Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Taraftar > islam

 
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 13-03-2007, 11:10   #14
 
OnuR - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

MEDİNE DÖNEMİ


--------------------------------------------------------------------------------

Insanligin, cehaletin, sirkin ve putperestligin karanligindan ilâhi gerçeklerin aydinligina kavusup, ebedî kurtulusa erebilmesi için gönderilen son din olan Islâm'in örnek bir topluluk tarafindan nasil yasanacaginin ortaya kondugu ve insani insana köle olmaktan kurtaran, bunu bütün insanligi kucaklayacak s ekilde hakim kilmanin bir vasitasi olan Islâm'in devlet sisteminin kuruldugu Medine'ye hicretle baslayip, Resulullah (s.a.s)'in ölümüne dek süren on senelik teblig ve cihat dönemi.

Islâm, Resulullah (s.a.s)'in yirmi üç yillik bir tevhid mücadelesi sonucunda tamamlanmis, kemale ermistir. Bu tebligin, ilk ayetin vahyolusundan Resulullah'in Medine'ye hicretine kadar olan on üç senelik bölümü Mekke Dönemi* olarak adlandirilir. Mekke Dönemi, müslümanlarin takibata ugradigi, her türlü eziyet ve iskencenin onlara acimasizca reva görüldügü bir dönemdir. Allah Teâlâ, mustaz'aflardan olus an bu ilk inananlar toplulugunu insan tahammülünün ötesinde zorluklarla imtihan ediyor, kurulacak Islâm devletinin sarsilmaz temel taslari olmalari için ruhî bir hazirlik safhasindan geçiriyordu. Bu insanlar ayni zamanda kiyamete kadar gelecek müslüman nesillere, tagutlarin yildirma ve her türlü iskencelerine karsi nasil tahammül etmeleri gerektiginin örneklerini veriyorlardi.

Mekkeli müsrikler, inananlari susturmak için bütün yollari denemis, ancak uyguladiklari zalimce yöntemler neticesinde, iman edenlerin dinlerinden vazgeçeceklerini umduklari halde, onlarin imanlarinda daha da saglamlastiklarini ve kendilerine karsi koymada dirençlerinden hiç bir sey kaybetmediklerini görmüslerdi. Bu, onlarin tamamen sertlesmelerine ve müslümanlarin Mekke'de yasamalarini imkânsiz kilacak kararlar almalarina sebep olmustu.

Bir zaman sonra boykot edilen ve görüldükleri her yerde saldiriya ugrayan müslümanlar için Mekke'de barinma imkânlari tamamen ortadan kalkmisti. Bu insanlar, sirf rabbimiz Allah'tir dedikleri ve onlarin taptiklari saçma ilâhlarina tapinmayi reddettikleri için bütün bu zulümlere muhatap oluyorlardi. Peygambere tabi olan ve müslümanca yasamak için her seyini feda etmeye hazir bu insanlar imanlarindan dolayi zulüm görmeyeceklerini bildikleri Habesistan gibi uzak ve yabanci bir diyara hicret etmek zorunda kalmislardi. Ancak bu hicret Mekke'de dayanilmaz baskilardan bunalan Müslümanlarin bir an olsun rahatlayabilmeleri için, geçici bir çözüm olarak düsünülmüstür.

Bu arada kendisine iman etmedigi halde Resulullah (s.a.s)'i müsrik zorbalarin bütün saldirilarina karsi korumayi, her türlü zorlama ve tehditlere ragmen sürdüren amcasi Ebu Talib vefat edince onun yerine Hasimogullarinin basina Islâm'a karsi en acimasiz kimselerden biri olan Ebu Leheb geçmisti. Artik Resulullah için Mekke yasanmaz bir hale gelmisti. O, Mekke'de ilâhî merhamete karsi, kalpleri mühürlenmis müsriklerin her gün degisik türde saldirilarina maruz kaliyordu. Bunun üzerine o, kendisinin tebligine kulak verebilecek baska topluluklara yönelmek zaruretini hissetmisti. Bunun için ilk önce Taif'e gitmis, ancak orada kimseye birsey dinletemedigi gibi, tasa tutulmustu. O, Mekke'den ayrildigi zaman Ebu Leheb onu "toplum disi" ilân ederek tekrar Mekke'ye dönmesini de engellemek istemisti. Bu durumda birilerinin ona eman hakki tanimasi gerekiyordu ki, Mekke'ye girebilsin. Kendisini himayesi altina almak için müracat ettigi üçüncü kimse olan Mut'im Ibn Adiyy bu istegini kabul etmis ve tekrar Mekke'ye geri dönebilmisti. Tevhidî gerçekleri teblig görevine baslamasindan sonra çektigi onca izdirablara ve her geçen gün sistematik bir sekilde zorlasan güçlüklere ve kavminin azginliklarina ragmen o, Allah'in kelimesini yüceltmek için yilmadan ve hiç bir tehlikeden korkmadan sarsilmaz bir kararlilikla mücadelesini sürdürmüstür.

