|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
20-01-2007, 23:31 | #41 | ||
Dişi Kartal Üyelik tarihi: Jul 2006
Mesajlar: 15.053
Tecrübe Puanı: 34 | BAĞIRSAK TIKANMASI Bağırsak tıkanması ince bağırsağın veya kolonun tamamen veya kısmen tıkanmasıdır. Bu tıkanma hazım maddelerinin bağırsak boyunca yaptığı yolculuğu tamamlamasını önler. Eğer ince bağırsaklarınızda bir tıkanma varsa, karnınızın ortasında kramp gibi ağrılar ve takrar tekrar gelen kusma isteği duyarsınız. Tıkanma nerede olmuş olursa olsun hazımla ilgili maddeler ilerleyemez. Eğer kolonunuzun alt kısmı tıkalıysa gaz bile çıkaramazsınız. Bağırsakların kısmen tıkanması bağırsakları bir sıvı çıkarmaya itebilir bu da ishal ile neticelenebilir. Tıkanmanın bir yanı da karın şişmesidir. Karın şiştikçe gerilir. sertleşir. Bağırsak gazının ve sıvısının tıkanan kısımda sıkışıp kalması şişmeye neden olur. Birçok şey tıkanmaya sebep olabilir. En yaygın tıkanma nedeni ince bağırsakta evvelce yapılmış ameliyattan kalma iltisak (komplikasyon) olmasıdır. Fıtıklar ve volvulus (düğümlenmiş veya bükülmüş bağırsak) da ince bağırsakta tıkanma yapan yaygın sebeplerdir. Belirtiler - Karın şişmesi, - Karın bölgesinin ortasında spazm halinde ağrı veya kramplar, - Kusma, - Dışkı veya bağırsak gazı çıkaramamak. Kolonda bir kanser ve diğer bozukluklar tıkanma yapabilir. Bazen tıkanma mekanik değildir ve bağırsakların hazım maddelerini ileri doğru hareket ettirememesinden doğan Buna (adinamik ileus) tembel ince bağırsak denir ve bazen hazım yaralanmalarından veya ameliyatlarından sonra ortaya çıkar. Eğer tıkanma bağırsağa kan gelmesini önlerse bu doku ölmeye başlar. Bu bir kangren veya bağırsak delinmesi olasılığını artırır. Bunların her ikisi de hayatı tehlikeye atan durumlardır. Tedavi Eğer doktorunuz bir bağırsak tıkanmasından şüphe ederse, burnunuzdan karnınıza veya ince bağırsağın başlangıç bölümüne uzanan bir tüp koyabilir, özel bir cihazla emmek suret4uie bağırsak salgılan ve hava yoluyla dışarı çıkarılır. Buna (nasogastik suction) burun yoluyla emme denilir. Bu teknik genelde karındaki gerginliği rahatlatır. Kaybedilen sıvı damar yoluyla telafi edilmelidir. Bazen gerginlik ortadan kalkınca tıkanma nedeni de beraberinde yok olur. Eğer tıkanma nasogastik emme yoluyla geçmezse ameliyat gerekir. Çalışmayan bağırsak (adinamik ileus) yakasında buna neden olan asıl hastalığın tedavisi genelde tıkanmayı da geçirir. __________________
__________________ Gönlümle baş başa düşündüm demin; Artık bir sihirsiz nefes gibisin. Şimdi tâ içinde bomboş kalbimin Akisleri sönen bir ses gibisin. Mâziye karışıp sevda yeminim, Bir anda unuttum seni, eminim . Kalbimde kalbine yok bile kinim . Bence artık sen de herkes gibisin. Eylül 2008 | ||
|
20-01-2007, 23:31 | #42 | ||
Dişi Kartal Üyelik tarihi: Jul 2006
Mesajlar: 15.053
Tecrübe Puanı: 34 | BAĞIRSAKTA DAMAR PROBLEMLERI Karın büyük bir kan damarı ağı ile beslenir. Maalesef, bazen bu gerekli kan engellenir veya azalır. Böyle durumlarda etkilenen bölgede besleyici maddeler ve oksijen yetersiz seviyeye düşer ve neticede doku ölür. Bağırsakta görülen damarla ilgili rahatsızlıklar şunlardır: Mesenter İskemisi Bağırsakları karın duvarına bağlayan zarla ilgili kansız kalma hastalığında bağırsaklara gelen kan kısmen veya tamamen kesilir Kesilme yakası genelde belli bir zaman süresinde oluşur. Bağırsaklara giden arter (ana atardamar) iç cidarında biriken kolesterol