Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi

Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi (http://besiktasforum.net/forum/index.php)
-   Kadın Sağlığı (http://besiktasforum.net/forum/forumdisplay.php?f=161)
-   -   Sağlık Makaleleri (http://besiktasforum.net/forum/showthread.php?t=19104)

NuraN 23-01-2007 19:26

Her meyve suyu aynı değil

--------------------------------------------------------------------------------

Vücudumuzun yüzde 72'sini sıvı oluşturuyor. İnsan günde ortalama 2.5 litre sıvı kaybediyor. Meyve suyu içmeyi bir alışkanlık haline getirmek, sağlıklı yaşam kurallarından birini oluşturuyor. Çünkü meyve suları, gün içinde vücuda kaybettiği suyu kazandırıyor ve enerji veriyor. Meyve Suyu Endüstrisi Derneği (MEYED) Başkanı Prof. Dr. Aziz Ekşi bilinçli bir tüketim için meyve suları arasındaki farklara dikkat etmek gerektiğinin altını çizdi ve bu farkları ortaya koyan meyve suyu oranlarının, ürünlerin ambalajlarının üzerinde yazılı olduğunu hatırlattı.

Her meyve suyu aynı değil

Meyve suları içerdikleri meyve oranlarına göre meyve suyu, nektar ve meyveli içecekler olmak üzere üçe ayrılıyor:

Meyve suyunun içindeki doğal meyve oranı yüzde yüzü buluyor. Özellikle portakal, üzüm ve elmadan elde edilebilen yüzde 100 meyve suyu, elde edildiği meyvenin renk, tat ve kokusunu taşıyor. Meyve suyu koruyucu ve katkı maddesi içermiyor.

Meyve nektarı, meyve suyu veya pulpunun az da olsa su ile seyreltilmesi ile üretiliyor. Nektarın içinde en az yüzde 25-50 oranında meyve konsantresi bulunuyor. Şeftali, kayısı gibi meyvelerin suları koyu kıvamlı olduğu için bu meyvelerden nektar üretiliyor; kayısı nektarında en az %40, şeftali nektarında en az %45 oranında meyve bulunuyor. Meyve suları gibi nektarda da Gıda Kodeksi uyarınca koruyucu madde bulunmuyor.

Meyveli içecek ise, en az yüzde 10 oranında meyve içeriyor. Bu kategori altında son yıllarda aromalı içecekler de üretiliyor. Aromalı içecekler su, şeker, izin verilen katkı ve aroma maddelerinin karışımından oluşuyor.


Yeterince Meyve Suyu İçmiyoruz

MEYED Başkanı Prof. Dr. Aziz Ekşi Türkiye'de meyve suyu tüketiminin Avrupa ülkeleri ile karşılaştırıldığında düşük seviyelerde bulunduğunu belirtti. Ekşi sözlerine şöyle devam etti: "AB ortalaması yılda kişi başına yaklaşık 20 lt. olarak gerçekleşirken Türkiye'de 6 litre, bununla birlikte bilinçli tüketimin artmasıyla, meyve oranı sayesinde daha fazla doğal vitamin ve mineral içeren meyve suyu ve nektarların 2004 yılındaki satışında 2003 yılına göre yaklaşık %25'lik bir artış gerçekleşti. Türkiye'de en fazla şeftali suyu (%28) içilirken, onu vişne (24%) ve kayısı (19%) suyu izliyor. Bununla birlikte en hızlı büyüme ise karışık nektar tüketiminde gerçekleşiyor. C vitamini deposu olarak nitelendirilen portakal suyu ise beşinci sırada yer alıyor. "

Prof. Dr. Aziz Ekşi'ye göre tüketim oranlarının az olması kadar, tüketicilerin meyve suları arasındaki farklar hakkında yeterince bilgi sahibi olmamaları meyve suyu sektörünün önemli sorunlarından birini oluşturuyor. Türkiye'de meyve suları arasındaki farklar konusunda bilincin gelişmesine ve farklı ortamlarda tüketim oranlarının artırılmasına katkıda bulunmak önem taşıyor.
__________________

NuraN 23-01-2007 19:26

AIDS'in yayılmasını önleyen yöntem

Çinli ve ABD'li bilim adamları, HIV virüsünün insan vücudunda yayılmasını önleyen bir yöntem buldu.

