 Riskin Dağıtılması İlkesi Bu ilke sayesinde yatırım fonlarının, bireylerin kendi imkanları ile sağlayamayacakları ölçüde riski dağıtmaları mümkündür. 100 milyon TL’niz olduğunu düşünelim. Siz bu para ile (Borsa’da hisse senetlerinin belirli miktarların -lot- altında işlem görememesi nedeniyle) ancak bir kaç hisse senedine yatırım yapabilirsiniz ve bu durum sizin riskinizi artırır. Örneğin, hisse senedini satın aldığınız 2 şirketin mali durumunun bozulması ve hisse senetlerinin fiyatlarının düşmesi ihtimali, 25 ayrı şirkete ait hisse senedinin fiyatlarının birden düşmesi ihtimalinden çok daha yüksektir. Yatırım fonları ise binlerce kişiden para toplayarak, trilyonlarca TL’lik portföyler oluşturabilir, bu sayede çok daha fazla sayıda hisse senedine ve bu arada daha başka yatırım araçlarına örneğin tahvil ve bonolara yatırım yaparak, hisse senedi fiyatlarındaki herhangi bir düşüş anında bundan en az derecede etkilenme şansına sahip olurlar. 2.7.2 Profesyonel Yönetim Menkul kıymet piyasaları nitelikleri itibariyle belirli bir bilgi birikimini gerektiren teknik piyasalar olup, bu piyasada oluşan gelişmelerin yakından takip edilmesi gerekir. Doğal olarak bireylerin böylesi bir takibi düzenli olarak yapmaları ve bu piyasalarda oluşan gelişmelerin menkul kıymet fiyatlarına etkilerini tahmin edip ona göre zamanında tavır alabilmeleri zordur. Yatırım fonları ise çok fazla sayıda kişiden para toplamak suretiyle yüksek miktarlarda portföyler oluşturduklarından, gerekli donanıma ve menkul kıymet piyasalarıyla ilgili yetişmiş elemanlara sahip olabilirler. Bu sayede piyasalarda gözlemlenen hareketlerin ne anlama geldiğini sürekli bir şekilde takip ederek gerekli işlemleri (alım/satım gibi) gerçekleştirirler. |
2.7.3 Menkul Kıymet Portföyü İşletmek Yatırım fonları, bazı kısıtlamalar içerisinde nakit ve kıymetli madenlere de yatırım yapabilmekle beraber, temel amaçları menkul kıymet alıp satmak ve alım satımlar arasında oluşan olumlu fark ile bu menkul kıymetlerin kar payları ve faizlerinden gelir sağlamak olan kuruluşlardır. 2.7.4 İnançlı Mülkiyet Yatırım fonları inançlı mülkiyet esasına dayanır. İnançlı mülkiyet esasında fona inançlı olarak fon kurucusu sahiptir. Tasarruf sahipleri ise fonla ilgili muameleleri yapma yetkisini kurucuya verirler. Bu yetki devri fon içtüzüğü ile olur. Kurucu, fonu bu sözleşme (içtüzük) çerçevesinde ve tasarruf sahiplerinin haklarını koruyarak yönetmek/yönettirmek zorundadır. ( anonim,2003 ) |
2.8 Fon Yönetimi İlkeleri
|
2.9 Yatırım Fonları’nın Avantajları Tasarrufçunun ortaya koyduğu sermayesi yani tasarrufu, profesyonel ve güvenilir yöneticiler tarafından yönetilmektedir. Yatırım fonu portföyüne alınabilecek menkul kıymetlerin sabit getirili, dövize endeksli ve hisse senedi gibi araçlarla çeşitlenmesi nedeniyle riskin en aza indirilmesi mümkün olabilecektir. Menkul kıymetlerin değerlemesi ve kontrolü ile kupon, faiz ve temettü tahsili fon yönetimince yapılacağından vade takibi, tahsil etme gibi zaman ve kaynak kullanımını gerektiren işlemlerden korunabilecektir. Küçük tasarruflarla temin edilemeyecek kazanç potansiyeli yüksek menkul kıymetlere yatırım yapılmasına olanak sağlayacaktır. Fon portföyündeki değer artışlarının portföy değerine günlük olarak yansıtılması nedeniyle işlemiş gelir ile birlikte gerek ihtiyacı kadar gerekse tamamını istendiği anda paraya çevirebilecektir. Portföye büyük montanlı alım satımlar nedeniyle zaman ve para tasarrufu sağlamaktadır. Bazı yatırım fonları, katılma belgesi üzerinden çek yazabilme imkanı sağlamaktadırlar. ( İMKB,2001) 2.9.1 Fon portföyüne ilişkin kimi sınırlamalar ise şöyle sıralanabilir:
|
2.10 Yatırım Fonuna Yatırım Yaparken Nelere Dikkat Edilmelidir? Yatırım fonuna yatırım yaptığınızda bir risk aldığınızı unutmayın. Çünkü fon tarafından alınan menkul kıymetlerin değeri artabileceği gibi düşebileceği için yatırım yaptığınız ana paranın bir kısmını kaybedebilirsiniz. Her farklı türdeki fonun farklı riskleri vardır. Genellikle potansiyel olarak yüksek getiri, yüksek kayıp yani yüksek risk demektir. Yatırımdan önce ilgilendiğiniz fonun amacının ve riskinin sizinkine ne kadar uyup uymadığına karar vermek gerekir. Buna karar vermek için bir yatırım danışmanına veya yatırım dergilerine ihtiyacınız olabilir. Bankalar kendi adlarını taşıyan fonlar satmaktadır. Fakat bankalarda satılan fonları mevduat ile karıştırmayın. Mevduatta garanti varken banka fonlarında diğer yatırım fonlarında olduğu gibi garanti yoktur. Genel olarak tüm menkul kıymet yatırımlarında özel olarak da yatırım fonlarına yapılan yatırımlarda, geçmiş dönemde o menkul kıymetin ya da yatırım fonunun elde ettiği getirinin gelecek dönemde de elde edileceği yönünde bir garantinin olmadığının tüm yatırımcılar tarafından bilinmesi gerekmektedir. Bu tür yatırımlarda daha çok geleceğe ilişkin beklentiler ile yatırımcının risk ve vade tercihinin fonun risk ve vade yapısı ile uyumu dikkate alınmalıdır. Örneğin yatırımcının önümüzdeki dönem için hisse senedi piyasasında yükseliş beklentisi var ise hisse senedi veya A tipi fon katılma belgesi satın alması ya da faiz oranlarında düşme beklentisi var ise tahvil ve bono fonu ya da B tipi fon katılma belgesi satın alması uygun olacaktır. |
2.10.1 Farklı Fonların Karşılaştırılması Amaca uygun fon tipi belirledikten sonra bu kategoride fonların performansını karşılaştırmakta fayda vardır. Performans karşılaştırırken dikkat edilmesi gerekenler; Fonun getirisine bakın. Maliyetleri karşılaştırın; Maliyetler fon seçiminde önemlidir çünkü bunlar sizin gelirinizi düşürür. Mali tablolardan gelir tablosunda giderler kısmını bulun ve ona bakın. Gelirinizi etkileyecek giderler iki türlüdür. Katılma belgesi satış komisyonu (bu katılma belgesi alınıp satıldığında ödenir). Bazı fonlar katılma belgesi alım satım için ücret almazlar alanların ise katılma belgesinin satış ve geri alınmasına ilişkin esasları fon iç tüzüğünde yer alır. Düzenlemelere göre likit fonlar dışında kalan fonlarda katılma belgesinin fona geri satılmak istendiğinde komisyon uygulanabilmektedir. Fon yönetim ücretleri, aracılık komisyonu gibi devam etmekte olan harcamalar (fonda kaldınız sürece maruz kaldığınız giderlerdir). Yatırım fonu katılma belgesine yatırım yapmayı planlayan tasarruf sahiplerinin aşağıda sayılan konularda yeterli bilgiye sahip olmaları gerekmektedir.
