![]() |
Allerjik nezle nasıl anlaşılır? -------------------------------------------------------------------------------- Allerjik nezle tanısı tipik hastalarda çok kolaydır. Bu işle ilgilenen uzmanlar hastayı görür görmez, daha adını sormadan, muayene etmeden bie hastanın alerjik nezlesi olduğunu anlayabilirler. Gerçekten de bu hastalıkta çok tipik bulgular saptanır. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr.Ahmet Rasim Küçüusta, allerjik nezlenin nasıl anlaşılabileceğini Mynet okurları için derledi. ADENOİD YÜZ Uzun yüzlüdürler, üst çeneleri dar, alt çeneleri ise geriye doğrudur; elmacık kemikleri daha az belirgindir. Ağız sürekli açıktır. Burun kaşınmaktan dolayı kırmızıdır. AKTİVİTE Allerjisi olan hastalar, özellikle de çocuklar adeta yerlerinde duramazlar, sürekli hareket halindedirler: Ellerinde mendil eksik olmaz. ALLERJİK SELAM El ayası yüze dayanarak burun ucu kaldırılarak hem burun kaşınmış ve hem de burundan kısa süre de olsa rahat nefes alınması sağlanmış olur. Bu hareketi uzun süre (en az 2 yıl) yapanlarda burnun yukarıya doğru kıvrıldığı yerde artık ömür boyu devam edecek bir çizgi oluşur . Biz buna tıp dilinde supratip çizgisi diyoruz. YÜZ ÇARPITMA Bazı hastalar ise, burun ucunu hareket ettirmek, burun deliğinin birini olsun biraz açmak amacıyla üst dudak ve yüzün orta 1/3' ünün bir tarafa çekerek buruştururlar. GÖZLER ALTINDA MOR HALKALAR Alt göz kapaklarının altında koyu halkalar vardır. Nedeni, burundaki kanlanmaya bağlı olarak göz çevresindeki toplar damarlarda kan birikimidir. Tedavi görmeyen hastalarda tüm ömür boyu kalıcı bir özelliktir. Bazı alerjik çocuklarda ise alt göz kapağı derisinde yarım ay şeklinde kırışıklıklar vardır. İPEKSİ, UZUN KİRPİKLER Kirpiklerin ipeksi, uzun ve düzensiz olması da alerjik hastaların bir özelliğidir. KIZARMIŞ GÖZLER Gözler kızarmıştır, göz yaşı salgısı artmış da olabilir. Göz kapakları içinde veya köşelerinde salgılar (çapak) birikebilir. TAM KAPANMAYAN AĞIZ Ağız genellikle hafifçe açıktır. Ağız köşelerinde çatlaklar oluşabilir. Damağın çukurluğu artmıştır. Alt çene gelişimi sınırlı ve geriye doğrudur. Dişlerde çarpıklıklar da olabilir; diş çürükleri başka çocuklara göre daha fazladır. |
BURUN Burun delikleri çevresi, sürekli akıntı ve bunların silinmesinden dolayı tahriş olarak kızarmıştır. Burun içinde kabuklanmalar oluşabilir. Burun zarı (mukozası) ışıklı bir alet ile incelenir. Normal burun zarının renk ve nemliliği taze kesilmiş karpuz benzer. Alerjik olanlarda, renk daha soluk ve mavimsiye döner. Burnun arka tarafları ve yutağın görülebilmesi için fiberoptik rinoskopi yapılabilir, fakat bu her hastada gerekli bir inceleme değildir. Hastalar fiberoptik rinoskopiyi çok müthiş bir muayene sanırlar ‘Doktor, burnumun içini ta gırtlağıma kadar televizyonda bana gösterdi' diye iftiharla anlatırlar. YATAR YATMAZ BAŞI, SAÇ DİPLERİ TERLEYEN ÇOCUKLAR Bugüne kadar görmüş olduğum alerjik çocuklarda, dikkatimi çeken en önemli özelliklerden biri, bu çocukların özellikle geceleri baş, boyun ve saç diplerinin terlemesi idi. Terleme, genellikle çocuk yatar yatmaz ilk birkaç saat içinde olup sonra geçer. Anneler, yastıkların su gibi ıslandığını yastık kılıfı değiştirmek zorunda kaldıklarını söylerler. DİŞ GICIRDATMA Son yıllarda yapılan araştırmalar, diş gıcırdatmanın alerjik çocuklarda üç misli daha fazla görüldüğünü göstermektedir. Gıcırdatma, saman nezlesi, sinüzit, burun kemiği eğriliği, burun polipleri olanlarda daha fazladır. Bunlar genellikle geceleri ağzı açık yatan, horlayan ve salyaları akan çocuklardır. Bu çocuklarda kulak ağrısı ve kulak iltihaplarına da çok sık rastlanır. Allerjik çocuklardaki diş gıcırdatmalarının, Östaki Borusu' nun mukozasındaki ödemden dolayı orta kulakta negatif basınç oluşumuna bağlı bir refleks olarak geliştiği düşünülmektedir. __________________ |
Sigara kadınlarda doğurganlığı azaltıyor -------------------------------------------------------------------------------- Hollandalı bilim adamlarının yaptığı araştırmaların sonuçları, günde bir sigara içen bir kadının doğurganlık şansının bile hiç içmeyenlere göre yüzde 28 oranında azalttığını gösterdi. Sonuçları, İngiltere'nin ünlü Human Reproduction dergisinde yayımlanan araştırmaya göre, sigara içen kadınların sağlıklı doğum yapma şansları da üçte bir oranında azalıyor. Sigaranın kadının doğurganlık yaşını en az 10 yıl azalttığını da belirten Hollandalı bilim adamları, 30 yaşındaki sigara içen bir kadının, 40 yaşında hiç sigara içmemiş bir kadınla aynı doğurganlık problemlerini yaşadığını bildirdi. Bilim adamları, bebek sahibi olmak isteyen kadınlara, sonuçları ciddiye alıp bir an önce sigarayı bırakmaları tavsiyesinde bulundu. __________________ |
Kemik erimesine karşı en etkili silah soğan -------------------------------------------------------------------------------- Özellikle yaşlılıkta ortaya çıkan kemik erimesi (osteoporos) hastalığına karşı en etkin ilacın soğan olduğu bildirildi. The Journal of Agriculture and Food Chemistry (Tarım ve Gıda Kimyası) isimli bilimsel dergide yer alan bir araştırmanın sonuçlarına göre, fareler üzerinde yapılan deneyler, beyaz kuru soğanda bulunan bir bileşimin kemikleri güçlendirdiğini ve kemik erimesini önlemede faydalı olduğunu ortaya koydu. Kemikleri sağlam ve sağlıklı tutmanın başlıca yolunun sağlıklı beslenme, içki ve sigaradan uzak durma ve şişmanlığı önleyecek ölçüde egzersiz yapmak olduğunu söyleyen araştırmacılar, kuru beyaz soğanda bulunan ve GPCS adını verdikleri bir bileşimin kemik erimesine karşı son derece etkin olduğunu kaydettiler. __________________ |
Yağlı balıklar vücuttaki iltihabı azaltıyor -------------------------------------------------------------------------------- Harward Üniversitesi ve Brigham Üniversitesi bilim adamları, Omega-3 yağ asidi içeren somon ve uskumru gibi yağlı balıkların, vücuttaki iltihaba karşı savaştığını belirtti. Araştırmanın bulguları, 'Journal of Experimental Medicine' adlı dergide yayımlandı. Bilim adamları, insan vücudunda bulunan ve 'resolvin' adı verilen yağların iltihapla savaştığını, bunların da yağlı balıklardaki yağ asitlerinden sağlandığını belirtti. Bilim adamlarına göre, bu yağlar, kardiyovasküler hastalıkların önlenmesinde de büyük önem taşıyor. Bu yağların, vücuttaki iltihap hücrelerinin, iltihaplı bölgede toplanmasının önüne geçtiklerini anlatan bilim adamları, aspirin kullanımının da 'resolvin' adı verilen iltihapla savaşan yağların artmasına katkı sağladığını açıkladı. Araştırmayı yapan grupta yer alan Dr. Charhes Serhan, bu bulguların Omega-3 içeren balık türlerinin tüketimini teşvik ettiğini de belirtti. |
Bahar çarpmasına dikkat -------------------------------------------------------------------------------- Hava sıcaklıklarına bağlı olarak vücudun dengesinde meydana gelen değişiklikler, olumsuz durumlara yol açıyor. Uzmanlar, özellikle romatizma, astım, kalp, mide ülseri ve hipertansiyonu bulunanların, bahar aylarında özellikle çok dikkatli olmaları gerektiğini vurguladı. Havaların ısınmasıyla birlikte metabolizmada oluşan değişiklikler, yorgunluk, halsizlik ve eklem ağrıları gibi şikayetleri de beraberinde getiriyor. Hava sıcaklıklarına bağlı olarak vücudun dengesinde meydana gelen değişiklikler olumsuz durumlara yol açarken, bu durumdan kurtulmak basit birkaç önlemle mümkün olabiliyor. Uzmanlar bahar mevsimlerinde havadaki elektrik yükünün arttığına dikkat çekerek, bu yüklerden pozitif olanların vücutta zindelik, nefatip olanların ise yorgunluk, halsizlik ve gerginliklere sebep olduğunu belirtiyor. Taşıtların havayı kirletmesi, sanayi atıkları ve trafik keşmekeşe sebebiyle şehirdeki elektrik yükünün daha fazla olduğunu vurgulayan uzmanlar, bahar aylarında hava sıcaklıklarına bağlı olarak insan metabolizmasında oluşan değişikliklerin yorgunluğu arttırdığını ve bahar yorgunluklarının bir hastalık olarak tanımlanmamasına rağmen önlem alınmadığı takdirde kronikleşebileceğine dikkat çekiyor. Bahar aylarında özellikle romatizma, astım, kalp, mide ülseri ve hipertansiyonu bulunanların dikkatli olmaları gerektiği vurgulanırken, metabolizmada meydana gelen değişikliklerin özellikle bu hastalıkları olumsuz yönde etkilediği bildirildi. Astım, saman nezlesi ve ürtiker, bahar mevsiminde en çok şikayetçi olunan rahatsızlıkların başında geliyor. Bu hastalıkların en gözde belirtileri ise burun akıntısı, hapşırma, öksürme ve nefeste tıkanma olarak tanımlanıyor. Konunu uzmanları, astım ve alerjik hastalıkların bahar aylarında daha sık görüldüğüne işaret ediyor. Bu hastalıklara bahar aylarında daha sık rastlanmasının sebebi olarak ise, havaların ısınmasıyla birlikte atmosfer basıncındaki değişiklikler ve artık neredeyse bir kabus haline gelen havada uçuşan polenler gösteriliyor. Solunan havadaki nem miktarının farklılığı ve bu mevsimde soluduğumuz havaya karışan bitkilere ait polenlerin hastalıkta önemli rol oynadığı vurgulanıyor. Uzmanlar, astıma ve alerjik hastalıklara ve özellikle saman nezlesi denilen hastalığa yol açan alerjilerin başında polenlerin geldiğini belirterek, özellikle çayır ve hububat polenlerinin ve yöreye göre ağaç polenlerinin alerjik hastalıkların ortaya çıkmasında önemli rol oynadığı görüşünü paylaşıyor. Uzmanlar, basit gibi görünen ancak kronikleşmesi durumunda ciddi tehlikelere yol açabilecek olan bahar hastalıklarının aslında basit birkaç yöntemle önlenebileceğine dikkat çekiyorlar. İnsanların kendi kendilerine alabilecekleri önlemlerden bazıları şöyle: - Alışılmış olan uyku ritimlerinde ani değişiklik yapmayın, yatış-kalkış saatlerinizi birden değiştirmeyin - Hayatınıza, giyim-kuşamınıza ve beslenmenize dikkat edin - Baharın başlamasıyla birlikte vücudun daha çok vitamine ihtiyaç duyduğunu unutmayın. Özellikle B ve C vitaminleri içeren sebze, meyveler, domates, patates ve kayısı yemeye çalışın - Günde ortalama 3 litre su için. Bunu yemek öncesi ve yatmadan önce azar azar yapın - Uyku ritmine dikkat edin ve rahat bir uyku için günlük bütün stresleri unutarak yatağa girin - Her gün sabahları en az 5 dakika yürüyün - Mevsimsel geçiş dönemlerinde alınan alkol miktarını düşürün. Alkolün vücudu olumsuz etkilediğini ve insanda daha çok bitkinliğe, yorgunluğa yol açacağını unutmayın." __________________ |
Aspirin orta yaş üzeri için hayat kurtarıcı -------------------------------------------------------------------------------- Cardiff Üniversitesi'nin 25 yıl süren, 2500 kişinin katılımıyla yaptığı araştırma, ''günde bir aspirinin 50 yaşın üzerindekiler için hayat kurtarıcı olduğunu'' ortaya koydu. Cardiff Üniversitesi bilim adamları, 50 yaşın üzerindeki herkesin günde bir aspirin tableti alması gerektiğini, maliyeti çok düşük olan bu koruyucu yöntem sayesinde kalp krizi ve felç vakalarında ciddi düşüş olacağını bildirdiler. Araştırma sonuçları, sık sık açıklanan bu gerçeğin pek çok orta yaş grubu mensubu tarafından ciddiye alınmadığını ve çok sayıda kişinin aspirinden yararlanamadığını da ortaya koydu. Bilim adamları, aspirinin kalp krizleri ve felç vakalarının yanı sıra alzheimer ve bazı kanser türlerinin önlenmesine de yardımcı olduğunu belirttiler. Cardiff Üniversitesi bilim adamlarından Profesör Peter Elwood, ''Eğer orta yaşın üzerindekiler bu tavsiyeyi dikkate alır ve günde bir aspirin kullanırsa, her yıl binlerce, onbinlerce yaşamın kurtarılabileceği görülecektir'' dedi. |
Kadınların sezgileri daha güçlü değilmiş -------------------------------------------------------------------------------- Edinburgh Bilim Festivali'nde yaklaşık 15 bin kişi üzerinde araştırma yapan uzmanlar, deneklere kadın ve erkek yüzlerinden oluşan 10 çift fotoğraf gösterdi. Her bir çift fotoğraf, aynı kişinin bir samimi ve bir de yapmacık gülüşünü gösteriyordu. Erkekler, fotoğraflardaki içten gülüşleri yüzde 72 oranında doğru olarak tespit etti. Kadınlarda ise bu oran yüzde 71 olarak ölçüldü. Karşı cinsin fotoğraflarını değerlendirmede erkekler çok daha başarılı oldu. Erkeklerin yüzde 76'sı, kadınların ise sadece yüzde 67'si karşı cinsin yüzündeki samimiyeti doğru algıladı. Uzmanlar, kadınların samimiyetsizliği algılamakta erkekler kadar başarılı olamamasını, her şeyi iyi tarafından görmeye programlanmış olmalarına bağladı. |
IBS, hayatımızın olumsuz bir parçası -------------------------------------------------------------------------------- Yeni ismi ile "Hassas Barsak Sendromu" olarak tanımlanan IBS hakkında Şubat ve Mart aylarında www.IBSnedir.com sitesi üzerinden yapılan araştırmaya göre, kişilerde karın ağrısı, şişkinlik, kabızlık/ ishal en yoğun günlük şikayetler arasında yer alıyor. Ancak yaşamı olumsuz etkileyen bu şikayetler ile doktora başvuranların sayısı oldukça az... IBS (Hassas Barsak Sendromu), henüz tam olarak tanınmayan ancak tüm toplumlarda sık rastlanan bir sendrom... Sindirim sisteminde organik nedenlere bağlı olmaksızın yaşanan ağrı, şişkinlik ve kabızlık/ ishal gibi belirtilerle ortaya çıkıyor. Özellikle stresin tetikleyici olduğu bu şikayetler, kişilerin sosyal yaşamlarını olumsuz yönde etkilerken , doktora başvurmayı gerektirecek bir sebep olarak görülmüyor. Oysa hem kadın hem erkek olmak üzere toplumun her kesiminden bu rahatsızlıkla yaşayan pekçok kişi bulunuyor. Çalışma koşullarının ağırlaşması, günlük yaşam içinde stresin artması, beslenme alışkanlıklarının değişmesi, IBS'nin de giderek yaygınlaşmasına neden oluyor. IBS'nin belirtisi sayılan karın ağrısı, şişkinlik ve gaz, ishal/ kabızlık gibi şikayetlerin sorgulandığı ve internet üzerinden 3700'ün üzerinde kişinin katıldığı IBS Testi 20 Mart 2005 tarihinde sonuçlandı. Bu teste göre, katılımcılarda görülen en önemli şikayet %93 oranında şişkinlik ve gaz olarak belirleniyor. Bunun yanında stresin de şikayetleri tetiklediği % 82'lik bir oranla ortaya çıkıyor. Ayrıca ishal ve kabızlık da verilen cevapların %87'sinde sık yaşanan bir durum olarak görülüyor. Özellikle yemek sonrası karın ağrısı, şişkinlik gibi şikayetlerin yoğunlaşması, kişilerin çalışma ve sosyal hayatını olumsuz etkiliyor. Bu yanıtlara göre, toplumumuzda sindirim sistemi rahatsızlıklarının ve IBS'nin önemli yer tuttuğu ortaya çıkmaktadır. Testi yanıtlayan kişilerin yaklaşık % 90'ında IBS ihtimali olduğu sonucu gözlemlenmektedir. Buna göre IBS hakkında bilgi sahibi olmak ve kabullenmek yerine tedavi almak çok önemlidir. Ayrıca yaşam koşullarını da iyileştirmek ve özellikle sindirim sistemine zararlı yiyecek ve içeceklerden kaçınmak da hayat kalitesini olumlu yönde etkileyecektir. İşte karın ağrısı, şişkinlik/gaz ve ishal/kabızlık gibi problemleri sık yaşayanlara birkaç öneri: · Rahatsızlığınızı artırdığını düşündüğünüz yiyeceklerden uzak durun: Hastaları özellikle etkileyen yiyecekler farklı olabilmektedir. Bu nedenle kendinizi iyi tanıyıp, rahatsızlık veren yiyeceklerden uzak durmalısınız. · Sık sık ama az yiyin · Bol su için · Bitki Çaylarını Tercih Edin · Sigarayı bırakmaya çalışın · Stresten uzak durmaya çalışın · Gaz yapan yiyecekleri az tüketin IBS ile ilgili ayrıntılı bilgiye, rahatsızlıkla ilgili ipuçlarına ulaşabileceğiniz IBS Risk Testi'ne ve sindirim sistemi içinde geçen keyifli oyuna Abdi İbrahim İlaç tarafından hazırlanan www.IBSnedir.com sitesinden ulaşabilirsiniz. __________________ |
AIDS aşısına doğru bir adım daha -------------------------------------------------------------------------------- Çağımızın en önemli hastalıkları arasında olan AIDS korkutuculuğu ve yayılma hızı nedeniyle gündemden düşmüyor. Son zamanlarda AIDS Aşısı için yapılan çalışmalar ve ayrılan mali kaynaklar tüm dünyada insan sağlığı için yapılan en önemli yatırımlar arasında! AIDS Aşısı için çeşitli kamu kuruluşları ve özel kuruluşlar yüzlerce milyon doları gözden çıkarırken umut veren, yüzleri güldüren bir haber de Merck & Co.'dan geldi! Merck'in araştırma safhasındaki HIV/AIDS Aday Aşısı, Ortak Klinik Çalışma'nın Faz II etkinlik testi safhasına ulaştı. 2004 yılında HIV ile yaşayan kişilerin sayısı yaklaşık 40 milyon olarak bildiriliyor. Yüzde 95'i gelişmekte olan ülkelerde olmak üzere, her gün 13000 yeni HIV enfeksiyonu vakası ile karşılaşıldığı düşünülürse; tüm dünyayı etkileyen bu salgında herhangi bir gerileme işaretinin söz konusu olmadığı görülecektir. Diğer enfeksiyöz hastalıklarda olduğu gibi, AIDS'in sonlandırılması için de uzun vadeli umutlar arasında en önemlisi bir aşının geliştirilmesidir. Hastalığın önlenmesi ve tedavisi ile birlikte aşılar, HIV enfeksiyonu ile girişilen mücadelede takip edilecek ortak stratejinin en kritik bölümünü oluşturmaktadır. Geçtiğimiz günlerde HIV Aşı Çalışmaları Grubu (HIV Vaccine Trials Network - HVTN) ile Merck & Co.,Inc, Merck'in araştırma safhasındaki HIV/AIDS aday aşılarından birini kullanarak ortak bir faz II "Tez - İspat" (proof-of-concept) çalışması başlatmış olduklarını duyurdular. Bu çalışma Merck ve HVTN'in Kuzey ve Güney Amerika, Karayipler ve Avustralya'daki klinik çalışma merkezlerinde yürütülecek. Merck, HVTN grubu ve HVTN'ye finansman ve destek sağlayan bir kurum olan Ulusal Alerji ve Enfeksiyöz Hastalıklar Enstitüsü'nün (National Institude of Allergy and Infectious Diseases - NIAID) işbirliği ile yürütülecek olan bu çalışma; Merck'in aşı araştırmalarındaki çabalarından ve klinik çalışmalardaki uzmanlığından kaynaklanan gücü ile, HVTN'nin klinik çalışma deneyimlerini ve global kapasitesini bir araya getiriyor. HVTN'in Baş Araştırmacısı olan Dr. Lawrence Corey "Tez-ispat çalışması bir aday aşının belirli bir hastalık üzerindeki etkisini ispatlamak üzere tasarlanmış bir çalışmadır, fakat bu çalışmalarda geniş sayıda katılımcılara yada binlerce katılımcının incelenmesini gerektiren Faz III çalışmalardaki gibi büyük kaynaklara ihtiyaç yoktur" açıklamasını yapıyor. Merck Klinik Araştırmalar Bölümü Eş Başkanı Jeffrey Chodakewitz: "Bu çalışma Merck'in aday aşısı sayesinde HIV-1'e karşı oluşturulan hücresel immün yanıtın, HIV enfeksiyonunu etkilemeye yetecek kadar güçlü bir yanıt olup olmadığının cevabını verecek kritik bir testtir" diyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor; "HVTN ile aramızda devam eden ilişkiyi, HIV/AIDS aşı geliştirme programımızın bir sonraki önemli adımı olan bu safhaya taşımaktan ötürü memnuniyet duymaktayız." 20 yıllık emek Bu çalışma, araştırmacıları neredeyse 20 yıldır bir HIV/AIDS aşısı geliştirmek amacıyla çalışmalar yürüten Merck ile, finansman ve desteği Ulusal Sağlık Kurumları'ndan biri olan NIAID tarafından sağlanan ve dünya çapında bir klinik çalışma grubu olan HVTN arasındaki ortak çalışmalardan ikincisidir. Merck ile HVTN, hali hazırda, Merck'in daha önceki aday aşılarından birinin vücut tarafından tolere edilebilirliği ve bağışıklık sistemini uyarıcı özelliğini sınayan global bir klinik çalışmayı da ortaklaşa yürütmektedir. Bu çalışma dünyanın çeşitli yerlerindeki 18 şehirde devam etmektedir. |
Türkiye`de Saat: 06:52 . |
Powered by: vBulletin Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2