Resulullah (s.a.s), tevhid akidesini insanlara tebliğ etmede; Mekke panayırlarına ticaret ve cahilî âdetler üzere haccetmek için gelen yabancıları hedef almaya yöneldi.

Onlara Allah Tealâ'nin kendisine vadettiği gerçekleri bildirerek, kendisine sahip çıkmalarını istiyordu. Resulullah onlara şöyle diyordu:

"Beni himayeniz altına alın ve benim sözlerimi dinleyin; görürsünüz ki, iran ve Bizans imparatorluklarının sahip ve efendileri sizler olursunuz".

Ancak o, girdiği onbes çadırdan da red cevabı alarak kovulmustu. Neticede Allah Tealâ'nın takdir ettiği ve hidayetine lâyık gördüğü bir grubu Akabe mevkiinde islâm'a davet ettiğinde, onlar hiç tereddüt göstermeden iman etmişlerdi.
Altı kişilik bu küçük topluluk, Medine'de sürekli mücadele halinde olan iki rakip kabileden Hazrec kabilesine mensup kimselerden oluşuyordu.
Bu altı kişi memleketlerine döndüklerinde, büyük bir heyecanla iman ettikleri yeni tevhidî dinlerini diğer insanlara anlatmaya koyulmuşlardır. Bir sonraki yıl yine Akabe mevkiinde Resulullahla buluşan on iki Medineli'den onu Hazrecli ve ikisi de Evs kabilesindendi.
işte bu buluşmadadir ki, Medine döneminin temellerini oluşturan ve tarihe birinci Akabe bey'atı olarak geçen bey'at gerçekleşmisti.

Resulullah (s.a.s), onlara dinin bir takım temel prensiplerini bildirmiş ve bunlara uymaları konusunda onlardan kesin söz almıştı. Resulullah (s.a.s), islâm'ı ögretmek için Mus'ab b. Umeyr'i onlara hoca tayin ederek Medine 'ye göndermişti. Bir yıl sonra Mus'ab, Resulullah'a sunduğu raporunda Medine'de islâm'ın konuşulmadığı bir evin kalmadığını bildiriyordu.

kendisine iman etmediği halde Resulullah (s.a.s)'i müşrik zorbaların bütün saldırılarına karşı korumayı,
her türlü zorlama ve tehditlere rağmen sürdüren amcası Ebu Talib vefat edince onun yerine Haşimoğullarının başına islâm'a karşı en acımasız kimselerden biri olan Ebu Leheb geçmişti.

Artık Resulullah için Mekke yaşanmaz bir hale gelmişti.

O, Mekke'de ilâhî merhamete karşı, kalpleri mühürlenmiş müşriklerin her gün değişik türde saldırılarına maruz kalıyordu.

Bunun üzerine o, kendisinin tebliğine kulak verebilecek başka topluluklara yönelmek zaruretini hissetmişti.

Bunun için ilk önce Taif'e gitmiş, ancak orada kimseye birsey dinletemediği gibi, taşa tutulmuştu.

O, Mekke'den ayrıldığı zaman Ebu Leheb onu

"toplum dışı"

ilân ederek tekrar Mekke'ye dönmesini de engellemek istemişti.
Bu durumda birilerinin ona eman hakkı tanıması gerekiyordu ki, Mekke'ye girebilsin.

Kendisini himayesi altina almak için müracat ettiği üçüncü kimse olan Mut'im Ibn Adiyy bu isteğini kabul etmiş ve tekrar Mekke'ye geri dönebilmişti.