|
Ayrıca özel kesime sermaye piyasasından yeterince fonlama imkanının bırakılmaması, özel sektör firmalarının tahvil ihraç etmeyi maliyetli ve riskli bulmaları ve yatırım fonlarının vadesiz mevduat niteliği de diğer nedenler arasında sayılabilir.Aşağıdaki tabloda ise Türkiye’de geçtiğimiz 1 yıl içinde mevcut fon sayısı ve toplam portföy değerini gösteren bilgileri bulabilirsiniz. ( İAV,1989 ) Tablo1: 02/2002-02/2003 tarihleri arasında Türkiye’deki Fon Piyasası PORTFOY DEGERI TOPLAM DEĞERİ TARİH FON SAYISI TRILYON TL MILYON $ TRILYON TL MILYON $ 28/02/02 277 4,989 3,577 5,345 3,832 31.03.2002 248 5,812 4,317 6,273 4,659 30.04.2002 249 6,747 5,034 7,219 5,386 31.05.2002 250 6,955 4,807 7,560 5,224 30.06.2002 244 7,324 4,638 7,948 5,033 31/07/02 240 7,591 4,468 7,999 4,708 31/08/02 241 8,280 5,074 8,709 5,338 30.09.2002 242 8,007 4,821 8,429 5,075 31.10.2002 240 8,811 5,267 9,241 5,524 30.11.2002 240 9,396 6,081 9,993 6,468 31.12.2002 242 9,311 5,643 9,934 6,020 31.01.2002 243 10,344 6,285 11,012 6,691 28.02.2003 243 10,452 6,538 11,093 6,939 $= 1.598.635 TL. Kaynak:Sermaye Piyasası Kurulu Bülteni |
3. Portföy Yönetimi Modern menkul kıymet analizleri geleneksel menkul kıymet analizlerinden farklılaşırlar. Modern yaklaşım risk ve getiri kavramları üzerine yoğunlaşırken, geleneksel teori ise toplam değerin hesaplanmasını esas alır. Portföyler varlıkların bir kombinasyonudur. Bu çalışmada ise söz konusu varlıkları menkul kıymetler temsil etmektedir. Geleneksel yaklaşımda portföy yönetimi yatırımcının istek ve ihtiyaçlarına en uygun menkul kıymet karmasının seçilmesini esas alır.Buna karşın modern portföy yönetimi optimum getiriyi minimum risk seviyesinde sağlamaya yarayan matematiksel metotları kullanarak bilimsel bir yaklaşım ortaya koyar. Modern portföy teorisinin klasik portföy teorisinden olan temel farklılığı menkul kıymet yatırımlarının tek tek ele alınması yerine tümünün bir arada, uygun seçilmiş bir portföy içinde düşünülmesidir. Bir portföyün getirisi ise bu karma içindeki menkul kıymetlerin getirilerinin ağırlıklı ortalamasından başka bir şey değildir. Bu ağırlıklardan anlatılmak istenen menkul kıymetlerin portföyün içindeki oluşuma katkısı anlatılmaktadır. Portföyün toplam riski ise daha karmaşık bir kavramdır. Her bir menkul kıymetin kendine özgü olan risk oranı portföy içine katıldıktan sonra diğer menkul kıymetlerle etkileşerek karmanın riskini önceki risk seviyesinden daha aşağıya veyahut daha yukarıya doğru hareket ettirebilir. Bu her bir portföy elemanın birbiri ile olan ilişkisine bağlıdır.( Fischer & Jordan,1991) Modern Portföy yönetiminin babası olarak bilinen Harry Markowitz’e kadar , pek çok portföy yöneticisi bazı menkul kıymetlerin aynı ya da ters yönde hareket ettiklerinin farkına varmışlar ancak bu ilişkileri ölçen teknikleri geliştirememişlerdir. Menkul kıymetlerin sahip olduğu kendilerine özgü risk seviyeleri nedeniyle ,yatırımcılar her zaman birden fazla çeşit menkul kıymete sahip olmaya çalışmışlardır. Bu çeşitlendirme ile menkul kıymetlerin getirileri üzerindeki belirsizlik azaltılarak toplam getirinin arttırılması amaçlanır.Yatırımcılar portföy içindeki bir elemanın değerinin düşmesi ihtimalini bir diğer menkul kıymetin değerinin yükselmesi ile elimine etmeyi amaçlamışlardır. Önceleri özellikle hisse senetleri için uygulanan bu yöntem aynı endüstride faaliyet gösteren firmaların hisse senetlerini almak yerine farklı endüstrilerdeki firmaların hisselerini alarak kendini göstermiştir.Fakat bu noktada doğru kombinasyonun doğru nedene bağlı olarak oluşturulması sorunu ortaya çıkmıştır. Bu sorunun çözümü ise Markowitz teoremi ile mümkün olmuştur. |