buna sebep olur. Bu kolesterol depolama, kalp hastalarında koroner arterlerde (kalp atar-damarı) meydana gelen duruma benzer; onun için koroner arter rahatsızlığının bağırsak arterlere gerektiği biçimde kan gelmeyen kimseler arasında bulunması hiç de şaşırtıcı değildir. Kısmi engellemenin (blokaj) esas belirtileri karın bölgesinde özellikle göbekte şiddetli kramplardır. Yemek yendiğinde artar, aç durulduğunda rahatlar. Bu göğüsdeki anjine benzer, (Angina pectoris, göğüs veya akciğere bağlı anjin) ve bazen abdominal anjin (karın anjini) de denir İskemik Kolit (Kansızlıktan Doğan Kolit) İskemik kolitte, etkilenen damarlar ekseriyetle ana arterler olmasa bile kolona giden kan miktarı azalır. Bu durum genelde yaşlıları etkiler. Belirtileri karın ağrıları ve makattan kan gelmesidir. şiddetli durumlarda ameliyat gerekebilir. Fakat çoğu zaman problem kendi kendine ortadan kalkar. Daha sonra iskemik kolit görülen bölgede kolon daralması olabilir. Kolon Damarları Genişlemesi (Anglodysplasia) Bu kolon damarlarının genişlemesi bozulması veya incelmesidir. Yaşlılarda daha sık görülür Makattan gelen kanama sık görülen belirtidir. Kolon anjiodisplasisinin teşhisi kolon anjiogramı gerektirir veya kolonoskopla yaralara doğrudan bakılır. Kanama, arteriografı denilen teşlıisle ilgili muayene sırasında etkilenmiş olan damarı tıkamak suretiyle durdurulabilir. Bir de koter (cautery) veya lazer uygulamak suretiyle durdurulabilir Bir de koter noskop kullanılarak tedavi edilir ve kanama durdurulur. Çok kanama varsa ameliyatla kesilip çıkarılması gerekli olabilir. __________________
__________________ Gönlümle baş başa düşündüm demin; Artık bir sihirsiz nefes gibisin. Şimdi tâ içinde bomboş kalbimin Akisleri sönen bir ses gibisin. Mâziye karışıp sevda yeminim, Bir anda unuttum seni, eminim . Kalbimde kalbine yok bile kinim . Bence artık sen de herkes gibisin. Eylül 2008 | ||
20-01-2007, 23:31 | #43 | ||
Dişi Kartal Üyelik tarihi: Jul 2006
Mesajlar: 15.053
Tecrübe Puanı: 34 | BAS DONMESI (POZISYONA BAGLI) Bu bozukluk bir yanınıza veya diğer tarafınıza yattığınızda veya bakmak için başınızı geri verdiğinizde ortaya çıkan aşırı baş dönmesi olanak tarif edilir. Belirtiler - Birden baş dönmesi (kendinizi veya etrafınızı dönüyor hissetmeniz). Bu durum bir dakikadan kısa süren ve başınızı belli bir yöne çevirdiğinizde meydana gelir. - Baş dönmesiyle beraber kontrol edilemeyen göz hareketleri. Baş dönmesini oluşturan neden başın hareketi değil pozisyonudur. Bu tür özelliği onu diğer baş dönmelerinden ayırın. Problem iç kulaktaki sıvı dolu bölüm olan ve dengeyi kontrol eden vestibüler labirenttedir fakat nedeni bilinmemektedir. Teşhis Bir yanınız üzerine (sağ veya sol) yatanken veya başınız geriye verilmişken eğer çevreniz dönüyor veya siz kendinizi havada uçuyor gibi hissediyorsanız ve gözleniniz kontrolünüz dışında bin yandan bin yana kayıyorsa, siz pozisyona bağlı baş dönmesi geçiniyorsunuz. Kriz genellikle 1-2 dakikada düzelir. Ancak neden baş dönmesi geçirdiğinizi bulmak için testler yaptırılmalıdır. Başka bin rahatsızlığın bu duruma sebep olup olmadığını belirlemek gerekecektin. Tedavi Pozisyona bağlı baş dönmesi hoş olmayan bir dunumdun. Çok nadiren ciddi bin problem sayılır. Ancak işiniz nedeniyle kısa baş dönmeleri bile zararlı oluyorsa, bu bin problem sayılabilir. En yaygın tedavi yolu, belirtilere neden olan pozisyon veya faaliyetlere girmekten sakınmaktır.