Tevhidî gerçekleri tebliğ görevine başlamasından sonra çektiği onca ızdırablara ve her geçen gün sistematik bir şekilde zorlaşan güçlüklere ve kavminin azgınlıklarına rağmen o,
Allah'ın kelimesini yüceltmek için yilmadan ve hiç bir tehlikeden korkmadan sarsılmaz bir kararlılıkla mücadelesini sürdürmüştür.MEDİNE DÖNEMİ


--------------------------------------------------------------------------------

Insanligin, cehaletin, sirkin ve putperestligin karanligindan ilâhi gerçeklerin aydinligina kavusup, ebedî kurtulusa erebilmesi için gönderilen son din olan Islâm'in örnek bir topluluk tarafindan nasil yasanacaginin ortaya kondugu ve insani insana köle olmaktan kurtaran, bunu bütün insanligi kucaklayacak s ekilde hakim kilmanin bir vasitasi olan Islâm'in devlet sisteminin kuruldugu Medine'ye hicretle baslayip, Resulullah (s.a.s)'in ölümüne dek süren on senelik teblig ve cihat dönemi.

Islâm, Resulullah (s.a.s)'in yirmi üç yillik bir tevhid mücadelesi sonucunda tamamlanmis, kemale ermistir. Bu tebligin, ilk ayetin vahyolusundan Resulullah'in Medine'ye hicretine kadar olan on üç senelik bölümü Mekke Dönemi* olarak adlandirilir. Mekke Dönemi, müslümanlarin takibata ugradigi, her türlü eziyet ve iskencenin onlara acimasizca reva görüldügü bir dönemdir. Allah Teâlâ, mustaz'aflardan olus an bu ilk inananlar toplulugunu insan tahammülünün ötesinde zorluklarla imtihan ediyor, kurulacak Islâm devletinin sarsilmaz temel taslari olmalari için ruhî bir hazirlik safhasindan geçiriyordu. Bu insanlar ayni zamanda kiyamete kadar gelecek müslüman nesillere, tagutlarin yildirma ve her türlü iskencelerine karsi nasil tahammül etmeleri gerektiginin örneklerini veriyorlardi.

Mekkeli müsrikler, inananlari susturmak için bütün yollari denemis, ancak uyguladiklari zalimce yöntemler neticesinde, iman edenlerin dinlerinden vazgeçeceklerini umduklari halde, onlarin imanlarinda daha da saglamlastiklarini ve kendilerine karsi koymada dirençlerinden hiç bir sey kaybetmediklerini görmüslerdi. Bu, onlarin tamamen sertlesmelerine ve müslümanlarin Mekke'de yasamalarini imkânsiz kilacak kararlar almalarina sebep olmustu.

Bir zaman sonra boykot edilen ve görüldükleri her yerde saldiriya ugrayan müslümanlar için Mekke'de barinma imkânlari tamamen ortadan kalkmisti. Bu insanlar, sirf rabbimiz Allah'tir dedikleri ve onlarin taptiklari saçma ilâhlarina tapinmayi reddettikleri için bütün bu zulümlere muhatap oluyorlardi. Peygambere tabi olan ve müslümanca yasamak için her seyini feda etmeye hazir bu insanlar imanlarindan dolayi zulüm görmeyeceklerini bildikleri Habesistan gibi uzak ve yabanci bir diyara hicret etmek zorunda kalmislardi. Ancak bu hicret Mekke'de dayanilmaz baskilardan bunalan Müslümanlarin bir an olsun rahatlayabilmeleri için, geçici bir çözüm olarak düsünülmüstür.

Bu arada kendisine iman etmedigi halde Resulullah (s.a.s)'i müsrik zorbalarin bütün saldirilarina karsi korumayi, her türlü zorlama ve tehditlere ragmen sürdüren amcasi Ebu Talib vefat edince onun yerine Hasimogullarinin basina Islâm'a karsi en acimasiz kimselerden biri olan Ebu Leheb geçmisti. Artik Resulullah için Mekke yasanmaz bir hale gelmisti. O, Mekke'de ilâhî merhamete karsi, kalpleri mühürlenmis müsriklerin her gün degisik türde saldirilarina maruz kaliyordu. Bunun üzerine o, kendisinin tebligine kulak verebilecek baska topluluklara yönelmek zaruretini hissetmisti. Bunun için ilk önce Taif'e gitmis, ancak orada kimseye birsey dinletemedigi gibi, tasa tutulmustu. O, Mekke'den ayrildigi zaman Ebu Leheb onu "toplum disi" ilân ederek tekrar Mekke'ye dönmesini de engellemek istemisti. Bu durumda birilerinin ona eman hakki tanimasi gerekiyordu ki, Mekke'ye girebilsin. Kendisini himayesi altina almak için müracat ettigi üçüncü kimse olan Mut'im Ibn Adiyy bu istegini kabul etmis ve tekrar Mekke'ye geri dönebilmisti. Tevhidî gerçekleri teblig görevine baslamasindan sonra çektigi onca izdirablara ve her geçen gün sistematik bir sekilde zorlasan güçlüklere ve kavminin azginliklarina ragmen o, Allah'in kelimesini yüceltmek için yilmadan ve hiç bir tehlikeden korkmadan sarsilmaz bir kararlilikla mücadelesini sürdürmüstür.