Markowitz, bir portföyü oluşturan menkul kıymetlerin getirileri arasındaki ilişkilerin araştırılması ve getirileri arasında tam pozitif korelasyon bulunmayan menkul kıymetlerin bir portföyde toplanması ile ( Markowitz çeşitlendirmesi ) beklenen getiride bir düşme olmaksızın sistematik olmayan riskin azaltılabileceğini öne sürmüştür. Bu durum da en iyi portföy seçimi konusu da tartışılmalıdır. En iyi portföyün seçimi ise direkt olarak yatırımcının tatmin düzeyine bağlıdır. Kabul edilebilir bir getiriyi minimum risk seviyesi ile elde etmek veya mevcut risk seviyesinde getiriyi maksimize etmek yatırımcının yapabileceği optimum seçim alternatifleri olarak karşımıza çıkar. Bu tip portföy seçimlerine “etkin portföyler” denir. ( Jones,2000) Markowitz çeşitlendirmesinin birkaç temel boyutu mevcuttur.
Portföy yönetimi süreci istenilen sonuca ulaşmak için uygulanan stratejiler bütünü olarak da adlandırılabilir. Bu süreci kısaca özetlersek; |
Bu noktada modern portföy yaklaşımının temel değişkenlerinden olan “Risk” kavramını irdelemek konunun anlaşılmasında faydalı olacaktır. 3.1 Risk Kavramı Beklenmeyen bir durumun ortaya çıkma olasılığı olarak ifade edilebilen risk kavramı portföy yönetiminde , portföyün gerçekleşen getirisinin beklenen getirisinden sapma olasılığı olarak tanımlanabilir. Bu bağlamda portföy yönetimi sırasında ortaya çıkan risk kaynakları şöyle sınıflandırılabilirler.
|
Yukarıda anlatılanlar ile birlikte Etkin Piyasalar Hipotezi de portföy yönetiminin başlıca önermelerinden biridir. |
3.2 Etkin Piyasalar Hipotezi Bir menkul değerler piyasası genelde, piyasada alınıp satılan menkul kıymetlerin fiyatları, mevcut tüm bilgiyi tamamen yansıtıyorsa ve bu fiyatlar yeni bilgiye ani ya da buna yakın ve sapmasız (tam) bir biçimde tepki veriyorsa, etkin olarak tanımlanır. Bu hipotez portföy yönetiminde ideal olan durumu açıklaması bakımından önemlidir.Günümüzde böyle bir tanımın geçerli olabilmesi için, bazı koşulların varlığı gereklidir.Bu koşullar:
Piyasa etkinliğinin bilginin hazır oluşu ve fiyatlara yansıtılma derecesi ve hızına göre üç biçimi vardır.
Genelde elde edilen bulgular, hipotezin zayıf ve yarı-güçlü biçimiyle uyumludur.Güçlü biçime çok ender rastlanmaktadır. Son olarak bazı portföy yönetim stratejilerini belirtmek faydalı olacaktır. |
3.3 Portföy Yönetim Stratejileri Formül planlar olarak da bilinen portföy yönetim stratejileri, piyasanın yükseldiği dönemlerde iyimser, düştüğü dönemlerde kötümser olan yatırımcıları hislerinden bağımsız menkul kıymet almaya ya da satmaya zorlayarak karar almayı mekanik hale getiren tekniklerdir. Bu stratejiler içinde en yaygın olanları şunlardır:
|
Türkiye`de Saat: 05:38 . |
Powered by: vBulletin Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2