__________________ Gönlümle baş başa düşündüm demin; Artık bir sihirsiz nefes gibisin. Şimdi tâ içinde bomboş kalbimin Akisleri sönen bir ses gibisin. Mâziye karışıp sevda yeminim, Bir anda unuttum seni, eminim . Kalbimde kalbine yok bile kinim . Bence artık sen de herkes gibisin. Eylül 2008 | ||
20-01-2007, 23:31 | #44 | ||
Dişi Kartal Üyelik tarihi: Jul 2006
Mesajlar: 15.053
Tecrübe Puanı: 34 | BASUR (HEMOROID) Basur, makat civarındaki toplar damarların genişlemesi sonucu meydana gelen hastalıktır. Toplar damarlardaki bu genişleme şişlik, kaşıntı, ağrı ve kanamaya neden olabilir. Basur gelişimi normal olmamakla birlikte, insanların çoğunda zaman zaman basur gelişmektedir. Uzun süreli oturmak zorunda olma, kabızlık, besinlerimizdeki bazı maddeler bsaur gelişimine neden olabilmektedir. Yine gebelik sırasında basur gelişimi sıktır, ancak bunlar doğumdan sonra ortadan kalkar. Basura neden olabilecek yiyecekler arasında en sık rastlanılanları: güçlü baharatlar (özellikle kırmızı biber ve hardal), kafeinli ve kafeinsiz kahve ve alkoldür. Sık sık basur gelişenlerin bu yiyeceklerden ve sigaradan uzak durmaları gerekir. Daha çok lifli besin yiyerek kabızlıktan uzak durabilirsiniz. Veya sinameki çayı veya sinameki tabletleri alabilirsiniz. Bol miktarda su içmek de faydalı olur (ihtiyacınız olduğunu düşündüğünüzden daima daha fazla su için). Basurla için en iyi tedavi yöntemi binlerce yıldır kullanılan oturma banyolarıdır. Uygun büyüklükte bir leğenin içerisine yanmayacağınız ve sizi rahatsız etmeyecek kadar sıcaklıkta su doldurun, günde 3-4 kez 15 dakika kadar oturun. Yine kabızlık tedavisinde sıklıkla kullanılan sarısabır (Aloe vera) isimli bitkiden elde edilen kremleri sık basurun üzerine sürmeniz faydalı olur. Tuvaletten sonra kesinlikle kuru tuvalet kağıdı ile temizlik yapmayın. Kuru tuvalet kağıtları buradaki genişlemiş damarlara hasar verir ve basuru ilerletir. Bunun yerine tuvalet kağıdını ıslatıp o şekilde temizlenin. Veya bu amaçla üretilmiş ıslak kağıt mendiller kullanın. Çin tıbbında kullanılan ve basura neden olan vücut dengesizliğini giderici bir yöntem de şöyle: her sabah aç karnına iki adet muz yiyin veya günde 3 kez birer tane portakal yiyin. __________________
__________________ Gönlümle baş başa düşündüm demin; Artık bir sihirsiz nefes gibisin. Şimdi tâ içinde bomboş kalbimin Akisleri sönen bir ses gibisin. Mâziye karışıp sevda yeminim, Bir anda unuttum seni, eminim . Kalbimde kalbine yok bile kinim . Bence artık sen de herkes gibisin. Eylül 2008 | ||
20-01-2007, 23:32 | #45 | ||
Dişi Kartal Üyelik tarihi: Jul 2006
Mesajlar: 15.053
Tecrübe Puanı: 34 | BEHCET HASTALIGI Bu hastalık 1937 yılında Dr. Hulusi Behçet tarafından üçlü beulgular kompleksi olarak (ağızda aft, cinsel bölgede yaralar, gözde iridosiklit) tanımlanmıştır. Ancak daha sonraki bulgular hastalığın vücudun bir çok yerinde belirti ve değişikliklere neden olabileceğini göstermiştir. Erkeklerde daha sık görülür. Hastalığın nedeni bugüne kadar tam olarak belirlenememiştir, virüs kaynaklı olduğu yönündeki düşünceler yerini oto-immün hastalık düşüncesine terketmektedir. Ağızdaki belirtiler: dudaklarda, dilde, yanakta, damakta veya ağız arka duvarında tek veya çok sayıda yaralar (aftlar) şeklinde görülür. Bu yaralar, genellikle bir mercimekten bezelye büyüklüğüne kadar (nadiren daha büyük), kenarları kırmızı bir hale ile çevrili, sınırları belirgin, yuvarlak veya oval, zemini kirli tereyağı görünümünde ve ağrılı aftlardır. Cinsel bölgedeki belirtiler: erkeklerde peniste ve testisleri çevreleyen deride, kadınlarda vajina ve vajina ağzında (dudaklarda), her iki cinste idrar kanalı ucunda (üretra) ve makatta aft şeklinde yüzeyel veya daha derin yaralar gözlenebilir. Gözdeki belirtiler genelde ağrı ve ışıktan rahatsız olma şeklinde başlar. Erken dönemde konjonktivit (~göz kapağının iç yüzeyinde enfeksiyon) gelişebilir. Behçette en sık gözlenen göz rahatsızlığı tek veya çift taraflı hipopiyonlu iritis tir (bunu doktorunuz saptayacak). Bazı hastalarda kanlı (hemorojik) koriyo-retinitis saptanabilir. Ağız ve genital bölgedeki yaralarla birlikte hastada ateş ve bölgesel lenf büyümesi gözlenebilir. Gözdeki belirtiler daha ileriki dönemlerde meydana gelir ve körlükle sonuçlanabilir. Behçet; ataklarla kriz şeklinde seyreden bir hastalıktır. Göz ve sinir tutulumlarında durum son derece ciddidir. Kendiliğinden iyileşme son derece nadirdir. Teşhis A-Temel Kriterler 1- Ağızda aftlar 2- Cinsel bölgede aft benzeri yaralar 3- Göz bulguları B-Diğer Kriterler 1- Atrit : Hastaların yarısından fazlasında eklem iltihabı veya eklem ağrısı vardır. Yaklaşık 1-4 haftada iz bırakmadan düzelirler. En sık diz ve ayak bilekleri tutulur. Tutulan eklem sayısı fazla olmaz. 2- Damarlarda tıkaç oluşumu: özellikle göz toklar damarlarında 3- Sinir tutulumu : beyin sapı tutulumu (dissemine skleroz benzeri), omurilik tutulumu (transvers miyelit), organik konfüzyonel sendrom (ensefalit). 4- Mide - barsak tutulumu : mide ülseri, ülseratif kolit, karın ağrısı, ishal 5- Kalp tutulumu : anevrizma, kardit 6- Akciğer tutulumu 7- Diğer bulgular : idrarla protein atılması, kanlı idrar, amiloidozis, ailede behçet hastalığı
__________________ Gönlümle baş başa düşündüm demin; Artık bir sihirsiz nefes gibisin. Şimdi tâ içinde bomboş kalbimin Akisleri sönen bir ses gibisin. Mâziye karışıp sevda yeminim, Bir anda unuttum seni, eminim . Kalbimde kalbine yok bile kinim . Bence artık sen de herkes gibisin. Eylül 2008 | ||
20-01-2007, 23:32 | #46 | ||
Dişi Kartal Üyelik tarihi: Jul 2006
Mesajlar: 15.053
Tecrübe Puanı: 34 | Behçet Hastalığı ile karışabilecek diğer hastalıklar 1- Aftöz stomatit 2- Cinsel bölgede aftlar 3- Deride vaskülit (damarsal rahatsızlık) 4- Gözde benzer rahatsızlıklar 5- Artritler 6- Reiter sendromu 7- Stevens-Johnson hastalığı TANI KOYABİLMEK İÇİN YUKARIDAKİ KRİTERLERDEN 3 ADET GEREKİR, ANCAK TEMEL KRİTELERDEN İLK İKİSİNİN OLMASI ZORUNLUDUR. Hastaların %90 ında paterji testi pozitiftir (deriye iğne batırıldıktan 24-48 saat sonra deride küçücük apseler meydana gelir). Yine hastaların %80 inde HLA-B5 saptanır. Tedavi Etkili ilaç yoktur. Göz için kortikosteroidler kullanılır. Kolşisinin de etkili olduğu durumlar vardır. İlk atakalar sırasında kortizon oldukça etkilidir. Duruma göre bir çok ilaç kullanılabilir.