Resulullah (s.a.s), tevhid akidesini insanlara tebliğ etmede; Mekke panayırlarına ticaret ve cahilî âdetler üzere haccetmek için gelen yabancıları hedef almaya yöneldi.

Onlara Allah Tealâ'nin kendisine vadettiği gerçekleri bildirerek, kendisine sahip çıkmalarını istiyordu. Resulullah onlara şöyle diyordu:

"Beni himayeniz altına alın ve benim sözlerimi dinleyin; görürsünüz ki, iran ve Bizans imparatorluklarının sahip ve efendileri sizler olursunuz".

Ancak o, girdiği onbes çadırdan da red cevabı alarak kovulmustu. Neticede Allah Tealâ'nın takdir ettiği ve hidayetine lâyık gördüğü bir grubu Akabe mevkiinde islâm'a davet ettiğinde, onlar hiç tereddüt göstermeden iman etmişlerdi.
Altı kişilik bu küçük topluluk, Medine'de sürekli mücadele halinde olan iki rakip kabileden Hazrec kabilesine mensup kimselerden oluşuyordu.
Bu altı kişi memleketlerine döndüklerinde, büyük bir heyecanla iman ettikleri yeni tevhidî dinlerini diğer insanlara anlatmaya koyulmuşlardır. Bir sonraki yıl yine Akabe mevkiinde Resulullahla buluşan on iki Medineli'den onu Hazrecli ve ikisi de Evs kabilesindendi.
işte bu buluşmadadir ki, Medine döneminin temellerini oluşturan ve tarihe birinci Akabe bey'atı olarak geçen bey'at gerçekleşmisti.

Resulullah (s.a.s), onlara dinin bir takım temel prensiplerini bildirmiş ve bunlara uymaları konusunda onlardan kesin söz almıştı. Resulullah (s.a.s), islâm'ı ögretmek için Mus'ab b. Umeyr'i onlara hoca tayin ederek Medine 'ye göndermişti. Bir yıl sonra Mus'ab, Resulullah'a sunduğu raporunda Medine'de islâm'ın konuşulmadığı bir evin kalmadığını bildiriyordu.

kendisine iman etmediği halde Resulullah (s.a.s)'i müşrik zorbaların bütün saldırılarına karşı korumayı,
her türlü zorlama ve tehditlere rağmen sürdüren amcası Ebu Talib vefat edince onun yerine Haşimoğullarının başına islâm'a karşı en acımasız kimselerden biri olan Ebu Leheb geçmişti.

Artık Resulullah için Mekke yaşanmaz bir hale gelmişti.

O, Mekke'de ilâhî merhamete karşı, kalpleri mühürlenmiş müşriklerin her gün değişik türde saldırılarına maruz kalıyordu.

Bunun üzerine o, kendisinin tebliğine kulak verebilecek başka topluluklara yönelmek zaruretini hissetmişti.

Bunun için ilk önce Taif'e gitmiş, ancak orada kimseye birsey dinletemediği gibi, taşa tutulmuştu.

O, Mekke'den ayrıldığı zaman Ebu Leheb onu

"toplum dışı"

ilân ederek tekrar Mekke'ye dönmesini de engellemek istemişti.
Bu durumda birilerinin ona eman hakkı tanıması gerekiyordu ki, Mekke'ye girebilsin.

Kendisini himayesi altina almak için müracat ettiği üçüncü kimse olan Mut'im Ibn Adiyy bu isteğini kabul etmiş ve tekrar Mekke'ye geri dönebilmişti.

Tevhidî gerçekleri tebliğ görevine başlamasından sonra çektiği onca ızdırablara ve her geçen gün sistematik bir şekilde zorlaşan güçlüklere ve kavminin azgınlıklarına rağmen o,
Allah'ın kelimesini yüceltmek için yilmadan ve hiç bir tehlikeden korkmadan sarsılmaz bir kararlılıkla mücadelesini sürdürmüştür
__________________




Besiktas JK






.
OnuR Ofline   Alıntı ile Cevapla
 

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 16:15 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580