Anhui eyaletinin merkezi Hıfey şehrindeki Çin Bilim ve Teknoloji Üniversitesi'nden uzmanlar, bulunan kimyasal molekül bileşiminin HIV'in saldırılarına uğrayan hücrelerdeki açığı kapatacağını ve bundan sonraki aşamada AIDS ile ilgili klinik deneylere yepyeni yöntemler sağlayacağını belirttiler.

Uzmanlar, AIDS virüsünün insanın hücresine girmesini önleyen kimyasal molekül birleşimi sayesinde, AIDS virüsünün insan vücudunda üreyememesi ve yayılamamasından dolayı kendiliğinden yok olacağını ileri sürdüler.

Şu anda dünyada AIDS hastalarına her gün 16 bin kişi ekleniyor ve ortalama her bir dakika 5 kişi AİDS'ten ölüyor. Çin'de resmi rakamlara göre 840 bin HIV taşıyıcısı bulunuyor.
__________________

NuraN 23-01-2007 19:26

Hamilelikte batıl inançlar

--------------------------------------------------------------------------------

Hamilelik ve doğuma ilişkin batıl inançlar günümüzde de etkisini sürdürüyor. Kadınla ilgili en yaygın batıl inançlara göre, hamile kadının karnı 'sivri' olursa ya da 'tatlılara' aş ererse çocuk erkek, karnı 'yuvarlak' ise veya 'ekşili ve acılı' yiyeceklere aş eriyorsa çocuk kız oluyor.


İHA muhabirinin Gebelik Rehberi sitesinden derlediği bilgilere göre, birçok kişi, kadının hamileliği sırasında baktığı, yediği, içtiği ve yaptıkları ile doğacak bebek arasında bağ kuruyor. Bebeğin anne karnında ilk kıpırdadığı an kadın kime bakarsa bebeğin ona benzeyeceği, özellikle aşerme döneminde ekşili, acılı yiyeceklerin kız, tatlı yiyeceklerin de erkek bebeğe işaret ettiği, en yaygın batıl inançlar arasında yer alıyor.


Ayrıca doğumun kolay olmasını sağlamak için muska ve tılsımlardan medet umuluyor. Doğum sırasında 'kilit açma', 'örgülü saçları çözme', 'dilenciye sabun verme' gibi adetler de sürüyor. Bu tür inançların örneklerine eski uygarlıklarda da rastlanıyor. Eski Mısır'da 'hamile kadın bedenli heykelciğin' doğuran kadınlara uğur getirdiğine inanılırken, Asur ve Babil'de 'Filistin'in rüzgar cini, rüzgar cinlerinin kralı Hanbi'nin oğlu korkunç yüzlü, dört kanatlı, kuş ayaklı, hayvan pençeli ve akrep kuyruklu Pazuzzu' heykelciği, hamilelerin koruyucusu olarak görülüyor. Japon kadınları ise doğum sırasında, Japonca 'kolay doğum' anlamına gelen 'Koyasugai' adlı deniz kabuğunu avuçlarında tutuyor. Eski Roma'dan beri gelen bir diğer inanış da hamileye kocasının yün kuşağının sarılması. Bu inanış, Anadolu'da halen devam ediyor. Ayrıca, içinde okunmuş kağıtların olduğu üçgen şeklinde katlanmış muskalara da rastlanıyor.


Halk arasında 'Loğusanın mezarı 40 gün açık kalır' sözüne inanılırken, 'nazar' ya da 'göz değmesi'nden korunmak için anne ve bebeğe nazarlık takılıyor, ev tütsülenip loğusaya kurşun dökülüyor. Bu dönemde özenle üstünde durulan konulardan biri ise 40 gün süreyle anne ve çocuğun evden dışarı çıkarılmaması. Bunun yanı sıra aynı günlerde doğum yapmış 2 annenin karşılaşmamasına da özen gösteriliyor. Karşılaşırlarsa 'kırklarının karışacağına' ve loğusaların kötü etkileneceğine inanılıyor.