__________________ Gönlümle baş başa düşündüm demin; Artık bir sihirsiz nefes gibisin. Şimdi tâ içinde bomboş kalbimin Akisleri sönen bir ses gibisin. Mâziye karışıp sevda yeminim, Bir anda unuttum seni, eminim . Kalbimde kalbine yok bile kinim . Bence artık sen de herkes gibisin. Eylül 2008 | ||
20-01-2007, 23:32 | #47 | ||
Dişi Kartal Üyelik tarihi: Jul 2006
Mesajlar: 15.053
Tecrübe Puanı: 34 | BEL AGRISI Yetişkinlerin %80 inde, yaşamlarının bir döneminde önemli derecede bel ağrısı olmaktadır. Bel ağrısı, işgücü kaybına neden olan ve faaliyetlerimizi etkileyen sağlık sorunlarından birisidir. Belle ilgili zedelenmeler, işyerinde çalışanlar arasında görülen toplam yaralanma ve hastalıkların yaklaşık %20 sini oluşturmaktadır. Bel ağrısının önlenmesi amacıyla yaygın olarak uygulanan stratejiler, vücut formunun geliştirilmesine yönelik egzersiz, sırt mekaniği ve ağırlık kaldırma konusunda eğitim ve lomber desteklerdir (genellikle ek destek sağlamak üzere belin çevresine hafif bir elastik kuşak sarılması). Ancak bu önlemlerin etkinliği tam olarak bilinmemektedir. Bel ağrısına birkaç etken neden olabilir. Bunların başında zedelenmeler ve yaşlanmanın etkileri gelir. Bel ağrısı vakalarının çoğunluğunun önemli olduğu düşünülmemektedir ve bunlar, doktorun önereceği basit tedavilerle geçmektedir. BEL AĞRISININ ÖNLENMESİ : - Sırt kaslarınızın güçlü ve esnek olmasını sağlamak için düzenli egzersiz yapın. - Ağırlık kaldırırken, doğru teknikleri uygulayın (bütün cisimleri, vücudunuza yakın tutarak kaldırın ve bükülmekten, ileriye doğru eğilmekten ya da cismi kaldırırken uzanmaktan kaçının) - Uygun vücut ağırlığını koruyun ve sigara içmekten kaçının Ayakta dururken ya da otururken uygun pozisyonda olmaya dikkat edin. NE ZAMAN DOKTORA GİTMENİZ GEREKİR?: Belirtiler şiddetliyse ve birkaç gün içinde geçmiyorsa Ağrı günlük etkinlikleri engelliyorsa Barsak ya da mesane kontrolüyle ilgili sorunlarınız varsa Kalça ya da rektum bölgesinde uyuşma hissediyorsanız Bacağınızda güçsüzlük ya da uyuşma varsa TEDAVİ SEÇENEKLERİ : İlaç : Hafif ila orta şiddette belirtileri olan kişilere asetaminofen, aspirin ya da ibuprofen gibi ağrı kesiciler yeterli olabilir. Sırta sıcak ya da soğuk uygulaması: Belirtilerin başlangıcını izleyen 48 saat içinde, her seferinde 5-10 dakika süreyle olmak üzere, sırtınıza soğuk su torbası (ya da buz torbası) uygulayabilirsiniz. Kırk sekiz saatten uzun süren belirtiler için, ağrıyı gidermek amacıyla bir sıcak su torbası uygulamayı ya da sıcak su banyosunu deneyebilirsiniz. Spinal manipülasyon : Bu tedavi sadece bu konuda uzman bir kişi tarafından uygulanmalıdır ve bazı vakalarda, belirtilerin ortaya çıktığı ilk ay içinde yararlı olabilir. AMELİYAT Bel ağrısı vakalarının çoğunluğu, ameliyata gerek olmadan tedavi edilebilmektedir. Ameliyatın en sık rastlanan gerekçesi, disk kaymasına bağlı basınç nedeniyle sinirde ve bacakta oluşan ağrıdır. __________________
__________________ Gönlümle baş başa düşündüm demin; Artık bir sihirsiz nefes gibisin. Şimdi tâ içinde bomboş kalbimin Akisleri sönen bir ses gibisin. Mâziye karışıp sevda yeminim, Bir anda unuttum seni, eminim . Kalbimde kalbine yok bile kinim . Bence artık sen de herkes gibisin. Eylül 2008 | ||
20-01-2007, 23:32 | #48 | ||
Dişi Kartal Üyelik tarihi: Jul 2006
Mesajlar: 15.053
