Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi

Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi (http://besiktasforum.net/forum/index.php)
-   Kadın Sağlığı (http://besiktasforum.net/forum/forumdisplay.php?f=161)
-   -   Sağlık Makaleleri (http://besiktasforum.net/forum/showthread.php?t=19104)

NuraN 23-01-2007 19:33

Alerjik nezlede kortizon kullanımı

--------------------------------------------------------------------------------

Kortizon, yerinde, uygun doz ve sürelerde kullanıldığında hayat kurtaran, ama elbette bazıları ölümcül, pek çok yan etkileri de olan bir ilaçtır. Milyonlarca hasta yaşamlarını ve sağlıklarını kortizona borçludur.

Bir tarafta, bir çok hasta hayatını borçlu olduğu bu müthiş ilaçtan öcü görmüş gibi korkar. Az hastadan mı işittim ‘‘Aman doktor bey, bana kortizonlu ilaç vermeyin de, ne verirseniz verin.'' sözlerini. Çünkü, kortizon halk arasında ‘en son çare' olarak kullanılması gereken ilaç diye bilinir. Hasta bu. Sigaradan korkmaz, AİDS'ten korkmaz, astım krizinden korkmaz, kortizondan korkar.

Korksun tabii. Korkması hiç korkmamasından daha iyidir. Ama korkularda da aşırıya kaçmamak lazım. Vur diyince, öldürmemeli.

Bazı hastalar tam tersine, kortizonu leblebi gibi, fındık, fıstık gibi kullanırlar. Doktor ona bir kerelik yazar, hasta onu kendi kafasına göre aylarca, yıllarca kullanır. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, kortizon kullanımı Mynet okurları için derledi.

KORTİZONLU BURUN SPREYLERİ

Alerjik nezlede en etkili ilaç buruna sprey şeklinde sıkılan kortizondur. Bu ilaçlar antihistaminiklere göre daha üstündürler. Düzenli kullanıldıklarında, hem burun akıntısı, kaşıntı, hapşırmayı... ve hem de burun tıkanıklığını, yani alerjik nezlenin tüm belirtilerini giderirler. Etkileri yavaş başlar ve maksimum etkilerinin ortaya çıkabilmesi için günler-haftalar geçmesi gerekir.

AMAN DOKTOR BEY, BANA SAKIN KORTİZON VERMEYİN !

Aman doktor bey, sakın kortizon vermeyin ! Şekeri... tansiyonu yükseltiyormuş. Kemik erimesi... mide kanaması... katarak yapıyormuş. Böbrekleri, karaciğer bozuyormuş... Deriyi çatlatıyormuş, sivilceler çıkarıyormuş...Hadi bunlar neyse de, bir de erkeklerinki gibi kılllanma da olurmuş...Çocukların boyu kısa kalırmış...

Kortizon gerçekten de çok ciddi yan etkileri olabilen bir ilaç. İki ucu keskin bir bıçak adeta. Bir tarafı düzeltirken, diğer tarafları da perişan edebiliyor. Fakat, hemen öyle korkmayın ! Buruna sprey olarak sıkılan kortizon tedavisinin olumsuzlukları çok fazla değil, çünkü hem verilen doz çok düşük ve hem de ilacın çok az bir
kısmı kana karışıyor.

KORTİZONLU BURUN SPREYLERİNİN YAN ETKİLERİ

Kortizonlu burun spreyleri, bazı hastalarda burunda kuruma, kabuklanma ve kanamaya neden olabilir, fakat bunlar çoğu zaman hafif ve geçicidir. Koku ve tat alma bozukluklarına da rastlanabilir. Kullanılan kortizon türünün değiştirilmesi bu yan etkileri önleyebilir. En ciddi komplikasyon, burun bölmesinde delinmeye yol açmasıdır. Bu tedavinin ilk 12 ayı içinde ve özellikle de genç hanımlarda rastlanan bir durumdur. İlacın doğrudan burun bölmesine gelmeyecek şekilde sıkılmasına çalışılmalıdır.

Buruna sprey şeklinde sıkılan kortizonun önerilen dozlar aşılmadığı takdirde, deri incelmesi, katarakt ve glokom riskini artırıcı bir etkisi olmadığı kabul edilir.

Uzun süreli tedavinin çocuklarda büyümeyi geciktirici etkisi olabileceği unutulmamalıdır.

Bu ilaçlar, çok gerekli olduğu zaman gebelikte de kullanılabilir. Tedavi süresi mümkün olabildiği kadar kısa tutulmaya çalışılmalıdır.

KORTİZON HAP VE İĞNELERİ

Alerjik nezlede kortizon hap ve iğneleri, doktorunuzun gerek gördüğü özel durumlarda, kısa süreli kullanılabilir. Ama, unutmayın, buna sadece doktorunuz karar vermelidir !
__________________

NuraN 23-01-2007 19:33

Sağlık Haberleri(Sağlıkla İlgili Haberler)

--------------------------------------------------------------------------------

İş temposunda kendimize vakit ayıramamak, özellikle sürekli oturarak çalışmak, vücudumuz için son derece sakıncalı. Kısa aralıklarla egzersiz yapmak, yenilenmemizi ve kendimizi çok daha iyi hissetmemizi sağlıyor. İlla bir spor salonuna üye olmamız gerekmiyor. Kısa mesafeli yerlere araçla değil yürüyerek gitmek, asansör yerine merdiven kullanmak veya bahçeyle uğraşmak vücudumuz için birer egzersiz.


Uzmanlar, egzersizin, kişinin kendisini iyi hissetmesine yardımcı olduğunu ve hayata daha pozitif bakarak her anın keyfini çıkarmayı sağladığını belirtiyor. Egzersizin kolesterolü düşürdüğünü, kan şekerini dengelediğini ve sağlıklı bir kiloda kalmayı sağladığını vurgulayan uzmanlar, "Egzersiz yapan insanların kalbi daha yavaş atar, bu sebeple de daha az yorulur. Diyetle birlikte yapılan egzersiz tansiyonu düşürür. Egzersiz, vücutta kas oluşumuna sebep olur, dolayısıyla vücuttaki yağ oranının azalmasını sağlar. Böylece kolesterol de düşmüş olur. Sürekli yapılan egzersiz, şişmanlığa yol açan leptin hormonunun azalmasına yarar. Egzersiz, damarlara elastikiyet kazandırır. Böylece daha rahat kan dolaşımı olurken, damar tıkanıklığına yakalanma riski düşer. Stresi azaltır" bilgisini veriyorlar.


Uzmanlara göre, 15 dakikalık bir yürüyüş, kişinin kendisini iyi hissetmesi anlamında çikolata veya şekerden daha faydalı. Devamlı egzersiz yapan kişilerin daha dinamik ve işte daha üretken olduğunu ifade eden uzmanlar, egzersiz yapmayan kişilere öğleden sonraları uyku bastırırken, egzersiz yapanların ise bu problemle karşılaşmadıklarını bildiriyor. Uzmanlar, kalp krizi geçirme riskinin de egzersizle azaldığını kaydederek, haftada iki kere egzersiz yapan kişilerin kalp krizi geçirme risklerinin yüzde 70 oranında düştüğünü belirtiyor.


Uzmanlara göre, aktivitelere göre 10 dakikada kalori yakma miktarları şöyle:


"Vücut geliştirme: 45 kalori. Yüksek tempolu aerobik: 65 kalori. Düşük tempolu aerobik: 55 kalori. Tırmanış: 80 kalori. Yüzme: 100 kalori. Tenis: 70 kalori. Buz pateni: 50 kalori. Kayak: 65 kalori. Yürüyüş (yavaş): 40 kalori. Yürüyüş (hızlı): 60 kalori. Bisiklete binmek (saatte 10 km hızla): 65 kalori. Koşmak (saatte 6 km): 125 kalori."
__________________

NuraN 23-01-2007 19:33

Anne sütüne eş değer besin yok

--------------------------------------------------------------------------------

Uzman Dr. Zafer Tunataş, bebeklerin 2 yaşına kadar emzirilmesini isteyerek, dünyada anne sütüne eş değer bir besin olmadığını söyledi.
Çanakkale'de "Anne Sütünün Teşviki ve Bebek Dostu Sağlık Kuruluşları" projesi çerçevesinde düzenlenen panelde konuşan Dr. Zafer Tunataş, "Anne sütü besleyici, kolay sindirilebilen, enfeksiyonlara karşı vücudu koruyan tabii bir besindir. Bebeği solunum yolları ve mide bağırsak enfeksiyonlarına karşı korur. Anne sütünün aile ekonomisine de katkısı söz konusu" dedi.


İnek ve keçi sütüne göre anne sütünün çok daha faydalı olduğunu anlatan Tunataş, anne sütünde A ve C vitaminlerinin ağırlıkta olduğunu, bu vitaminlerinse savunmasız olan bebeği enfeksiyonlara karşı koruduğunu belirtti. Anne sütünün rastgele bir sıvı olmadığını hatırlatan Tunataş, "Bugün hiçbir mamanın içinde canlı madde yoktur. Sadece anne sütünde canlı doku vardır. Günümüzde anne sütüne eş değer bir besin halen yapılamadı. Anne doğum yaptıktan sonra hemen bebeğini emzirmeli. 6 aya kadar hiçbir ek besin vermeden bebeğini emzirmesi gereken anne, 2 yaşına kadar da bebeğini emzirmeye devam etmeli" diye konuştu.


Sağlık İl Müdürü İlhan Güney da, Çanakkale'yi bebek dostu il haline getirmek için ellerinden gelen gayreti gösterdiklerini belirtirken, eczacılardan mama reklamlarıyla ilgili afişleri vitrinlerine asmaması istedi. Güney, bebekler için en önemli besinin anne sütü olduğunu ifade etti.


Ana Çocuk Sağlığı Aile Planlaması Şube Müdürü Uzman Dr. Işıl Onat ise kadınların yüzde 99'unun ikiz bebeğe yetecek miktarda anne sütüne sahip olduğunu dile getirerek, şunları söyledi: "Anneler bazen sütünün yetersiz olduğunu sanıyor. Bu yanlıştır. Her annenin sütü bebeğine yetecek kadardır. Anneler bebeklerin doğumundan itibaren 2 yaşına kadar çocuklarını emzirmeliler".


Panelde, ayrıca Uzman Dr. Savaş Çetinay yetersiz süt ve ağlama, Uzman Dr. Turan Erginbaş da sağlık uygulamaları ve özgüven konularında birer konuşma yaptı.
__________________

NuraN 23-01-2007 19:33

Bilgisayar kullanırken gözlere dikkat

--------------------------------------------------------------------------------

KAYSERİ (İHA) - Özel İbni Sina Sağlık Merkezleri Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Ziya Alp Köse, bilgisayar kullanımının gözü bozmadığını, ancak mevcut kırma kusurunun ortaya çıkmasına neden olduğunu kaydetti.
Bilgisayar kullanımına bağlı olarak, gözün kendisinde ya da görme kalitesinde bazı problemlerin meydana gelmesini, göz yorgunluğun olduğunu belirten Dr. Ziya Alp Köse, "Yorgun ve ağrılı gözler, gözlerde yanma ve batma, bulanık görme, kuruluk hissi, sulanma, kaşıntı, kızarıklık, gözleri kısarak bakmak, odaklama zorluğu, çift görme, ışığa karşı hassasiyet, baş ağrısı, boyun, sırt ve omuz ağrısı en çok görülen problemlerdir" dedi.




Bahsedilen yorgunluk belirtilerine sahip olan kişilerin, ilk iş olarak göz muayenesi olması gerektiğini kaydeden Alp Köse, "Çünkü bu belirtilerin en büyük nedeni, gözlerdeki kırma kusurudur. Miyopi, hipermetropi, astigmatizma gibi kırma kusurlarının olup olmadığı saptanarak, bunların gözlük camı veya lenslerle düzeltilmesi, bu konudaki ilk aşamadır. Ayrıca, halen kullanılan gözlük camı veya lenslerin numaralarının yetersiz kalması da, göz yorgunluğuna sebep olabilecektir. Burada, halk arasında yaygınca inanılan yanlış bir görüşe değinmek ve doğrusunu anlatmak yerinde olacaktır; bilgisayar kullanımı, insanların gözlerini bozmaz. Ancak mevcut olan ve kişinin o ana kadar önemsemediği veya bilmediği bir kırma kusurunun, belirtileriyle ortaya çıkmasına aracılık eder. Çalışma koşulları çok aşırıya kaçmadıkça normal bir göz, bilgisayar karşısında bozulmaz" diye konuştu.




Dr. Köse, görme bozuklukları belirtilerinin kişiye bağlı sebepler dışında, çalışma ortamının şekline ve kişinin alışkanlıklarına göre de değişiklikler göstereceğini belirtirken, bilgisayar kullanımında dikkat edilecek noktaları ise şöyle özetledi:
"Bilgisayarın kullanıldığı ortamdaki ışık ve parıltı kaynakları ortadan kaldırın. Güneş ışığından gelen dolaysız parıltıya, kullanıcının gözlerine yöneltilmiş aydınlatma cihazlarına ve görüntü ekranındaki herhangi bir yansımadan kaynaklanan dolaylı parıltıya karşı önlem alın. Kullanılacak ışık kaynağının, arkadan, omuz hizasından monitöre veya çalışma masasına düşecek şekilde ayarlamaya çalışın. Mümkünse masa lambaları yerine tavan aydınlatması kullanın. Bütün bunlara rağmen parıltı kalıcı devam ediyorsa ekran filtresi alınıp ekrana takılabilir. Daha koyu arka planlar üzerinde, açık renkli puntoyla yazın (örneğin, mavi üzerine beyaz ya da yeşil üzerine kahverengi). Büyük punto kullanın ve dağınık ekran görüntülerinden kaçının. Çocuklara çalışırken dinlenme aralarını öğretin. Her bir saatlik bilgisayar kullanımı için gözlerini, toplam on beş dakika dinlendirmelidirler. Çocuklara sık sık göz kırpmalarını hatırlatın. Bilgisayar kullanıcıları, normal olarak göz kırpmaksızın uzun süre sabit gözle ekrana bakma eğilimi gösterdiğinden, göz sulanması azalır ve batma hissedilebilir. Eğer sorun devam ederse, suni göz yaşı damlaları önerilebilir. Bilgisayar kullanıcıları, ekrana göz hizasının yatay düzlemi altında 10-20 derece açıyla bakmalıdırlar. Statik elektrikten toz birikmesini önlemek için, antistatik spreyle ve pamuksuz bezle ekranı düzenli olarak temizleyin. Çocuğunuz düzenli olarak bilgisayar kullanıyorsa, her yıl göz muayenesine gitmesini sağlayın."
__________________

NuraN 23-01-2007 19:33

Evde İçilen SigaranınÇocuk Sağlığına Etkisi Nedir?

Kullanılmış sigara dumanı, yanan bir sigaradan çıkan ve sigara içenin dışarı verdiği dumanın bir karışımıdır. Çevresel Sigara Dumanı (ÇSD) olarak da bilinir ve kendisine has kokusuyla kolaylıkla tanınır. ÇSD havayı kirletir ve elbiseler, perdeler ve mobilya üzerine siner. Çoğu kişi ÇSD yi nahoş, rahatsız edici ve gözlerle burnu tahriş edici bulur. Daha önemlisi tehlikeli bir sağlık tehdididir. ÇSD içinde 4000 in üzerinde farklı kimyasal madde tespit edilmiştir ve bunların en az 43 tanesi kansere sebep olur.

Çevresel Sigara Dumanına Maruz Kalma Sık mıdır?

Amerika Birleşik Devletlerinde yetişkinlerin yaklaşık %26 'sı sigara içicisidir ve beş yaş altındaki çocukların %50 si ila %67 si en az bir yetişkin sigara içicisinin oturduğu evlerde yaşamaktadırlar. Bu rakam ülkemizde daha fazladır.

Kim Risk Altında?

ÇSD herkes için tehlikeli olmasına rağmen, fetuslar, bebekler ve çocuklar üzerinde daha büyük bir etkisi vardır. Bu olay ÇSD'nin; akciğer, beyin gibi gelişmekte olan organlara zarar vermesiyle gerçekleşir.

Etkileri

Cenin ve yenidoğanda

Anne, cenin ve plasentada kan akımı, hamile her sigara içtiğinde değişir. Ne var ki uzun dönemde bu değişikliklerin sağlık üzerine olan etkileri bilinmemektir. Bazı çalışmalar hamilelik sırasında sigara içiminin yarık damak-dudak gibi doğumsal bozukluklara sebep olduğunu göstermiştir.

Sigara içen anneler daha az süt üretir ve bebeklerin doğum ağırlığı daha düşüktür. Annelerin sigara içmesi 1 ay- 1 yaş arasındaki ölümlerin ana sebebi olan ani bebek ölümü sendromuyla ilişkilidir.

Çocuk akciğer ve solunum yolları

ÇSD ye maruz kalma tüm yaşlarda çocuk akciğer verimi ve fonksiyonunu bozar. Çocukluk astımının hem sıklığını hem de şiddetini arttırır. Kullanılmış sigara dumanı sinüzit, rinit (nezle), kistik fibroz, öksürük ve geniz akıntısı problemlerini alevlendirir. Çocuklarda soğuk algınlığı ve boğaz ağrısı sıklığını da arttırır.

İki yaş altındaki çocuklarda ÇSD bronşit ve zatürre olasılığını arttırır. Gerçekten, ABD'de Çevre Koruma Ajansının 1992 deki bir çalışması, ÇSD'nin 18 ay altındaki çocuk ve bebeklerde her yıl 150. 000 ila 300. 000 alt solunum yolu enfeksiyonuna sebep olduğunu söylemektedir. Bu hastalıklar 15. 000 hastane yatışı ile sonuçlanıyor. Yarım paket ve daha fazla sigara içen ebeveynlerin çocuklarının solunum yolu hastalığı nedeniyle hastaneye yatma riski neredeyse iki katına çıkar.

NuraN 23-01-2007 19:34

Kulaklar

ÇSD ye maruz kalma çocuklarda hem kulak enfeksiyonu sayısını hem de hastalık süresini arttırır. Solunan duman burun arkasını orta kulağa bağlıyan östaki borusunu tahriş eder. Bu orta kulaktaki basıncın eşitlenmesini bozan şişme ve tıkanıklığa ve sonuçta ağrı, sıvı birikimi ve enfeksiyona yol açar. Kulak enfeksiyonları çocuk işitme kayıplarının en sık sebebidir. İlaç tedavisine yanıt vermediğinde kulağa tüp takılması gerekir.

Beyin

Hamilelik sırasında ve sonrasında sigara içmiş annelerin çocuklarının sigara içmeyenlerin çocuklarına göre hiperaktivite gibi davranış bozuklukları olması daha olasıdır. Okul performansında ve entellektüel başarıda orta dereceli bir bozulma gösterilmiştir.

Kullanılmış sigara dumanı kansere sebep olur.

Çocuğunuzun gelişmesinde ÇSD'nin nasıl zarar verdiğini okudunuz ama ÇSD nedeniyle gelişme riskinin ev dışı kanser sebebi kirlilik nedenlerine göre yaklaşık 100. 000 kat daha fazla olduğunu biliyor muydunuz? ÇSD'nin her yıl 3. 000 den fazla sigara içmeyenin akciğer kanserinden ölmesine neden olduğunu biliyor muydunuz? Bu gerçekler herkes için oldukça alarm vericiyken çocuğunuzun kullanılmış sigara dumanına maruz kalmasını şimdi durdurabilirsiniz.

Ne Yapabilirsiniz?

Sigara içiyorsanız, bırakın. Gerekirse doktorunuza danışın . Bırakmanıza yardımcı olacak bir çok farmakolojik ürün mevcuttur.
Ev sakinlerinden içen varsa bırakmasına yardım edin. Eğer bırakamıyorlarsa onlar ve ziyaretçilerden evin dışında içmelerini rica edin.
Arabanızda sigara içilmesine izin vermeyin.
Çocuğunuzun okul ve kreş ortamlarının dumansız olduğundan emin olun.
__________________

NuraN 23-01-2007 19:34

İyotsuz tuz tüketmeyin

--------------------------------------------------------------------------------

Van İl Sağlık Müdürü Dr. Muhammet Güzel Kurtoğlu, iyotsuz tuz kullanımının çocuklarda zeka geriliğine neden olduğunu söyledi. Kurtoğlu ayrıca, Sağlık Bakanlığı tarafından gönderilen otomatik tuz iyotlama cihazının hizmete girdiğini bildirdi.


Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Van İl Sağlık Müdürü Dr. Muhammet Güzel Kurtoğlu, Sağlık Bakanlığı Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Genel Müdürlüğü ekiplerinin, iyotlu tuz kullanımının yaygınlaştırılması için Türkiye genelinde taramalar yaptığını söyledi. Kurtoğlu, "İyotsuz tuz kullanımı, hamilelikte düşük, ölü doğum, bebek ölümlerinin çoğalması, bebeklerde zeka geriliğine, sağırlık ve cüceliğe neden oluyor. Çocuk ve gençlerde ise guatr, büyüme geriliği, zihnin yeterli çalışmaması, öğrenmede güçlük çekilmesi, okulda ise başarısızlığa neden oluyor. Verilere göre, dünyada 1 milyar 600 milyon kişi, iyot yetersizliği hastalıkları riski altındadır. Her yıl, 100 bin kretin bebek doğuyor. 750 milyon kişide endemik guatr hastalığı bulunuyor. Dünyada, 1 milyar 200 milyon kişi kretin ve 43 milyon kişi de iyot yetersizliği nedeniyle beyin özürlüdür" dedi


Sağlık Müdürü Dr. Kurtoğlu, Sağlık Bakanlığı Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Genel Müdürlüğü personeli Fatma Yücesan ile Ankara Ziraat Odası'ndan Mühendis Prof. Dr. Recai Gürkan'dan oluşan 2 kişilik ekibin Van'a geldiklerini hatırlatarak, "Van'a, 8 milyar lira değerindeki tuza potasyum iyodat katan otomatik tuz iyotlama cihazı gönderildi. Bu cihazı, Van'da tuz imalat yeri olan bir fabrikaya ücretsiz kurduk. İyot yetersizliğine bağlı hastalıkların önlenmesi için tek yol, iyotlu tuz kullanımıdır" şeklinde konuştu.
__________________

NuraN 23-01-2007 19:34

El Yıkama

--------------------------------------------------------------------------------

Günümüzde el yıkamanın gerekliliğini tartışmaya bile gerek yoktur. Ancak halen el yıkamanın önemi ve yönteminin tam anlatılamaması bir sorun oluşturmaya devam etmektedir. Yapılan çalışmalar, iyi yıkanmamış ellerden uzaklaştırılamayan mikro organizmaların kişiden kişiye taşınabildiğini ortaya koymaktadır.

Nitekim ABD'nde yapılan ciddi bir çalışma, ellerini uygun yıkamayan sağlık çalışanlarının %41 'inde patojen mikroorganizmalardan önemli bir kısmının 7 güne dek taşınabildiği ve bulaşabildiğini göstermiştir. El yıkamadaki ana amaç elde mevcut olan mikroorganizmaların infeksiyon oluşturamayacak düzeylere indirilmesidir.


Su ve sabunla doğru yıkamayla ellerin üzerinde olan ve bulaşmadan asıl sorumlu cildin geçici florasının tamamının temizlenebildiği iyi bilinmektedir. El yıkamada aşağıda sıralanan noktaları bilmek önemlidir.

1- El yıkama sabun, deterjan veya dezenfektan kullanılarak yapılmalıdır. Sadece su kullanmak yeterli dekontaminasyon sağlayamaz.
2- El yıkamada ılık su kullanılmalıdır. Sıcak su elleri tahriş eder ve mikroorganizma girişine zemin hazırlar.
3-El yıkanırken tüm takıların çıkartılması uygundur.
4- Sabunun kuru tutulması önemlidir. Sabun kabının drenaj sağlayacak biçimde olması gerekir. Uygun koşullarda kullanılmayan sabunlarda da patojen mikroorganizmaların ürediği unutulmamalıdır. Likit sabun kullanılıyorsa sabun kapları tam olarak boşaldığında temizlenip kurulandıktan sonra yeniden doldurulmalıdır. Bu önerilere uyulmadığı taktirde buralarda üreyen mikroorganizmalar infeksiyon bulaşmasına neden olur.
5- Etkili bir el yıkama işlemi 30 sn ile 1 dakikalık sürede gerçekleştirilir. Eller çok kirli ise bu süre 2-5 dk. Kadar uzayabilir.
6- Eller sabun veya deterjanla bileklere kadar köpürtülmelidir
7- Sabunun suyun altına tutularak köpüklerden temizlenmesi sağlanmalıdır. Köpük, sabunda mikroorganizma yerleşimini kolaylaştırabilir
8- Tüm yıkama işlemi boyunca eller dirseklerden aşağı da tutulmalıdır. Böylece kirli suların parmak uçlarından lavaboya direk akışı sağlanmış olur.
9-Eller yıkandıktan sonra mutlaka durulanmalı ve iyice kurulanmalıdır. Çünkü eller ıslak veya nemli kalırsa bakteri bulaşması kolaylaşır.
10- Yıkama sonrası parmak araları ve avuç içleri iyice kurulanmalıdır. El kurulamada doğru seçenek kağıt havlu kullanılmasıdır.

NuraN 23-01-2007 19:34

Kumaş havlular nemli kalabildiğinden kontamine olabilirler. Sıcak hava püskürt:en kurutma sistemlerinin zaman kaybına neden olması, yeterince kurulama yapamaması, gürültülü olması ve dolaşan havanın kontaminasyonu yolu ile yıkanmış ellere yeniden yapıların yerleşebilmesine neden olması yüzünden önerilmemektedir.

Kağıt havlu ile el kurulamanın ortalama süresi 7-9 sn olmalıdır. Kağıt havlu kurulamanın yanı sıra mekanik temizlemeyi sürdürür.

Unutulmamalıdır, "doğru el yıkama" enfeksiyonlardan korunma ve yayılmasını önlemede son derece ucuz ve etkili bir yöntemdir.

NuraN 23-01-2007 19:34

Bebeklerin İzlenmesi

--------------------------------------------------------------------------------

Sağlam çocukların izlenmesi
Hiç bir yakınması olmasa bile her çocuk, doğumdan başlayarak belirli aralıklarla birinci basamak sağlık ekibi tarafından izlenmelidir.

izlemenin üç amacı vardır
Birincisi, çocukları hastalık ve sakatlık/ardan korumaktır. Aşılama veanne -babanın bebek bakımı, beslenmesi ve gelişimi konusunda eğitimleri, bu amaçla yapılmaktadır.
ikincisi, çocuğun farkedilmeyen bir hastalığı varsa erken tanı koymaktır.
Üçüncüsü, belirli bir sorun geliştirme riski olan bebeklerde sorunun gelişmesini önlemektir.

izleme sıklığı ne olmalı?
Birinci basamak sağlık ekibi, çocukları küçük yaşlarda dah sık, büyüdükçe daha seyrek izlemelidir. Doğuştan hiçbir sağlık sorunu olmayan, iyi beslenip büyüyebilen, gelişebilen,
anne ve babanın bilinçli ve ilgili olduğu durumlarda, bebeği aşı programına uygun olarak ve ailenin soruları olduğunda izlemek yeterli olabilir.

Küçük bebekler
Küçük yaşlarda bebekler daha hızlı büyür ve gelişir. Kilo ve boylarında, becerilerinde küçük yaşlarda daha hızlı değişiklikler olur. Küçük bir bebeğin ailesinin bakım, beslenme ve bebeğin gelişimi ile ilgili deneyimi henüz azdır. Bu nedenlerle desteğe ve doğru, yerinde önerilere daha çok gereksinim duyarlar.

Sorunu olan bebekler
Büyüme gelişme ya da sağlık sorunu olan bebekler (prematüre, Düşük doğum ağırlığı, doğuştan sakatlıklar..) de daha sık izlenmelidir.

Bu bebeklerin durumları kısa sürede olumsuz yönde değişebilir.
Bu bebekler birinci basamak sağlık ekibi tarafından sık görülürlerse oluşabilecek sorunların önüne geçilebilir ya da olumsuz belirtiler erken fark edilip düzeltilebilir.

Ailenin özellikleri
Yoksul, kalabalık, eğitimsiz ailelerin çocukları da sık izlenmelidir.
Bu ailelerin çocuklarında hastalıklar daha sık görülür.
Bebekler iyi beslenemez, gelişimleri geri kalabilir, aşıları zamanında yaptırılamayabilir.

Bebeği nerede izlemeli?
Sağlam bir bebek iki yerde izlenebilir. Ev ziyareti ile kendi evinde, Sağlık evi, sağlık ocağı, AÇSAP merkezinde. Eğer aile düzenli aralıklarla bebeği izlemeye getirmeyecekse, ev ziyareti ile bebeğe ulaşmak ve onu evinde izlemek gerekir.

Özellikle prematürelik, doğumsal bir sakatlık gibi hastalık ya da sakatlığı olan ya da yoksulluk, geçimsizlik, cahillik gibi sorunları olan ailelerde ev ziyareti yapmak daha iyi olur.
çocuğun yaşadığı koşullar ve ona ayrılabilen olanaklar ev ziyaretiyle daha iyi değerlendirilebilir. Böylece ailenin ev ziyareti yapan kişiye güven duyması sağlanır.


Türkiye`de Saat: 10:26 .

Powered by: vBulletin Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580