Ayrıca loğusa döneminde anne ve çocuk için en büyük tehlikenin 'albastı' olduğuna inanılırken, bunu önlemek için en yaygın uygulama kadının üzerinde kırmızı renk bulundurmak, loğusa şerbetinin ve loğusa şekerinin kırmızı renkli olması ya da annenin başına kırmızı renkli kurdele takılması. Bu arada, halk arasında, doğan bebeğin göbek bağına ilişkin de inanışlar bulunuyor. Çocuk 'evcil' olsun diye göbek bağı dolap ya da sandık içine saklanırken, 'akıllı' olması için okul bahçesine, 'dindar' ve 'imanlı' olması için de cami bahçesine gömülüyor.
__________________

NuraN 23-01-2007 19:26

Felçli hastalara "çip" ümidi

--------------------------------------------------------------------------------

Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) yapılan bir deney sonucu, ağır felçli bir kişi, beynine yerleştirilen elektronik çip sayesinde günlük hayatta kullanılan nesneleri kontrol etmeyi başardı.


Felç hastası, artık televizyonunu açıp kapatabiliyor, kanalları değiştirebiliyor ve ses seviyesini ayarlayabiliyor. Bu, felçli hastaların dış dünyayla iletişim sağlayabilmeleri yönünde atılan çok önemli bir adım olarak nitelendiriliyor.


Omurilik hasar gördüğünde, beyin ve vücudun geri kalan bölümü arasındaki iletişim kesiliyor ve bu nedenle beynin gönderdiği 'Hareket et!' emirleri kaslara ulaşmıyor.


Ancak beyin içerisinde, düşünmeyi simgeleyen elektriksel faaliyet sürüyor. Bu deneyde, Brown Üniversitesi'nden bilim adamları, beynin elektrik içerisinde devam eden titreşimleri algılayan bir silikon çip ve bu titreşimleri çözümleyecek bir bilgisayar kullandı. Deney sonucunda, uğradığı bıçaklı saldırı sonucu boynundan aşağısı felç olan Matthew Nagle, şimdi düşünme gücüyle, televizyon gibi günlük hayattaki nesneleri kontrol edebiliyor. Örneğin, kolunu hareket ettirdiğini düşündüğünde çip, bilgisayara, ekranındaki bir imleci hareket ettirme sinyali gönderiyor.


Çipi tasarlayan ekibin başkanı Prof. John Donahue, uyguladıkları yöntemi şöyle anlatıyor:


"Bilgisayar ekranı, esas olarak bir televizyonun uzaktan kumandası gibi. Bir seçim yapmak için imleci istediği ikonun üzerine getirmesi gerekiyor ve bu da o ikon üzerine tıklamakla aynı anlama geliyor"


Ancak, ekran sadece bir televizyon kumandası değil. Matthew Nagle, robot bir kolun el hareketlerini kontrol etmeyi de başarmış durumda. Bilim adamları, uzun vadede, pillerle çalışacak cep telefonu büyüklüğünde bir paket geliştirmeyi ve elektrik titreşimleriyle hastanın kendi kaslarının uyarılmasını sağlamayı hedefliyor. Ancak bu zor olacak. Zira, önemsemediğimiz basit hareketler, taklit edilmesi çok zor, karışık elektrik sinyalleri içeriyor. Ancak yine de, bu deney, felçli hastaların yeniden hareket edebilme hayalleri için bir dönüm noktası teşkil ediyor.
__________________

NuraN 23-01-2007 19:26

Günde 100 gr.fındık tüketin

--------------------------------------------------------------------------------

Ordu Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü öğretim görevlisi Dr. Atilla Yılmaz, günde yaklaşık 100 gram fındığın doğrudan veya farklı besin maddeleriyle birlikte tüketilmesinin çok faydalı olduğunu söyledi.

Yılmaz, fındığın, bileşiminde bulunan yağ, karbonhidrat ve proteinden dolayı yüksek kalorili bir enerji kaynağı olduğunu belirterek, &#8220aklaşık 100 gram fındıktaki proteinden sağlanan enerji, toplam enerjinin yüzde 11.7'sine eşittir” dedi.



Fındığın kolesterol seviyesini azalttığını ifade eden Yılmaz, şöyle konuştu:



&#8220ındığın içerdiği linoleik asit, kandaki pulcukların çökelmesine ve damar içi daralmasına engel olmaktadır. Fındık yağı, kalp ve damar hastalıklarının önlenmesinde, çoklu doymamış yağ asitlerinin doymuş yağ asitlerine oranı bakımından diğer yağ çeşitlerine nazaran en uygun orana sahiptir.



Fındığın protein miktarı yumurta ve tahıllardan yüksek, et ve baklagillere hemen hemen eşittir. 100 gram iç fındıkla protein ihtiyacının yüzde 22'si karşılanabilmektedir. Fındıkta en fazla bulunan arginin amino asidi, koroner kalp yetmezliği riskini önlemede kan damarlarının gevşemesinde rol alan bileşiklerin sentezine yardımcı olmaktadır.”



Fındıkta tuz oranının da az olduğunu kaydeden Yılmaz, şunları söyledi:



“Özellikle tuz bakımından düşük beslenme programlarında ve yüksek tansiyonu olan hastalarda fındık tüketiminin fazla sorun olmayacağı da görülmektedir. Fındıkta sodyumun düşük, magnezyum, kalsiyum ve potasyumun yüksek olması, vücutta kan basıncının düzenlenmesinde rol oynamaktadır. Fındık, özellikle kemik ve diş gelişmesi için gerekli kalsiyumu süt ürünleri, pekmez, asma yaprağı ve meyveler içerisinde de bademden sonra en fazla içeren meyvedir.”



Fındığın kansızlık, sindirim ve solunum sistemi hastalıklarının önlenmesinde de etkili olduğunu belirten Yılmaz, dengeli ve sağlıklı beslenme için günde yaklaşık 100 gram fındığın doğrudan veya farklı besin maddeleriyle birlikte tüketilmesinin çok faydalı olduğunu vurguladı..
__________________

NuraN 23-01-2007 19:27

Kısa Kısa...

--------------------------------------------------------------------------------

Şeker hastaları salatayı sirkeli yesin
Tip 2 Diabeti veya insülin rezistansı olan insanlarda yüksek karbonhidrat içeren bir öğünden önce 2 yemek kaşığı sirke kullanmaları öneriliyor. Sirkenin asetik asit içerdiği, bu asitin bazı sindirim enzimlerini yavaşlattığı ve karbonhidratın emilimini azalttığı saptanmıştır.

Parlak saçlar için badem ve somon
Sağlıklı beslenme ile parlak saçlara kavuşabilirsiniz. Saçlarımız keratin denilen bir protein yapısındadır. Somonda, bademde, avakadoda ve keten tohumunda bulunan Omega 3 yağ asitleri saçları sağlığına kavuşturur.

İştahınızı kapatmak için güneşe çıkın
Yapılan araştırmalarda kış aylarında veya soğuk iklimlerde yaşayan insanların daha az güneş ışığından yararlandığı, bu durumun da insanlarda daha çok depresyon ve iştah artışına yol açtığı ortaya çıktı.

Saç dökülmesinin ç****i Biotin
H vitamini olarak da bilinen Biotin, yağ asitlerinin yapılması ve hücre gelişimi için mutlaka gereklidir. Saç telini güçlendiren ve dökülmeyi önleyen Biotin, cilt sağlığı için de son derece faydalıdır. En çok yumurta sarısı, karaciğer, süt, böbrek ve mayada bulunur.

Bitter çikolata diş çürüklerini önlüyor!
Çikolata neredeyse her derde deva... Bilim adamlarına göre, çikolatadaki "catechin" adlı antioksidanlar kansere ve kalp hastalıklarına karşı koruma sağlıyor. İnanması zor ama çikolata diş çürüklerini de önleyebiliyor. Yapılan son araştırmalara göre günde 30 gram siyah çikolata yemek, hipertansiyonu da düşürüyor. Sorun yalnızca hangi tür çikolata yiyeceğimizi bilmememiz. Bitter yani acı çikolata doğru tercih...

Kahvenin aşırısı bağımlılık yapar
Yüksek tansiyonunuz, kemik sorunlarınız ya da çarpıntılarınız varsa, kahve içerken bir kez daha düşünün. Yoksa rahatça kahvenizi yudumlayabilirsiniz. Ancak yine de ölçüyü kaçırmayın. Yoksa madde bağımlısı olabilirsiniz.

Mantar yiyerek damarlarınızı koruyabilirsiniz
Japon bilim adamları, yaptıkları son araştırmalarda mantarlarda bulunan kimyasalların, damarlardaki tehlikeli yağ birikimini (aterosklerozis) engellediğini ortaya çıkardı.
__________________

NuraN 23-01-2007 19:27

Erkekte kısırlığın nedenleri ve tedavisi

--------------------------------------------------------------------------------



İktidarsız erkekler cinsel ilişkiye giremedikleri için kısırlık sorunu yaşabiliyor ama her kısırlık problemi olan iktidarsız anlamına gelmiyor. Erkek kısırlığının birçok nedeni var. Çocuk sahibi olmak için uğraşanların bilmesi gereken en önemli şeylerden biri de mikroenjeksiyonun ya da tüp bebek yöntemin uygulanmasında jinekologla üroloğun ortak çalışması çok önemlidir. Çünkü ürolojik tedavi gören hastaların daha sonra uygulanan tüp bebek yönteminde başarı şanslarının arttığı tespit edilmiştir.

Erkek kısırlığının nedenleri

-Hormonal etkenler: Beyinden salgılanan bazı hormonlar sperm yapımına etki eder bu hormonların salgısı yeterli olamayabilir.

-Metabolik sebepler diyabet gibi

-Psikoseksül bozukluklar, cinsel ilişki bozukluğuna yol açtığı için.

-Derin bir prostat ve batın ameliyatı nedeniyle spermin geçtiği yolarda olan tıkanıklıklar ve kesikler.

-İlaca bağlı sebepler: Bazı ilaçlar geriye boşalma yapar. Anti-depresan tarzı ilaçların bir çoğu kısırlığa neden olur. Tansiyon ilaçlarının bazıları da aynı etkiyi gösterir.

-Genetik anomaliler ve bunlara bağlı bozukluklarda kısırlık yapabilir. Klingelter sendromunda örneğin hastanın kadın gibi göğüsleri büyüktür, saçları uzar penis ve testisleri vardır ama spermi yoktur. Bu durum şekil olarak da çıplak gözle anlaşılabilir. Genetik yapısı araştırıldığında anomali anlaşılır. Yine genetik nedenlerle testiste sperm üreten doku hücreler bulunmayabilir bu durum da önemli bir kısırlık sebebidir.


-Testisin karın içinde olması önemli kısırlık nedenlerinden biridir.

-Ergenlik sonrası geçirilen kabakulak da kısırlığa yol açar.

-Aşırı sıcaklık da spermi etkiler. Fırıncılar, cam işleyen, şiddetli ısıya bağlı çalışanlarda, sürekli oturan şoförlerin sperminde mutlaka düşüklük olur. Kişi bir süre sıcak ortamdan uzaklaştığı zaman spermleri normale döner.

-Kemoterapi geçirmiş olmak: Bu nedenle kemoterapi öncesinde sperm dondurulur ki hastanın ileride tüp bebek yöntemi ile çocuk sahibi olma şansı doğsun. Kemoterapiden uzun bir süre sonra sperm normal haline gelebilir.

-Radyasyona maruz kalmak kalıcı kısırlık nedeni olabilir.

-Varikosel: Testisten çıkan toplar damarların aşırı ve anormal olarak büyük oluşu genişlemiş olması reflü dediğimiz geri akımı oluşturmaları, ayrıca testiste ısı etkisi ve beslenme bozukluğu sonucu testiste sperm üreten hücreleri toksik bazı maddelerle karşı karşıya bırakır. Bu durum maddeler testis içinde etki yarattığı için sperm oluşumunu kötü etkiler. Testislerin sonografik muayenesi ve damarsal araştırılması gerekir. Böyle bir durum cerrahi müdahale ile düzeltilir. Varikosel ameliyatının başarı şansı değişiktir. Eskiden varikosel ameliyatları çıplak gözle yapılırdı. Şimdi ise mikroskobik olarak yapılıyor. Mikroskobik yapılan ameliyatların başarı şansı diğerlerine oranla çok daha yüksek. Ameliyat olacak kişilerin bunu iyi bilmesi ve ameliyatı yapacak doktordan da bu konuda bilgi alması gerekiyor. Varikosel ameliyatından sonra hücrelerin sayısında yüzde 66 oranında olumlu gelişme sağlanıyor. Gebelik üzerindeki etkisi de yüzde 27 civarında artıyor.

-Torsiyon: Testislerin ani bükülmesi. Bu durumda kişinin ağrısı olur, bulantısı olur, kusması olur. Bu gibi bir durumda hasta hemen doktora gitmelidir. Gecikirse testiste beslenme bozukluğu meydana gelir ve alınması gerekebilir.

NuraN 23-01-2007 19:27

-Bağışıklık sistemine bağlı sorunlar: Vücut spermi yabancı madde olarak kabul edebilir. Bu durumda spermde yapışıklıklar meydana gelebilir. Spermin hareket kabiliyeti bozulur.

-Testiste meydana gelen sperm epididimde birikir olgunlaşır sonra da taşınır. Epdidime bağlı bir sebepten. Yani epididimin olmayışı veya tıkalı oluşu veya iltihaplanmış olması ve enfeksiyon sonrası kanalların tıkanması.

-İsteyerek çocuğum olmasın diye spermin geçtiği kanalların bağlanması da bir nedendir. Bu bir ameliyatla yapılır gerektiğinde yine bir ameliyatla açılıp kişinin tekrar çocuğu olabilmesi sağlanır.

Kısırlık tedavisine önce kim başlamalı?

Doğru olan ilk olarak erkeğin sperm kontrolü yaptırmasıdır. Çünkü bu çok kolay bir işlemdir. Erkek 4 gün cinsel perhiz yapar yani cinsel ilişkide bulunmaz, ardından güvenilir bir laboratuara gider ve sperm verir. Laboratuar koşullarında bu spermin yapısı ve morfolojisi incelenir. Bu aşamadan sonra eğer bir problem varsa erkeğin tedavisine yönelik çalışmalar yapılır. Eğer sorun yoksa kadının kısırlığı araştırılmaya başlanır. Bazı durumlarda her ikisinde de problem olmayabilir. Her iki tarafın fonksiyonları normal olduğu halde çiftlerin çocuğu olmayabilir. Buna da sık rastlanır.

Bir erkek kısırlık şüphesi ile başvurduğunda ne gibi testler yapılıyor?

Erkeğin doktora anlattıkları çok önemlidir. Doktor hastaya yönelttiği sorularla birçok hastalığın ipucunu yakalayabilir. Şu konular araştırılır:

- Ne kadar zamandır evli olduğu doktor açısından belirleyici bir durumdur. Çünkü kısırlık şüphesi için çiftlerin 1 yıllık düzenli ilişkileri olduğu halde hamilelik durumunun ortaya çıkmamasıdır. Bu bir yıl içinde en az haftada 2 kez ilişkiye girilip girilmediği de sorulmalıdır

NuraN 23-01-2007 19:27

Ailede başka bir erkekte testislerin yukarıda olması durumu varsa veya erkek testisle ilgili bir problem geçirdiyse direkt olarak bir sebep bulduğumuzu düşünülür.

- Erkeğin ergenlikten sonra kabakulak geçirmiş olup olmadığı da sorulur. Bu hastalık süreci içinde erkeğin yumurtalıklarında şişme de olduysa bölgede spermin oluşumuna neden olan hücreleri yok etmiş anlamına gelir.

- Evli çiftin yaşları da önemlidir. Kadın 35 yaşın üzerinde ise, adetleri düzenli değilse önemli risk faktörü sayılır.

- Aileden genetik olarak gelen diyabet hastalığı olup olmadığı sorulur. Bu durumda diyabetle ilgili testler yapılır ve sperm sayısına bakarak spermle ilgili testler de istenebilir.

- Ailede çocuğu olmayan ve sakat çocuğu olan kişilerin bulunması da araştırma aşamasında yön gösterici olabilir.

- Testislerin yukarıda olması da etkilidir. Eskiden testisleri yukarıda olan çocuklarda testisin indirilme işlemi ergenlik döneminde yapılırdı. Ama aslında bunun fark edildiği dönemde erken yaşlarda yapılması gerekir yoksa kısırlığa neden olabilir.

- Erkekte organik anlamda spermin akışkanlığını önleyen rahatsızlıkların olup olmadığı testlerle incelenir.

Sperm Testi:

Öncelikle sperm testi istiyoruz. Spermin içinde normalde 1 santimetreküpte 20 milyon veya üzeri olması gereken sperm düşük seviyelerine göre türlere ayrılıyor.

- Oligosperm: Azalmış sperm sayısı,

- Normo sperm: Normal sperm sayısı,

- Azospermi: Hiç sperm hücresi olmayışı:gibi 3 durum ortaya çıkıyor.

Kişi spermle ilgili bir sorunu olup olmadığını kendisi anlayabilir mi?



Ancak spermin koyu, az olup olmadığını anlayabilir. Spermin de içinde bulunduğu sıvının klasik bir rengi ve kıvamı vardır. Bunların olmayışı, çok sıvı oluşu veya çok az ve koyu oluşu akla bazı sorunları getirebilir. Bunu doktor ve laboratuar değerlendirebilir. Kültürlü, bu konularda bilgili bir insan spermin az geldiği veya boşalırken ağrı olduğu şikayetleriyle doktora başvurabilir.

Sperm Hiç Yoksa Ne Yapılır: Testis biyopsileri

Testis biyopsileri sperm elde edilemeyen hastalarda uygulanıyor. Testis biyopsileri artık mikroskobik olarak yapılıyor. bu sayede doktor testisin içini çok rahat bir şekilde görebiliyor. Mikroskop altında bakıldığında saç kılından daha ince olan tubuluslar çok net gözüküyor. Böylece doktor sadece içinde sperm olan belirgin dolgun olan dokuyu alıyor ve emrbiyolog hemen o anda dokuda sperm mevcutsa tesbit ediyor. Biz buna micro-tese diyoruz. Bütün bunlardan sonra spermin canlılık testleri değerlendirilebilir. Morfolojik yapısı değerlendirilir ve içlerinden en uygun olanları microenjeksiyon için kullanılır.

Şişmanlık kısırlık nedeni mi?

Erkekte ve kadında aşırı şişmanlık cinsel ilişkiyi önleyebileceği için kısırlığa yol açabilir. Hormonal bozukluklardan kaynaklanan şişmanlık fizyolojik olarak kısırlığı ortaya çıkarabilir.

Kadınla erkeğin birlikte yaptırdığı testler var mı?

Tabii ki var, bunlardan önemli bir tanesi post koital testtir. Cinsel ilişkiden sonraki birkaç saat içinde yapılıyor. Sabah evde ilişkiye giriyor aile, doktora gidiyor ilişkiden sonra uterusun ağzından bir materyal alınıyor ve buradaki spermin canlı olup olmadığına bakılıyor. Eğer canlı ise erkekte bir sorun olmadığı düşünülüyor ve kadına ait faktörlerin araştırılmasına geçiliyor.

NuraN 23-01-2007 19:27

Sigara kısırlık nedeni mi?

Erkekte spermin yapısını etkiler kadında da yumurtlamayı etkiler. Sigaranın zararları bazen vücutta kalıcı etkilere yol açar ama sigara bırakıldıktan sonra spermin yapısında düzelmeler görülmektedir.

Alkol kullanımının etkisi var mı?

Öncelikle alkol kullanımı sinir sistemi üzerinde etkili olur. Erkekte sertleşme sorunu yapar. Ayrıca spermin hareketliliğini etkiler.
_______________


Türkiye`de Saat: 04:19 .

Powered by: vBulletin Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580