Tecrübe Puanı: 34 | BEYIN FELCI Beyin felci, çocukluk döneminin en yaygın olarak görülen sakatlık nedenlerinden biridir. Doğum öncesinde, sırasında veya sonrasında merkezi sinir sisteminin hareket işlev alanlarının hasar görmesinden kaynaklanır. Beyin felcinin birçok nedeni vardır. Yaygın nedenlerden biri; beyin dokusu içinde yeterli oksijen bulunmamasıdır (anoksi). Yapılan araştırmalar beyin felci olan bebeklerin üçte birinin vücut ağırlığının 2250 gramın altında olduğunu da ortaya çıkarmıştır. Doğum sancısı ve doğum sırasında beynin hasar görmesi, bakteriyel menenjit gibi bir enfeksiyon ve hemoraji (kanama) de diğer nedenleri oluşturur. Ancak genellikle belirgin bir açıklama bulunamamaktadır. Dört tip beyin felci vardır: Spastik beyin felci, ekstrapiramidal beyin felci, atonik beyin felci ve bu tiplerin karışımından oluşan beyin felci. Spastik beyin felci en yaygın olan tiptir. Spastik beyin felci bulunan bir bebekte, yeni doğanlara özgü bazı reflekslerde anormal inatçılık görülür. Hiperaktif bir tutma refleksi bebeğin ellerinin iyice sıkılmış bir yumruk biçimini almasına yol açar. Bebek büyüdükçe kol ve bacakları daha spastik ve katı bir hal alır. Hastalık her iki kolu ve her iki bacağı da tutabilir (spastik kuadrepleji). Bu durum varsa genellikle bir ölçüde zekâ gecikmesi de söz konusu olmaktadır. Yaygın olarak konvülsiyonlar görülür. Hastalık tüm kol ve bacakları tutuyor, ancak kollar daha hafif bir derecede etkileniyorsa, bu durum dipleji (iki taraflı felç) olarak anılır. Diplejili çocukların ellerini oldukça iyi kullandıkları da görülebilmektedir. Zekâ düzeyleri genellikle normal ya da normale yakındır, fakat resim çizmeyi ve harf yazmayı öğrenmekte bazı güçlüklerle karşılaşabilirler. Beyin felci bulunan tüm çocukların üçte birinde spastik hemipleji (vücudun yalnızca bir tarafını tutan felç, yarım felç) söz konusudur. Spastik hemiplejili çocuklar genellikle alt-normal gruba giren bir zeka düzeyine sahip olma eğiliminde olmakla birlikte, bu durumdaki bazı çocuklar orta ve hatta ortanın üstü zekî düzeylerine sahip olabilmektedir. Ekstrapiramidal beyin felci ilk olarak bir bebeğin kaslarının zayıflığı ve esnekliği ile kendini gösterir. Bu beyin felci tipi genellikle, bebek 6 aylık olana kadar teşhis edilememektedir. Erken bir belirti, bebek bir şeye uzanmaya çalışırken, ellerinin anormal bir pozisyon almasıdır. Kronik beyin felcinin iki biçimi vardır; atonik ve konjenital beyincik ataksisi. Atonik dipleji ileri derecede zekâ gecikmesi ile birlikte görülür. Spastisite gnellikle daha sonra, çocukluk döneminde gelişir. Konjenital beyincik ataksisi beyin felcinin seyrek görülen bir biçimi olup hafif derecede zeka gecikmesi ile birlikte bulunmaktadır. Beyin felci bulunan bir çocuğun geleceği büyük ölçüde zeka özürlülüğü de bulunup bulunmadığını bağlıdır. Bir çocuk, tekerlekli sandalye kullanmasını gerektiren ciddi hareket sorunlarına sahip olsa bile kendi kendine gözleme yeteneğine sahipse, bir dereceye kadar düzelme sağlanması daha kolay olur. Çocuğun sakatlığına karşı ailenin tavrı, bu bireyin olumlu bir kişilik imajı geliştirip geliştirememesi üzerinde etkili olur. __________________
__________________ Gönlümle baş başa düşündüm demin; Artık bir sihirsiz nefes gibisin. Şimdi tâ içinde bomboş kalbimin Akisleri sönen bir ses gibisin. Mâziye karışıp sevda yeminim, Bir anda unuttum seni, eminim . Kalbimde kalbine yok bile kinim . Bence artık sen de herkes gibisin. Eylül 2008 | ||
20-01-2007, 23:33 | #49 | ||
Dişi Kartal Üyelik tarihi: Jul 2006
Mesajlar: 15.053
Tecrübe Puanı: 34 | BEYIN KANAMASI Beyin kanamalarının nedenleri arasında en sık rastlanılanı hipertansiyona bağlı beyin içi arter kanamasıdır (intraserebral kanama = serebral arter kanaması). Beyne ait damarsal hastalıklar arasında en kötü tabloya yol açan durum serebral arter kanamasıdır. Tipik özellikleri; yaşlı, şişman, erkek ve hipertansiyonu olan bir hastada ani baş ağrısı, bulantı, kusma ve hızlı gelişen tek taraflı felç ile birlikte şuur kaybı meydana gelir. Daha sonra kanamanın yeri, şiddeti, beyinde meydana gelen diğer değişiklikler ve hastanın diğer genel hastalıklarına bağlı olarak ya hasta kaybedilir, ya gittikçe kötüleşen koma gelişir ya da sekel bırakabilecek yavaş bir iyileşme görülür. Kanamaların şiddeti çok değişkendir, çok az miktarda olabileceği gibi, beynin dış tabakasında yarık şeklinde kanamalar da meydana gelebilir. Kanamaların yerine göre gözde kanama tarafında kayna, baş ağrısı, görme alanı bozuklukları meydana gelebilir (bazı noktaları göremez). Göz hareketleri kanamanın yerine göre değişkenlik gösterir (aşağı kayma, yatay bakış gibi). Tedavide öncelikle koma gelişmişse, ona yönelik tedavi gerekir; tansiyon düşürülmelidir. Beyin ödemi gelişimine yönelik tedavi düzenlenir. Koma gelişmeden cerrahi olarak tedavi edilebilen hastaların yaşama şansları diğerlerine göre daha yüksektir. Ancak genel durumu iyi olmayan ve yaşı ilerlemiş olan hastalarda cerrahi girişim de risklidir. __________________
__________________ Gönlümle baş başa düşündüm demin; Artık bir sihirsiz nefes gibisin. Şimdi tâ içinde bomboş kalbimin Akisleri sönen bir ses gibisin. Mâziye karışıp sevda yeminim, Bir anda unuttum seni, eminim . Kalbimde kalbine yok bile kinim . Bence artık sen de herkes gibisin. Eylül 2008 | ||
20-01-2007, 23:33 | #50 | ||
Dişi Kartal Üyelik tarihi: Jul 2006
Mesajlar: 15.053
Tecrübe Puanı: 34 | BEYZBOL PARMAGI Beyzbol parmağı, parmağın uç bölümündeki tendonların zorlama sonucu kemikten ayrılması sonucu oluşur. Çoğu kez, parmağın uç bölümüne, fırlatılmış bir topun çarpmasıyla meydana gelir. Belirtiler - Parmağın son ekleminde şişme ve ağrı - Parmağı açamama Teşhis Bu yaralanma genellikle bir darbe sonucu oluşur, bu nedenle yaralanan bölgenin röntgeni çekilir. Röntgen filminin normal çıkması kırık olasılığını ortadan kaldırır. Uygun tedavi yapıldığında, yaralanmış parmak yaklaşık 8 haftada normale dönecektir. Ancak bazen, parmakta bir şekil bozukluğu kalabilir. Tedavi - Hareketsileştirme Beyzbol parmağının tedavisi genellikle yaralanan parmağın uç bölümünün tespit edici bir aletle hareketsiz hale getirilmesidir. Tendonun iyileşmesi için, parmağın uç bölümü yaklaşık 6 hafta düz durumda tutulur. Tespit edici alet çıkarıldıktan sonra, parmak yavaş yavaş normal kullanımına dönmelidir. Bunun için, doktorunuz bazı özel egzersizler önerecektir. Bu yaralanmaya kırık eşlik ettiğinde, genellikle ameliyat gerekli olur. İlaç Tedavisi Aspirin ya da diğer antienflamatuar ilaçlar şikayetlerin azalmasına yardımcı olabilir. __________________
__________________ Gönlümle baş başa düşündüm demin; Artık bir sihirsiz nefes gibisin. Şimdi tâ içinde bomboş kalbimin Akisleri sönen bir ses gibisin. Mâziye karışıp sevda yeminim, Bir anda unuttum seni, eminim . Kalbimde kalbine yok bile kinim . Bence artık sen de herkes gibisin. Eylül 2008 | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |